Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/429 E. 2020/493 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/429 Esas
KARAR NO : 2020/493
DAVA : İtirazın İptali (Vade Farkı Faturasından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/08/2020
KARAR TARİHİ : 23/09/2020

Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı firma arasında süre gelen ticari münasebet kapsamında cari hesapta yer alan ödenmeyen bakiye fatura bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki olmuş itirazın iptali ile % 20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, ödeme emrine icra dairesinin yetkisiz olduğundan bahisle itiraz ettiklerini, eksik harcın ikmali gerektiğini, kendilerince kısmi ödeme yapılmışsa da takibe konu vade farkı faturasını kabul etmediklerini, zira aralarında vade farkı alınacağına dair zımni ya da açık bir anlaşma bulunmadığını bu nedenle fatura içeriğine itiraz etmemiş olmalarının aleyhe sonuç yaratmayacağını, vade farkı ve fer’ileri dışındaki borcun ise kapatıldığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, vade farkına ilişkin fatura borcunun tahsili için başlatılan icra takibine vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün 2020/4678 E. Sayılı icra dosyası UYAP üzerinden temin edilmiş olup, ödeme emrinin davalı borçluya 20/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, itirazın ise 27/02/2020 günü yasal süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Borçlu vekili itirazında, müvekkili şirketin “… Mah. … Cad. No: … Osmangazi/BURSA” adresinde ticari faaliyet gösterdiğini, alacaklı tarafından yetkisiz icra dairesinde takip başlattığını ileri sürmüştür.
İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardır. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra takibinde takip başlatılması ve ödeme emrine karşı yasal süresinde itirazın yapılması gerekir. Bu durumda, davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının öncelikle karara bağlanması gerekir. Davalı borçlu icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğinden öncelikle usulüne uygun olarak icra takibinin yetkili yerde yapılıp yapılmadığının tespiti zorunludur. Bir başka söyleyişle, icra dairesinin yetkisi HMK’nın 114/2 maddesi anlamında itirazın iptali davalarında özel dava şartıdır.
Somut olayda, taraflar arasında süregelen bir ticari ilişkinin varlığı sabit olup, davalı borçlu kısmi ödeme yaptığını kabul ederek vade farkı kalemi yönünden icra takibine itiraz etmiştir. Ticari münasebet davalı borçlunun da kabulündedir. TBK’nın 89/1 maddesi gereğince para alacağı götürülecek borçlardan olduğundan davacı alacaklı kendi ikametgahında icra takibi ya da dava açabilir. Ne var ki, dosya içeriğinden davacı alacaklının “… … İş Hanı No: … Başakşehir/İSTANBUL” adresinde bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda davacı alacaklının icra takibini bağlı bulunduğu yer Küçükçekmece İcra Dairelerinde başlatması gerekirdi. Yani, davacı alacaklı takibi ya Küçükçekmece ya da Nilüfer İlçesi’nin bağlı bulunduğu Bursa İcra Dairelerinde başlatabilecektir. Ancak eldeki icra takibi yanlış yerde açılmıştır. Birden fazla mahkemenin ya da icra dairelerinin yetkili olduğu durumlarda, alacaklı bunlardan birinde dava/takip açmak hususunda seçim hakkına sahiptir. Davacı alacaklı bunlardan hiç birinde takip ya da dava açmazsa, o zaman seçim hakkı davalı-borçluya geçer. Borçlu vekili ise, takibe yasal süresinde itiraz etmiş olup, yetki itirazında müvekkilinin ikametgahının yetkili olduğu yer yönünde seçim yaparak usulüne uygun itirazda bulunmuştur.
Öte yandan İİK’nın 50. maddesinin yollamasıyla HMK’nın 10. maddesi gereğince sözleşmenin İstanbul yargı alanı içerisinde ifa edileceğine dair herhangi bir bilgi ve belge de dosyada mevcut değildir. Dolayısıyla somut olayda İstanbul İcra Daireleri’nin yetkisiz olduğu aşikar olup, özel dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Takibin yetkisiz icra dairesinde başlatılması nedeniyle usulüne uygun icra takibi yapılmadığı anlaşıldığından, HMK’nın 114/2 maddesi gereğince özel dava şartı yokluğu sebebi ile davanın USULDEN REDDİNE,
Kafi miktarda harç alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 3.400 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, HMK’nın 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan tetkikat neticesinde parasal sınır itibariyle kanun yolları kapalı ve kesin olmak üzere karar verildi. 23/09/2020

Katip …

Hakim …

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*