Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/430 E. 2021/520 K. 14.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/430 Esas
KARAR NO:2021/520

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :25/08/2020
KARAR TARİHİ:14/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu yanın, takip dayanağı faturalarını ödememesi üzerine davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası icra takibi yapıldığını, davalının alacaklarının tahsilini geciktirmek amacıyla mesnetsiz gerekçelerle haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini ve borçlu olmadığını beyan ederek takibin durmasını sağladığını, davalının borca ve ferilerine ilişkin itirazlarının soyut, gerçek dışı ve dayanaksız beyanlar olduğunu, davalı yan ile müvekkili şirket arasındaki ilişkinin sözleşmeden kaynaklı olup, para alacağının iadesinin söz konusu olduğundan davacı müvekkili şirketin ikametgahı mahkemesinin de davaya bakmaya yetkili olduğunu, dava şartı olan arabuluculuk başvuru koşulunun yerine getirildiğini ancak davalı tarafın toplantıya katılmamış olduğundan anlaşmaya varılamadığını, şirket ortağı ve yöneticilerinin sorumluluğu bulunduğundan davanın, şirketin ortak ve yetkilileri olan … ve …’a ihbarını talep ettiklerini, bu nedenlerle davalı yanın icra takibine ilişkin, borca itirazının iptalini ve takibin devamını, icra takibinde yazılı asıl ve feri alacaklarının davalı yandan tahsilini, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, alacaklarını teminen borçlunun taşınmaz ve taşınır malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczini, davanın şirket ortak ve yetkililerine ihbarını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış olup davalılar davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası
2-Abonelik sözleşmesi ve dosyası
3-Bilirkişi raporu
4-Davacı vekilinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, abone tarafından ödenmeyen elektrik tüketim bedellerinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Abonelik sözleşmesini imzalayan abone, sözleşme sona erinceye kadar tahakkuk edecek olan tüketim bedelinden, dağıtım yapan kuruma karşı sözleşme gereği sorumludur. Hemen belirtmek gerekir ki, burada kullanımın normal ya da kaçak kullanım olmasının da sonuca etkisi bulunmamaktadır. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin, sözleşmesi iptal edilmediği sürece, kullanım bedelinden dolayı fiili kullanıcı ile beraber müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin istikrar kazanmış uygulamasına göre, abonelik iptal ettirilmedikçe, o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz gibi abonelik bedellerinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur. Nitekim, aynı ilkeler HGK’nın 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı ilamında da benimsenmiştir.
Öte yandan biliniği üzere Yönetmelikler ancak yürürlüğe girdikleri tarihten sonraki dönemlerde gerçekleşen olaylara uygulanabilir. Daha önce gerçekleşen olaylara sonradan yürürlüğe giren yönetmeliklerin uygulanarak alacak hesabı yapılması mümkün olmadığı gibi, yönetmeliklerin yürürlükten kaldırılmasından sonra gerçekleşen olaylara da yürürlükten kaldırılmış eski yönetmelik hükümlerinin uygulanması dahi mümkün değildir.
09/11/1995 tarih, 22458 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 26. maddesine göre; aboneliğinin başlangıç tarihinin sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarih olduğu, başka bir yere taşınacak abonenin taşınma tarihinden en az bir hafta önce şirkete yazılı olarak başvurarak sayaç değerinin okunmasını istemek zorunda olduğu, bir hafta içinde sayaç değeri belirlenmediği takdirde abonenin bildiriminin esas kabul edileceği, 38. maddeye göre idarenin faturalama dönemlerinde abone sayacının kaydettiği değeri mahallinde ve zamanında okuyarak faturalamaya esas olacak şekilde kayda geçirilmesinin esas olduğu, 50.maddeye göre fatura bedeli son ödeme tarihine kadar ödenmediği takdirde 20 gün içerisinde Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebligat yapılacağı, “bu tebligattan sonra fatura bedeli 10 gün içinde ödenmediği takdirde abonenin elektriği kesilir” hükmü getirilmiştir.
25/09/2002 tarihli ve 24887 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24. maddesine göre; zamanında ödenmeyen borçlar başlığı altında “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilebilir” şeklindedir.
01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren ve 30/12/2012 tarihli 28513 sayılı resmî gazete ile 24/2. maddesindeki “kesilebilir” ibaresi “kesilir” şeklinde değiştirilen Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/2.maddesine göre, “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde nihai tüketicilere enerji tedarik eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine en az 5 iş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilir” söz konusu durum 2 gün içerisinde dağıtım şirketi tarafından ilgili tedarikçiye bildirilir.
09/11/1995 tarihli Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği ve 01/03/2003 tarihli Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri gereğince zamanında ödenmeyen faturalardan dolayı elektriğin kesilmesinin amir hüküm olduğu anlaşılmaktadır.

Müterafik kusur yönünden; Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları gereğince, davacının uzun bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de, bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davacının beraatını gerektirmeyeceği gibi (tüketim bedeli olan ana borçtan) hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz ve müterafik kusur nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirimi gerektirmez. Olsa olsa davacının elektriği kesmemesi dolayısıyla davacının müterafik kusuru nedeniyle, davalı açısından normal tüketim bedeli dışında gecikme zammı ve işleyecek yasal faizden indirim sağlar. Davacının müterafik kusuru nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirim davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açar ki, bu da yukarıda bahsedilen usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil eder. Bu durumda müterafik kusur indirimi ancak uygulanacak faiz oranı üzerinden ve ancak yasal faize kadar indirim yapılabilecektir.
Gecikme zammı yönünden; Hukuk Genel Kurulunun ve Yargıtay 3. Hukuk Dainesi’nin yerleşmiş uygulamasına göre; abonelik sözleşmesinde ödemelerde gecikme olması hâlinde, 6183 sayılı kanun da belirtilen gecikme zammının istenebilmesi için, gecikme zammına ilişkin şartın açık, anlaşılabilir ve oranları da belirtilmek suretiyle yazılması gerekir. Soyut olarak, salt kanun ve yönetmelik hükümlerine atıf yapılmış olması hâlinde gecikme zammı istenemez, abonenin sıfatına göre faiz istenebilir. Abonelik (elektrik, su, atık su ve doğalgaz) sözleşmesinde; 6183 sayılı Kanunda belirtilen gecikme zammı oranının uygulanacağına yönelik bir hüküm yoksa, borç ödenmediği takdirde, normal tüketim bedeline 6183 sayılı Kanunda belirtilen gecikme zammı değil, abonenin sıfatına (mesken ise yasal faiz, ticarî ise TTK’nuna tabi aboneler için ticarî faiz, diğer aboneler için yasal faiz) faiz uygulanacaktır. (HGK’nun 22/09/2010 tarih, 2010/13-466 Esas, 2010/410 Karar, 28/11/2012 tarih, 2012/13-624 Esas, 2012/915 Karar, 3. HD’nin 27/02/2014 tarih, 2013/18346 Esas, 2014/3079 Karar sayılı ilâmlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.)
Temerrüt ve işlemiş faiz yönünden; bilindiği üzere faiz; para borçlarında borcun zamanında ödenmemesi -borçlunun temerrüde düşmesi- halinde kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüt devam ettiği sürece varlığını koruyan, alacaklının zararın varlığını ve miktarını aynı zamanda borçlunun kusurunu ispat etmek zorunda kalmaksızın borçlunun ödemek durumunda olduğu ve miktarı yasalarca belirlenmiş asgari ve maktu bir tazminattır. Temerrüt faizinin miktarı yasalarca belirlenmiş olduğundan, alacaklının bir zararının olup olmadığı veya zararın temerrüd faizi oranından daha düşük olup olmadığı tartışmalarına meydan vermeksizin, borçlunun faiz ödemeye peşinen zorlanması yargı organlarını da büyük bir yükten kurtarmakta ayrıca borçluyu zamanında ödemede bulunmaya sevk etmektedir.
Para borçlarında borçlunun borcunu vadesinde ödememesi halinde kararlaştırılan gecikme zammının aslında bir faiz olduğu kabul edilmektedir (HGK’nun 16.06.2004 gün ve 2004/19-357-360; 10.10.2012 gün ve 2012/7-502-707 sayılı kararları)
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101. Maddesinde (6098 sayılı TBK’nun 117.maddesi) “borcun ifa olunacağı gün sözleşme ile belli edilmiş ise ihtar şartı aranmadan bu günün bitmesi ile borçlu mütemerrit olur.” hükmü mevcuttur.
Buna göre, abonelik sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıkta her bir faturanın son ödeme günü belli ve muayyen olduğuna göre, abonelik sözleşmesinde faturanın zamanında ödenmemesi hakkındaki madde hükümlerine göre her bir fatura alacağına son ödeme tarihinden itibaren 818 sayılı BK’nun 101. maddesi (6098 sayılı TBK’nın madde 117) gereğince faiz (abonelik sözleşmesinde hüküm bulunması halinde gecikme zammı, aksi halde yasal faiz) işletilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2016/13741 Esas 2018/2639 Karar sayılı emsal ilamı)
O halde yapılması gereken yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek, dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan tarifelerinin (yönetmelik ve abonelik sözleşmesinin) ilgili maddeleri uyarınca; davacının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğu, abonelik sözleşmesinde gecikme zammının alınacağına dair hüküm bulunması halinde ise, Yönetmelik gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihe kadar olan gecikme zammından da sorumlu olacağı, aksi halde abonenin sıfatı nedeniyle avans faizi hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davalının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bunun da ancak gecikme zammından indirim sağlayacağı, bu indirimin de en fazla yasal faize kadar olacağı nazara alınıp, bu doğrultuda rapor alınmak üzere dosyayı bilirkişiye tevdii etmektir.
Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman elektrik mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının ….İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 50.199,51-TL asıl alacak 9.772,07-TL işlemiş faiz 1.784,94-TL faizin KDV’si olmak üzere toplam 61.756,52-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 03/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 09/03/2015 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Abonelik dosyasının incelenmesinde; Taraflar arasında 01/09/2015 tarihli Elektrik Enerjisi Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesi imzalandığı, faturaların zamanında ödenmemesi durumunda müşterinin elektriğinin 5 Gün sonra kesileceği 5/d. Maddede düzenlendiği görülmektedir.
Dava konusu faturaları incelenmesinde; ilki 13/08/2014 Son ödeme tarihli en sonuncusunda 12/12/2014 Son Ödeme tarihli toplam 5 Adet fatura olduğu, faturaların tarihleri itibariyle Enerji Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.
Elektrik mühendisi bilirkişinin 18/01/2021 tarihli 4 sayfadan ibaret kök raporunda özetle; Davacı şirketin icra takibini Öz Azim Turizm Spor ve Sağlık Merkez Ltd. Şti. hakkında yaptığını, davalının abonelik döneminin 05/08/2011-13/02/2015 tarihleri arasında olduğunu, icra takibindeki 16/07/2001 son ödeme tarihli ve 28.511,71 TL bedelli elektrik borcunun davalının abonelik dönemine ait olmadığını, Öz Azim Turizm Spor ve Sağlık Merkez Ltd. Şti’nin unvanının 10/12/2014 tarihinde … Tic. Ltd. Şti. olarak değiştirilmiş olduğundan icra takibinin Öz Azim Turizm Spor ve Sağlık Merkez Ltd. Şti. hakkında yapıldığını, ancak unvan değişikliği nedeniyle itirazın iptali davasını davalı Atlantis şirketi hakkında açıldığından davalının 6 adet faturayı ödemesi gerektiğini, dava konusu olayda elektrik faturalarının, son ödeme tarihlerine kadar ödenmediği halde, davacı şirketin davalının elektriğini kesmediğinden gecikme zammı ve KDV nedeniyle elektrik borçlarının aşırı derecede arttığından davacı şirketin müterafik kusurlu olduğunu, davacı şirketin kusuru oranında gecikme zammından indirim sağlanması gerektiği kanaatine varıldığını, davacı şirketin icra takip tarihi itibariyle toplam alacağının; davacı şirketin asıl alacağının 21.687,80 TL olduğunu, gecikme zammının 699,94 TL olduğunu, gecikme zammının KDV’sinin 125,99 TL olduğunu, davacı şirketin icra takip tarihi itibariyle toplam alacağının 22.513,73 TL olduğunu, davacının davalı … Ticaret Ltd. Şti’den 22.513,73 TL talep edebileceği kanaatine varıldığını belirtmiştir.
Elektrik mühendisi bilirkişinin 23/04/2021 tarihli 4 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; Davacı şirketin itirazlarında kök rapordaki kanaatini değiştirecek herhangi bir hususun olmadığı kanaatine varıldığını, dava konusu alacak döneminde yürürlükte olan yönetmelik ve abonelik sözleşmesinde gecikme zammının 6183 sayılı yasanın 51. Maddesindeki %16,80 yıllık faiz oranına göre hesaplanacağı yer almış olduğundan, mahkemenin 2. celse 2 nolu ara kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2018/6205 E. ve 2018/10184 K. sayılı içtihadı gereğince gecikme zammının, elektriğin kesilmesi gereken tarihe kadar 6183 sayılı yasanın 51. Maddesindeki %16,80 faiz oranına göre, elektriğin kesilmesi gereken tarihten icra takibinin başladığı tarihe kadar müterafik kusur kapsamında %9 yasal faiz oranına göre hesaplandığını, bu hesaplamaya göre davacı şirketin asıl alacağının 21.687,80 TL olduğunu, gecikme zammının 587,70 TL olduğunu, gecikme zammı KDV’sinin 105,78 TL olduğunu, davacı şirketin takip tarihi itibariyle toplam alacağının 22.381,28 TL olduğunu, davacının … Ticaret Ltd. Şti’den 22.381,28 TL talep edebileceğini belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davalı davacının elektrik abonesidir. Davacı kurum, 13/08/2014 ile 12/12/2014 tarihleri arası elektrik tüketim fatura bedellerinden oluşan alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere davalı aboneliğini iptal ettirmedikçe davacı kuruma karşı sorumludur. Dava konusu abonelik sözleşmesinde, geciken ödemelerle ilgili olarak 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre gecikme zammı alınacağına ilişkin açık ve anlaşılır bir hüküm bulunmadığından davacının avans oranda faiz isteyebileceğinin kabulü gerekir. Ayrıca davacının gecikme zammı talebi, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2017/16557 Esas 2019/2166 Karar sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere ” çoğun içinde az da vardır” kuralı gereğince, abonenin sıfatına göre avans faiz olarak değerlendirilmelidir. Bu kapsamda Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin içtihatları doğrultusunda Enerji Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine göre davacının elektriği kesmesi gereken tarih son ödeme tarihinden 5 Gün sonradır. Davacının bu tarihten sonra elektriği kesmemesi müterafik kusur olduğundan ve ancak müterafik kusur indirimi faizden ve ancak yasal faize kadar olabileceğinden, elektriğin kesilmesi gereken tarihten icra takibine kadar ancak yasal faiz talep edebilecektir.
Bilirkişi tarafından her ne kadar hesaplama da elektriğin kesilmesi gereken süreye kadar yıllık %16,8 faiz işletilmiş ise de Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2016/10742 Esas 2017/17007 sayılı ilamında da belirttiği üzere sözleşmede abonelik sözleşmesinde ödemelerde gecikme olması hâlinde, 6183 sayılı kanun da belirtilen gecikme zammının istenebilmesi için, gecikme zammına ilişkin şartın açık, anlaşılabilir ve oranları da belirtilmek suretiyle yazılması gerekir. Soyut olarak, salt kanun ve yönetmelik hükümlerine atıf yapılmış olması hâlinde gecikme zammı istenemez, abonenin sıfatına göre yasal faiz istenebilir. Abonelik sözleşmesinde alacağın geç ödenmesi hâlinde 6183 sayılı kanunda belirtilen gecikme zammı uygulanacağına dair bir hüküm yoksa alacağa gecikme zammı değil abonenin sıfatına göre avans faiz ilave olacağından;
13/08/2014 son ödeme tarihli faturanın elektriğin kesilmesi gereken tarihin 12/09/2014 olduğu, bu aradaki dönemde avans faizi işletilmesi gerektiği, 4.043,20-TL tutarlı faturanın 13/08/2014-12/09/2018 tarihleri arasındaki avans faizi (%10,5) hesaplamasının 34,89-TL olduğu,
11/09/2014 son ödeme tarihli faturanın elektriğin kesilmesi gereken tarihin 11/10/2014 olduğu, bu aradaki dönemde avans faizi işletilmesi gerektiği, 8.036,80-TL tutarlı faturanın 11/09/2014-11/10/2014 tarihleri arasındaki avans faizi (%10,5) hesaplamasının 69,36-TL olduğu,
13/10/2014 son ödeme tarihli faturanın elektriğin kesilmesi gereken tarihin 12/11/2014 olduğu, bu aradaki dönemde avans faizi işletilmesi gerektiği, 3.180,20-TL tutarlı faturanın 13/10/2014-12/11/2014 tarihleri arasındaki avans faizi (%10,5) hesaplamasının 27,45-TL olduğu,
11/11/2014 son ödeme tarihli faturanın elektriğin kesilmesi gereken tarihin 11/12/2014 olduğu, bu aradaki dönemde avans faizi işletilmesi gerektiği, 2.411,70-TL tutarlı faturanın 11/11/2014-11/12/2014 tarihleri arasındaki avans faizi (%10,5) hesaplamasının 20,81-TL olduğu,
12/12/2014 son ödeme tarihli faturanın elektriğin kesilmesi gereken tarihin 11/01/2015 olduğu, bu aradaki dönemde avans faizi işletilmesi gerektiği, 1.428,90-TL tutarlı faturanın 12/12/2014-11/01/2015 tarihleri arasındaki avans faizi (%10,5) hesaplamasının 12,33-TL olduğu,
Bu tarihten takip tarihine kadar olan sürede müterafik kusur nedeniyle yasal faiz (%9) hesaplanmasının bilirkişi raporunda yapıldığı, davalının abonelik döneminin 05/08/2011-13/02/2015 tarihleri arasında olduğunu, icra takibindeki 16/07/2011 son ödeme tarihli ve 28.511,71 TL bedelli elektrik borcunun davalının abonelik dönemine ait olmadığını, bu faturanın 15/07/2011 tarih 113.666,20-TL bedelli faturanın bakiyesi olduğu, ayrıca 113.666,20-TL tutarlı faturanın ilk okuma son okuma ve endeks bilgilerinin yer almadığı, bu nedenle 28.511,7-TL tutarlı fatura yönünden de davanın reddi gerektiği kanaatiyle mahkememizce faiz hesaplamaları resen yapılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2013/19458 Esas 2014/4321 Karar sayılı emsal ilamı)
Yargılama Gideri yönünden; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A-10 maddesi uyarınca, taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Aynı yasanın arabuluculuk ücreti 18/A-10 fıkrası uyarınca anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Somut olayda davalı arabuluculuk toplantısına katılmadığı arabuluculuk son tutanağı ile sabit olmakla yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yöneltilen davalı itirazının kısmen iptali ile takibin 21.687,80-TL asıl alacak ve 631,14-TL işlemiş faiz 113,60-TL KDV olmak üzere toplam 22.432,54 üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacağa .yasal faiz işletilmesine, fazlaya dair isteminin reddine,
2-Alacak niteliği itibariyle likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 4.486,50- TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 1.532,36-TL harçtan, peşin alınan 548,51-TL harç mahsup edilerek kalan 408,40-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 548,51-TL peşin harç, 54,40TL başvuru harcı olmak üzere toplam 602,91-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 914,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde davalının katılım sağlamaması nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-11 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/06/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır