Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/469 E. 2021/116 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/469 Esas
KARAR NO : 2021/116
DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 29/12/2010
BİRLEŞEN …. ATM’NİN 2011/… ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 15/09/2011
KARAR TARİHİ : 18/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …Tic. Ltd. Şti.’nin müvekkilinin bayisi iken müvekkilince aradaki dikey anlaşmanın intifa süresi sonuna kadar devam edeceğine inanılarak toplam 334.680,00TL inkişaf bedelinin adı geçene ödendiğini belirterek, Rekabet Kurulu kararları doğrultusunda aradaki dikey ilişkinin öngörülen süreden önce sonlanması nedeniyle inkişaf bedelinden geçersiz kalan bakiye süreye-kıstalyevm usulü hesaplama sonucunda-isabet eden 121.787,91TL’nin iktisap tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte davalı bayiden, inkişaf bedelinin dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede elde ettiği tüm semerelerin karşılığı olarak da 158.816,30TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte davalı bayiden, dikey anlaşmanın öngörülen süreden daha önce sonlanması nedeniyle istasyon zemin betonu, istasyon bina inşaatı ve bunlarla sınırlı olmamak üzere, benzeri ayrılmaz parça niteliğinde yapıların ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye isabet eden kısmının dava tarihi ile ÜFE ile uyarlanıp amortisman uygulanarak güncellenmiş 36.080,08TL’nin iktisap tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte gerçek kişi malikler ile davalı bayiden müştereken ve müteselsilen tahsiline ve fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özet; müvekkillerinin bayilik sözleşmesinin tarafı olmadığından müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, bayilik sözleşmesinin 5 yıl süreli olup davanın yerinde olmadığını, 15 yıllık intifa süresine dayanılarak talepte bulunulamayacağını bildirerek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğe çıkarıldığı, davaya cevap verilmediği görüldü.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin işlettiği istasyonun bulunduğu taşınmaz üzerinde müvekkili lehine 25.06.2001 tarihinden 31.12.2015’e kadar dönem için intifa hakkı tesis edildiğini, Rekabet Kurulu kararları uyarınca intifa hakkının 18.09.2010 tarihi itibariyle geçersiz hale geldiğini, dava konusu istasyonun yeni işletmecisinin davalı şirket olduğunu, müvekkilinin istasyona yaptığı sabit yatırım tutarının 47.723,42TL olduğunu, bu tutarın geçersiz kalan süreye karşılık gelen tutarının 26.252,28TL olup bu tutara ÜFE endeksi tatbik edilerek amortisman uygulanması suretiyle iade alacağına konu sabit yatırımın 18.09.2011 tarihi itibariyle güncel değerinin 34.208,32TL olduğunu belirterek, bu tutarın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 18.09.2010 tarihinden itibaren avans faizi ve faizin KDV’si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, alacak istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri delillerini liste halinde bildirmişler, dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kayıt örnekleri takyidatlarla birlikte celp edilmiş, davacının değişen ünvanına ilişkin ticaret sicil kayıtları getirtildikten sonra taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ile sunulan deliller ve tarafların ticari defter kayıt ve belgeleri incelenerek, davacının asıl ve birleşen davada talep ettiği inkişaf bedeli ile sabit yatırım karşılığı tutar ile semere karşılığı talep ettiği tutarlar yönünden alacağı olup olmadığı, varsa tutarların hesaplanması için dosya konusunda uzman resen seçilen Prof. Dr. …, Mali Müşavir … ve petrol uzmanı … ‘dan oluşan bilirkişi heyetine tevdi edildiği,
Bilirkişi heyetinin 11/01/2012 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının ticari defterlerinde davalıdan 42.450,00 TL alacaklı olduğu ancak söz konusu davaya cari hesap bakiyesinin konu edilmediği, davacı …Ş ile davalı … San Tic. Ltd Şirketi arasında protokol bulunduğu, davacıya 15 yıl için tanınmış olan kira hakkının 5 yılı aşan süre bakımından 18/09/2010 tarihi itibarıyla geçersiz hale geldiği, davacının sözleşmenin bitim tarihine kadar süreceği inancıyla inkişaf bedeli tutarlarını talep edebileceğinin kabulü halinde davacı tarafından yapılan ödemelerin sözleşme feshinden sonra kalan süreye isabet eden bölümünün 171.892,04 TL olarak hesaplandığı, bu tutarın dava tarihi itibarıyla denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanan karşılığının ise 223.888,84 TL olduğu, kalıcı teknik yatırımlar yönünden incelemenin ise inşaat mühendisi gibi uzman bilirkişiye ihtiyaç gerektirdiğinin belirlendiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, asıl ve birleşen dosya davacı vekili, birleşen dosya davalı vekili bilirkişi raporuna yazılı beyanlarını ayrı ayrı sunmuşlar, bilirkişi raporuna yapılan beyan ve itirazların değerlendirilmesi yönünden dosya heyete İnşaat Mühendisi bilirkişi … ilave edilerek ek rapor ibrazı için yeniden tevdi edildiği,
Bilirkişi heyetinin ek bilirkişi raporunda özetle; kök rapordaki inkişaf bedeli yönünden aynı hesaplama ve değerlendirme yapılarak ayrıca asıl ve birleşen dosyadaki sabit yatırım harcamaları yönünden iadesi talep edilen hususlarda hesaplama yapılarak sonuçta inkişaf bedeli yönünden sözleşmenin geçersiz kalan süresine isabet eden bölümünün 171.892,04TL olarak hesaplandığı, bu tutarın dava tarihi itibarıyla denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanan karşılığının 223.888,84TL olduğu, ayrıca bu tutarın ödeme tarihi ve dava tarihi arasında talep edilebileceği kanaatine ulaşıldığı takdirde ise 171.892,04TL + 212.471,49TL = 384.463,53TL olacağı, davacı şirketin asıl ve birleşen davadaki sabit yatırım ile ilgili taleplerindeki teknik tespitler değerlendirilerek sözleşmenin kalan süresine isabet eden bölümünün amortisman sonrası karşılığının 13.658,03TL olarak hesaplandığı, bu tutarın dava tarihi itibarıyla denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanan karşılığının ise 15.690,67TL olduğu, sabit yatırım yönünden dava tarihine kadar işlemiş faizle birlikte tahsili yönünden değerlendirme yapıldığında ise toplam tutarın (13.658,02TL + 15.494,97TL = 29.152,99TL) olarak hesaplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2011/258 Esas, 2013/279 Karar sayılı ilamı ile;
Davacının asıl davadaki inkişaf bedeli yönünden alacağının güncellenmiş değerinin 121.787,00TL olarak hesaplandığı, davacının sözleşmenin feshi itibarıyla bakiye kalan süre yönünden inkişaf bedelinden talep edebileceği güncellenmiş tutarın 121.787,00TL olarak asıl dosya davalılarının tamamından alınması gerektiği aksi takdirde bu tutar yönünden davalılar açısından sebepsiz zenginleşme koşullarının oluşacağı ancak gerek asıl dava gerekse birleşen davada davacının sabit yatırım yönünden sözleşmenin feshinden sonra kalan süreye isabet eden zaman yönünden iadesini talep ettiği teknik yatırım alacağının ise davacının bayisi olarak kullanılmakta olan taşınmaz üzerine davacı tarafça yapılan teknik yatırımların, taraflar arasındaki işletme sözleşmesinin gereği olarak ve sözleşme süresine bakılmaksızın hizmetin yürütülmesi için zorunlu yatırımlar olması sebebiyle asıl ve birleşen davaya konu davacının sabit yatırım iade talebinin yerinde olmadığı, asıl ve birleşen davadaki sabit yatırıma ilişkin davacı talebinin tüm davalılar yönünden asıl ve birleşen davada reddi gerektiği yine asıl davada davacının semere karşılığı talep ettiği tutarında yerinde olmadığı görülmekle davacının davasının kısmen kabulü ile 121.787,00TL inkişaf bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar …, … ve … Karamullaoğlu (hisse oranında) ile davalı … San Tic. Ltd. Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, asıl davada davacının semere karşılığı talep ettiği tutar ile sabit yatırım karşılığı talep ettiği tutarlar ile fazlaya ait tüm taleplerin asıl davadaki tüm davalılar yönünden ayrı ayrı reddine” karar verildiği, hükmün asıl ve birleşen davanın davacı vekili ile asıl davanın davalılarından …, … ve … vekilince temyiz edildiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/5114 Esas, 2015/16686 Karar sayılı ilamı ile;
”1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle dava tarihi itibariyle intifa hakkının terkin edildiğine dair dosyada bilgi ve belgeye rastlanılamamasına, aksine dosyaya getirilen tapu kaydı içeriğinden intifa hakkının terkiniyle ilgili bölümün boş bulunmasına göre asıl ve birleşen davanın davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacının inkişaf bedeline yönelik talebi, bayisi olan davalı … Tic. Ltd. Şti.’ne yönelik olup taşınmaz maliki olan asıl davadaki diğer davalılar bakımından inkişaf bedeline ilişkin bir talebi bulunmadığı halde ve esasen inkişaf bedelinin bayi dışındaki taşınmaz maliklerinden talep edilmesinde hukuksal dayanak bulunmadığından asıl davadaki davalılar …, … ve … vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle adı geçen davalılar hakkındaki davanın reddi gerektiği gözetilerek asıl davanın bu davalılar yönünden reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.” denilerek Mahkememizin kararının bozularak, dosyanın Mahkememize iade edildiği gönderildiği ve 2018/340 Esas sırasında kaydedildiği görüldü.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, ”Usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, uyma kararı ile birlikte önceki kararda kesinleşen hususlar da gözönüne alınarak asıl dosyada davalı … Ltd. Şti. ile birleşen dosya davalısı … Ticaret A.Ş. hakkında daha önce verilen hüküm kesinleşmiş olduğundan bunlar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, asıl dosya davalılarında …, … ve … Karamullaoğlu hakkında açılan davanın ise reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” denildiği, Mahkememizin 2018/340 Esas, 2018/974 Karar sayılı kararının, asıl ve birleşen dava davada davacı vekilince temyiz edildiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2018/4095 Esas, 2020/449 Karar sayılı ilamı ile;
”1-Mahkemece verilen 2011/258 Esas, 2013/279 Karar, 08/10/2013 tarihli karar Dairemizin 2015/5114 Esas, 2015/16686 karar sayılı, 10/12/2015 tarihli kararı ile bozulmuştur. Bozma kararında, bozulan kararın herhangi bir kısmı onanmamıştır. Bu itibarla mahkemece bozmaya uyularak verilen yeni kararın hüküm fıkrasının 1. maddesinde “Asıl dosyada Davalı … … Ltd. Şti. hakkında verilen hüküm ile Birleşen dosya davalısı hakkında verilen hüküm kesinleşmiş olduğundan bunlar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,” şeklinde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu kişi hakkında verilen karar maddi anlamda kesinleşmiş ise de şekli anlamda kesinleşmemiş olduğundan Dairemizin ilk kararının bozulmuş olmasından, bozulan ilk kararın İcra İflas Kanunu ilamların icrası hakkındaki hükme göre icra edilmesi mümkün değildir. Mahkemece maddi anlamda kesinleşen hususlar dikkate alınarak tüm davacılar ve davalılar hakkında yeniden hüküm verilmesi gerekmektedir.
2-Asıl davada davalı gerçek kişiler aleyhine açılan davanın müddeabihi 36.080,08 TL olup davanın reddi nedeniyle davacı aleyhine bu miktar üzerinden vekalet ücreti hesaplanması gerekirken diğer davalı şirket hakkındaki talep miktarının da vekalet ücretinin hesabına dahil edilerek davacı aleyhine fazla vekalet ücreti hesaplanması doğru olmamıştır.” denilerek Mahkememizin kararının bozularak, dosyanın Mahkememize iade edildiği ve 2020/469 Esas sırasında kaydedildiği anlaşılmıştır.
Uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda; Mahkememizin 2011/258 esas, 2013/279 sayılı kararı Yargıtay 19. Dairesinin 2015/5114 Esas, 2015/16686 karar sayılı, 10/12/2015 tarihli kararı ile bozulmuş olup bozma kararında, bozulan kararın herhangi bir kısmı onanmadığından asıl dosyada Davalı … … Ltd. Şti. hakkında verilen hüküm ile Birleşen dosya davalısı da dahil olmak üzere tüm davacılar ve davalılar hakkında yeniden hüküm kurulmuştur.
Davacının inkişaf bedeline yönelik talebi, bayisi olan davalı … Tic. Ltd. Şti.’ne yönelik olup taşınmaz maliki olan asıl davadaki diğer davalılar bakımından inkişaf bedeline ilişkin bir talebi bulunmamaktadır.
Davacının asıl davadaki inkişaf bedeli yönünden alacağının güncellenmiş değerinin 121.787,00 TL olarak bilirkişi heyetince hesaplandığı, davacının sözleşmenin feshi itibarıyla bakiye kalan süre yönünden inkişaf bedelinden talep edebileceği güncellenmiş tutarın 121.787,00 TL olarak asıl dosya davalı …’ten talep edebileceği;
Gerek asıl dava gerekse birleşen davada davacının sabit yatırım yönünden sözleşmenin feshinden sonra kalan süreye isabet eden zaman yönünden iadesini talep ettiği teknik yatırım alacağının ise davacının bayisi olarak kullanılmakta olan taşınmaz üzerine davacı tarafça yapılan teknik yatırımların, taraflar arasındaki işletme sözleşmesinin gereği olarak ve sözleşme süresine bakılmaksızın hizmetin yürütülmesi için zorunlu yatırımlar olması sebebiyle asıl ve birleşen davaya konu davacının sabit yatırım iade talebinin yerinde olmadığı, asıl ve birleşen davadaki sabit yatırıma ilişkin davacı talebinin tüm davalılar yönünden asıl ve birleşen davada reddi gerektiği;
Asıl davada davacının inkişaf bedelinin davalı …’in yedinde kalmasa nedeniyle oluşan semere karşılığı talep ettiği tutarında, düzenleyici işlem nedeniyle sözleşme süresinin kısalmasında davalının bir kusuru bulunmayıp, kalan sürenin geçersizliği ortaya çıkana kadar 121.787,00TL inkişaf bedelinin geçerli bir sözleşme maddesi gereğince davalının elinde bulundurduğu, davacı tarafın -temerrüde düştüğü tarihten sonra da ancak temerrüt faizini aşan zararın ispatı halinde talepte bulunulabileceği- buna göre semere talebinin yerinde olmadığı anlaşılmış ve tüm bu nedenlerle sonuçta aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin asıl davada davacının davasının kısmen kabulü ile 121.787,00TL inkişaf bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …Turizm İnş. Nak. Gıda ve Teks. San Tic. Ltd. Şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
-Bu kaleme ilişkin davalılar …, … ve … Karamullaoğlu açısından bir talep bulunmamakla bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Asıl davada davacının semere karşılığı talep ettiği tutar ile sabit yatırım karşılığı talep ettiği tutarlar ile fazlaya ait tüm taleplerin asıl davadaki tüm davalılar yönünden ayrı ayrı reddine,
2-Birleşen … ATM’nin 2011/… Esas sayılı davada davacının davasının reddine,
3-Davacı şirket tarafından sunulan 04/06/2014 tarihli … seri numaralı 21.000,00TL’lik davacıya iadesine,
4-Asıl dava açısından;
-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 8.319,27-TL ilam harcından peşin alınan 4.702,80-TL’nin mahsubu ile bakiye 3.616,47-TL ilam harcının davalı … San. Tic. Ltd. Şirketinden tahsili ile hazineye irat kaydına,
-Davacı tarafından yatırılan 4.702,80-TL peşin harç ve 17,15-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 4.719,95‬-TL’nin davalı … San Tic. Ltd. Şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine,
-Davacı, kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 15.519,76-TL vekalet ücretinin davalı …San Tic. Ltd. Şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine,
-Davalı,kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 22.092,81-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … San Tic. Ltd. Şirketine verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan 2.809,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1.080,25-TL’nin davalı … San Tic. Ltd. Şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
-Asıl davada davalılar …, … ve … , kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 5.412,01 -TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar …, … ve … ‘na müştereken verilmesine,
5-Birleşen dosya açısından,
-Alınması gereken maktu 59,30-TL harcın, peşin alınan 508,00-TL harçtan mahsubu ile bakiye 448,7‬0-TL harcın, karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
-Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 5.131,25-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün yasal süresi içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu kabil olmak üzere oybirliğiyle verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.18/02/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”