Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/396 E. 2021/673 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/396 Esas
KARAR NO:2021/673

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/08/2020
KARAR TARİHİ:08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından davalı lehine açılan ve kullandırılan kredilerin ve hesabın kat edildiğini ve borcun ödenmesi gerektiği hususlarının … Noterliği’nin 31/12/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin ve eki hesap özetinin borçluya tebliğ edildiğini fakat borcun ödenmediğinden borçlu hakkında … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile … Şasi numaralı araç için menkul rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı tarafından borca, faize ve ferilerine itiraz edildiğini, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu fakat anlaşılamadığını, takibe ilişkin itirazların haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bankanın tespit ettiği akdi faiz oranı ve talep edilen temerrüt faizi oranının yasal olduğunu, bu nedenlerle davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptalini, takibin takip talebindeki kayıt ve şartlarla devamını, davalı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın hukuki mesnetten uzak iddialarla müvekkili aleyhine … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkili tarafından yasal süresi içerisinde icra dosyasına itirazda bulunulduğunu, müvekkilinin böyle bir sözleşme imzalamadığını, sözleşmedeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, dayanak yapılan sözleşmeye, içeriğine ve imzasına ilişkin itirazlarının mevcut olup böyle bir dayanak belge bulunmadığından müvekkilinin böyle bir borcu olmadığını, böyle bir borcun varlığı kabul edildiği ihtimalinde dahi davacı tarafından dava dilekçesinde borcun kaynağının belirtilmediğini, müvekkilinin davacı banka ile kredi sözleşmesinden kaynaklı ilişkisinin sona erdiğini, bu nedenlerle davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddini, davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya bırakılmasını talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 11/02/2021 tarihli celsesi 6 numaralı ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 14/06/2021 tarihli raporunda özetle;
”SONUÇ ve KANAAT:
1-Davacı banka ile davalı kredi borçlusu/kredi lehtarı … ŞTİ. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemiş oldukları nazara alındığında, davacı bankanın davalı hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
TAKİP tarihi ile DAVA tarihi aralığında yapılan kısmi ödemeler nazara alınarak HEM TAKİP ve HEM DE DAVA tarihi itibariyle yapılan hesaplama sonuçları aşağıda (A) ve (B) bentleri altında arz edilmiştir.
2.A-) DAVACI BANKANIN TAKİP TARİHİ İTİBARİYLE ALACAKLARI
A) Nakdi Krediler Yönünden
1-Ticari nitelikli krediler bakımından
Alacak kalemleri Talep edilen Hesaplanan Talep edilmesi gereken
Asıl alacak 362.567,31 348.369,64 348.369,64
İşlemiş faiz 24.196,31 20.993,80 20.993,80
Gider Vergisi (BSMV) 1.209,70 1.049,69 1.049,69
İhtarname masrafı 694,12 694,12 694,12
TOPLAM ALACAK 388.667,44 371.107,25 371.107,25
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 17.560.19 TL (388.667.44 – 371.107,25=) reddi durumunda, TAKİP TARİHİNDEN itibaren 348.369,64 TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %46,80 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
2) Kredili mevduat hesabı + … Card bakımından
Alacak kalemleri Talep edilen Hesaplanan Talep edilmesi gereken
Asıl alacak 99.719,93 101.949,70 99.719,93
İşlemiş faiz 4.958,13 4.332,16 4.332,16
Gider Vergisi (BSMV) 247,89 216,61 216,61
TOPLAM ALACAK 104.925,95 106.498,47 104.268,70
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 657.25 TL (104.925,95 – 104.268,70=) reddi durumunda, TAKİP TARİHİNDEN itibaren 99.719,93 TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %33 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
b)Gayrinakdi Çek Taahhüt Bedeli Kredisi Yönünden:
Dosya içeriğinde bulunan çek statü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen çek yapraklarından dolayı toplam 29.560,00 TL faiz getirmeyen bir hesapta davalı kredi lehtarı şirket tarafından DEPO edilmesi gerektiği kanısına ulaşıldığı (Sözleşmenin 9/21 ve 10.9 maddesinin yanı sıra 5941 s.Çek Y. 2.ve 3 m. uyarınca),
2.B-) DAVACI BANKANIN DAVA TARİHİ İTİBARİYLE ALACAKLARI
1)Ticari nitelikli krediler bakımından
Asıl alacak tutarı……….: 260.030,49
İşlemiş temerrüt faizi…..: 171.038,79
BSMV………………: 8.551.93
TOPLAM ALACAK……: 439.621,21 TL’dir.
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, DAVA TARİHİNDEN itibaren 260.030,49 TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %46,80 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
2)Kredili mevduat hesabı + … Card bakımından
Bahse konu krediler yönünden herhangi bir tahsilat sağlanamamış olduğu için bu krediler yönünden 2. bir dava tarihi itibariyle hesaplama yapılamamıştır.
3-…-… A.Ş. KEFALETEN TAZMİN ETTİĞİ BEDEL YÖNÜNDEN
Kredi garanti fonunun kefaletiyle kullandırılan taksitli kredi borcuna karşılık anılan kurum (… A.Ş.) tarafından davacı bankaya DAVA TARİHİNDEN (11.08.2020) ÖNCE OLMAK ÜZERE 29.11.2019 tarihinde 199.583,43 TL tutarında TAZMİNAT ÖDEMESİ yapılmıştır. Davacı ile … A.Ş. arasında akdedilen ek kefalet protokolü kapsamında yapılan ödemeye yönelik olarak herhangi bir hesaplama yapılmamıştır. Davacı banka kefalet protokolü kapsamında, tazmin edilen işbu bedelin davalıdan tahsil edilmesinde sözleşmesel olarak yetkili ve sorumlu pozisyonunda bulunduğu, yani davacı banka tazmin edilen bedel bakımından takibe devam etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bir başka deyişle sanki hic tahsilat yapılmamış gibi davacı bankanın takibe aynen devam etme yükümlülüğü bulunmakta olduğu, bu kanaldan olası tahsil edilebilecek meblağın davacı yanca … A.Ş.’ne iade edilebileceği, sonuç ve kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan kredilerin kat’ı sonrası açılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
GKS, ihtar, ihtarın tebliğine ilişkin evraklar, ticari defterler, ticaret sicil kaydı ve tüm dosya içeriği ile bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğine;
Davacı banka ve davalı defterleri usulüne uygun tutulmuş olup, sahibinin lehine delil olarak kullanılabilecek niteliği taşımaktadır.
21.11.2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri ile davalı şirketinin kullandığı anlaşılmıştır.
Davaya konu alacağın dayanağı krediler, …-…, …-…, …, .., …, …, …, … nolu ve çek taahhüt bedeli tazmini kredilerdir.
GKS gereğince düzenlenen hesap kat ihtarı 03.01.2019 tarihi itibariyle davalıya tebliğ edilmiş olup, verilen 1 günlük sürenin sonu olan 05.01.2019 tarihi itibariyle davalı temerrüde düşmüştür.
Genel kredi sözleşmelerinde temerrüt faizi oranın belirleme yetkisinin bankanın keyfine bırakılmasında doktrinde eskiden beri çok kuvvetli bir şekilde ileri sürülen görüşleri “Ticari Kredilerde Temerrüt Faizi oranının Sözleşme Eliyle Bankaların inisiyatifine Bırakılması Sorunu” ( Barış Bahçeci – http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2017-128-1632) isimli makaleden aynen aktarmak gerekir ise:
“Öğretide özellikle ekonomik özgürlükleri sınırlandıran sözleşmelerin sözleşme ile taahhütte bulunan kişinin ekonomik özgürlüğünü yok etmesi veya ağır şekilde kısıtlaması halinde ahlaka aykırı kabul edildiği dikkat çekmektedir.
Konumuzla ilgisi nedeniyle Sungurbey’in genel kredi sözleşmelerinde yer verilen kurallarla, bankalara faiz oranlarını tek taraflı artırma yetkisi hakkındaki görüşlerini burada özellikle zikretmek gerekmektedir. Yazara göre bu hükümler, bankaya tek yanlı olarak, diledikleri kadar artırma yetkisi vererek, banka müşterisi sanayici ve tüccarın iktisadi varlığının yok olması tehlikesi yaratacak biçimde mutlak surette bankaların keyfine bağlı tutmakta, tüccar ve sanayicileri bankaların vesayetine sokmakta ve iktisadi faaliyet hürriyetinin kullanılmasını felce uğratan bir nitelik taşımaktadır. Bu hükümler, BK md 19 ve 20 gereğince hem kişilik haklarına hem de ahlaka aykırı olduğundan batıldır.
Eren daha dar bir çerçevede, sözleşmenin taraflarından birinin hukuki veya fiili tekel durumunda bulunması halinde, güçlü ve üstün durumunu kullanarak edimler arasında büyük oransızlığa sebep olmasının gabin dışında bir olgu sayılarak ahlaka aykırı olarak nitelendirilmesi gerektiği görüşündedir.62 Kocayusufaşaoğlu, ise “Türk hukukunda banka kredi sözleşmelerinde bankalara sözleşmede yer alan faiz oranlarını sonradan herhangi bir sınıra bağlı olmaksızın tek taraflı olarak istedikleri kadar artırma” yetkilerinin tanınmasının ahlaka aykırı olduğu BK md 19 ve 20 gereğince hükümsüz sayılması gerektiğini belirtmektedir.
Ticari kredi ilişkisinin doğumunda öncelikle bir temel ve çerçeve sözleşmesi olan genel kredi sözleşmesi (GKS) yapılmaktadır. GKS ile kredi kuruluşu kredi limiti çerçevesinde belirli bir miktara kadar nakdi veya gayrı bir nakdi bir kredi sağlama borcu altına girmektedir. GKS Borçlar Kanunu md 306 vd’da düzenlenen karz sözleşmesi niteliği taşır (Canaris, Bankvertragsrecht, Rn. 1206). Yüksek Yargıtay kararlarında da bu görüş savunulmaktadır.”
GKS’de her ne kadar TCMB’na bildirilen en yüksek faiz temerrüt faizinin belirlenmesinde ölçü olarak alınmış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/19-1650 esas, 2019/507 karar sayılı ilamındaki “Ne var ki Yargıtay uygulamasında bankaların Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na bildirdikleri ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı kabul edilmekte olup sözleşmede ayrıca bir temerrüt faiz oranı da belirlenmemiştir.
O hâlde, davacı bankanın kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak hesabın kapatıldığı tarih itibariyle davalının kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz belirlendikten sonra temerrüt tarihine kadar bulunan alacağa akdi faiz işletilip, temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar sözleşmenin 45. maddesindeki anlaşma uyarınca akdi faizin %50 fazlası temerrüt faizi olarak uygulanıp takip tarihi itibariyle alacak tespit edilmeli ve takipten sonra da belirlenen temerrüt faizinin asıl alacağa uygulanmasını sağlayacak şekilde takibin devamına imkân sağlanması gerekmektedir. ” şeklindeki gerekçe mahkememizce de kabul edilmekle taşıt kredisi ve taksitli kredi temerrüt faizinin tespitinde fiilen uygulanan akdi faiz baz alınarak bu faiz oranlarının % 30’ü hesaplanarak % 49,43 temerrüt faizi bulunmuş ve % 46,80 taleple de bağlı kalınılmıştır.
KMH kredide temerrüt faizi oranın tespiti ise TCMB’nın 2006/1 ve 2013/8 sayılı tebliğleri doğrultusunda yapılmıştır.
Şirket kredi kartı temerrüt faizi oranın tespiti ise TCMB’nın 2013/10 sayılı tebliği ile 2006/1 sayılı tebliğin 3. Maddesinden sonra eklenen 3/A maddesi doğrultusunda yapılmıştır.
… ödemesi nedeniyle bu miktarca takip ve dava konusu yapılamayacağı iddia edilse de; … ile yapılan sözleşme ve “Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanacak Hazine Desteğine ilişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki” 2009/15197; 2015/73317; 2016/9538 ve 2017/9969 sayılı Bakanlar Kurulu Kararlarında;özellikle, 31.10.2016 tarih ve 2016/9538 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 6/4. Maddesine göre “ Kanuni Takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür. Ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde edecekleri tahsilatlar, tazmin edilen kefalet oranında kuruma aktarılır. Kanuni takip masrafları kredi veren ile kurum arasında sağlanan kefalet oranında paylaşılır.” hükmü bulunmakta olup Neticeten … A.Ş. adına davacı bankanın bu bedeli davalılardan tahsil etmekle yetkili ve yükümlü olduğu anlaşıldığından bu savunma da yerinde görülmemiştir.
GKS ve 3167 S.K.nun 10. Maddesi gereğince davalının depo miktarından sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Davalı taraf imza itirazında bulunsa da GKS gereğince kullanılan kredinin davalı hesabına aktarılıp kullanıldığında uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmakla imza itirazının somut bu duruma göre iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı ve imza incelemesi de yapılması gerekmediği anlaşılmıştır.
Davalı taraf son celseden önce ibraz ettiği dilekçe ile takibe konu GKS’den başka bir GKS olduğunu, o GKS’deki imzanın kendilerine ait olduğu, takibe konu GKS’deki imzanın kendilerine ait olmadığı, her iki GKS’de temerrüt faizi oranı olmak üzere farkılıklar bulunduğunu iddia etmiş ise de bu iddia savunmanın genişletilmesi niteliğinde olup, buna davacının da muvafakatı olmamakla değerlendirmeye esas alınmamıştır.
Teknik ayrıntısı yukarıda özetlenmeye çalışıldığı ve bilirkişi raporunda tam detayı olduğu üzere bilirkişi tarafından hesap kat tarihinde, takip tarihinde ve hukuki menfaatin tespiti açısından dava tarihinde asıl alacak ve temerrüt tarihi ve temerrüt faiz oranına göre fer’ileri hesaplanmıştır.
İcra inkar tazminatı yönünden;dava konusu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, teknik hesaplama ayrıntısı bilirkişi raporunda anlaşıldığı üzere sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalının …. İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasındaki itirazlarının;
Ticari Netilikli Krediler bakımından;
260.030,49 TL asıl alacak,
171.038,79 TL işlemiş temerrüt faizi
8.551,93 TL BSMV olmak üzere
toplamda 439.621,21 TL üzerinden itirazın iptaline,
İşleyecek faiz oranına itirazın ise “asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 46,80 sözleşmesel temerrüt faizi ile” şeklinde iptali ile
Depo talebi açısından ise 29.560 TL üzerinden itirazın iptali ile
Takibin bu şekilde ödeme emrindeki kayıt ve şartlarda devamına,
Kredili mevduat hesabı ve … Card açısından;
99.719,93 TL asıl alacak,
4.332,16 TL işlemiş temerrüt faizi
216,61 TL BSMV olmak üzere
toplamda 104.268,70 TL üzerinden itirazın iptaline,
İşleyecek faiz oranına itirazın ise “asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek TCMB’nın 2006/1 ve 2013/8 sayılı tebliğleri gereğince kredi kartlarına uygulanan gecikme faiz oranın geçmemek şartıyla % 33 değişen oranlarda temerrüt faizi ile” şeklinde iptali ile
Depo talebi açısından ise 29.560 TL üzerinden itirazın iptali ile
Takibin bu şekilde ödeme emrindeki kayıt ve şartlarda devamına,
2-543.889,91 TL’nin % 20’si olan 108.777,98 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 36.639,85-TL ilam harcından 9.171,19-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 27.468,66-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvuru harcı, 9.171,19-TL peşin harç olmak üzere toplam 9.225,59-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden,karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 43.868,81-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 1.121,50-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1.120,13-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan 11,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 0,01-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.08/07/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …