Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/541 E. 2021/741 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/541 Esas
KARAR NO:2021/741

DAVA:Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/10/2020
KARAR TARİHİ:13/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 09.03.2020 ve 10.03.2020 tarihli faturalarında belirtildiği üzere, birim fiyatı 80 USD olan boyalı kumaştan toplamda 3922 metre 11.860,13-USD olarak satın aldığını, satış bedelinin TL olarak toplamda 72.560,00-TL olarak hesabına aktarıldığını, satın alınan kumaşların ayıplı çıkması üzerine, bunların davalı şirkete iade edildiğini ve 11.860,13-USD tutarlı iade faturası düzenlendiğini, davalı şirketin toplamda 72.559,42-TL olarak ödeme yaptığını, davalı şirketin fiili ödeme günleri olan 20.08.2020-27.08.2020 tarihindeki dolar kuru esas alınmadan eksik ödeme yapıldığını, karşılıklı gönderilen ihtarnamelerden sonuç alınamadığını, davanın kabulü ile şimdilik 1.000,00-TL’nin davalının 11.860,13-USD tutarından 72.559,42-TL’nin mahsup edilmesi sonrası ödeme yapacağı tarihteki kur üzerinden tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kumaşların ayıplı olması nedeniyle müvekkili tarafından söz konusu ayıbın kabul edildiğini ve davacının müvekkiline ödemiş olduğu 72.559,42 TL’nin müvekkili tarafından 20.08.2020 tarihinde 36.300 TL, 27.08.2020 tarihinde 36.259,42 TL olmak üzere davacıya ödendiğini, tarafiar arasındaki ilişkinin alacak ilişkisinden kaynaklanmadığını, satış sözleşmesinde meydana gelen ayıba ilişkin iade ilişkisi olduğunu, dolayısıyla iade işlemlerinde malın alınması karşılısında malı iade edenin ödemiş olduğu miktarının kendisine aynen ödeneceğini, davacı tarafça yapılan ödemenin de aynı şekilde tam olarak müvekkili tarafından kendisine ödendiğini, farkların müvekkili açısından hükümsüz olduğunu, davacının söz konusu bedelleri öderken döviz cinsinden ödeme yapmadığı halde müvekkilinin iade karşılığında yapmış olduğu ödemeyi döviz cinsinden yapmasını talep ettiğini, bunun da hakkaniyet ve iyi niyetin ciddi suistimali anlamına geldiğini, Manisa Vergi Dairesinin 24.04.2017 tarihli mütalaasında Türk Parası ile belirtilen tutarın dikkate alınmasının ve iade talebinin de bu tutara göre belirlenmesinin mümkün bulunduğunun belirtildiğini, ayrıca iade faturalarının asıl faturadan bağımsız bir şekilde değerlendirilemeyeceğini, müşterinin iade ettiği mal ile birlikte kar edemeyeceğini, asıl fatura incelendiğinde anlaşılacağı üzere bedelin TL olarak belirlendiğini, ancak iade faturasının USD olarak düzenlendiğini bu durum iade faturasının, asıl faturadan tamamen ayrı bir faturaymış gibi düzenlendiğini gösterdiğini ve asıl fatura ile bağlılığının ortadan kaldırdığını, açıklanan nedenlerle; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Sipariş Sözleşmesi
2-İhtarnameler, faturalar, ödeme dekontları
3-Bilirkişi raporu
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, kur farkının ödenmesi istemine ilişkindir.
Kur farkı alacağının talep edilebilmesi, taraflar arasındaki sözleşmede bu konuda bir hüküm bulunmasına veya akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olmasına bağlıdır.(Yargıtay 19 HD’nin 10/04/2018 tarihli 2016/17240 E., 2018/1950 K. sayılı kararı; 19/12/2017 tarihli 2016/12505 E., 2017/8069 K. sayılı kararı)
Öte yandan kur farkı alacağının talep edilebileceği sonucuna varılması halinde ise, kur farkı faturalarının dayanağı olan tüm faturalar celp edilerek talep edebilecek olan kur farkı tutarının tespiti gerekir.(Yargıtay 19 HD’nin 19/12/2017 tarihli 2016/14556 E., 2017/8080 K. sayılı kararı)
Yine kur farkının dayanağı olan faturaların bedellerinin ne şekilde ödendiği hususu da önemlidir, zira sözleşmede aksine bir hüküm yoksa ödemenin çekle yapılması halinde kur farkının fiyatlandırılarak çekin miktar hanesine yazıldığı kabul edilmektedir. (Yargıtay 19 HD’nin 20/04/2016 tarihli 2015/16900 E., 2016/6896 K. sayılı kararı; 14/11/2013 tarihli 2013/14587 E., 2014/17996 K. sayılı kararı)
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.

Sipariş Sözleşmesinin incelenmesinde; taraflar arasında 02/03/2020 tarihinde sipariş sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin 5. maddesinde döviz cinsinden yapılan satışlarda Merkez Bankası döviz satış kurunun esas alınacağının belirtildiği görülmüştür.
Fatura ve dekontların incelenmesinde; 10.03.2020 tarihli 65.097,22-TL bedelli 3.517 mt boyalı kumaş, 09/03/2020 tarihli 7.462,22-TL bedelli 405 mt boyalı kumaşa ilişkin fatura düzenlendiği, 29/07/2020 tarihinde 11.860,13-USD tutarında iade faturası düzenlendiği, 20.08.2020 tarihinde 7.36 kur üzerinden 4.931,46USD karşılığı 36.300-TL, 27.08.2020 tarihinde 7.35 kur üzerinden 4.927,16-TL karşılığı 36.259,42-TL olmak üzere toplam 9.858,62-USD karşılığı 72.559,42-TL iade ödemesi yapıldığı görülmüştür.
İhtarnamelerin incelenmesinde; … 19. Noterliği’nin 3 Eylül 2020 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davacı tarafından davalı şirkete 11.860,13-USD tutarından ödenmiş 72.559,42TL’nin mahsup edilerek ödeme tarihindeki kur üzerinden 3 gün içinde ödeme yapılmasının ihtar edildiği 07/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, … 3. Noterliği’nin 11 Eylül 2020 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalı tarafından davacıya toplamda 72.560,00-TL ödendiğini aynı bedelin iade edildiğini, haksız ihtarname gönderildiğini belirttiği, 17/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Mali bilirkişinin 22/02/2021 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; Dava konusu olayda, davalı yan davacı adına düzenlediği faturalarda, sattığı malın hem USD cinsinden değerini, hem de TL cinsinden değerini belirtmiş, davalı yan, faturalarda belirtilen TL tutarları satın aldığı malın bedeli olarak davalıya ödediğini, taraflar arasında akdedilen sipariş sözleşmesi ile, TTK 23/f.1-c maddesi hükümlerine rağmen, satış faturalarının düzenlendiği tarihlerden (09.03.2020 ve 10.03.2020) yaklaşık 3,5-4 ay sonra malın ayıplı olduğundan bahisle iade faturasının düzenlendiği görülmektedir. Bu gecikmenin nedeni dosya kapsamından anlaşılamamakla birlikte iade faturası sadece USD cinsinden düzenlenmiş olup, davacının bidayette ödemeye esas aldığı Türk Lirası tutarı bu faturada yer almadığını, dolayısıyla iade faturası, yapılan TL ödemenin aynısını içermediğini, hal böyle olmakla birlikte, davalı yan satış faturasıyla davacıdan tahsil ettiği Türk Lirası tutarını, kendisine gönderilen iade faturasına istinaden davacıya geri ödediğini, neticeten davacının, davalıdan satın aldığı malın bedelini başlangıçta döviz olarak ödememesi (Türk Lirası olarak ödemesi), yanı sıra, iade faturasıyla alıcının satın aldığından daha fazla bir malı iade etmesi sonucunu doğurabilecek bir işlem yapılmasının da teknik olarak mümkün bulunmaması diğer bir deyişle, alıcı tarafından düzenlenen iade faturasının satıcı tarafından düzenlenen fatura bedellinin üzerinde bir değeri içermesinin mümkün olmaması nedeniyle, davacının kurdan kaynaklanmış bir zararının ya da alacağının olmadığını belirtmiştir.
Mali bilirkişinin 12/05/2021 tarihli 3 sayfadan ibaret ek raporunda özetle;
Temerrüt Tarihindeki (11.09.2020) Kura Göre; Davacı yan, davalıya…. Noterliğinin 03.09.2020/… tarih ve yevmiye numaralı, “Müvekkilim tarafından 19.07.2020 tarihinde kesilen ve tarafınıza iletilen … nolu iade faturasının ödeme yapılacağı tarihteki kur üzerinden hesaplanılarak ilgili kısmının yatırılması ile ilgilidir”konulu ihtarnameyi keşide ettiği, bu ihtarnamenin davalıya 07.09.2020 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede 3 günlük ödeme süresi verildiğinden, temerrüdün 11.09.2020 tarihinden itibaren oluşacağı, 11.09.2020 tarihinde TCMB’nin uyguladığı USD döviz satış kuru 1 USD=7,4688 TL olacağı, malın satışı sırasında düzenlenen fatura tutarı 11.860,13 USD dikkate alındığında, temerrüt tarihi itibariyle fatura tutarının TL karşılığı 11.860,13 USD x 7,4688 TL=88.580,94 TL olduğu, davalı yan ise davacıya 20.08.2020 tarihinde 36.300,00-TL, 27.08.2020 tarihinde ise 36.259,42 TL olmak üzere toplam 72.559,42 TL ödeme yaptığı, dolayısıyla temerrüt tarihinde USD cinsinden faturanın TL karşılığına göre (88.580,94 TL-72.559,42 TL=) 16.021,52 TL eksik ödeme söz konusu olduğu, yine iade faturasının 11.860,13 USD olarak kabul edilmesi ve davalı tarafından yapılan ödeme toplamının (9.858,62 USD) dikkate alınması halinde, davalının faturaya göre USD cinsinden (11.860,13 USD – 9.858,62 USD) 2.001,51 USD eksik ödeme yaptığı sonucuna ulaşıldığı, ancak, kök raporda yer aldığı üzere, davacının yaptığı TL ödemelerin USD cinsinden karşılıklarına göre yaptığı ödeme 11.833,81 USD olup, bu ödemeye göre ise davacıya yapılan eksik ödeme (11.833,81 USD-9.858,62 USD=) 1.975,19 USD olmaktadır.
İade Faturasının Düzenlendiği Tarihteki (29.07.2020) Kur’a Göre; Davacı yan iade faturasını 29.07.2020 tarihinde düzenlendiği, bu tarihte, TCMB’nin uyguladığı 1 USD döviz satış kuru 6,8970 TL’dir. Buna göre USD cinsinden düzenlenen 11.860,13 USD tutarındaki faturanın TL karşılığı (11.860,13 USD x 6,8970 TL=) 81.799,32 TL olmaktadır. Davalının yaptığı ödemeler düşüldüğünde (81.799,32 TL72.559,42 TL=) 9.239,90 TL tutarında eksik ödeme söz konusu olacağı, yine iade faturasının 11.860,13 USD olarak kabul edilmesi ve davalı tarafından yapılan ödeme toplamının (9.858,62 USD) dikkate alınması halinde, davalının faturaya göre USD cinsinden (11.860,13 USD-9.858,62 USD=) 2.001,51 USD eksik ödeme yaptığı sonucuna ulaşılacaktır. Ancak, Kök Raporda yer aldığı üzere, davacının yaptığı TL ödemelerin USD cinsinden karşılıklarına göre yaptığı ödeme 11.833,81 USD olup, bu ödemeye göre ise davacıya yapılan eksik ödeme (11.833,81 USD-9.858,62 USD=) 1.975,19 USD olmakta neticeten; Temerrüt tarihi (11.09.2020) itibariyle davalının davacıya TL cinsinden 16.021,52 TL eksik ödeme yaptığı, İade faturasının düzenlendiği tarih (29.07.2020) itibariyle ise davalının davacıya TL cinsinden 9.239,90 TL tutarında eksik ödeme yaptığı, her iki hesaplama tarihi itibariyle, USD cinsinden eksik ödeme tutarının ise 1.975,20 USD olduğunu belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında malın ayıplı olduğu ve iade faturası düzenlenmesi hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın temelini USD olarak düzenlenmiş faturanın iadesi halinde iade bedelinin USD cinsinden mi yoksa Türk Lirası olarak ödenip ödenmeyeceği hususundadır. Vergi Usul Kanunu gereğince faturada yabancı para yanı sıra TL tutarının da gösterilmesi gerekmektedir. Davalı tarafından düzenlenen faturalar da fatura bedelinin hem TL hem USD olarak gösterildiği görülmektedir. Yine iade faturası da aynı şekilde düzenlenmiştir. Bu halde taraflar arasındaki akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olduğu kabul edilmelidir.
Somut olay da davacı tarafından USD nin TL ye çevrilerek ödenmiş olduğu nazara alındığında davalının fatura bedelini iade ederken USD olarak veya USD’nin TL’ye çevrilmesi yolu ile ödenmesi gerekmektedir. Bu halde davalı tarafından yapılan eksik USD alacağı bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere 1.975,19 USD olup, temerrüt tarihindeki ( ihtarnamenin davalıya 07.09.2020 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede 3 günlük ödeme süresi verildiğinden, 11.09.2020 tarihinden temerrüt oluşacaktır) kur (7,4688 TL) esas alınmak suretiyle talep edilebiliceği miktar 14.752,29-TL’dir. Davacı davasını kısmi ve Türk Lirası üzerinden açmış olmakla, mahkememizce taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 1.000,00-TL’nin temerrüt tarihi olan 11.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
2-Alınması gereken 68,31-TL harcın, peşin alınan 54,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,91-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvurma harcının ve 54,40-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 721,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 1.000,00-TL (dava değeri nazara alınarak) vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/09/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır