Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/518 E. 2021/753 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/407 Esas
KARAR NO : 2021/750
DAVA : Çalıntı Çekler Nedeniyle Uğranılan Zararların Tazmini
DAVA TARİHİ : 07/05/2018
KARAR TARİHİ : 15/09/2021

Mahkememizde görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı … San. Ve Tic. A.Ş.’den almış olduğu çeklerin davalı bankaya takasa verildiğini, beş adetinin 07/10/2016 tarihinde davalı bankadayken çalındığını, ödeme yasağına rağmen çeklerin davalı … …’ın eline geçtiğini ve 2 adet çek bedelini keşideciden tahsil ettiğini, keşideci tarafından açılan … ATM’nin 2016/1101 esas sayılı menfi tespit davasında tedbir verildiğini, Davalı … … ise bu kez müvekkiline hacze gelmesi nedeniyle 283.621,21-TL ödemek zorunda kaldığını, çeklerin çalıntı olduğunu bilerek iktisap eden … …’ın kötü niyetli olduğunu, ayrıca çaldıran davalı bankanın da kusuru olduğunu belirterek … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… esas sayılı dosyada müvekkilinden tahsil edilen toplam 283.621,21-TL’nin 267.910,20-TL’sinin 23/11/2016 tarihinden, 15.711,01-TL’sinin ise 20/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … Bankası vekili, müvekkilinin ikametinin … ‘de olması nedeniyle davada İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusu çeklerin postacı uhdesinde iken 07/10/2016 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde çalındığını postacı müvekkili bankaya bildirdiğini, bunun üzerine müvekkili banka ise yapılabilecek tüm yasal yollara başvurduğunu ve çekler hakkında ödeme yasağı kararı verilmesini sağladığını, hırsızlık olayı müvekkili bankanın iradesi dışında elinden çıktığının açık olduğunu ve hırsızlık olayına ilişkin suç duyurusunda bulunduklarını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Davalı … … vekili, takibe konu borcun ödendiğini, icra dosyası da ödeme sebebi ile kapandığından huzurdaki davanın konusuz kaldığını, kaldı ki müvekkilinin iyi niyetli meşru hamil olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, çalıntı çekler nedeniyle cebri icra baskısı altında yapılan ödeme nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Eldeki davada tensiben … ATM’nin 2016/… esas sayılı menfi tespit davasında dosyanın birleştirilmesi talep edilmişse de, mahkemesince 08/05/2019 tarihli 2019/… sayılı kararı ile keşideci yönünden imzaların istiklali ilkesi uyarınca lehtarın savunma sebeplerine dayalı olarak çalıntı çek iddiasının dinlenemeyeceği belirterek dava reddedilmiştir.
Davalı Banka vekili yetki itirazında bulunmuşsa da, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 30/09/2019 tarihli 2019/… Esas – 2019/… Karar sayılı ilamında belirttiği üzere davacının birden çok mahkemenin yetkili olduğu ve kesin yetki kuralının bulunmadığı bu davada, davayı davalının bölge müdürlüğünün bağlı bulunduğu (… Şubesi, … Mh. … Cd. … No: … Kat: Şişli/İSTANBUL) İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde açarak yetkili mahkemeyi seçmiş olduğu anlaşıldığına göre reddi gerekmiştir.
Davalı … … tarafından takibe konu edilmiş iki adet çekin davacı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı bankaya çeklerin tahsili amaçlı verildiği, bankanın ise … Şubesi tarafından “Banka İçi Gönderim Formu” ile Merkez Şubeye gönderilmek üzere kayda alındığı sabittir. Davacı kayıtlarında söz konusu çeklerin başkasına ciro edildiğine dair herhangi bir delil ve kayıt da mevcut değildir. Çekin takas için davalı bankaca teslim alındığı ise yanların kabulündedir. Ancak banka vekili, hırsızlık olayında kusurlarının olmadığını, olayın … Ticaret A.Ş. isimli kurye firmasına çeklerin teslim edilmesinden sonra kurye elindeyken çalındığını, akabinde tüm yasal yollara başvurduklarını savunmuştur.
Davalı Banka çekleri kendisi yüksek güvenlik önlemleri almak suretiyle bir şubesinden diğer şubesine bizzat naklini sağlayabilecekken yeterli özeni göstermeksizin dava dışı kurye firmasına teslim etmiştir. Bu noktadan sonra davalı banka ifa yardımcısı olan dava dışı kurye firmasının kusur ve ihmallerinden de davacı müşterisine karşı TBK’nın 116. maddesi gereğince kusursuz sorumlu olacaktır. Diğer yandan TBK’nın 115/3 maddesinde “Uzmanlığı gerektiren bir hizmet, meslek veya sanat, ancak kanun ya da yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütülebiliyor ise, borçlunun hafif kusurundan sorumlu olmayacağına ilişkin önceden yapılan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.” şeklinde yapılan düzenleme ile hafif kusura ilişkin dahi istisnaya yer verilmiştir. Bu itibarla, davalı bankanın imtiyaz verilmek suretiyle bankacılık faaliyetini sürdürdüğü ve dosyada yapılan yargılama sonucu ayrıca davacıya hiçbir kusur yüklenemeyeceği gözetilerek davalı bankanın davacının oluşan zararından, yani cebri icra baskısı altında ödenen çek bedelinden sorumlu olacağının kabulü gerekir.
Diğer davalı … … vekili ise müvekkilinin iyi niyetli meşru hamil olduğunu ileri sürmüştür. Ancak çekler davacı kayıtlarında ciro görmemiş olup, kambiyo senedi illetten soyut olmakla kural olarak iyi niyetli iktisap karinesi mevcutsa da, davalı … … isimli şahıs UYAP sisteminden sorgulandığında hakkında pek çok soruşturma ( Savcılık ve dava dosyası listesi eklenmiştir.) ve benzer dava dosyaları bulunduğu, benzer işlerden ötürü adli sicil kayıtlarının olduğu tesbit edilmiştir. Bu durumda çalınan tüm çeklerin aynı şekilde ve süreklilik arz edecek şekilde davalıya geçmesi ve benzer olaylar nedeniyle pek çok soruşturmaya muhatap olmak hayatın olağan akışına uygun görülmediğinden davalının dava konusu çekleri iktisabında kötü niyeti bulunduğunun ve meşru hamil olmadığının kabulü gerekmiştir.
Kötü niyet iddiasının def’i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (re’sen) nazara alınacağı” ilkeleri 08.11.1991 tarih 1990/4 esas 1991/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşler de aynı doğrultuda gelişmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, 14/02/1951 gün ve 1949/17 Esas, 1951/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç kısmında belirtildiği üzere “vakıa ve karinelerden olayda kanunen iyi niyet iddiasında bulunamayacak durumu belirlemiş olan kimsenin kötü niyetinin diğer tarafa ispat ettirilmesine artık sebep ve vecih kalmayacağına ve dava hakkının doğumunu sağlayan veya bertaraf eden iyi ve kötü niyetin bu durumda mahkemece re’sen nazara alınabileceğine” karar verilmiştir. Somut olayda da yukarıda işaret edildiği üzere ekli adli sicil ve soruşturma kayıtları, çeklerin ele geçiriliş şekli, hiç bir şekilde ciro görmemiş olması ve davacı ile davalı … … arasında hiç bir ticari bağlantı bulunmaması karşısında Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları ışığında bilirkişi raporunun 7. sayfasındaki ispat külfetinin davacıda olduğu, davalı … …’ın kötü niyetinin ispatlanamadığı yönündeki fikre iştirak olunmamıştır. Dolayısıyla, her iki davalının ödenen çek bedelinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1- … İcra Müdürlüğü’nün 2017/ … esas sayılı dosyasından davacı tarafından ödenen 283.621,21-TL’nin 267.910,20-TL’sinin 23/11/2016, bakiye 15.711,01-TL’sinin ise 20/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 19.374,16-TL harçtan peşin alınan 4.843,55-TL harcın mahsubu ile, bakiye 14.530,61-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 28.303,48-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen, 198,00-TL posta ve tebligat masrafı, 2.000,00-TL bilirkişi masrafı, 4.884,65-TL harç giderleri olmak üzere cem’an 7.082,65-TL’den ibaret yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 15/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*