Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/566 E. 2021/1098 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/566 Esas
KARAR NO:2021/1098

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:21/10/2020
KARAR TARİH:14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 28/11/2019 tarihli … sevk ve idaresindeki davalı …’ya trafik poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın sebebiyet verdiği kaza neticesinde araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin oğlu …’ün kaza neticesinde olay yerinde vefat ettiğini, olaya karıştığı iddia edilen ancak plaka bilgileri tespit edilmeyen araç sebebi ile de … Hesabına karşı dava açıldığını, geride davacılar olarak anne ve babası kaldığını, destekten yoksun kalan müvekkilleri için fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydı ile şimdilik Anne … için 100,00-TL, Baba … için 100,00-TL olmak üzere destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan tahsili ile müvekkillerine verilmesini, hükmedilecek tazminatın kaza tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karara verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Hesabı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde; Poliçelerden dolayı sorumluluklarının davacını kusuru oranında olmak üzere, ölüm ve sürekli sakatlık halinde olay tarihi itibariyle kişi başı azami 390.000,00-Tl olduğunu, dava açılmadan önce kuruma başvuru yapıldığını ve meydana gelen kazada zorunlu mali sorumluluk poliçesi bulunmayan araca herhangi bir kusur atfedilememesi ve yapılan incelememde … plakalı aracın … A.Ş tarafından sigortalı olması sebebi ile reddedildiğini, müracaatın trafik poliçesi düzenleyen … A.Ş’ye yapılması gerektiğini, bu sebeple talebin karşılanması mümkün olmamakla beraber söz konusu başvurunun reddi gerektiğini, T.C … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … E. Sayılı iddianamesinde, tüm kusurun … plakalı araç sürücüsü …’a verildiğini, öncelikle usuli itirazlarının kabulü ile davanın reddini, Kusur durumu tespiti için dosyanın Adli tıp kurumuna gönderilmesi gerektiğini, dosyanın aktüer siciline kayıtlı bilirkişiye gönderilmesini, davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirket dava tarihi itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde; Dava konusu alacak kalemleri zamanaşımına uğradığını ve davanın esasına girilmeden reddine karar verilmesini, dava dışı … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde kaza tarihinde geçerli olmak üzere Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, Sürücü …’ın sevk ve idaresindeki araç normal hızla devam ederken, önündeki yavaş giden beyaz kamyonet ile TIR’ı sollamak için sinyal verip sol şeride geçtiğini, beyaz renkli kamyoneti sollamak üzereyken kamyonet sinyal vermeden önündeki TIR’ı sollamak için aniden sol şeride çıktığını, kamyonete çarpmamak için refleks ile direksiyonu sola kırarak bariyerlere çarptığını, bu kez direksiyonun hakimiyetini kaybedip yanda bulunan TIR’a da sürterek çarpıp geçmiş ve akabinde frene basarak durduğunu, araç sürücüsünün bu olayda hiçbir kusuru bulunmadığını, Dava konusu olayla ilgili Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığınca … (…) Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan 23.01.2020 tarihli Raporunda tespit edilemeyen beyaz renkli araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu, maktul yolcu … yolcu olarak bulunduğu araçta emniyet kemerini takmayarak kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü kazada alt düzeyde tali kusurlu olduğu, Sürücü … alt düzeyde tali kusurlu olduğunu, Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen raporu, araç sürücüsüne atfedilen kusur sebebiyle kabul etmediklerini, ilgili mevzuat gereğinde tekrar kusur raporu aldırılmasını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, şayet davacılar tazminat hesaplaması yapılacak ise dahi, müteveffanın emniyet kemeri takmaması ayrıca kazaya sebep olan plakası tespit edilmeyen beyaz minibüs sürücüsünün kusurunun da göz önüne alınması gerektiğini, Davacılar yönünden destekten yoksun kalma tazminatının yasal şartları oluşmadığını, davacı taraf sigortalı araçta yolcu olarak bulunması hasebiyle, kabul anlamına gelmemek kaydıyla tazminat hesaplamasına gidilecek olması halinde hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davacı her ne kadar kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi talep etmiş ise de müvekkil şirketin temerrüde düştüğü tarih itibariyle faiz talep etmesi gerektiğini, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile inceleme yapılarak kaza nedeniyle davacının kusur oranın belirlenmesi için dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiştir.
Adli Tıp Kurumunun düzenlediği 22/04/2021 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; 1.Durumda: a) Davalı … A.Ş tarafından sigortalanmış olan … plakalı aracın dava dışı sürücüsü …’ ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, b) Sürücü …’nın kusursuz olduğu,
2.Durumda: Davalı … A.Ş tarafından sigortalanmış olan … plakalı aracın dava dışı sürücüsü …’ın kusursuz olduğu, b) Plakası belirsiz kamyonet sürücüsünün %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, c) Sürücü…’nın kusursuz olduğu belirtilmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri, ile Adli Tıp Kurulunun raporu ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak kaza tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için aktüer bilirkişisine verilmiştir.
Aktüer bilirkişinin düzenlediği 03/06/2021 tarihli raporunda özetle; Davacı …’ ün nihai ve gerçek maddi zararının 244.941,79 TL olduğu, Davacı …’ ün nihai ve gerçek maddi zararının 129.483,59 TL olduğu, ATK Trafik İhtisas Dairesinin 20.04.2021 tarihli raporunda kusur durumunun seçenekli olarak bildirildiği;1. Duruma göre hüküm kurulması halinde davalı … A.Ş.’ nin sorumluluğuna gidilebileceği; ancak davalı … Hesabı’ nın sorumluluğuna gidilemeyeceği, 2. Duruma göre hüküm kurulması halinde davalı … Hesabı’ nın sorumluluğuna gidilebileceği; ancak davalı … A.Ş.’ nin sorumluluğuna gidilemeyeceği, Davalı … A.Ş. yönünden temerrüt başlangıcının dava tarihi olan 19.08.2020 tarihi ve faiz nev’inin avans faizi olduğu, Davalı … Hesabı yönünden temerrüt başlangıcının 01.09.2020 tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu, Görüş ve kanaatiyle raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulunun raporu, Aktüer bilirkişilerinin birlikte düzenledikleri rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava 28.11.2019 tarihinde saat; 23:00 sıralarında … ilçesi E-90 …-… yolu 60.km’sinde … Mahallesi mevkiinde … sevk idaresindeki … plakalı arac ile … sevk idaresindeki … plakalı çekiciye takılı … plakalı araca çarpması sonucu meydana gelen kazada … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan …’ün aracın arka camından fırlayarak anayol üzerine düşerek ölümlü trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmaktadır.
14.01.1999 doğumlu olan müteveffa …28.11.2019 vefat tarihi itibariyle (20) yıl (10) ay (14) günlük olup, (21) yaşında kabul edilerek, TRH-2010 Erkek yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (53) yıl ve bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi muhtemelen (74) yaşına kadar yaşayacaktı.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin E. 2009/13638, K. 2010/10663, T. 21.10.2010 kararında; “…..Diğer yandan, genel yaşam deneyimleri ve hayatın olağan akışı da çocukların anne ve babasına belirli bir düzeyde destek olacağını gösterir. Bu desteğin tutarı tarafların yaşam düzeyi, sağlık, sosyal ve ekonomik durumları ile orantılı olarak değişebilirse de çocuğun hiç destek olamayacağı kabul edilemez. Destek, mutlaka para veya maddi katkı biçiminde olmayabilir. Bunun dışında çeşitli hizmet ve yardımlar ile de destek olunabilir. Anne ve babanın belirli bir gelirinin olması ölenin desteğinden yoksun kalmadıkları sonucunu doğurmaz. Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilmeyerek, yerinde olmayan gerekçeyle anne ve babanın destekten yoksun kalma tazminatı istemlerinin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.” denilerek hüküm kurulmuştur
TRH-2010 Tablosuna göre hak sahiplerinin destek süreleri müteveffa 14.01.1999 doğum tarihli 21 yaşında, bakiye ömrü 53 yıl, destek süresi 53 yıl, aktif 39 yıl pasif 14 yıl’dır.
Anne … : 08.10.1975 doğum tarihli, 44 yaşında, destek süresi 35 yıl’dır.
Baba …: 01.01.1968 doğum tarihli, 52 yaşında, destek süresi 24 yıl’dır.
TÜİK 2015 verilerinde erkeklerin ilk evlenme yaşı 27 olarak belirtilmektedir. Kaza tarihi itibarı ile (21) yaşında olan müteveffa bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsaydı, ömrünün sonuna kadar bekar kalmayacağı, (27) yaşına geldiğinde evleneceği, evlendikten (2) yıl sonra 1. Çocuğunun, müteakip 2 yıl sonra 2. çocuğunun olacağı kabul edilerek gelirinin büyük bir kısmını kendi ihtiyacı ile muhtemel eşi ve çocuklarına, artanını da hak sahibi davacı anne-babasına ayıracaktı.
Davacı …’ün (35) yıllık maddi zararı Yıllık İşlemiş Aktif Devrede İskontosuz Maddi Zararı : 60.945,97 TL x 1 / 4 Pay = 15.236,49 TL, 33 Yıllık İşleyecek Aktif Devrede % 10 Artış ve % 10 İskontolu Maddi Zararı :Toplamı = 244.941,79 TL’dir.
Davacı …’ ün (24) yıllık maddi zararı Yıllık İşlemiş Aktif Devrede İskontosuz Maddi Zararı : 60.945,97 TL x 1 / 4 Pay = 15.236,49 TL, 22 Yıllık İşleyecek Aktif Devrede % 10 Artış ve % 10 İskontolu Maddi Zararı Toplamı := 129.483,59 TL’dir.
Olayın meydana gelmesinde müteveffanın kusuru bulunmadığından kusur tenziline yer bulunmamaktadır. Somut olay iş kazası olmadığından davacı hak sahiplerine iş kazası sigortasından rücuya tabi gelir bağlanabilmesi mümkün görülmemektedir. Buna göre rücuya tabi ödemeler hususunda indirime yer bulunmamaktadır. Davalılar tarafından hak sahiplerine maddi tazminat ödemesi yapıldığına dair belge olmadığından ödeme tenziline yer bulunmamaktadır.
İndirim gerektiren bir husus bulunmadığından, Buna göre;
Davacı …’ ün nihai ve gerçek maddi zararı = 244.941,79 TL,
Davacı …’ ün nihai ve gerçek maddi zararı = 129.483,59 TL’dır.
… plakalı araç davalı … A.Ş tarafından 10.08.2019-10.08.2020 vadeli ZMSS poliçesi ile sigortalanmış, Kaza tarihi itibari ile Hazine Müsteşarlığınca belirlenen ZMSS poliçe limiti ölüm halinde 390.000,00 TL olarak belirlenmiş ve Davacıların maddi zararları toplamı 374.425,38 TL olup, teminat limitinin altında kalmaktadır.
Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “….MADDE 99- Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren (8) iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” denmektedir.
Davalı … A.Ş’ ne gerekli tüm belgelerle birlikte dava öncesinde ihtar edildiğine dair dosyada belge bulunmamaktadır. Buna göre; Davalı … A.Ş. yönünden temerrüt başlangıcı dava tarihi olan 19.08.2020 tarihidir.
… plakalı aracın tescil belgesinde kullanım amacının ticari olduğu belirtildiğinden davalı … A.Ş. yönünden faiz nev’i avans faizidir
Dosyanın tüm tetkikinde, … plaka sayılı araçta sürücüsü ifadelerinde önünde seyireden beyaz renkli bir kamyonetin aniden sollama yapmak istemesi nedeniyle kendisinin direksiyonu sola kırarak aracın kontrolünü kaybettiğini belirttiğini, bu durumda Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığı’nın 2 durumlu rapor sunduğu anlaşılmış;
Ancak … … 2 Asliye Ceza Mahkemesince olay sırasında kazaya sebebiyet veren üçüncü bir aracın bulunduğu hususunda beyanlar ve Pts kayıtları ile tüm tutanak içeriklerinde herhangi bir tespit olmadığı, zira olaya ilişkin olarak …’de görevli bilirkişiden alınan rapora göre de kazanın oluşumunda sanığın asli kusurlu olduğunun tespit edilmiş, plakası bulunamayan beyaz minibüsün olaya karıştığına dair bir kanıt bulunamadığı anlaşılmış, … Sigortaya sigortalı … plakalı araç sürücüsü kusurlu görülmüştür.
Davacı vekili davasını bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah edip davalı tarafa tebliğ ettirdiği görülmüştür.
Tüm bu nedenlerle İş bu asıl ve ıslahla açılan davanın … sigortalısının kusurlu olduğu kabul edilerek davacı … Nihai ve gerçek zararı olan 244.941,79 Tl, nin davacı … Nihai ve gerçek zararı olan 129.483,59 Tl nin 19.08.2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … Sigortadan alınıp davacıya verilmesine, Davalı … Sigorta yönünden açılmış olan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda yazıldığı üzere ;
1-İş bu asıl ve ıslahla açılan davanın … sigortalısının kusurlu olduğu kabul edilerek davacı … Nihai ve gerçek zararı olan 244.941,79 TL’nin, davacı … Nihai ve gerçek zararı olan 129.483,59 TL’nin 19.08.2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … Sigortadan alınıp davacıya verilmesine,
Davalı … Sigorta yönünden açılmış olan davanın reddine,
2-Karar ve ilam harcı olan 25.576,99-TL’nin peşin ve ıslah ile alınan 1.333,24-TL den mahsubu ile kalan 24.243,75-TL bakiye ilam harcının davalı … A.Ş’den alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından yatırılan 1.387,64-TL peşin, başvuru ve ıslah harcının davalı … A.Ş’den alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 1.180,25-TL yargılama giderinin davalı … A.Ş’den alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar kendilerini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 34.659,78-TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş’den alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalı … Hesabı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedini ile zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.360,00-TL’nin davalı … A.Ş’den tahil edilerek hazineye irat kaydına,
8-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ..
e-imzalıdır