Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/520 E. 2022/222 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/520 Esas
KARAR NO : 2022/222

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2020
KARAR TARİHİ : 28/03/2022

——————————————————————————————————————————
BİRLEŞEN İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN …ESAS SAYILI
DOSYASI

ESAS NO : 2020/521 ESAS
KARAR NO : 2021/987

BİRLEŞEN DAVACI : … – … ….
..
DAVA TARİHİ : 01/10/2020
——————————————————————————————————————————
BİRLEŞEN İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2021/272 ESAS SAYILI
DOSYASI

ESAS NO : 2021/272 ESAS
KARAR NO : 2021/377

BİRLEŞEN DAVACI : … – … …

DAVA TARİHİ : 21/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin, müvekkili şirkete ticari ilişkiye dayalı olarak takip tarihi itibariyle 206,820,55TL ve 8.024,92TL işlemiş faizle birlikte 214.845.47-TL fatura kaynaklı borcu bulunduğunu, müvekkilinin davalı şirkete ihtarlarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile fatura kaynaklı alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazı sonucu takibin durduğunu, davalı şirket itiraz dilekçesinde; davalı şirketle müvekkili şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu ve takip konusu alacağın 117.118,00-TL’lik kısmı açısından alacağın mevcudiyetini kabul etmekle birlikle, muaccel olmadığını ileri sürdüğünü, ancak ikrar edilen borç, davalı şirketin belirttiğinin aksine muaccel hale geldiğini, takibe konu faturalardan son tarihli olanı 29.02.2020 tarihli olduğunu, dolayısıyla muaccel olmayan herhangi bir fatura bulunmadığını, kısmi ikrar olarak değerlendirmesi gereken bu borç ikrarına rağmen davalı tarafından müvekkili şirkete ödeme yapılmadığını beyanla itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen mahkememizin 2020/521 Esas sayılı dosyası dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin, müvekkili şirkete ticari ilişkiye dayalı olarak takip tarihi itibariyle 13.606,82-USD fatura kaynaklı borcu bulunduğunu, müvekkilinin davalı şirkete ihtarlarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile fatura kaynaklı alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazı sonucu takibin durduğunu beyanla, itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2020/521 Esas sayılı dosyamıza birleştirilen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı şirketin bu ticari ilişkiye dayalı olarak 13.01.2020 tarih ve 6.705,59-USD bedelli fatura ile 30.12.2019 tarih 6.357,42-USD bedelli faturalar olmak üzere yasal faizi ile birlikte 6.854,63-USD + 6.752,19-USD, toplamda 13.606,82-USD tutarında fatura kaynaklı borcu bulunduğunu, ilgili borcun ödenmemesi üzerine taraflarınca davalı tarafa İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak icra takibi başlatılırken 6.705,59-USD bedelli faturanın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasında sehven 6.705,59-TL olarak takibe konu edildiğini, davalı tarafın haksız itirazı dolayısıyla duran icra dosyasında itirazın iptali için taraflarınca İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde… Esas sayılı dosyası ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak dava açıldığını, taraflarınca sehven yanlış tutarda icra takibine konu edilen 13.01.2020 tarih ve 6.705,59-USD bedelli faturadan önceki takibe eklenen 6.705,59-TL’nin düşümüyle kalan 5.848,09-USD hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıdığını, ilgili takibe davalı tarafça yapılan itiraz neticesinde taraflarınca İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan tarafları, konusu ve davamıza konu takibin dayanağı aynı olan itirazın iptali davasının hali hazırda derdest olduğunu beyanla davalının haksız ve kötüniyetli itirazı sebebiyle duran İstanbul …İcra Müdürlüğü… Esas sayılı dosyasında itirazın kaldırılarak takibin devamına karar verilmesi ile davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmekte olan 2020/521 Esas sayılı dava ile aralarında sıkı bir bağlantı bulunan dosyalarının duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden yapılacak inceleme ile birleştirilmesine karar verilerek her türlü yargılama gideri ile ücreti vekaletin davalı yana tahmilini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında kumaş satışından kaynaklı ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili davalı şirketin, davacı şirketten kumaş satın aldığını ancak kumaşların ayıplı olduğunu, ayıbın tespiti ile birlikte müvekkili davalının bu ayıbı gerek şifahi olarak gerek ise e-posta yolu ile davacı tarafa ihbar ettiğini, müvekkil şirket yetkilileri tarafından davalı tarafa gönderilen e-postalarda söz konusu kumaşların ayıplı olduğu, bu haliyle ürünlerin kabul edilmeyeceği yahut reklamasyon uygulanacağı açık bir şekilde bildirildiğini, söz konusu kumaş cinsi ürünler, ihraç kayıtlı olarak yurt dışı alıcısına gönderilmeden evvel; ayıplı kumaştan, siparişin gecikmesinden kaynaklı zararlar hesaplanmış ve davacı taraftan kaynaklı zararlar nedeniyle taraf yetkilileri bir araya gelerek, anlaşmaya vardıklarını, bu anlaşma gereğince, müvekkili şirketin uğradığı zararlara istinaden toplam 166.893,06TL miktarlı, 18 adet fatura düzenlendiğini ve bu faturalar davacı şirkete hem e-fatura olarak iletilmiş hem de şirket yetkilisine fiziki olarak teslim edildiğini ve faturalara davacı tarafça itiraz edilmediğini, müvekkili davalının uğramış olduğu zararlar sulh yolu ile çözüldükten sonra söz konusu kumaşlarının gümrük işlemlerini bitirerek, yurt dışı alıcısına ihraç ettiklerini, ancak davacı taraf, kötü niyetle hareket ederek ayıbı kabul edip, mutabakata varıldıktan ve bu mutabakata güvenilerek ürünler ihraç edildikten sonra asılsız iddialarla mutabakatı kabul etmedikleri beyan ettiklerini ve müvekkili davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte, hak kaybına uğramamak adına Davacı tarafın icra takibinde talep ettiği yıllık %13,75 oranındaki faiz oranın fahiş olduğunu beyanla davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen mahkememizin 2020/521 Esas sayılı dosyası cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında kumaş satışından kaynaklı ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili davalı şirketin, davacı şirketten kumaş satın aldığını, ancak kumaşların ayıplı olduğunu, ayıbın tespiti ile birlikte müvekkili davalının bu ayıbı gerek şifahi olarak gerek ise e-posta yolu ile davacı tarafa ihbar ettiğini, müvekkil şirket yetkilileri tarafından davalı tarafa gönderilen e-postalarda söz konusu kumaşların ayıplı olduğu, bu haliyle ürünlerin kabul edilmeyeceği yahut reklamasyon uygulanacağı açık bir şekilde bildirildiğini, söz konusu kumaş cinsi ürünler, ihraç kayıtlı olarak yurt dışı alıcısına gönderilmeden evvel; ayıplı kumaştan, siparişin gecikmesinden kaynaklı zararlar hesaplanmış ve davacı taraftan kaynaklı zararlar nedeniyle taraf yetkilileri bir araya gelerek, anlaşmaya vardıklarını, bu anlaşma gereğince, müvekkili şirketin uğradığı zararlara istinaden toplam 166.893,06TL miktarlı, 18 adet fatura düzenlendiğini ve bu faturalar davacı şirkete hem e-fatura olarak iletilmiş hem de şirket yetkilisine fiziki olarak teslim edildiğini ve faturalara davacı tarafça itiraz edilmediğini, müvekkili davalının uğramış olduğu zararlar sulh yolu ile çözüldükten sonra söz konusu kumaşlarının gümrük işlemlerini bitirerek, yurt dışı alıcısına ihraç ettiklerini, ancak davacı taraf, kötü niyetle hareket ederek ayıbı kabul edip, mutabakata varıldıktan ve bu mutabakata güvenilerek ürünler ihraç edildikten sonra asılsız iddialarla mutabakatı kabul etmedikleri beyan ettiklerini ve müvekkili davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte, hak kaybına uğramamak adına Davacı tarafın icra takibinde talep ettiği yıllık %13,75 oranındaki faiz oranın fahiş olduğunu beyanla davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2020/521 Esas sayılı dosyamıza birleştirilen İstanbul…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası cevap dilekçesinde özetle; tarafların kumaş satışı konusunda ticari ilişki içinde olduklarını, satım konusu kumaşların ayıplı çıkması üzerine davacı şirket yetkilileri ile gerek şifahi gerekse de mail yolu ile ihbar edildiğini, fatura üzerinde vadenin belirtilmesi karşısında ödemelerin vadeli olarak yapıldığını bu nedenle davacının faiz talep etmesinin hukuki olmadığını, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER
1-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası
2-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası
3-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası
4-Tarafların ticari defter ve kayıtları
5-İhtarnameler
6-Bilirkişi raporları
7-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219. maddesine göre; bir maldaki ayıp; satıcının zikr ve vaat ettiği vasıflarda veya niteliği gereği malda bulunması gereken lüzumlu vasıflarda eksiklik olmak üzere iki türde ortaya çıkabilecektir. Bunlardan ikinci tür olan yani lüzumlu vasıflarda eksiklik şeklinde ortaya çıkan ayıptan bunun varlığını bilmese dahi satıcı sorumludur. Ayıp, maddi, hukuki ya da ekonomik eksiklik şeklinde ortaya çıkabilir. Bunlardan yola çıkılarak; satıcı ve dolayısıyla teselsül ilişkisi nedeniyle ithalatçıyı maldaki ayıptan sorumlu tutmanın maddi koşulları; ortada ayıp sayılan bir eksikliğin olması, ardından maldaki eksikliğin önemli olması ve ayıbın malın yarar ve zararının alıcıya geçtiği anda varolması, alıcının ayıbın varlığını bilmeden malı satın almış olması, olarak sayılabilir.
Borçlar kanununda tanımını bulan ayıba karşı tekeffül, satılan şeyin satıcının zikrettiği vasıfları taşımamasından veya bu şeyin değerini sözleşme gereğince ondan beklenen yararları azaltan veya kaldıran eksiklikler bulunmasından satıcının sorumlu olmasıdır. (TANDOĞAN, Haluk: Özel Borç İlişkileri, c. 1/1, Ankara 1988, sh 163; YAVUZ, Cevdet: Türk Borçlar Hukuku, Özel Hükümler, İstanbul 2007, 7. Baskı, sh 97). Diğer bir anlatımla ayıp, satılanın normal niteliklerinden ayrılmasıdır.
Ayıba karşı tekeffül borcu, satıcının mülkiyeti geçirme borcunun tamamlayıcısıdır. Aynı zamanda satıcının bu borcu kanuni bir borç mahiyetindedir (YAVUZ, Nihat: Ayıplı İfa, Ankara 2010, 2. Baskı, sh. 91- 92).
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 221. maddesine göre; satıcı, satılanın ayıbını alıcıdan hile ile gizlemiş ise satımda tekeffül hükmünü kaldıran veya sınırlayan her şart batıldır. Satıcı, tekeffül ödevini kaldırırsa kendisi ve karşı akit için gizli kalmış olan ayıplardan sorumlu olmak istemediğini belirtmektedir. Bu nedenle böyle bir açıklamanın bağlayıcı olabilmesi, satıcının kendisince bilinen ayıpların alıcıdan saklı kaldığını ve diğer ayıpların gerçekten tarafından bilinmeyen ayıplar olduğunu kabul ettiğini gerekli kılar.
Bu ilkeler gereğince her kim, alıcının sözleşme yapılırken ayıpları henüz bilmeyeceği ve yalnız bu nedenden onun için zarar verici olan tekeffül görevinin kaldırılmasına razı olacağı üzerine spekülasyon yaparsa, hileli davranıyor demektir. Satıcının hilesi durumunda, tekeffül borcunu sınırlayan ya da kaldıran sözleşme kayıtları sonuç doğurmaz.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 221. maddesinde,” Satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, ayıptan sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan her anlaşma kesin olarak hükümsüzdür, ” hükmü düzenlenmiş olup bu nedenle ayıplı mal tesliminde ağır ihmali bulunan satıcı, sorumsuzluk anlaşmasından yararlanamaz (YAVUZ, Cevdet: Türk Borçlar Hukuku, Özel Hükümler, İstanbul 2007, 7. Baskı, sh 104). Bu duruma göre, satıcının sadece ayıbı hile ile gizlemiş olması durumunda değil, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu sayıldığı her durumda sorumsuzluk anlaşması geçersiz sayılır.
Durumun gerekli kıldığı, muayene ile anlaşılamayan ayıplar, gizli ayıptır. Alıcı gizli ayıpları araştırmakla yükümlü değildir. Fakat onları meydana çıkar çıkmaz hemen ihbar etmelidir (YAVUZ, Nihat: Ayıplı İfa, Ankara 2010, 2. Baskı, sh. 107).
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 225. maddesine göre, alıcıyı iğfal etmiş olan satıcı, ayıbın kendisine vaktinde ihbar edilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz.
Bile bile aldatma yani hile varsa satıcı ne tam zamanında ayıpların ihbar edilmediğine ne de kısa zamanaşımı süresine dayanabilir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 231/2 maddesine göre, Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.
6102 Sayılı TTK’nın 23. maddesinde “Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır.” düzenlemesine yer verilmekle birlikte, maldaki ayıbın ileri sürülmesi ile ilgili olarak ise 23/c maddesinde “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
6098 Sayılı TBK’nun 223/2. maddesinde ise “alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır.” Hükmüne yer verilmiştir.

TTK m. 23/c uyarınca ticari satışlarda malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir, açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek ve incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Gizli ayıp basit bir muayeneyle anlaşılamayacak durumda ise bu tür bir ayıbın ortaya çıkması halinde TBK.’nun 223-2. fıkrası uyarınca ayıbın derhal satıcıya bildirilmesi gerekmektedir.

Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyaları getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden raporlar alınmıştır.
İcra takip dosyalarının incelenmesinde;
Asıl dava yönünden; davacının İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında fatura alacaklarından kaynaklanan 206.820,55-TL asıl alacak 8.024,92-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 214.845,47-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 18/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 24/06/2020 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Birleşen mahkememizin 2020/521 Esas sayılı dosyası yönünden; davacının İstanbul …İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında iki adet faturadan kaynaklanan 6.357,42-USD asıl alacak 394,77-USD işlemiş faiz, 6.705,59-TL asıl alacak, 149,04-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.854,63-TL+6.752,19-USD takip yapıldığı, ödeme emrinin 18/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 24/06/2020 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Birleşen 13.ATM 2021/272 Esas sayılı dosyası yönünden; davacının İstanbul … İcra Dairesinin… esas sayılı takip dosyasında faturadan önceki takibe eklenen 6.705,59-TL’nin düşümüyle kalan alacaktan kaynaklanan 5.848,09-USD asıl alacak 669,73-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.517,82-USD takip yapıldığı, ödeme emrinin 17/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 22/12/2020 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
İhtarnameler; Bakırköy … Noterliği’nin 12.03.2020 tarih… yevmiye sayılı, 18/03/2020 tarih …yevmiye sayılı, 23/03/2020 tarih … yevmiye sayılı, 03/04/2020 tarih … yevmiye sayılı, 09/04/2020 tarih …yevmiye sayılı, 04/06/2020 tarih …yevmiye sayılı ihtarnameler bildirilmiş olup, incelenmesinde davacı… Ltd Şti tarafından davalı …A.Ş. tarafından kesilen faturaların iade edilmesine ilişkin olduğu görülmüştür.
Asıl dava yönünden Mali bilirkişinin 15/02/2021 tarihli 11 sayfadan ibaret kök raporunda özetle; tarafların ibraz olunan e-defterlerinin, e-defter beratlarının süresinde oluşturulduğunu, her iki taraf ticari defterlerinin de sahibi lehinde delil vasfına haiz olduğunu, davacının takibe konu alacağının dayanağı faturaların, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacının ticari defter kayıtlarına göre 16.06.2020 takip tarihi itibari ile davacının takibe dayanak faturalardan kaynaklanan 149.524,25TL alacağı olduğunu, davacının takibe konu alacağının dayanağı faturaların, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalının ticari defter kayıtlarına göre 16.06.2020 takip tarihi itibari ile davacının takibe dayanak faturalardan kaynaklanan davacıya borcu olmadığını, taraf ticari defterlerindeki farkın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan toplam tutarı 166.893,06TL olan 18 adet davalı faturalarından kaynaklandığını, davacının takibe konu alacağını itfa eden ve takipten önce düzenlenmiş toplam 166.893,06TL tutarlı 18 adet davalı faturasının davacı aleyhine borç doğurduğunu, bu nedenle davacının takibe dayanak olarak gösterdiği faturalar yönünden davacının takibe konu alacak iddiasının ispata muhtaç olduğunu, mahkemece davacının takibe konu alacak iddiası kabul edilse dahi takipten önce temerrüt olunmadığından işlemiş faiz talebinin yersiz olduğunu, davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; Merkez bankası verilerinden, 16.06.2020 takip tarihi itibari ile avans faizi oranının %10 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %10 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceğini belirtmiştir.
Mahkememizin asıl dosyasında 22.03.2021 tarihli 2. Celse 1 no.lu ara kararı gereğince mahkememizin … Esas sayılı dosyası bilirkişi raporu ile her iki davaya konu alacağın icra takipleri ile bağlı kalmak şartıyla değerlendirilmek üzere davacı alacağının tespiti yönünden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mali bilirkişinin 20/05/2021 tarihli 5 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; davacı vekilinin 18.12.2020 tarihli dilekçesi ekindeki ihtarnameler, kök rapor aşamasında sehven gözden kaçırılmış olup, buna göre Bakırköy … Noterliğinin 12.03.2020 tarihli … yevmiye sayılı, 18.03.2020 tarihli … yevmiye sayılı ve 23.03.2020 tarihli …yevmiye sayılı ihtarnameler ile iade edilen faturalar davalı tarafından kayıtlara alınmadığını, kaldı ki kök raporun 8. sayfasında “Taraf Ticari Defterlerindeki Farkı Oluşturan Kayıtlar” arasında da bulunmadığı, bu itibarla tabloda ilk 3 sırada yer alan bu ihtarnamelerin kök raporda arz olunan sonuca menfi ya da müspet bir tesiri olmadığını, buna mukabil diğer ihtamameler ile faturalara 8 günlük yasal süre içinde itiraz edildiğinden toplam tutarı 166.292,75TL’lik davalı faturalarının davacı aleyhine borç doğurmadığını, bu itibarla kök rapor aşamasında gözden kaçan davacı vekilinin 18.12.2020 tarihli dilekçesi ekindeki ihtamameler ile davacı aleyhine borç doğurmadığı tespit edilen toplam 166.292,75TL’lik davalı faturaları dışında kök raporda arz olunan görüş ve kanaatlerin özü aynen muhafaza edilmiş olup davacının takibe dayanak faturalardan dolayı (561.940,74TL +137.416,49TL+275.000TL) 149.524,25TL alacağı olduğunu, davacı vekili, taraflar arasında açık cari hesabı olduğunu, davalıca yapılmış hiçbir ödemede hangi faturaya istinaden ödeme yapıldığı belirtilmediğini beyan etmiş ise de davalı 07.01.2020 tarihinde 50.000,00TL, 27.02.2020 tarihinde 225.000,00TL olmak üzere toplam 275.000,00TL çek verilmek suretiyle ve 10 adet fatura karşılığı 137.416,49TL davacıya hesaben olmak üzere toplam 412.416,49TL ödeme yaptığını ancak davacının ödeme emrine takip dayanağı olan faturalar dışındaki tüm faturalar, diğer bir ifade ile takip kapsamının dışındaki tüm faturalar bu ödemelerden sonra 29.02.2020 ve 10.03.2020 tarihlerinde düzenlendiğini, 30.12.2019 tarihli … numaralı 37.744TL tutarlı ve 13.01.2020 tarihli … numaralı 39.441,64TL tutarlı faturanın mahkemenin …Esas sayılı dosyasına konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya kapsamındaki takibe konu edildiğini, bu nedenle davacının davaya konu takibe konu alacağının 149.524,25TL olduğunu belirtmiştir.
Birleşen 2020/521 Esas sayılı dava yönünden Mali bilirkişinin 15/02/2021 tarihli 7 sayfadan ibaret kök raporunda özetle; tarafların ibraz olunan e-defterlerinin, e-defter Beratlarının süresinde oluşturulduğunu, her iki taraf ticari defterlerinin de sahibi lehinde delil vasfına haiz olduğunu, davacının takibe konu alacağının dayanağı faturaların, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacının ticari defter kayıtlarına göre 16.06.2020 takip tarihi itibari ile davacının takibe dayanak faturalardan kaynaklanan 13.063,02USD alacağı olduğunu, davacının takibe konu alacağının dayanağı faturaların, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacının takibe dayanak faturalarından kaynaklanan alacağının davalının ticari defterlerinde kayıtlı 117.046,05TL bakiyenin içinde kaldığını, davacının takibe konu alacağının dayanağı faturaların davalı aleyhine borç doğurduğunu, tarafların defterlerindeki verilere ve davacının takibe dayanak faturalarının davalı aleyhine borç doğuruyor olması sonucuna göre, davacının 16.06.2020 takip tarihi itibariyle 13.063,02USD asıl alacağı olduğunu ancak davacı takipte 6.357,42 USD ve 6.705,59 TL asıl alacak talebinde bulunduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği takibe 6.357,42 USD ve 6.705,59 TL asıl alacak üzerinden devam olunabileceğini, takipten önce temerrüt olunmadığından işlemiş faiz talebinin yersiz olduğunu belirtmiştir.
Mahkememizin birleşen 2020/521 Esas sayılı dosyasında 09/07/2021 tarihli 4. Celse 1 no.lu ara kararı gereğince itirazlar değerlendirilmek ve birleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasındaki alacağın varlığı incelenmek üzere ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Birleşen 2020/521 Esas sayılı dava yönünden Mali bilirkişinin 14/10/2021 tarihli 7 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; davacının takibe konu alacağının dayanağı faturaların, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacının ticari defter kayıtlarına göre asıl ve birleşen davaya konu her iki takip tarihi itibariyle davacının takibe dayanak faturalardan kaynaklanan 13.063,02USD alacağı olduğunu, davacının takibe konu alacağının dayanağı faturaların, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacının takibe dayanak faturalarından kaynaklanan alacağının davalının ticari defterlerinde kayıtlı 117.046,05TL bakiyenin içinde kaldığını, davacının asıl ve birleşen davaya konu takiplere konu alacağının dayanağı faturaların davalı aleyhine borç doğurduğunu, davacının asıl davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası takip tarihi itibariyle 6.357,42USD davalıdan asıl alacağı olduğunu, davacının birleşen davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası 09.12.2020 takip tarihi itibariyle 5.848,09USD asıl alacağı olduğunu, takipten önce temerrüt olunmadığından işlemiş faiz talebinin yersiz olduğunu belirtmiştir.
Mahkememizin asıl dosyasında 15/11/2021 tarihli 6. Celse 1 no.lu ara kararı gereğince taraf itirazları değerlendirilmek ve her 3 dosyanın icra takip taleplerinde ki her fatura yönünden ayrı ayrı inceleme yapılarak, takibe konu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olan ve olmayanların tespiti ile her takip yönünden ayrı ayrı davacının alacağının tespiti, her takip yönünden tarafların defterleri arasındaki farkın sebebi, farka neden olan faturaların davalıya tebliğ edilip edilmediği, fatura konusu malların davalıya teslim edilip edilmediği, taleplerin USD ve TL cinsinden ayrı ayrı değerlendirilerek bir önceki raporlarda mükerrer hesaplama yapılıp yapılmadığı hususlarında denetime elverişli şekilde ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mali bilirkişinin 13/02/2022 tarihli 11 sayfadan ibaret 2. ek raporunda özetle; tarafların ibraz olunan e-defterlerinin, e-defter Beratlarının süresinde oluşturulduğunu, her iki taraf ticari defterlerinin de sahibi lehinde delil vasfına haiz olduğunu, davacının asıl ve birleşen davalara konu her üç takibe konu alacağının dayanağı faturaların, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, bu itibarla davacı faturaların tümünün davalı aleyhine borç doğurduğunu, davalının düzenlediği faturalara yasal süresi içinde davacı tarafından noter ihtarnamesi ile itiraz edilmiş olmakla davalı faturalarının davacı aleyhine borç doğurmadığını, asıl dava ve asıl davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyası yönünden 16.06.2020 takip tarihi itibari ile davacının takibe dayanak faturalardan kaynaklanan 149.524,25TL alacağı olduğunu, birleşen İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/521 Esas sayılı davasına konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra takip dosyası yönünden 16.06.2020 takip tarihi itibariyle 6.357,42USD davalıdan asıl alacağı olduğunu, birleşen İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/272 Esas sayılı davasına konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra takip dosyası yönünden 09.12.2020 takip tarihi itibariyle (taleple bağlılık ilkesi de göz önüne alınarak) 5.848,09USD asıl alacağı olduğunu, belirtilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, asıl ve birleşen davalarda dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu ve bu anlamda cari hesap borç ilişkisinin oluştuğu, davacının bu cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, dava konusu malın teslimi hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın dava konusu faturalara dayanak malların ayıplı olup olmadığı hususlarında olduğu, davalının malların ayıplı olduğunu iddia ettiği, mahkememizce iddia olunan mallar üzerinde bilirkişi incelenmesi yapılmak üzere 1. celse 6 nolu ara karar ile kesin ve ihtaratlı süre verildiği, davalı vekilinin beyanında dava konusu kumaşların yurt dışına gönderildiği, inceleme yapılmayacağının bildirdiği, davalının cevap dilekçesi ekinde bir kısım yazışmaları sunduğu, yazışmaların incelenmesinde davalı tarafından malın ayıplı olduğunun bildirildiğinin görüldüğü, ancak davacı tarafından maldaki ayıbın kabul edildiğine dair yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı bulunmadığı, davacının maldaki ayıbı ise kabul etmediği, bu halde ispat yükü üzerinde olan davalının maldaki ayıbı ispat etmesi gerektiği, cevap dilekçelerinde yemin deliline dayandığı, mahkememizce son celse yemin delili hatırlatıldığı, davalı tarafça yemine dayanılmayacağı bildirilmekle davalının ayıp iddiasını ispatlayamadığı kanaatine varılmıştır.
Dava konusu alacaklar yönünden ise davacının TL ve yabancı para olmak üzere iki ayrı hesap ile davalının hesaplarını ticari defterlerinde tuttuğu, davacı tarafından asıl davada TL cinsi alacak talep edildiği, talep ettiği alacağın kendi defterlerinde kayıtlı olan 149.524,25-TL kısmını talep edebileceği, üzerindeki talebin yerinde olmadığı, birleşen mahkememizin 2020/521 Esas sayılı dosyasında ise hem TL hem USD cinsi alacağı talep ettiği, davacı tarafınca düzenlenen 2 ayrı faturanın USD cinsinden olduğu, ancak hata ile USD cinsinden talep edileceğine bir kalemin TL cinsinden talep edildiği, bu halde kalan miktarın birleşen İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası ile talep edildiği, bilirkişi tarafından her ne kadar bu ayrıma dikkat edilmemiş ise de dava konusu USD cinsi faturaların davalıya tebliğ edildiği malların teslim edildiğinin anlaşıldığı, faturalar ile birleşen dosyaların birbirini doğruladığı, bu halde davacının davasını ispatladığı, her ne kadar icra takiplerinde davacının işlemiş faiz talebi olsa da, işlemiş faiz yönünden davalının temerrüde düşürülmediği, davacı tarafından davalıya ihtarname gönderilmediği, o halde davacı tarafın takip tarihinden önce işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2018/1037Esas 2019/2322 Karar, 2017/3150 Esas 2019/647 Karar sayılı ilamlarının da bu doğrultu da olduğu, bu nedenle işlemiş faiz talebinin reddi gerektiği kanaatiyle davaların kısmen kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 149.524,25-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 29.904,84-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Birleşen İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/521 Esas sayılı dosyasında davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 6.357,42-USD ve 6.705,59-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebindeki gibi faiz işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan (USD cinsinden takip tarihi 16.06.2020 tarihli kur esas alınmak üzere) icra inkar tazminatı 10.038,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Birleşen İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/272 Esas sayılı dosyasında davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul…İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 5.848,09-USD üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebindeki gibi faiz işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan (USD cinsinden takip tarihi 09/12/2020 tarihli kur esas alınmak üzere) icra inkar tazminatı 9.158,10-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Asıl dava yönünden;
a)Karar tarihi itibari ile alınması gereken 10.214,00-TL harçtan, peşin alınan 3.669,03-TL harç mahsup edilerek kalan 6.544,97-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Davacı tarafça yatırılan 3.669,03-TL peşin harç ve 54,40-TL başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
c)Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 18.154,80-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
d)Kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.291,76-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
e)Davacı tarafından asıl dosyada yapılan 1.392,50-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 969,10-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Birleşen İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/521 Esas sayılı dosyası yönünden;
a)Karar tarihi itibari ile alınması gereken 3.836,72-TL harçtan, peşin alınan 1.011,87-TL harç mahsup edilerek kalan 2.824,85-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Davacı tarafça yatırılan 1.011,70-TL peşin harç ve 54,40-TL başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
c)Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 8.101,62-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
d)Kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2 maddesine göre hesaplanan 3.085,31-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
e)Davacı tarafından iş bu birleşen dosyada yapılan 1.090,50-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 1.033,70-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Birleşen İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/272 Esas sayılı dosyası yönünden;
a)Karar tarihi itibari ile alınması gereken 3.247,79-TL harçtan, peşin alınan 648,98-TL harç mahsup edilerek kalan 2.598,81-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Davacı tarafça yatırılan 648,98-TL peşin harç ve 59,30-TL başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
c)Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.980,85-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
d)Kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
e)Davacı tarafından iş bu birleşen dosyada yapılan 9,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 8,10-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/03/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır