Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/561 Esas
KARAR NO : 2022/732
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2016
KARAR TARİHİ : 12/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davalı hakkında …. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı dosyası ile fatura cari hesap ekstresi borcu sebebiyle 52.000,00-TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının takibe borcumuz yoktur diyerek itiraz ettiğini, davacı et toptancısı olup davalının ise kasap olduğunu, davalıya verilen etlerin bedeli olan 52.000-TL’nin davacıya ödenmediğini, davalının itirazının haksız olduğunu, bu nedenle davalının itirazının iptali ile asıl alacak 52.000,00-TL üzerinden takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle %20 icra inkar tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde alacağın kaynağı anlaşılamadığını, davacının ne miktarda ödeme almadığını, hangi malları ya da etleri, kaç kilo verdiğini, alacağını hangi faturalara dayandırdığı dava dilekçesinden anlaşılamadığını, bu hususu ispat etmek davacıya ait olduğunu, aradaki ticari ilişki miktarı icra takibinde belirtilen miktardan çok farklı olduğunu, alacağın likit olmadığını, davacı alacaklının …. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapması haksız bir alacak peşinde olduğunu,zira davalı müvekkilinin 30 yılı aşkın süredir, dürüst ticari hayatı olan bir kasap olduğunu,davalı müvekkili ve eşi kasaplık yapmakta olduğunu, davacının … A.Ş. … Şubesi … şube kodlu, 38 921 sayılı hesabına, …, … tarafından ödeme yapıldığını, davanın reddi ile davacının davacının %20’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 04/06/2018 tarih, 2016/… Esas-2018/… Karar sayılı ilamı ile, “…. Davacı tarafça uyuşmazlıklara ait olmak üzere, düzenlenen faturalarda malın teslim edildiği, üçüncü kişiler tarafından yapılan ödemelerin davalı adına yapıldığı ispatlanamadığı, davacı alacağının 47.374,69-TL’lik kısmının davalı kayıtlarında yer aldığı, kalan kısma ilişkin olmak üzere ödemeye dair davalı tarafça belge sunulamadığı değerlendirildiğinde davanın kabulüne, alacak likit ve hesaplanabilir olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne” karar verildiği,
… Hukuk Dairesinin 2018/… Esas, 2020/… Karar sayılı ilamı ile, ”…Somut olayda; faturada yazılı malların teslimi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu aşamada uyuşmazlık konusu, 34 adet fatura tutarlarının ödenmesi ile ilgilidir. Davalı taraf, cevap dilekçesi ile taraflar arasındaki ticari ilişkiyi inkar etmemiş ayrıca, ödeme iddiasında bulunmuş olup, bu nedenle ispat külfeti yer değiştirdiğinden davalı, ödeme iddiasını ispatlamak zorundadır. Davalı … ödemeleri, … (T.C. No:…), … (T.C. NO: … ) ve … (T.C. NO: … ) tarafından yapıldığını iddia etmektedir. Ayrıca, davacıya, davalı adına ödeme gönderen dava dışı eşi ve kardeşi Mahkemeye yazılı beyanda bulunmuşlar ödemeleri …’ın borcuna karşılık yaptıklarını beyan etmişlerdir. Ancak, davacı taraf söz konusu bu ödemeleri davalının borcuna karşılık yapılmadığını beyan etmiş ise de davadışı şahısların ödemelerine dayanak bir ticari ilişkinin varlığını ileri sürmemiştir. Davacı; ödemeleri kabul etmediğinden ispat yükü yeniden davacıya düşmekte olup, ödeme yapan dava dışı … ve … … ile arasında başka bir ticari borç ilişkisini ve varlığını ispat etmesi gerekir. Davacıdan bu konuda delil bildirmesinin istenmesi, celp edilen Banka ekstresinde yer alan kayıtsız ödemelerin bilirkişi raporunda davalı ile ne şekilde ilişkilendirildiği, ödemelerin kimin adına kim/kimler tarafından yapıldığı dekont örnekleri getirtilerek bankalardan yeterince araştırılmadan, bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükme tesir edecek deliller toplanıp değerlendirilmediği anlaşılmakla; bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirdiğinden kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.” karar verilerek, dosyanın mahkememize iade edildiği ve 2020/… Esas sırasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı dosyası takip dosyasında cari hesaba ilişkin 52.000,00-TL asıl alacak üzerinden takip yapıldığı, ödeme emrinin 19/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 25/08/2016 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Bam kaldırma kararı sonrasında dosyanın bilirkişiye tevdine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişinin 30/07/2021 tarihli raporunda özetle; Dosyada birkaç tane CD bulunduğu, bu CD’deki bankacılık işlemlerinin bankacı bilirkişi tarafından çözülmesi gerektiği düşünüldüğünden, sayın mahkemece de uygun bulunması halinde dosyaya bir bankacı bilirkişi atanması gerektiği tespit, görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişinin 25/10/2021 tarihli ek raporunda özetle; Yapılan açıklamalar çerçevesinde, tarafların beyanları, delillerin incelenmesi sonucunda, …. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı itirazın iptali istenen icra takip dosyasının borç alacak durumunun takip tarihi itibariyle 4.981,21-TL olması gerektiği tespit görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişinin 21/10/2022 tarihli 2. ek raporunda özetle; Yapılan açıklamalar çerçevesinde, tarafların beyanları, delillerin incelenmesi sonucunda, …. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı itirazın iptali istenen icra takip dosyasının borç alacak durumunun takip tarihi itibariyle 4.981,21-TL olması gerektiği tespit görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, …. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı dosyası takip dosyasına vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2016/… esas sayılı dosyası incelenmiş; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu … aleyhine 26/7/2016 tarihinde, 52.000-TL asıl alacak üzerinden takip yapıldığı,davalı tarafından yasal süresi içinde takibe itiraz edildiği ve vaki itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı dava dilekçesinde taraflar arasındaki açık hesap ilişkisinden bahsetmiş, iddia olunan alacağını belli bir döneme izafe etmemiştir. Davacı vekilinin 07/12/2021 tarihli beyanına göre davalı ile 29/04/2014 tarihinde ticari ilişkisinin başladığı, 2014 yılından borç kalmadığı, dava konusu uyuşmazlığın 2015 yılına ilişkin olduğu belirtilmiştir.
Dosyada mevcut (ilk) bilirkişi raporu ile; davacının uyuşmazlık döneminde davalıya 264.449,60-TL tutarında fatura tanzim ettiği, … tarafından ibraz edilen davacıya ait banka ekstresinde davalı (davalı ve diğer dava dışı kimseler) tarafından ödendiği iddia edilen tutarların toplam olarak 362.918,33-TL olduğu görülmektedir.
Taraflar arasında faturalarda yazılı malların teslimi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı taraf, cevap dilekçesi ile taraflar arasındaki ticari ilişkiyi inkar etmemiş ayrıca, ödeme iddiasında bulunmuş olup, bu nedenle ispat külfeti yer değiştirdiğinden davalı, ödeme iddiasını ispatlamak zorundadır. Davalı … ödemeleri, … (T.C. No:…), … (T.C. NO:…) ve … … (T.C. NO:… ) tarafından yapıldığını iddia etmektedir. İstinaf ilamında bu ödeme iddiasının karşılığında davacının dava dışı kişilerle farklı bir ticari ilişkisi olup olmadığının ispatı ayrıca aranmıştır.
İstinaf ilamı kapsamında davacıya süre verilmiş, 3. kişiler tarafından yapılan ödeme kayıtları bankadan celp edilmiştir. Celp edilen ödeme dekontlarında herhangi bir açıklama, hangi borcun karşılığı ödeme yapıldığı, kim adına hareket edildiğine dair bilgi bulunmamaktadır. Davalı yan veya üçüncü kişilerinde dekontlarda açıklama yapıldığına dair iddiası bulunmamaktadır. İncelenen ticari defter kayıtlarında da davacının 2015 yılından önce davalıdan alacağı kalmadığı, uyuşmazlığın 2015 yılı sonrasına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Davacının 2015 yılı öncesine dayalı alacak iddiası ve davalının avans olarak ödeme yapıldığına dair bir iddiası veya ispatı bulunmadığına göre bu tarihten önceki kayıtların uyuşmazlığa etkisi bulunmamaktadır. Nitekim incelenen banka kayıtlarına (… cevabi yazısı) göre taraflar arasındaki ticari ilişkinin başlangıcı olduğu anlaşılan 2014 yılından çok önce davalının eşinin kardeşi … ile 2011 yılından beri devam eden ticari ilişkisi bulunmaktadır. Bu şahıs tarafından yapılan ödemelerde bir açıklama bulunmadığına, dava konusu uyuşmazlıktan önce de davacı ile ticari ilişkisi bulunduğuna göre ödemelerin davalı adına borç kapatma amaçlı yapıldığına kanaat edilmemiştir. Açıklaması yapılmayan bir havalenin borç ödemesine dair karine kabul edildiği hukuk sistemimizde 2011 yılına kadar uzanan hesap hareketliliği de gözetildiğinde davacının dava dışı … ile ayrı bir ticari ilişkisi bulunduğu iddiasının ispatı bu haliyle yeterli görülmüştür.
Bunun yanında kaldırma ilamından önce ve sonra alınan bilirkişi raporları ile banka kayıtlarına göre; Davacının eşi … … ile birlikte 2015 yılına ilişkin ödeme kayıtları birlikte gözetildiğinde 2014 ve 2015 yılı için toplam 92.160,00-TL ödeme yapıldığı, davalı ve diğer iki şahsın 2015 yılı için ödediği toplam bedel 63.050,00-TL’dir. 2015 yılı faturalarından için toplam borç (yaklaşık olarak) 110.344,29-TL olarak hesaplanmıştır. Yapılan bu hesapta dahi 2015 yılı için davalının 47.294,29-TL borçlu olduğu görülmektedir. 2015 yılından önceki ödemelerin avans olarak yapıldığına ilişkin davalı yanca ileri sürülen bir iddia veya bu yönde yazılı delil bulunmamaktadır.
Davacı defterlerine göre; 2014 yıl sonu itibariyle davalıdan alacak kalmamış, 2015 yılı ve sonrasında 110.580,03-TL davalıya alacak/satış kaydı yapılmış, ödenen 42.548,82-TL mahsup edildiğinde bakiye borç 68.031,21 TL kalmıştır. Davacının talebi ise daha azdır.
Davalı defterlerine göre 105.658,61 TL davacı lehine borç kaydından 58.283,92-TL ödenmiş bakiye 47.374,69-TL borç kalmıştır.
Tarafların ticari defterleri birbirini teyit etmese de davacının bakiye 68.031,21-TL’lik alacak kaydı, davalının ise davacıya 47.374,69-TL’lik borç kaydı kapsamında az olan davalı borç kaydı tutarında miktarların örtüştüğü, ödeme iddiası kapsamında tüm borcun ödeme ile sona erdiğinin davalı yanca ispat olunamadığı, ödeme iddiası kapsamında ispat yükünün davalı üzerinde olduğu, davalı ve 3. şahıslarca yapılan ödemelerin açıklama içermediği, davalının dava dışı eşinin açıklama içermeyen havalelerinin davalı borcuna mahsuben yapıldığına kanaat edilse dahi borcu karşılar yeterlilikte olmadığı, bakiye borcun davalı kayıtlarından dahi anlaşıldığı, dava dışı …’ın havalelerinde açıklama olmadığı, karine olarak borç ödemesi kabul edildiği, davalı ile davacının ilişkisinden daha önceye dayalı ticari ilişkisinin bulunduğu, 2015 yılına dair talep bulunduğu, davacının daha öncesine dair alacak talebinin olmadığı, 2015 yılındaki her üç şahsın ödemeleri gözetilse dahi toplamının 63.050,00 TL olduğu, bu miktarın da tamamı çıkıldığında davalının bakiye borcunun bulunduğu, davalının kendi ticari defterlerine dahi 3. kişi ödemelerinin yansımadığı anlaşılmakla tarafların ticari defterlerin örtüştüğü miktar itibariyle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği, nitekim davalının kendi ticari defterlerine göre karar verildiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
Kötü Niyet Tazminatı yönünden; Kötüniyet tazminatı İİK 67/2 maddesinde düzenlenmiştir. İİK’nın 67. maddesinin 2. fıkrası uyarınca alacaklının kötü niyet tazminatına mahkûm edilebilmesi için takibin haksız ve kötü niyetle yapılmış olması gerekir. Alacaklının icra takibini kötü niyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Bu yönde tespit veya ispat bulunmadığından yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile davalının …. İcra Müdürlüğün 2016/… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 47.374,69-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren alacağa yasal faiz yürütülmesine, fazlaya dair talebin Reddine,
2-Asıl alacağının %20’si olan 9.474,94-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Yasal şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin Reddine,
4-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 3.236,16 TL harçtan başlangıçta alınan 628,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.608,13 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, (harç tahsil müzekkeresi yazımında Mahkememizin 04/06/2018 tarihli gerekçeli kararı gereğince 23/07/2018 tarihinde harç tahsil müzekkeresi akıbetine göre işlem yapılmasına)
5-Davacı tarafından yatırılan 29,20-TL başvuru harcı, 628,03-TL peşin harç olmak üzere toplam 657,23-TL harç bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 -TL (kabul miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.625,31-TL (red miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan toplam 1.843,05-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 1.679,11-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan 153,50-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 13,65-TL’lik kısmının davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine; arda kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
11-Karar kesinleştiğinde …. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı takip dosyasının iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.12/12/2022
Katip … Hakim …
e-imza e-imza