Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/392 E. 2020/927 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/392 Esas
KARAR NO : 2020/927

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2020
KARAR TARİHİ : 30/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı… A.Ş. arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden, kredi açılarak kullandığını, davalı diğer borçlunun ise iş bu kredi sözleşmesi kapsamında kredi müşterisine kullandırılan ve kullandırılacak kredilere sebebiyle imzalanmış olan kefaletnameler kapsamında müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla hukuki sorumluluğu bulunduğunu, borçluların akdedilen sözleşmeler kapsamında müvekkil bankadan kullanmış oldukları kredilerin geri ödenmesinde temerrüde düşmeleri ve müvekkil bankanın, kullandırmış olduğu kredileri tahsil edememesi sebebiyle kredi hesapları kat edildiğini, bu kapsamda Büyükçekmece … Noterliğince 26.06.2019 tarih … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi keşide edilerek, borçlulara gönderildiğini, davalı borçluların, kullandıkları krediler tahtında akdedilen sözleşmeler ve keşide edilen ihtarnameye konu kredi borçlarını ödemede temerrüde düşmeleri sebebiyle müvekkil banka tarafından cebri icra yoluyla kredi alacağını tahsil etmek için İstanbul… İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlular icra takibine konu alacağın tahsilini erteleme gayesiyle ödeme emrinde yer alan müvekkil banka haklı alacağına kötü niyetli olarak itiraz ederek icra takip işlemlerini durdurduğunu, davalı borçlunun kötü niyetli olduğunu, öncelikle müvekkil bankanın İstanbul … İcra Müdürlüğünün…E. Sayılı icra takibine konu alacak miktarı müvekkil banka tarafından keşide edilerek gönderilmiş olan hesap kat ihtarnamesi ile borçlulara tebliğ edildiğini, davalı borçlunun icra takibine konu müvekkil banka alacağı ile faiz ve diğer tüm alacak ve ferilerine itiraz etmesinin davalının kötü niyetli olduğu hususunu açıkça göstermekte olduğunu, bu nedenlerle haksız ve kötü niyetle yapılan itirazlarının iptali ile takibin devamını, müvekkil bankanın alacağı muaccel olmakla daha fazla mağduriyete sebebiyet verilmemesi için borçluların menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki alacaklarının ihtiyati haczini, İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takibine yatırılan peşin harcın bu davanın harcından mahsubunu, icra takibinin açıldığı tarihten, tahsil tarihine kadar geçecek süre için, Türk Lirası anapara alacakları üzerinden hesaplanacak %75 temerrüt faizi ve %5 B.S.M.V vergisinin borçludan tahsilini, haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itiraz nedeniyle borçluların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, masraf ve avukatlık ücretinin davalılar tarafına bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu takibe dayanak olarak gösterilen genel kredi sözleşmesi müvekkil şirketler tarafından imzalandığını ve davacı tarafça dosyaya kanıt olarak sunulduğunu, ancak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyasında asıl alacak miktarı olarak gösterilen tutarın gerçeği yansıtmadığını, müvekkilin 2.907.053,81TL miktarında kredi kullanmadığını, davacı tarafından müvekkil şirketler aleyhine açılan diğer icra takiplerinin dayanakları da yine genel kredi sözleşmelerine dayanmakta olup aynı borç tutarı için açılan derdest dosyalar bulunduğunu, davacı tarafça %90 oranında temerrüt faizi talep edildiğini ve bu oranın yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle takibe taraflarınca itiraz edildiğini, TBK’nın 88. Maddesinde yer alan emredici norm gereği sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı yürürlükte olan mevzuat hükümlerince belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamadığını, TBK’nın 120. Maddesinin 2. Fıkrası uyarınca sözleşme ile kararlaştırılacak temerrüt faiz oranının da yürürlükte olan mevzuat hükümlerince belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı yönündeki yasal düzenleme gereği mevcut uyuşmazlık açısından yıllık %90 oranında faiz talebinin hukuken mümkün olmadığını, sözleşmeden kaynaklanan alacaklarda, taraflar sözleşmede faiz ödeme borcu kararlaştırabileceği gibi, borcun ifasında temerrüde düşülmesi durumunda uygulanacak faiz oranını da kararlaştırabileceğini, bu durumda, uyuşmazlık halinde kural olarak sözleşmede kararlaştırılan faiz oranının uygulanması gerektiğini, yasal faizin uygulanma imkanı bulunmadığını, davacının dava dilekçesindeki beyanlarında sunmuş olduğu yıllık %90 faiz oranı 6098 Sayılı TBK’nın 120. Maddesi 2. Fıkrasında geçen temerrüt faizi ile ilgili hükmünü aştığını, yıllık %90 faiz oranı fahiş olup mağduriyete yol açtığını, takibe konu alacağın mevcudiyeti ihtimalinde dahi davacı alacaklının faiz talep edebilmesinin mümkün olmadığını, davalı müvekkillere usul ve yasaya uygun bir şekilde hesap kat ihtarı tebliğ edilmediğini, müvekkillerin hesabın kat edildiğinden haberdar olmadıklarını, bu nedenlerle davanın reddini ve %20 icra inkar tazminatının davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Dava, Genel Kredi Sözleşmesi konusu alacağın davalılardan alınarak davacı alacaklıya verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin 28/12/2020 tarihli dilekçesi ile davaya konu olan icra takibine ait alacaklarının haricen tahsil edildiğini, karşı tarafça herhangi bir yargılama gideri, masraf ve vekalet ücreti talebi olmaması kaydıyla aynı şekilde yargılama gideri, masraf ve vekalet ücreti taleplerinin olmayacağını, alacaklarının tahsili sebebiyle yargılamaya yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili ise 29/12/2020 tarihli dilekçesi ile davacı… A.Ş. tarafından dava konusu icra takibine konu alacağın tahsil edildiğini, davanın konusuz kaldığını, karşı tarafça herhangi bir yargılama gideri, masraf ve vekalet ücreti talebi olmaması kaydıyla aynı şekilde yargılama gideri, masraf ve vekalet ücreti taleplerinin olmayacağını, konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı taraf davalıların borcunu ödemediği beyanla işbu davayı açmakla beraber, davacı vekilinin 28/12/2020 tarihli dilekçesi ile borcun ödendiği ve davanın konusuz kaldığını beyan ettiği, tarafların yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığı, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın usule ilişkin nihai karar niteliğinde olduğu, bu nedenle maktu karar ve ilam harcına tabi olduğu kanaatiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 54,40-TL peşin harcın, peşin alınan 36.424,84-TL’den mahsubu ile bakiye 36.370,44-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflar yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan etmekle, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi.30/12/2020

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”