Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/416 E. 2023/529 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/416 Esas
KARAR NO:2023/529 Karar

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:19/08/2020
KARAR TARİHİ:20/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil …’in 01/09/2019 tarihinde saat 13:50 sıralarında, Manisa ili, Şehzadeler ilçesi, sancaklıiğdecik mah. … Otoyolu üzerinde bulunan … Akaryakıt istasyonu içerisinde yaya vaziyette iken, … … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin maliki- İşleteni olduğu, … Sigorta A.Ş’nin … nolu poliçe ile zorunlu mali Sorumluluk sigortacısı olduğu, …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın çarpması şeklinde gerçekleşen trafik kazası neticesinde yaralandığını, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’ın tek ve asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini belirterek; müvekkilinin iş göremezlik süresi boyunca mahrum kaldığı kazanç kaybına ilişkin geçici iş göremezlik tazminatı olarak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 500 Euro ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Somut olayın incelenmesinde kazanın 01/09/2019 tarihinde meydana geldiği ve davacının beyanına göre kendisinin 09/09/2019 tarihinde yani kazadan sekiz gün sonra Almanya’da tedavisine devam edildiği anlaşıldığını, davacının beyan ettiği oranda yaralansaydı bu kadar kısa süre içinde ulaslararası seyahat imkanı olamayacağını, dolayısıyla davacının yaralanmasının basit olduğu sonucunun ortada olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının maddi zararının olduğu varsayımında ise bu zarardan müvekkilinin değil zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketinin ve aracın kasko sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, müvekkilinin aracın maliki olmadığından ilgili şirketlerin tespitinin taraflarınca mümkün olmadığını, bu konuda aracı kiralayan … … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne müzekkere yazılarak varsa kasko poliçelerin bir suretinin celbine daha sonra davanın ilgili sigorta şirketine ihbarını talep ettiklerini, müvekkilinin 01/08/2020 tarihinde İzmir-İstanbul istikametine gitmekte olan iken Manisa ili, Şehzadeler ilçesinde bulunan … akaryakıt istasyonununda yakıt almak amacıyla durduğunu, yakıtını aldıktan sonra usule uygun park edilmiş aracına bindiğini, aracıyla hareket etmeye hazırlanırken talihsizlik sonucu terliğinin gaz pedalına takınması ile aracın süratli olmayacak şekilde harekete geçtiğini, fakat davacı yanın petrol istasyonda olduğunu ve her yerden karşısını araba çıkabileceğini düşünmeden dikkatsiz bir şekilde müvekkilin önüne çıktığını ve kazaya sebebiyet verdiğini, yayanın dikkatli olması durumunda herhangi bir hasarın oluşmayacağının ortada olduğunu, müvekkilinin karayolları trafik kanunu uygun hareket ettiğini” belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … …orta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı kazaya karışan aracın müvekkili şirkette 10/11/2018- 10/11/2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı sorumluluklarının, sigortalının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlar da şahıs başına azami 390.000 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin sorumluluğundan bahsedebilmek için öncelikle sigortalı sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54 de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından … zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından … zararlar şeklinde düzenlenmiştir.
Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek zarar görenin zarar verici olay sonucunda malvarlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Zarar görenin malvarlığında eksilen değer yerine aynı nitelikte bir değer konulması mümkün olduğu takdirde bu değer; bu mümkün olmadığı takdirde, nicelik yönünden, yani para ile ona denk bir değer konulur ve zarar verenin yerine getirmek zorunda olduğu bu yükümlülüğe tazminat yükümlülüğü adı verilir. Tazminat yükümlülüğünün, bir diğer ifadeyle zarar verenin ödeyeceği tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zararın hesaplanması gerekmektedir. Zarar görenin malvarlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki farkı ifade eden zarar, eşyaya ilişkin olabileceği gibi kişiye ilişkin de olabilecektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden … zararların da kişiye ilişkin zarar kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Çalışma gücü, zarar görenin iş gücünün, yani beden ve fikir gücünün, gelir getirici şekilde kullanılması demektir. Burada asıl önem arz eden kazanç kaybı veya azalması değil, kazanma gücünün kaybı veya azalmasıdır. Bu kayıp ve azalmadan … olumsuz ekonomik sonuçlar, zararı oluşturur (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 713).
Bununla birlikte Yargıtay’ın yerleşik uygulaması gereğince kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazminatı olarak ifade edilmektedir. Bu durum ilk bakışta sorumluluk hukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de burada vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durumu ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı, fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir. Bunun gibi çalışma yaşına gelmemiş küçükler yönünden de bedensel zarar sonucu oluşan maluliyet nedeni ile evde ya da dışarıda aileye yardımcı olma, eğitim alma, yeme, içme vb gibi tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarfetmesi gereken fazla çaba veya güç (efor) bir ekonomik değer olarak gürülmeli ve bu nedenle bir zarar oluştuğunun kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D. 2016/10015 Esas 2019/4332 Karar sayılı emsal ilamı)
Sigorta şirketi kazaya karışan sigortalı aracın trafik sigortacısı (ZMSS) sıfatıyla, bu aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda oluşan zarardan, kendisine sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olacaktır.
Mahkemece yapılması gereken dava konusu trafik kazası nedeniyle yapılan tedavilere ilişkin tüm evraklar toplanarak, Adli Tıp Kurumu’ndan maluliyet raporu almak, tarafların kusur oranları hususunda bilirkişi raporu almak ve tüm belgeler toplandıktan sonra aktüerya raporu almaktır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 01/07/2022 tarihli 2022/9960 karar nolu raporunu özetle; Mevcut belgelere göre … oğlu 15/10/1955 doğumlu …’in 01/09/2019 tarihli trafik kazası sebebiyle 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, maluliyet oranını %0 (yüzdesıfır) olduğu, iyileşme süresinin ( iş göremezlik süresi ) olay tarihinden itibaren 3 (üç ) haftaya kadar uzayabileceği oy birliğiyle sunulmuştur.
Kusur ve Aktüer bilirkişilerinin düzenlediği 13/01/2023 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; Trafik kazasına karışan … plakalı otomobil sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, meydana gelen trafik kazasında yaralanan …’in olayda kusurunun olmadığı, Davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’in Geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararının= 1.641,19 €(avro) olduğu, Adli tıp kurumu tarafından davacının maluliyet oranı %0 olarak belirlendiğinden sürekli iş gücü kaybı nedeniyle maddi zarar hesabı yapılmasının mümkün olmadığı, belirtilen zarar tutarının poliçe limitleri içinde kaldığı, sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihi 27/03/2020 olarak belirlenmiş olup, araç sürücüsü ve işleten bakımından temerrüdün 01/09/2019 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı, sigortalı aracın kullanım şeklinin hususi gözüktüğü, kanaat ve sonucuna varıldığına dair bilirkişi raporu sunulmuştur.
Bilirkişilerin düzenlediği 23/02/2023 tarihli 2 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; Hukuki durumların ve delilerin takdiri Mahkemeye ait olmak üzere 01.09.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle; Taraf itirazları doğrultusunda değişiklik gerektirmeyen 13.01.2023 tarihli raporda belirlendiği üzere; Trafik kazasına karışan … plakalı otomobil sürücüsü …’ın % 100 (yüzde yüz) oranında kusuru olduğu, Meydana gelen trafik kazasında yaralanan …’in olayda kusurunun olmadığı, Davalıların % 100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’in; Geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararının 1.641,19 €(avro) olduğu, Adli Tıp Kurumu tarafından davacının maluliyet oranı % 0 olarak belirlendiğinden sürekli iş gücü kaybı nedeniyle maddi zarar hesabı yapılmasının mümkün olmadığı, Yukarıda belirlenen zarar tutarının poliçe limitleri içinde kaldığı, Sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihi 27.03.2020 olarak belirlenmiş olup, Araç sürücüsü ve işleten bakımından temerrüdün 01.09.2019 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı, Sigortalı aracın kullanım şeklinin hususi gözüktüğü sonuç kanaati ile ek rapor sunulmuştur.
Bilirkişinin düzenlediği 14/04/2023 tarihli 4 sayfadan ibaret 2. ek raporunda özetle; Hukuki durumların ve delilerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 01.09.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre trafik kazasında yaralanan …’in geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zarar ilişkin olarak; dosyada mevcut belgelere göre davacının … Hotelsdeki ücretli çalışma karşılığı aldığı ücret dışında ayrıca sahibi olduğu … Tiyatro Acentesinin faaliyeti nedeniyle de kazanç elde ettiği gözükmektedir. Davacının sahibi olduğu ticari işletmenin kazancına dayalı olarak 21 günlük geçici iş göremezlik dönemi için de maddi zarar talebinde bulunup bulunmayacağına ilişkin takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; davacının hem fiilen ücretli olarak çalıştığı işyerinden elde ettiği kazanca göre hem de sahibi olduğu işletmenin hasılatına göre ayrı ayrı zarar tutarı belirlenerek takdire sunulacaktır. Buna göre davacının ücretli olarak çalıştığı işyerinden elde ettiği kazanca göre; -21 günlük geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararının 1.641,19 €(avro) olduğu, davacının ücretli olarak çalıştığı işyeri dışında sahibi olduğu “… Tiyatro Acentesi” adlı işyerinin elde ettiği aylık hasılat tutarı esas alınarak belirlenen kazanca göre; İşletmenin 21 günlük iyileşme dönemindeki kazanç kaybının 1.686,30 €(avro) olduğu, Adli Tıp Kurumu tarafından davacının maluliyet oranı 960 olarak belirlendiğinden sürekli iş gücü kaybı nedeniyle maddi zarar hesabı yapılmasının mümkün olmadığı, yukarıda ayrı ayrı belirlenen zarar tutarlarının toplamının poliçe limitleri içinde kaldığı, sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihi 27.03.2020 olarak belirlenmiş olup, araç sürücüsü ve işleten bakımından temerrüdün 01.09.2019 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı, sigortalı aracın kullanım şeklinin hususi gözüktüğü, sonuç ve kanaati ile raporunu sunmuştur.
Bedel artırım dilekçesi; Davacı vekilinin 25/04/2023 tarihli dilekçesi ile Müvekkilin iş göremezlik süresi boyunca mahrum kaldığı kazanç kaybına ilişkin geçici iş göremezlik tazminatı olarak 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte 3.327,49 Euro’nun aynen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkile ödenmesini, müvekkilin yaralanması sebebiyle uğradığı elem ve üzüntünün bir nebze de olsa dindirilmesi amacıyla, haksız fiili tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 10.000,00- TL. manevi tazminatın davalılar … ve … … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkile ödenmesini, tüm yargılama giderlerinin davalılara yüklenmesine talep etmiştir.
Temerrüt ve faiz yönünden ise; davaya konu edilen zarar doğurucu haksız fiil, trafik kazası şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Ancak haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısının, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2.maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Aynı zamanda söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına göre davacının alacağının tamamına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmekte olduğu gibi Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/15535 Esas 2019/7234 Karar sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, 01/09/2019 tarihinde davacı ile davalı … arasında trafik kazası meydana geldiği, yargılama sırasında alınan ATK raporu ile davacının iyileşme sürecinin 3 haftaya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, her ne kadar ATK raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmediği anlaşılmış ise de raporun geçici iş göremezlik yönünden hükme esas alındığı, geçici iş göremezlik süresinin yönetmelik hükümlerine göre değişiklik göstermeyeceği anlaşıldığından ATK raporunun hükme esas alındığı, Mahkememizce alınan hüküm kurmaya ve denetime elverişli kusur raporunda davacının kusurunun bulunmadığı, davalı …’ın kusurlu olduğunun bildirildiği, aktüerya bilirkişisi tarafından davacı vekili tarafından ibraz edilen belgelere göre davacının kaza tarihi itibariyle aylık ortalama net gelirinin (2.336,37 + 2.345,68 + 2.351,67= 7.033,72/3 ay)= 2.344,57 € (euro) olduğu, bu tutar üzerinden hesaplanan 3 haftalık geçici iş göremezlik zararının 1.641,19 Euro olduğu, her ne kadar davacı vekilinin davacının şahsi organizasyon şirketinin gelirlerinin hesaplamaya dahil edilmediği yönünden itirazda bulunmuşu ise de davacının hesaba esas kazançları düzenli olarak aylık ücret karışlığı çalıştığı işyeri tarafından düzenlenen bordrolara göre belirlendiği, işletme gelirinin cismani zarar hesabında dikkate alınamayacağı, cismani zarar hesabının iş gücü kaybına dayandığı, davacının ATK tarafından belirlenen 21 günlük iyileşme döneminde işine gidemeyeceği kabul edilerek bu dönem için ücretli olarak çalıştığı işyerinden aldığı aylık maaş üzerinden zararın hesaplandığı, bu dönemde davacının ticari işletmesinin davacının yaralanmasına bağlı olarak faaliyetinin durduğunun ispatlanamadığından işletme gelirleri üzerinden hesaplama yapılmadığı, davalılar … ve … End. Ürünl. İth. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti. yönünden kaza tarihi itibariyle temerrüdün oluştuğu, davalı sigorta şirketi yönünden davacının 16/03/2020 tarihli başvurusundan itibaren 8 iş günü sonrası olan 27/03/2020 tarihi itibariyle temerrüt koşullarının oluştuğu, davacının belirsiz alacak davası olarak açtığı, davasına bu tarihten itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatiyle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Manevi tazminat talebi yönünden; 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde “Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünü zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedelsel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarında da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir.Ayrıca 22/06/1966 tarih ve 2/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda manevi tazminat, bir ceza ya da gerçek anlamda bir tazminat olmayıp, zarara uğrayan kişinin manevi ıstırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araç olabileceğini ve zenginleşme aracı olamayacağını belirtmiştir.
Kazanının oluş şekli, kazanın oluşumunda tarafların kusur oranı, davacının kaza sonrası duyduğu acı, elem ve üzüntü, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, meydana gelen zarar ve kusur durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkeleri, TBK’nun 56. maddesinin hükmü ve yukarıda sözü edilen İçtihadı Birleştirme Kararı bir arada değerlendirildiğinde davacının manevi tazminat talebinde haklı olduğu değerlendirildiğinden davacının manevi tazminat isteminin kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … ve … … Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti.’den alınarak davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 1.641,19 Euro geçici iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden 27/03/2020 ve diğer davalılar yönünden 01/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Davacı tarafından … ve … … Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. aleyhine açılan manevi tazminat davasının kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 01/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … ve … … Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Maddi Tazminat Yönünden; (Merkez Bankası dava tarihi döviz kuru 1 EURO=8,8000-TL)
a)Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 986,56-TL harçtan, peşin alınan 54,40-TL peşin ve 207,31-TL ıslah harcı toplamı 261,71-TL’nin mahsubu ile bakiye 724,85-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvuru harcı, 54,40-TL peşin harç ve 207,31-TL ıslah harcı toplamı 316,11-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
c)Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
d)Kabul-red oranına göre davalılardan … ve Doğa Sigorta A.Ş. kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılardan … ve … Sigorta A.Ş.tarafına verilmesine,
4-Manevi Tazminat Yönünden;
a)Alınması gereken 683,10-TL harcın davalılardan … ve … … Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılardan … ve … … Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 4.881,00-TL yargılama giderinin kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 2.407,41-TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi.20/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdırr