Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/482 E. 2021/891 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2020/482 Esas
KARAR NO:2021/891

DAVA:İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/09/2020
KARAR TARİHİ:18/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalılar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca borçlu … San ve Tic Ltd Şti’ye kredi kullandırıldığını, diğer davalı …’in müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzaladığını, zamanında ödemelerin yapılmaması nedeniyle davacı tarafından kredi hesabının kat edildiğini ve ihtarname gönderildiğini, ihtara rağmen ödeme yapılmayınca …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, borçluların itirazı ile takibin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış olup davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası
2-Sözleşme, ihtarname, ihtarname tebliğ evrakı
3-Banka kayıtları
4-Davalı şirketin ortaklarını gösterir ticaret odası kaydı
5-Davalının nüfus kayıt örneği
6-Davacı vekilinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediye ilişkin alacağın asıl borçlu ve kefil tarafından ödenmemesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun n 68/b maddesi uyarınca “Borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.” hükmünü içermektedir.
Alacaklının müteselsil kefillere başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ile ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.Bu madde hükmüne göre,kefil yönünden alacağın muaccel olması için kat ihtarının borçluya tebliği gerekiyor ise de kat ihtarının kefile tebliğ şartı bulunmamaktadır. Ancak kefile yapılacak tebliğ,kefil hakkında temerrüt faizi uygulanması için değerlendirilir. Dosyada bulunan sözleşmenin, 62. maddesinde,müşteri ve kefillerin sözleşmede belirtilen adresine yapılacak tebligatların adlarına yapılmış sayılacağı, sözleşmede bildirilen adres değişikliğinin ticaret siciline kayıt edilerek bildirilmediği takdirde sözleşmede kanuni ikametgah kabul edilen adrese yapılacak tebligatların geçerli sayılacağı düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre, kat ihtarının sözleşmedeki adrese gönderilmesi yeterli olup, borçluların sözleşmedeki adresten ayrılmış olmaları sebebiyle tebliğ yapılmamasının önemi yoktur.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 581 vd. maddelerinde kefalet detaylı ve sıkı şekil kurallarına bağlı olarak düzenlenmiştir. TBK’nun 583. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için; yazılı olması, kefilin sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin müteselsil kefalet varsa bunu belirtmesi ve tüm bunların kefilin el yazısı ile yazılması gerekir. TBK’nun 584.Maddesi gereğince ise kefilin evli olması durumunda eşinin en geç sözleşmenin kurulması anında açıkça yazılı rızasının bulunması gerekmektedir. Tüm bu şartlar kefalet sözleşmesi için geçerlilik şartı olup herhangi bir eksikliğin bulunması durumunda geçerli bir kefalet sözleşmesinden bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın “Eş Rızası” başlıklı 584/1.maddesinde; ” …Beri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı bulunmadıkça yasal olmayan ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasına kefil olan olabilir, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı maddeye 28/03/2013 tarihli 6455 sayılı yasanın 77.maddesi ile eklenen 3.fıkrasında ise; “ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak yada yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz”, hükmü düzenlenmiştir. Aynı yasanın 584/2.maddesi gereğince kefilin sorumluluğun artmasına ilişkin değişiklik içinde eş rızası aranacaktır.
Tüm bu açıklamalarla birlikte mahkemece yapılması gereken; alanında uzman bankacı bilirkişiden hesabın kat edildiği tarih itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenip, bu miktara kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faiz ve faizin gider vergisi hesaplanıp, kapitalize edilerek temerrüt tarihindeki asıl alacak bulunmasını ve bu alacağa takip tarihine kadar temerrüt faizi ve faizin gider vergisi işletilerek takip tarihindeki toplam alacak miktarı ödemeler varsa tenkis edilerek saptanarak takip tarihindeki alacağın tespitini talep etmektir.
… Ticaret ve Sanayi Odası; firma sicil kayıtları incelenmesinde davalı …’in asıl borçlu şirketin ortağı olduğu görülmüştür.
Genel Kredi Sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin 09/04/2019 tarihinde davalı şirket ile davacı arasında imzalandığı, davalının 500.000,00-TL kefalet limiti ile müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı görülmüştür.
Kat İhtarnamesinin incelenmesinde; davacı banka tarafından … 1. Noterliğinin 09/01/2020 Tarihli … yevmiye nolu ihtarname keşide edildiği,ihtarnamenin davalı şirketin sözleşmedeki adresine 31/01/2020 tarihinde iade edilmekle birlikte sözleşme çerçevesinde tebliğ edilmiş sayıldığı, diğer davalı kefilin sözleşmedeki adresine 22/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede davacı tarafından ödeme yapılmak üzere 1 gün süre verildiği, temerrüt tarihinin tebliğden itibaren 1 gün eklenmek suretiyle asıl borçlu yönünden 02.02.2020, kefil yönünden 24.01.2020 olduğu görülmüştür.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında kredi sözleşmesinden kaynaklanan 51.075,21-TL asıl alacak 2.245,25-TL işlemiş faiz, 94,45-TL diğer masraf, 245,19-TL masraf masraf olmak üzere toplam 55.548,97-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin borçlulardan …’e 31/01/2020, borçlu şirkete 30.03.2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların da süresi içerisinde 03/02/2020 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, sözleşme ve banka kayıtları ile asıl borçlu şirketin Ticaret Odası kayıtları dosya içerisine alınmış, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bankacı bilirkişinin 03/06/2021 tarihli 7 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davalı asıl borçlu … San. Ve Tic. Ltd. Şti ile davacı Bankanın … şubesi arasında;09.04.2019 tarihinde 500.000,00TL Tutarında 1 adet Genel Nakdi Sözleşmesinin akdedildiği, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında davacı banka tarafından davalı asıl borçluya krediler kullandırıldığı, Davalı kefil …’in 09.04.2019 tarihli genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığından doğan tüm borçlardan kefalet limitleri kapsamında aşmamak kaydı ile sorumlu olduğu, Davacı Banka tarafından davalılar adına gönderilen ihtarnamede 54.866,31TL nakit 28.420,00TL gayri nakit borcunuz bulunduğu, kredilerden kaynaklanan borcun 1 gün içinde ödenmesi aksi halde borçlu sıfatıyla yasal yollara başvurulacağı ihtarında bulunulduğu, Davalı asıl borçlu şirketin sözleşmede yazılı olan adrese gönderilen ihtarnamenin 31.01.2020 tarihinde iade edildiği, sözleşmenin 62. Maddesindeki hükmü gereğince ihtarnamenin tebliğ edilmiş kabul edildiğinden ihtarname ile verilen 1 günlük sürenin sonunda davalı firmanın temerrüdünün 04.02.2020 tarihi itibarı ile gerçekleşmiş sayılabileceği, Davalı kefil adına gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilmesi karşısında ihtarname ile verilen 1 günlük sürenin sonunda davalı kefilin temerrüdünün 24.01.2020 tarihi itibarı ile gerçekleşmiş sayılabileceği dosyadaki uyuşmazlık konusunda, Mahkemece verilen görev çerçevesinde belge temininin Covid-19 salgınının etkisiyle normal mesainin sürdürülememesi sebebiyle bu aşamada mümkün olmadığı, Davacı şirket tarafından belge araştırmasının devam etmekte olduğu, belge tespiti halinde tespit edilen belgenin dosyaya sunulacağı Ticari Kredisinin Ödeme Planı, Kredi Hesap Ekstre kayıtlarının, Takip Hesap Ekstre kayıtlarının, Takip Talebinde talep edilen masraf tutarlarını gösterir dekontların, davacı banka tarafından dökümü yapılan eksiklikler sunulması halinde dava konusu alacak oluşmuş ise hesaplama yapılacağı hususunu belirtmiştir.
Bankacı bilirkişinin 27/08/2021 tarihli 10 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; Davalı asıl borçlu şirket yönünden; 50.962,94 TL Asıl Alacak, 3.720,29 TL İşlemiş Faiz, 94,45TL Diğer Masraf, 245.19-TL Masraf olmak üzere toplam 55.022,87TL Alacaklı olduğu, Davacı bankanın 55.548,97 TL olan takip talebinin tespiti aşan kısmının yerinde olmadığı, davacı bankanın 27.01.2020 takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar asıl borçlu davalıdan toplam 50.962,94TL olan asıl alacak üzerinden %36,00 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte talep edebileceği; Davalı kefil … yönünden; 50.962,94 TL asıl alacak 1.888,87 TL takip öncesi akdi faiz (banka talebi gibi) 152,89 TL temerrüt faizi, 94,45TL diğer masraf, 245.19 TL masraf olmak üzere toplam 53,344,34 TL alacaklı olduğu, davacı bankanın 55.548,97-TL olan takip talebinin tespitlerimizi aşan kısmının yerinde olmadığı, Davacı bankanın 27.01.2020 takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar davalı kefil …’den Toplam 50.962,94TL olan asıl alacak üzerinden %36,00 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte talep edebileceği, tarafların diğer taleplerinin Mahkemenin takdirinde olduğunu belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, işbu sözleşme de davalı şirketin asıl borçlu, diğer davalının müteselsil kefil olduğu, müteselsil kefilin yukarıda ayrıntılı anlatılan kefalet sözleşmesi şekil şartlarını sağladıkları, kefil şirket ortağı olduğu bu hali ile de eş rızası aranmayacağından kefaletin geçerli olduğu, davacı tarafından hesabın kat edildiği, kat ihtarnamesinin davalıların sözleşmedeki adreslerine tebliğ edilmekle birlikte asıl şirkete yapılan tebligat her ne kadar iade dönmüş ise de sözleşmedeki adrese gönderildiğinin görüldüğü, bu hali ile tebliğ edilmiş sayılacağı, kefile başvurulabileceği, temerrüdün oluştuğu, ancak davalı kefil yönünden temerrütün yukarıda belirtildiği üzere 24.01.2020 tarihinde gerçekleşmiş olacağından hesaplamanın bilirkişi tarafından ayrıca yapıldığı ve bu oranda sınırlı olarak sorumlu olacağı, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek;
İcra İnkar Tazminatı yönünden; Dava konusu kredi borcu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yöneltilen itirazın kısmen iptaline; takibin 50.962,94-TL asıl alacak, 3.720,29-TL (davalı … yönünden 2.041,76-TL ile sınırlı olmak üzere) işlemiş faiz ve 339,64-TL masraf olmak üzere toplam 55.022,87-TL (davalı … yönünden 53.344,34-TL ile sınırlı olmak üzere) üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %36 oranında temerrüt faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan alacağın %20 si oranında hesaplanan 11.004,57- TL (davalı … yönünden 10.668,86-TL ile sınırlı olmak üzere) icra inkar tazminatının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 3.758,61-TL harçtan, peşin alınan 948,64-TL harç mahsup edilerek kalan 2.809,97-TL’nin davalılardan (Davalı … yönünden 2.723,98-TL ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 948,64-TL peşin harç, 54,40TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.003,04-TL’nin davalılardan (Davalı … yönünden 972,34-TL ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.952,97-TL (kabul miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davalılardan (Davalı … yönünden 7.709,60-TL ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 941,50-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 932,60-TL’lik kısmının davalılardan (Davalı … yönünden 904,06-TL ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin Kabul-red oranına göre 1.307,50-TL’nin davalılardan (Davalı … yönünden 1.267,49-TL ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen, 12,50-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/10/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır