Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/486 E. 2021/747 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/486 ESAS
KARAR NO:2021/747 KARAR

DAVA:Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/09/2020
KARAR TARİHİ:14/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu 16.09.2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkillerinin murisi …’un vefatından önce, … … Şubesinden 02.08.2017 tarihli 6.000 TL bedelli 48 ay vadeli kredi, 29.11.2017 tarihli 6.000 TL bedelli 48 ay vadeli kredi, 28.01.2019 tarihli 2.000 TL bedelli 36 ay vadeli kredi, 23.05.2017 tarihli 30.000 TL bedelli 48 ay vadeli kredi verildiğini, kredi verilmeden önce dava dışı … … Bankasından kullandığı kredi sözleşmesi gereğince murise yine bir süre için geçerli hayat sigortası yapılarak; 29.11.2017 tarihinde … poliçe numaralı kredi için 706,18 TL, 02.08.2017 tarihinde … poliçe numaralı kredi için 699 TL, 23.05.2017 tarihinde … poliçe numaralı kredi için 227,84 TL, 23.05.2017 tarihinde … poliçe numaralı kredi için 3.510,14 TL sigorta ücreti kesilmiştir. Murisin 31.05.2019 tarihinde …Hastanesinde vefat ettiğini ve bu hastane tarafından ölüm belgesinin düzenlendiğini, düzenlenen ölüm belgesinin müvekkilin murisinin 5 yıl önce kanser, 10 yıl önce koah hastası olduğunun rapor altına alındığını, oysa ki 14.03.2019 tarihli … Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Labaratuvar sonuç raporuna göre murisinin … tarafından verilen raporda belirtilen hastalıklarının bulunmadığını, SGK kayıtlarında mevcut alınan ölüm tarihinden önceki raporlarda bu hastalığın mevcut olmadığının Devlet Hastanesinden aldıkları raporlarda da açığa çıktığını, edinilen bu bilgiler doğrultusunda yapılan hatanın onarılması için …Hastanesine durumu özetleyen bir ihtar gönderildiğini, gönderilen ihtara karşı … de kendilerine cevabi ihtar geldiğini, … cevabi ihtarında; “Muris …’un 31.05.2019 tarihinde … hastanesinde ölümünün gerçekleştiği ve ölüm belgesini o tarihte anastezi ve reanimasyon uzmanı olarak çalışan Doktor… tarafından düzenlenip, Nüfus Müdürlüğüne gönderildiği ve daha sonradan ölüm belgesindeki yapılan hatanın farkına varılıp düzeltilmiş şekilde tekrar Nüfus Müdürlüğüne ölüm belgesi gönderildiğini” beyan ettiğini, rizokonun bu sürede gerçekleştiğini ve muris …’un vefat etmeden önce aldığı dört kredinin aylık taksitlerini müvekkillerinin düzenli ödediğini, muris vefat ettikten sonra cebi icra tehdidi ile müvekkillerinin ödediği miktar 16.704,48 TL olduğunu, tazminat taleplerinin, murisin poliçelerinin başlangıç tarihlerinden önce kanser hastası olduğu gerekçesiyle davalı şirket tarafından reddedildiğini, rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle, davalı sigorta şirketine … 2.Noterliğinin 02.01.2020 tarihli 0003 yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, ölüm Belgesindeki yanlışlığın dava dışı … ile yapılan yazışmalar ve … bu yanlışlığı kabul ettiğine dair cevabi ihtarı da eklenerek muris …’un daha önce kanser vs. bir hastalığı bulunmadığından tazminat talebinin kabulü ve yatırılan primlerin iadesi taleplerinin iletildiğini, davalı şirketle ilgili ihtarda, 14.03.2019 tarihinde … Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Labaratuvar sonuç raporuna göre murisin … tarafından düzenlenen Ölüm Belgesinde belirtilen hastalıklarının bulunmadığının açık bir şekilde ihtar edildiğini, fakat davalı sigorta şirketinden olumlu ya da olumsuz bir cevap alınamadığını, arabuluculuk işlemlerinden de sonuç alınamadığını, açıklanan nedenlerle; cebri icra tehdidi ile müvekkillere ödettirilmek istenen vadesi gelmiş/gelecek ayların ödemesinin tedbiren durdurulmasına, bu mümkün olmadığı takdirde müvekkillerinin yargılama aşamasında ödeyecekleri kredi taksit tutarlarının da ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı şirketten istirdadına, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin uğradığı zararın tazmini için açılan davanın kabulüne, hayat sigortası poliçesinden doğan tazminat bedelinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkillerinin murisinin ölümü nedeniyle davalı şirket ile yapılan hayat sigortası poliçesi teminat bedelinden şimdilik 1.000 TL’nin davalı şirketten tahsiline ve kredi borcunun vefat tarihi itibariyle kapatılmasına, müvekkillerine cebri icra tehdidi ile ödettirilen toplam 16.704,48 TL primlerin ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine yükletilmesine karar verilmesini, iddia ve talep etmiştir.
Davalı Vekilinin verdiği 06.10.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın tüketici mahkemesinin görev alanına girdiğini, dolayısıyla asliye ticaret mahkemesinde ikame edilmiş olan huzurdaki davaya iş bölümü itirazında bulunduklarını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, hayat sigortalarının mal veya zarar değil, meblağ sigortaları hükmünde olduğunu, bu tür sigortalarda para ile ölçülebilen bir menfaat sigorta güvencesine alınmadığından, tarafların sigorta sözleşmesi akdedilirken kararlaştırdıkları sigorta bedelinin, ödenmesi gereken tazminatın miktarını belirlediğini, sigortalının vefat tarihi ve poliçelerdeki vefat teminatı tutarının açıkça belirli olduğunu ve vefat tarihindeki teminat tutarı toplamının 29.526,49 TL olduğunu, oysa huzurdaki davanın şimdilik 17.704,48 TL harca esas değeri ile açıldığını, davanın 29.526,49 TL üzerinden açılması gerekirken, 17.704,48 TL üzerinden açılan işbu davanın H.M.K. gereğince reddine karar verilmesinin gerektiğini, aski takdirde verdikleri bilgi ve sunmuş oldukları poliçeler de dikkate alınarak HMK gereğince 29.526,49 TL üzerinden harcın tamamlanmasının gerektiğini, dava konusu olayda maddi menfaate dayalı olarak yapılmış hayat sigortası bulunduğunu, sertifika üzerinde bireysel kredi grup hayat sigortası yazılı olmasının, sigortanın maddi menfaate dayalı olduğunu ortaya koyduğunu, bu nedenle işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davanın bu nedenle reddinin gerektiğini, gerek Bireysel Kredi Grup Hayat Sigorta Poliçesinin “.Sigorta Özel Şartları” başlığı altında gerekse de Hayat Sigortaları Genel Şartları düzenlemesinin “B-Rizikonun gerçekleşmesi halinde hak sahiplerinin yükümlülükleri” başlığı altında “hak sahipleri rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren beş gün içerisinde, durumu yazılı olarak sigortacıya bildirmek zorundadır” denildiğini, davacının bildirim yükümlülüğüne uymadığını, gerekli bilgi ve evrakları taraflarına sunmadığını, davaya konu sigorta poliçeleri üzerinde… A.Ş. nin …’t … kaydının olduğunu, sigortalının bankaya olan borcunun ödenip ödenmediği, kredi borcunun kapatılıp kapatılmadığı araştırılmaksızın hüküm kurulmasının hukuken mümkün olmadığını, daini … alacaklısı bankanın davadan haberdar edilmesi ve davanın açılmasına muvafakat verip vermediğinin sorulmasının hukuken zaruri olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, bankadan kredi kullanan kişilerin isteğe bağlı olarak sigorta kapsamına alındığını ve vefatları halinde teminat tutarı ile sınırlı olmak üzere kredi borcu varsa bankaya, varsa teminatının kalan kısmının ise kanuni mirasçılarına Ödendiğini, bu kapsamda muris sigortalı …’un şirketleri nezdinde, davaya konu edilen hayat sigortalarının bulunduğunu, vefat tarihi itibariyle toplam teminat bedelinin 4 adet poliçede 29.526,49 TL olduğunu, murise ilişkin talep ve temin edilen belgelerin incelenmesi sırasında, davacılar murisi sigortalının sigorta öncesinden gelen kanser hastalığının bulunduğunu ve bu hastalığa bağlı olarak vefat ettiğinin tespit edildiğini, sigortalının sağlık beyan formunda yer alan, “Kalp, kanser, kronik böbrek yetmezliği siroz ve aids hastalıkları ile ilgili ameliyat veya tedavi oldunuz mu?” sorusuna ve diğer sorulara “Hayır” yanıtı verdiğini, Ölümüne neden olan kanser hastalığını beyan etmediğini, bu hastalıkla ilgili şirkete herhangi bir bildirimin de yapılmadığını, TTK 1435 ve TTK 1439 maddeleri uyarınca, sigorta öncesinden gelen ve vefata neden olan beyan edilmeyen kanser hastalığı nedeniyle sigorta tazminatının reddinin uygun olduğunu, Hayat Sigortalan Genel Şartları C.2 maddesinin de aynı yönde olduğunu, açıklanan ve mahkemece res’en dikkate alınacak nedenlerle; davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacılara yüklenmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Davacılar vekili davalının cevap dilekçesinden sora cevap dilekçesindeki miktar olan 29.526,49 Tl ye davasını ıslah ederek çıkarttığı anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak dava tarihi itibarıyla davacıların davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 05.07.2021 tarihli 13 sayfadan ibaret raporunda özetle; “dava dışı … ihtarnameye cevap dilekçesinde muris için düzenlenen ölüm Belgesinde hata yaptığını ikrar ettiği dikkate alınarak (ya da hatayı kabul ettiği değerlendirilerek), bu kapsamda davacının davalıya ihtarnameyle bilgi verdiği, ancak davalının bu ihtarnameye cevap vermediği gözetildiğinde, davalının ihtarnameyi tebliğ ettiği tarihten itibaren (önceki bölümlerde açıklanan söz konusu 02.01.2020 tarihli ihtarnamenin davalıya 06.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, tebligat şerhinden anlaşılmaktadır) tazminat yükümlülüğünün doğacağı, ayrıca, anılan tarihten başlayarak, varsa kredi riskindeki faiz ve fer’ilerinden kaynaklanan banka alacağından da, söz konusu tazminatın (29.526,49 TL) davacıya ödenmesine kadar davalının sorumluluğunun bulunduğu, (bu sorumluluk davacının tazminatalacağından kaynaklanan faiz sorumluluğu ile kredi borcu henüz tahsil edilmemişse tahsil edilmeyen alacak için bankaca uygulanan faiz tutarı ve ferilerini kapsadığı) değerlendirildiği, nihai olarak ise : Davacıların miras bırakanı Müteveffanın daha önce tedavi görmüş olduğu hastalık/hastalıklarını poliçenin düzenlemesi sırasında soru formunda kasten beyan etmeyerek gizlediği hususunda hiç bir tereddüt yer vermeyecek şekilde tespit yapılamadığı. Gerçekleşen risk ile beyan edilmemiş hastalık arasındaki illiyet bağının dosya kapsamına göre kurulmasının mümkün olmadığı. Davacı murisi …’un, dava dışı… … Şubesinden 4 ayrı tarihte toplam 44.000 TL taksitli tüketici kredisi kullandığı, bu kredilerin teminatı olarak dava dışı Bankanın … Ve … sıfatını da taşıdığı görülmekle, Sayın Mahkeme dosyasında mübrez belgeler arasında … Bankası A.Ş.- … Şubesinin rehin alacağı devam ettiğinden 1. derecede Lehdar olma hakkı saklı kalma kaydıyla açılan davaya muvafakat edildiğine dair bir beyanın ve /veya onay yazısının dosyaya ibrazına dair dosyasında raporumuz içeriğinde işaret olunan ilgili taraflarca eksikliklerin tamamlanmasını müteakip davalı Sigorta Şirketinin vefat tazminatını (29.526,49 TL) ödemekle yükümlü olacağı” Yönündeki tespit ve kanaatleri ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen hastahane dosyası, davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davacıların murisi …’un, dava dışı … Bankası … Şubesinden; 23.05.2017 tarihinde 48 ay vadeli 30.000 TL tutarlı, -02.08.2017 tarihinde 48 ay vadeli 6.000 TL tutarlı, -29.11.2017 tarihinde 48 ay vadeli 6.000 TL tutarlı, -28.01.2019 tarihinde 36 ay vadeli 2.000 TL tutarlı, Tüketici kredisi kullandığı, bu krediler karşılığında; -23.05.2017 başlangıç, 18.05.2021 bitiş tarihli, … poliçe numaralı, -02.08.2017 başlangıç, 19.07.2021 bitiş tarihli, … poliçe numaralı, -29.11.2017 başlangıç, 18.11.2021 bitiş tarihli, … poliçe numaralı, -28.01.2019 başlangıç, 18.01.2022 bitiş tarihli, … poliçe numaralı, Hayat sigortalarının yapıldığı. Hayat sigortalarının yıllar itibariyle, kredi taksit ödemelerinin yapıldıkça azaldığı, davalıların murisinin 31.05.2019 tarihinde vefat ettiği, vefat ettiği tarih itibariyle söz konusu poliçelerden davacıların murisince ödenmiş kredi taksitleri sonrasında bakiye tutarlarının; … numaralı poliçe için 17.639,21 TL, -… numaralı poliçe için 4.907,35 TL, -… numaralı poliçe için 4.948,11 TL, -… numaralı poliçe için 2.031,82 TL, Olmak üzere (17.639,21 TL + 4.907,35 TL + 4.948,11 TL + 2.031,82 TL=) 29.526,49 TL şeklinde görüntü arz ettiği tespit edilmiştir.
Muris …’un, dava konusu sigorta poliçelerinin bağlı bulunduğu kredileri … Bankasından kullanırken, anılan Bankaca “… A.Ş. Kredi Bağlantılı Sigortalar Bilgi Formu” düzenlendiği, bu Formda; sigortalı (kredi kullanan müşteri) bilgileri, kredi kullanan müşterinin iletişim bilgileri, sigortacı bilgileri, poliçenin düzenleneceği sigorta şirketi (… A.Ş ve Diğer Sigorta Şirketi olarak belirtilmiştir), kredi ile bağlantılı düzenlenecek olan sigorta türü, yenileme bildirimlerinde tercih edilen bilgilendirme yöntemi, kredi bilgileri, teminat tutarları, sigorta prim bilgileri, sigorta prim tahsil yöntemi, sağlık beyanı, sigorta kabul ve yenilenmesine ilişkin hususlar, diğer sigorta şirketinden poliçe düzenletilmesine ilişkin hususlar, diğer hususlar şeklindeki bilgilere yer verilmiş olduğu görülmüştür.
Kredi kullandıran Banka (T…. Bankası) tarafından düzenlenen … A.Ş. Kredi Bağlantılı Sigortalara Bilgi Formu’nda “Sağlık Beyanı” bölümü de kreditör banka gözetiminde düzenlendiği, Formun sonuç bölümünde Banka Yetkilileri ve kredi lehdarı tarafından imzalandığı bu belge/belgelere göre … A.Ş. tarafından “Tüketici Kredisi Grup Hayat Sözleşmesi Sertifikası” düzenlendiği ve aynı şekilde, … A.Ş. yetkilileri ve sigortalı tarafından imzalandığı anlaşılmıştır.
Kredi lehdarı …’un 31.05.2019 tarihinde vefat ettiği, ancak, vefat tarihi itibariyle dava dışı Bankanın söz konusu kredilerden kaynaklanan bakiye alacalının dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden anlaşılamadı görülmektedir. …’un vefat ettiği tarihi itibariyle, önceki bölümlerde de belirtildiği üzere, dava konusu poliçelerden kaynaklanan teminat tutarlarının; (17.639,21 TL + 4.907,35 TL + 4.948,11 TL + 2.031,82 TL=) 29.526,49 TL olduğu, bu sigorta poliçeleri üzerinde kredi veren kuruluş… A.Ş. nin … Ve … kaydının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı yan Vekili, dosyaya UYAP avukat portalından sunduğu 21.10.2020 tarihli dilekçesinde, müvekkilerinin kredi kullandıran dava dışı … … Bankası A.Ş. ne ödedikleri 16.704,48 TL bedel için anılan Bankaya dava açtığını, dava açıldıktan sonra müvekkili Nuket Artut tarafından dava dışı… A.Ş. ‘ye bakiye borç olan 15.446,44 TL tutarında bir ödeme daha yapıldığını, dolayısıyla, davalının zamanında ödeme yapmaması nedeniyle müvekkillerinin kredi borcuna mahsuben toplam 32.150.92 TL ödeme yaptığını, davalının teminat miktarının, murisin ölüm tarihinde 29.526,49 TL olduğu için dava değerini 29.526,49 TL’ye çıkardıklarını beyan etmiştir.
Davalı … A.Ş. nin Mirasçı … ve … Bankası A.Ş. … Şubesine Yazdığı Yazılarda; Davalı Sigorta Şirketi, mirasçı …’a yazdığı 21.10.2019/9635 tarih ve sayılı yazıda özetle; “…Tazminat değerlendirme işlemlerinin sonucunda sigortalımız müteveffa …’un … numaralı poliçesinin başlangıç tarihi 29.11.2017, … numaralı poliçesinin başlangıç tarihi 02.08.2017, … numaralı poliçesinin başlangıç tarihi 23.05.2017,… numaralı poliçesinin başlangıç tarihi 28.01.2019 tarihinden önceki kanser hastalığının kendisinde mevcut olduğu tespit edilmiştir. Yapılan incelemede, söz konusu hastalığın sigortalanmadan önce teşhis edildiği ve sigortalı tarafından bilindiği ancak, şirketimize herhangi bir bildirim yapılmadığı anlaşılmaktadır. Şirketimiz tarafından yapılan tazminat değerlendirme işlemleri sonucunda; TTK ve Hayat Sigortaları Genel Şartları gereği beyan yükümlülüğünün yerine getirilmemiş olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle TTK ve Hayat Sigortaları Genel Şartları ilgili hükümleri gereğince, söz konusu sigorta tazminatının ödenmesinin ve herhangi bir prim iadesi yapılmasının hukuken mümkün olmadığını üzülerek bilgilerinize sunarız” şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Anılan Sigorta Şirketinin, … A.Ş. … Şubesine hitaben 21.10.2019/9634 tarih ve sayılı yazıyı aynı içerikle düzenlediği görülmektedir.
Davacıların Murisi …’un Ölüm Belgesinin incelenmesinde …Hastanesi tarafından düzenlenen … sayılı ölüm Belgesi’nin incelenmesinde; ölüm tarihinin 31.05.2019, ölüm saatinin 19:15, ölüm yerinin Hastane, ölümün şeklinin “Bulaşıcı olmayan hastalık (doğal ölüm), Ölüm nedeninin ise; a-146.9-KARDİYAK ARREST b-C34.9-BRONŞ VEYA AKCİĞER MALİGN NEOPLAZMI C-J44.0-KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI, AKUT ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYON İLE bağlı şeklinde belirtildiği görülmektedir. Davalının sigorta teminat tutarını davacılara ödememesinin nedenin bu Rapordaki belirtilen beyanlar olduğu anlaşılmıştır.
Murisin ölümünden sonra kanuni mirasçılarının davalı Sigorta Şirketinden poliçeler kapsamında tazminat talebinde bulundukları, ancak, dava konusu poliçelerin başlangıç tarihinden önce murisin Kanser hastalığının ölüm belgesinde yer alması nedeniyle tazminat taleplerinin karşılanmadığı ve huzurdaki uyuşmazlığın ortaya çıktığı anlaşılmaktadır.
Bankalar, kullandırdıkları tüketici/bireysel krediler karşılığında, ölüm riski sonucunda kredi alacaklarının tahsilsiz kalmasını önlemek için kredi lehdarları için hayat sigortası yapmakta/yaptırmakta, kredi riski devam ederken, kredi lehdannın vefat etmesi halinde, risklerini hayat sigortası teminat tutarlarından karşılamaktadırlar. Tüketici kredileri taksitli olup, en az bir yıl aylık ödemeli olarak yapılmakta, bir yıldan fazla süreli tüketici kredileri için sigorta teminatları yıllık ve giderek azalan tutarlarda belirlenmekte, sigorta primleri kredi lehdarı tarafından ödenmektedir.
Muris için ölüm Belgesi dava dışı … tarafından düzenlenmiş olup, davalı Şirket davacıların tazminat talebini bu belgedeki bilgiye/bilgilere (murisin poliçe tarihlerinden önce kanser hastası olması ve buna yönelik beyanda bulunmaması) dayanarak reddetmiştir.
Bu nedenle, Murisin ölüm tarihi (31.05.2019) itibariyle dava dışı Bankadaki kredi riskleri de poliçelerin teminat tutarından karşılanamamıştır. Ancak, daha sonra, Ölüm Belgesinin dava dışı … tarafından hatalı olarak düzenlendiğinin anlaşılmasından sonra düzeltme işleminin yapıldığı ve keyfiyetin Nüfus Müdürlüğüne bildirildiği, ancak bu düzeltmenin Nüfus Müdürlüğü kayıtlarında onaylanmadığının belirtildiği dosya kapsamından görülmektedir.
Sigortalı müteveffanın vefat tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1435. Maddesinde sigorta sözleşmesinin yapılması sırasında sigortalının beyan yükümlülüğüne ilişkin hükmün yanı sıra Hayat Sigortaları Genel Şartlarının C.2-2 maddesinde de sözleşmenin yapılması sırasında sigortalının beyan yükümlülüğü düzenlenmiştir. TTK 1435. Maddesinde sigorta sözleşmesinin yapılması sırasındaki beyan yükümlülüğüne düzenlenmesine göre; “Sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır” denilmiştir.
TTK 1439/2 maddesi gereğince de: “Rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır. Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçeklesen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veva bedel ödeme borcu ortadan kalkar: denilmek suretiyle bu kurala işaret edilmiştir. Ayrıca bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim kuralı arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder. “kuralı getirilmiştir.
Dava dışı … ihtarnameye cevap dilekçesinde muris için düzenlenen ölüm belgesinde hata yaptığını ikrar ettiği dikkate alınarak (ya da hatayı kabul ettiği değerlendirilerek), bu kapsamda davacının davalıya ihtarnameyle bilgi verdiği, ancak davalının bu ihtarnameye cevap vermediği gözetildiğinde, davalının ihtarnameyi tebliğ ettiği tarihten itibaren tazminat yükümlülüğünün doğacağı, ayrıca, anılan tarihten başlayarak, varsa kredi riskindeki faiz ve fer’ilerinden kaynaklanan banka alacağından da, söz konusu tazminatın 29.526,49 TL davacıya ödenmesine kadar davalının sorumluluğunun bulunduğu, kanaatine varılmıştır.
Davacıların miras bırakanı Müteveffanın daha önce tedavi görmüş olduğu hastalık/hastalıklarını poliçenin düzenlemesi sırasında soru formunda kasten beyan etmeyerek gizlediği hususunda hiç bir tereddüt’e yer vermeyecek şekilde tespit yapılamadığı gerçekleşen risk ile beyan edilmemiş hastalık arasındaki illiyet bağının dosya kapsamına göre kurulmasının mümkün olmadığı Davacı murisi …’un, dava dışı… … Şubesinden 4 ayrı tarihte toplam 44.000 TL taksitli tüketici kredisi kullandığı, bu kredilerin teminatı olarak dava dışı Bankanın … Ve … sıfatını da taşıdığı görülmekle, Sayın Mahkeme dosyasında mübrez belgeler arasında … Bankası A.Ş.- … Şubesinin rehin alacağı devam ettiğinden 1. derecede Lehdar olma hakkı saklı kalma kaydıyla davalı Sigorta Şirketinin vefat tazminatını (29.526,49 TL) ödemekle yükümlü olacağı kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle İş bu asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile 29.526,47 TL nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp veraset ilamındaki hisseleri oranında davacılara verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:gerekçesi yukarıda yazıldığı üzere ;
1- İş bu asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile 29.526,47 TL nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp veraset ilamındaki hisseleri oranında davacılara verilmesine
2-Karar ve ilam harcı 2,016,95-TL’ nin ve peşin alınan 521,32-TL den düşümü ile kalan 1.495,63-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 575,72-TL peşin, başvuru ve ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.899,91-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 4.428,98-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır