Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/471 E. 2022/375 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/471 Esas
KARAR NO : 2022/375
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2020
KARAR TARİHİ : 23/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davalı-borçlu şirketler ile müvekkili şirket arasındaki ilişki nedeniyle, davalıya verilen hizmetler karşılığında çeşitli tarihlerde faturalar düzenlendiğini ancak düzenlenen faturalara bedellerine ilişkin ödemelerin yapılmadığını, müvekkili şirket tarafından fatura bedellerinin tahsili için … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine davalı/borçluların itirazı üzerine takibin durduğunu, işbu nedenle itirazın iptali davası açıldığını, tüm bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderlerini ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı … Tic. A.Ş. vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket … , … A.Ş’nin grup şirketi olarak petrol ve enerji sektöründe faaliyet gösterdiğini, … arasında … … Adi Ortaklığı kurulduğunu, iş süreçlerinin takibinde ve kayıtlarının tutulmasında Türkiye’de yaygın olarak kullanılan … San. ve Tic. A.Ş.’nin ürünlerinden faydalanabilmek adına … San. ve Tic. A.Ş’nin yetkili satıcısı olan davacı firma ile anlaştığını, adi ortaklığın talep ve ihtiyaçlarının davacı firmaya iletildiğini, davacı firmadan ihtiyaçlarını karşılayacak ürün ve hizmetlerin kendisine sunulmasını talep ettiğini, akabinde davacı tarafından ihtiyaçlara yönelik olarak önerilen ürün ve hizmetlerin satın alındığını ve birçoğunun bedeli peşin ödendiğini, zamanla satılan birçok ürünün ve hizmetin ihtiyacını karşılamadığını, bazı ürünlerin işler ile ilgisi olmayan ihtiyaç fazlası ve yüksek bedelli ürünler olduğu anlaşılması üzerine bu durumun davacı tarafa iletildiğini, talep ve şikayetlerin dikkate alınmadığını, sözleşmenin feshi ile ödenen bedellerin iadesine ilişkin …. Noterliğinde keşide edilen 26.03.2020 tarihli ihtarname gönderildiğini, davacı tarafın, yapılan tüm sözlü ve yazılı bildirimlere karşın huzurdaki davaya konu icra takibini başlatıldığını, davacıya gönderilen ihtarname içeriklerinden de görüleceği üzere sözleşme ile üstlenilen edimlerin yerine getirilmeyerek müvekkilinin mağduriyetine sebep olunduğunu, huzurdaki davaya konu icra takibinden hukuki mahiyette herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığının sabit olduğunu, yargılama aşamasında alınacak bilirkişi raporu ile hizmetlerin eksik, hatalı ifa edildiğinin görülebileceğini, tüm bu nedenlerle müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığından huzurdaki haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, iş süreçlerinin takibinde ve kayıtlarının tutulmasında Türkiye’de yaygın olarak kullanılan … San. ve Tic. A.Ş.’nin ürünlerinden faydalanmak istediğini, bu yönde …’nun yetkili satıcısı olan davacı firma ile anlaştığını, müvekkili şirket, talep ve ihtiyaçlarını davacı firmaya ileterek ihtiyaçlarını karşılayacak ürün ve hizmetlerin kendisine sunulmasını talep ettiğini, akabinde müvekkili, davacı tarafından ihtiyaçlara yönelik olarak önerilen ürün ve hizmetleri satın aldığını ve bir çoğunun parasını peşin ödediğini, zamanla müvekkile satılan birçok ürün ve hizmetin aslında müvekkilinin ihtiyacını karşılamadığını, bazı ürünlerin müvekkilinin işleri ile ilgisi olmayan, ihtiyaç fazlası ve yüksek bedelli ürünler olduğunun anlaşıldığını, bu durumun defaatle karşı tarafa iletildiğini ancak davacı taraf, müvekkilin talep ve şikayetlerini dikkate almadığını, bunun üzerine sözleşmenin feshi ile ödenen bedellerin iadesi talebini içeren 26.03.2020 tarihli ihtarname keşide edildiğini, davacı taraf, yapılan tüm sözlü ve yazılı bildirimlere karşın müvekkilinin mağduriyetini gidermek bir yana, müvekkili aleyhine davaya konu icra takibini başlattığını, tüm bu nedenlerle müvekkilinin gördüğü zarar nedeniyle alacaklı durumda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası
2-Tarafların ticari defter ve kayıtları
3-Bilirkişi raporu
4-Sözleşme, ihtarnameler
5-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki fatura alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca, faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali müşavir ve bilgisayar mühendisi bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Sözleşmenin incelenmesinde; taraflar arasında 1 yıl süreli ve 4.350,00-TL aylık hizmet bedelli … Yazılım ve Donanım Ürünleri Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 1. maddesi ile ”Sözleşmenin Kapsamı MÜŞTERİ’nin kullanımında bulunan ve sözleşmeye Ek-A’daki çizelge(ler) de belirtilmiş olan ürünlerine sağlanacak bakım ve onarım hizmetlerinin koşullarını tayininden ibaret olup, bakım hizmetleri; özel koşullarda ve/veya sözleşmeye ekli çizelge(ler) de belirtilen yerlerde, karşılıklı olarak kararlaştırılan diğer yerlerde yerine getirilir.” şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
…. Noterliğinin 26.03.2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin incelenmesinde; Davalıların adi ortaklığı olan, … … Adi Ortaklığı vekilince taraflar arasındaki sözleşmelerin feshi ve sair hususların ihbarına ilişkin ihtarname gönderildiği görülmüştür.
…. Noterliğinin 27.04.2020 tarih … yevmiye nolu ihtarnamenin incelenmesinde; Davalıların adi ortaklığı olan … … Adi Ortaklığı vekilince … Yazılım San. Tic. A.Ş. Tarafından keşide edilen ihtarnameye cevap ve zararların tazmini hususunda ihtarname gönderildiği görülmüştür.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin 2020/… esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 137.917,37-TL asıl alacak 3.779,78-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 141.697,15-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin borçlulara 25/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların da süresi içerisinde 26/06/2020 tarihinde borca itiraz ettikleri, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali müşavir ve bilgisayar mühendisi bilirkişilerin 26/03/2021 tarihli 15 sayfadan ibaret heyet raporunda özetle; dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, tarafların ibraz olunan ticari defterlerinin de sahibi lehine delil vasfına haiz olduğunu, davacının ticari defterlerine göre, 22.06.2020 takip tarihi itibariyle kaydi olarak 137.017,37TL davalıdan alacaklı göründüğünü, davalının ticari defterlerine göre ise 22.06.2020 takip tarihi itibariyle kaydi olarak 55.845,97TL davacıdan alacaklı göründüğünü, taraf ticari defter kayıtlarındaki 193.763,34TL farkın, 18.301,27TL’lik kısmının davacının defterlerinde kayıtlı olup davalının defterlerinde kayıtlı olmayan faturalardan,175.462,07TL’lik kısmının ise davalının defterlerinde kayıtlı olup davacının defterlerinde kayıtlı olmayan ve davalının düzenlediği iade faturalarından kaynaklandığını, dar çerçevede TTK 21/2 yönünden, her iki taraf da e-fatura mükellefi olduğundan, her iki tarafın düzenlediği e-faturalar yasal süresinde itiraza uğramadığından tarafların düzenlediği e-faturaların T.T.K 21/2 yönünden birbiri aleyhine borç doğurduğunu, TTK 21/2 bağlamında dar çerçevede birbiri aleyhine borç doğurduğunun kabulü halinde, davacının ticari defter kayıtlarında tespit edilen takip konusu 137.917,37TL asıl (kaydi) alacaktan davalının düzenlediği toplam 175.462,07TL tutarlı iade faturalarının mahsubu sonucu davalının 37.544,70TL davacıdan alacaklı olabileceğini, dolayısı ile salt TTK 21/2 yönünden davacının takibe konu alacağının ispata muhtaç olduğunu, yapılan teknik incelemede; tarafların proje içerinde dava konusu … … yazılımı, … Yönetimi yazılım hizmetinin taraflar arasındaki yazılı sözleşmeye uygun sunulup sunulmadığını, hizmette ayıp bulunup bulunmadığını, bulunuyorsa açık ya da gizli ayıp niteliğinde bulunup bulunmadığı hususlarının tespiti açısından, davacı ve davalı taraflardan teknik kayıtlarının sunulmamış olmasından bu aşamada teknik yönden bir sonuç ve kanaate ulaşılamadığını, takipten önce temerrüt olunmadığından işlemiş faiz talebinin yersiz olduğunu, davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; merkez bankası verilerinden, 22.06.2020 takip tarihi itibari ile davacının talep olunan 137.917,37-TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mali müşavir ve bilgisayar mühendisi bilirkişilerin 03/03/2022 tarihli 12 sayfadan ibaret ek heyet raporunda özetle; dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, mali yönden kök raporda arz ve izah olunan görüş ve kanaatlerin aynı perspektif ile aynen muhafaza edildiğini, tarafların ticari defter kayıtları ile BA-BS formlarındaki beyanlarının aynı doğrultuda olduğunu, bu itibarla BA-BS formlarındaki veriler üzerinden kök raporda arz ve izah olunan tespitler dışında bir sonuca ulaşmanın mümkün olmadığını, bu nedenle davacının alacak iddiasına konu hizmetin davalı/davalılara sağlanıp sağlanmadığı yönünden taraflar arasındaki sözleşme koşullarına ve teknik inceleme sonuçlarına itibar edilebileceğini, yapılan teknik inceleme ve değerlendirmede dava konusu yazılım ve hizmetlerin taraflarca imzalanan sözleşme içerisinde bulunmuş olduğunu, davacı şirket teknik kayıtları üzerinde yapılan incelemede, davalı şirket tarafından iletilen ve kayıt altına alınan arıza kayıtlarının çözülmüş olduğunun görüldüğünü, bu nedenle davacının taraflar arasındaki sözleşme ve takibe dayanak faturaları içeriği hizmetin davalı/davalılara sağlandığının kabulü ile davacının 22.06.2020 takip tarihi itibariyle kaydi olarak 137.017,37TL davalıdan alacaklı olduğunu, takipten önce temerrüt oluşmadığından işlemiş faiz talebinin yersiz olduğunu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalıların adi ortaklığı oluşturan şirketler olduğu, adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından takip ortaklara yapıldığı ve davanın da ortaklara açıldığı, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu ve bu anlamda cari hesap borç ilişkisinin oluştuğu, davacının bu cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalıların yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının alacağına dayanak olan faturaların davalılara tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı, davacı ve davalıların ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, takibe dayanak faturaların davalıya tebliğ edildiği, faturalara itirazın olmadığı, davalıların hizmetin verilmediği iddiasında olduğu ve mahkememizce alanında uzman bilirkişiye dosyanın tevdi edildiği, yapılan teknik incelemede; dava konusu yazılım ve hizmetlerin taraflarca imzalanan sözleşme içerisinde bulunmuş olduğu, davacı şirket teknik kayıtları üzerinde yapılan incelemede, davalı şirket tarafından iletilen ve kayıt altına alınan arıza kayıtlarının çözülmüş olduğunun görüldüğü, bu nedenle davacının taraflar arasındaki sözleşme ve takibe dayanak faturaları içeriği hizmetin davalılara sağlandığının kabulü ile davacının takip tarihi itibariyle davalılardan alacaklı olduğu, aksini yazılı delil veya kesin delil ile ispat edebileceği, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği, her ne kadar icra takibinde davacının işlemiş faiz talebi olsa da, işlemiş faiz yönünden davalının temerrüde düşürülmediği, davacı tarafından davalıya ihtarname gönderilmediği, o halde davacı tarafın takip tarihinden önce işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2018/1037 Esas 2019/2322 Karar, 2017/3150 Esas 2019/647 Karar sayılı ilamlarının da bu doğrultu da olduğu, bu nedenle işlemiş faiz talebinin reddi gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 137.917,37 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 27.583,47 TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 9.421,14-TL karar ve ilam harcından 1.711,35-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 7.709,79-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvuru harcı, 1.711,35-TL peşin harç olmak üzere toplam 1.765,75-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.052,15-TL (kabul miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.779,78-TL (red miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 2.317,50-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 2.255,68-TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.360,00-TL’nin kabul-red oranına göre 1.323,72-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 36,28-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/05/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır