Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/361 E. 2021/11 K. 25.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/393 Esas
KARAR NO : 2020/929

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2020
KARAR TARİHİ : 30/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile davalı…A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalı diğer borçlunun ise kredi sözleşmesi kapsamında kredi müşterisine kullandırılan ve kullandırılacak krediler sebebiyle imzalanmış olan kefaletnameler kapsamında müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla hukuki sorumluluğu bulunduğunu, borçluların akdedilen sözleşmeler kapsamında müvekkili bankadan kullanmış oldukları kredilerin geri ödenmesinde temerrüde düşmeleri ve bankanın, kullandırmış olduğu tahsil edememesi sebebiyle kredi hesapları kat edildiğini, bu kapsamla Büyükçekmece … Noterliğince 20/06/2019 tarih, … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini ve borçlulara gönderildiğini, davalı borçluların kullandıkları krediler tahtında akdedilen sözleşmeler ve keşide edilen ihtarnameye konu kredi borçlarını ödemede temerrüde düşmeleri sebebiyle müvekkili banka tarafından cebri icra yoluyla kredi alacağını tahsil etmek için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçluların ise icra takibine konu alacağın tahsilini erteleme gayesi ile ödeme emrinde yer alan müvekkili bankanın haklı alacağına kötü niyetli olarak itiraz ederek icra takip işlemlerini durdurduğunu, …Arabuluculuk Merkezi’ne başvurulduğunu,… Arabuluculuk numarası ile yapılan arabuluculuk toplantısı neticesinde anlaşmaya varılamadığını, davalı borçlunun kötü niyetli olduğunu, borçlu tarafından verilen icra takibine itiraz dilekçesinde bankaya borcunun olmadığını iddia ettiğini, bu nedenlerle haksız ve kötü niyetle yapılan itirazların iptali ile takibin devamını, müvekkili bankanın alacağı muaccel olmakla daha fazla mağduriyete sebebiyet verilmemesi için borçluların menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki alacaklarının ihtiyaten haczini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takibine taraflarınca yatırılan peşin harcın bu davanın harcından mahsubunu, zaman kazanmak amacıyla haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itiraz nedeniyle borçluların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerini, masraf ve avukatlık ücretinin borçlulardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalılar vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle;Söz konusu takibe dayanak olarak gösterilen Genel Kredi Sözleşmesinin müvekkili şirketler tarafından imzalanmış olup davacı tarafça dosyaya kanıt olarak sunulduğunu, ancak İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında asıl alacak miktarı olarak gösterilen tutarın gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin 66.244,06 TL miktarında kredi kullanmadığını, davacı tarafından müvekkili şirketler aleyhine açılan diğer icra takiplerinin dayanaklarının da yine Genel Kredi Sözleşmesine dayanmakta olup aynı borç tutarı için derdest durumda bulunan başka dosyalarında bulunduğunu, davacı tarafça %90 oranında temerrüt faizi talep edildiğini ve bu oranın yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle takibe taraflarınca itiraz edildiğini, TBK’nin 88. Maddesinde yer alan emredici norm gereği sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamadığını, bu nedenle yıllık %90 oranında faiz talebinin hukuken mümkün olmadığını, sözleşmeden kaynaklanan alacaklarda, tarafların sözleşmede faiz ödeme borcu kararlaştırılabileceği gibi, borcun ifasında temerrüde düşülmesi durumunda uygulanacak faiz oranının da kararlaştırılabilir olduğunu, bu durumda, uyuşmazlık halinde kural olarak sözleşmede kararlaştırılan faiz oranının uygulanması gerektiğini, yasal faizin uygulanma imkanı bulunmadığını, davacı yanın dava dilekçesindeki beyanlarında sunmuş olduğu yıllık %90 faiz oranının fahiş olup mağduriyete yol açtığını, davalı müvekkillerine usul ve yasaya uygun bir şekilde hesap kat ihtarının tebliğ edilmediğini, müvekkillerinin hesabın kat edildiğinden haberdar olmadığını, Yargıtay Hukuk Dairesi’nin 2010/3336 E. – 2010/5437 K. – 04/05/2010 tarihli kararında hesap kat ihtarının tebliğ edilmemesi halinde sözleşme hükümleri doğrultusunda temerrüt tarihinin tespiti ve takip öncesi işlemiş faizden kefilin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı bulunduğunu, bu nedenlerle davanın reddini ve %20 icra inkar tazminatının davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası
2-İstanbul …İcra Dairesi’nin …Esas sayılı dosyası
3-Sözleşme, ihtarname, ihtarname tebliğ evrakı
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediye ilişkin alacağın asıl borçlu ve kefiller tarafından ödenmemesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekilinin 28.12.2020 tarihli dilekçesi ile icra takibine ait alacağın haricen tahsil edildiği, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı bildirilmiştir.
Davalı vekilinin 28.12.2020 tarihli dilekçesi ile icra takibine konu alacağın tahsil edilmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı bildirilmiştir.
HMK madde 331/1 hükmü uyarınca; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Keza karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin madde 6/1 hükmüne göre, anlaşmazlık davanın konusuz kalması nedeniyle, delillerin toplanılmasına ilişkin ara kararın gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin tamamına hükmolunur.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; Davanın 07/08/2020 tarihinde açıldığı, dava konusu borcun da dava açılmasından sonra haricen ödendiği sabittir. Davalı borçlu takip konusu alacağı dava sonrası haricen ödemiş ise de, her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere göre hükme bağlanır. Davalı, dava açıldıktan sonra borcu ödemekle itirazında haksız olduğunu kabullenmiş bulunmaktadır. Buna göre mahkemece davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına lehlerine vekalet ücreti ve yargılama giderleri talepleri de olmadığı görülmekle karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Açılmış olan davada İstanbul … İcra Müdürlüğünün…esas sayılı icra takip dosyasında davalının itirazının iptali talebine ilişkin olarak takibe konu borç tüm ferileri ile birlikte ödenmiş olduğundan konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken maktu 54,40 TL harcın, peşin alınan 818,37-TL harçtan mahsubu ile bakiye 763,97 TL harcın karar kesinleştikten sonra istem halinde davacıya iadesine,
3-Talepleri olmadığından yargılama gideri ve ücret-i vekalet takdirine yer olmadığına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi. 30/12/2020
Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır