Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/354 E. 2021/942 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/354 Esas
KARAR NO:2021/942

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/07/2020
KARAR TARİHİ:02/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 04.11.2020 tarihli dava dilekçesinde özetle: Davacının ticari satım ilişkisinden kaynaklı olarak hak kazanmış olduğu ancak ödenmeyen 70.000,00 TL, cari hesap alacağından kaynaklı 20.000,00 TL, vade farkı bedelinin ve 1.000,00 TL malların teslim alınmamasından kaynaklı depo ücreti alacağının olduğunu, ödenmeyen cari hesap alacağına aylık 46 vade farkı alacağı ile birlikte ödenmesi ve teslim alınmayan ürünlerin depolama masrafların karşılanmasını, davalı şirket ile davacı şirket arasında satış sözleşmesi akdedildiğini, plastik ambalaj üretimi konusunda anlaşma sağlandığını, davalının sipariş etmiş olduğu gıda saklama ambalaj ürünleri sipariş formunda belirtilen şeklinde üretildiğini ve hazır hale getirildiğini. 20.11.2019 tarihli sipariş formunda yer alan ambalaj ürünlerinin üretilmesinin ardından teslimat için davalı şirket ile görüşmeler yapılmışsa da davalı şirket hem cari hesap alacağını ödemediğini, hem de üretim ambalaj ürünlerini teslim almadığını, ürünler teslim edilmek için ifa yerine götürdüğünü, davalı şirket ürünleri teslim almadığını, geri gönderdiğini, ödeme için müteaddit süreler görüşme sağlandığını, ödenin yapılmadığını, ürünler davalı şirkete özel olarak üretildiğini, başkaca bir müşteriye satışının olamayacağını, yeniden kullanılmayacağını, davalı şirketin borcunu ödemesi için … 20. Noterliği 05.06.2020 tarih … yevmiye numarası ile ihtar edildiğini, davalı şirketin … 25. Noterliği, 10.06.2020 tarih … yevmiye numarası ile “ürünlerin zamanında teslim edilmediğini, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini ve siparişin iptal edildiğini” cevabı ihtar ettiğini, bu hususta davacı firmaya gönderilen ihtarname veyahut feshe ilişkin bir bildirinin olmadığını, taraflar arasında yapılan e-posta yazışmalarında ödemeye ilişkin görüşmelerin sağlandığını, 18.03.2020 tarihli davalı şirket Finans/ Muhasebe yetkilisi olduğunu bildiren …’a gönderilen mailde” Yönetim ile yaptığım görüşme sonucu mart ayı sonuna kadar bakiye ile ilgili ödemelerin yapılacağı bilgisi aldım” şeklinde geri dönüşün sağlandığını, davalı şirketin cari hesap borcunun 140.577,83 TL olduğunu, taraflar arası sözleşmeye göre gecikme halinde 4 6 oranında vade farkı uygulanacağını kabul ettiğini, taraflarca kabul edilen sözleşmede car, hesap ilişkisi süresince gönderilmiş olan tüm faturalarında vade farkı uygulanacağı hususu açık ve net bir şekilde belirtildiğini, davalı adına düzenlenen 10.06.2020 tarihinde … numaralı vade farkının ve ödeme tarihine kadar işleyecek olan henüz faturalandırılmamış vade farkı tutarlarının hesap anarak davalıdan tahsilini talep ettiklerini, davalı şirketin ürünleri, teslim almamasından dolayı davacı ürünleri depolamak zorunda kaldığını, depo ücretinin ödenmesine karar verilmesi gerektiğini, davanın kabulünü fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla alacağın ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile ; Davacı yan, edimini zamanında yerine getirmediğini, davacı yanın sunmuş olduğu sipariş teyit formunda da görüleceği üzere öngörülen teslimat tarihi 10.12.2019 olarak belirlendiğini, belirtilen tarihte davacı şirket müvekkili şirketle iletişime geçmediğini, teslimatı gerçekleştirmediğini. Aralık ayında yapılması gereken teslimat birkaç ay boyunca sarktığını, davacı tarafın iddia ettiği gibi malların hazırlanarak müvekkil şirketin adresine getirilmediğini, davacı tarafın sunduğu görüleceği üzere 2020 Mart ayında yapılan yazışmalar mevcut olduğunu, davacı şirket bu tarihlerde edimini yerine getirmek istediğini, TBK. 97. Maddesinde belirtilen “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” hükmü gereği borcun ifasını gerçekleştirmeyen davacı şirkete ifada sıra gereği ödeme yapılmadığını, davacı yan edimin zamanında ifa etmemesi üzerine müvekkil şirket faturalarda kapları görülen ürünlere ilişkin üretimi durdurduğunu, ürünlerin üretimi banttan kaldırdığını, müvekkil şirket Mart ayında geç ifa sebebiyle ürünleri kabul etmediğini, davacı yan ifayı kabul etmediğimizi ileri sürmüş ve bu bağlamda sözleşmeden kaynaklanan borcu talep ettiğini, TBK’da 106. maddede düzenlenen alacaklı temerrüdü hükmüne göre alacaklının müteferrik olabilmesinin ilk şartı, edimin gerektiği şekilde alacaklıya sunulmuş olması olduğunu, edimin miktar, nitelik, sayı ve zaman yönünden kararlaştırılan şekle uygun olması olduğunu, alacağın muaccel olması gerekmediğini, ifa edilebilir olması yeterli olduğunu, alacaklının müteferrik sayılabilmesinin ikinci koşulu haklı bir neden olmadan ifayı reddetmiş olması olduğu, davacı şirket sözleşmeden kaynaklanan borcu gereği gibi ürünleri zamanında teslim etmediğini, daha sonra ise pandemi sürecinde teslimatı gerçekleştirmek istediğini, yaşanan süreç boyunca müvekkil şirketin istediği ürün boyutuna ilişkin tercihleri değişmek durumunda kaldığını, nicelik bakımından daha küçük ebatlarda ürünlere ihtiyaç duyduğunu, bu sebeple ihtiyaç duymadığı bu ürünleri almaktan kaçınmış olduğunu, davacının temerrüt hali sonrasında TBK 124 uyarınca ek süre verilmesine gerek kalmadığını, zira ürünlerin piyasası bu süreçte daralmış ve geç teslimat ile müvekkil şirket sözleşemeden beklenen faydayı sağlayamayacağı ayyuka çıktığını, müvekkili şirket tüm üretim planlamalarını davacının ürünleri 10.12.2019 tarihinde yapacak olmasına göre ayarladığını, TBK Madde 124 – aşağıdaki durumlarda süre verilmesine gerek olmadığını, 1.Borçlunun içinde bulunduğu durumdan veya tutumundan süre verilmesinin etkisiz olacağı anlaşılıyorsa, 2.Borçlunun temerrüdü sonucunda borcun ifası alacaklı için yararsız kalmışsa,3.Borcun ifasının, belirli bir zamanda veya belirli bir süre içinde gerçekleşmemesi üzerine, ifanın artık kabul edilmeyeceği sözleşmeden anlaşılıyorsa, haksız ve hukuki mesnetten yoksun işbu davanın esastan reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 30.06.2021 tarihli 24 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı yanın muhasebesel incelemeye göre davalı yandan 21.07.2020 dava tarihi itibariyle 125.090,29 TL. alacaklı olduğu, ancak doğrudan satış istemi yönünden ileri sürülen istem yönünden, bu aşamada, talebe bağlılık ilkesi de gözetildikten, davacı savlarının ispatlandığının delillerle doğrudan temas eden Mahkemece belirlenmiş olması halinde, satım ilişkisine bağlı olarak 70.000,- TL alacaklı olduğu. Davacı yanın davalı yandan 21.07.2020 dava tarihi itibariyle 27.788,20 alacaklı olduğu, vade farkı yönündeki davacı yanın isteminin sözleşmesel ilişkinin (md. 1.4.3) hükmüne göre vade farkı alacağı yüce Mahkemece benimsenecek olursa, bu alandaki cari kayıt yönünden yukarıdaki meblağın talep edilebilir olduğu. Ancak, bu aşamada kabule şayan meblağın talebe bağlılık ilkesi gereği 20.000,- TL olduğu. Davacı yanın talep etmiş olduğu 1.000,00 TL depo ücretinin ispata muhtaç olduğu” sonuç ve kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava davacının ticari satım ilişkisinden kaynaklı olarak hak kazanmış olduğu ancak ödenmeyen cari hesap alacağından kaynaklı, vade farkı bedelinin ve malların malların teslim alınmamasından kaynaklı depo ücreti alacağının olduğunu, ödenmeyen cari hesap alacağına aylık 46 vade farkı alacağı ile birlikte ödenmesi ve teslim alınmayan ürünlerin depolama masrafların karşılanmasını, davalı şirket ile davacı şirket arasında satış sözleşmesi akdedildiğini, plastik ambalaj üretimi konusunda anlaşma sağlandığını, davalının sipariş etmiş olduğu gıda saklama ambalaj ürünleri sipariş formunda belirtilen şeklinde üretilmesine rağmen davalı şirket cari hesap alacağını ödemediği gibi üretim ambalaj ürünlerini teslim almadığı anlaşılmaktadır. Davalı şirkete siparişi doğrultusunda özel olarak üretildiği anlaşılmaktadır.
Davalı şirketin borcunu ödemesi için … 20. Noterliği 05.06.2020 tarih … yevmiye numarası ile ihtar edildiğini, davalı şirketin … 25. Noterliği, 10.06.2020 tarih … yevmiye numarası ile “ürünlerin zamanında teslim edilmediğini, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini ve siparişin iptal edildiğini” cevabı ihtar ettiğini, bu hususta davacı firmaya gönderilen ihtarname veyahut feshe ilişkin bir bildirinin olmadığını, taraflar arasında yapılan e-posta yazışmalarında ödemeye ilişkin görüşmelerin sağlandığı anlaşılmaktadır.
Bu davada hukuki ihtilaf, davacı tarafın davalı şirkete sözleşmeye dayılı gönderilmiş olduğu ürünlerin teslim edilmediğini, cari hesap alacağının 70.000,00 TL, vade farkı alacağının 20.000,00 TL, depolama giderinin 1.000,00 TL, toplam 91.000,00 TL asıl alacağına üzerine işlenmiş ve işlenecek olan ticari faizi ile tahsiline karşısında, davalı şirketin alacağa itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunmaktadır.
Eğer taraflar arasında özel şartlar sözleşmesi yoksa o taraflarda bu genel satış sözleşmesi geçerlidir. Tüm siparişler için bu genel satış sözleşmesi bağlayıcıdır. Sözleşmedeki (elektronik bir ortamda veya faks ile bir şekilde yazılı olarak) bir defa (teklif formunun üzerinden veya sipariş teyif formu ile) onaylanmış olması halinde bu onay tarihinden itibaren tüm siparişler için bağlayıcıdır ve tüm alışverişlerde alıcı yönünden genel satış sözleşmesindeki tüm hükümler kabul edilmiş sayılır. Sipariş teyidinde genel satış sözleşmesi hükümleri ile farklılık taşıyan hususlarda genel satış sözleşmesi geçerli kabul edilir. 1.1.2 Sipariş talebi … tarafından alındıktan sonra alıcı ya gönderilen sipariş teyit formuna istinaden alıcı dan …’ ya iki gün içinde herhangi bir şekilde olumlu veya olumsuz bir cevap gelmezse sipariş teyit formu alıcı tarafından ekleri ile birlikte onaylanmış sayılır şeklindedir.
Alıcının belirlenen teslim tarihinde malı teslim almayarak temerrüde düşmesi veya sözleşmeyi ihlal etmesi veya alıcının iflas etmesi veya acze düşmesi iflas erteleme için dava açması veya konkordato ilanı başvurusu yapması veyahut … ya ödemelerini vadesinde yapmaması halinde … herhangi bir ihtara gerek olmaksızın sözleşmeyi fesih ile birlikte ayrıca olmaktan imtina edilen malın anlaşılan bedelinin alıcıdan tahsil etme hakkına sahiptir. alıcı ‘nın herhangi bir faturayı vadesinde ödememesi halinde tüm faturalar muaccel hale gelir. alıcının 1 takvim yılı içinde 1 den fazla defada malı teslim almayarak temerrüde düşmesi halinde …’ nın hem uğradığı zararları alıcı dan tazmin etmek hem de sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih etme hakkı mevcuttur. Bunun dışında tarafların yasalarda kaynaklanan fesih sebeplerin oluşması halinde sözleşmeyi fesih etmek ve fesih nedeniyle uğradıkları zararları tazmini karşılıklı olarak talep ve dava hakları her zaman mevcuttur…” denmekte olduğu görülmüş,
Davacı Tarafından Gönderilen İhtarname; … 20. Noterliği 05.06.2020 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesinde; ” Şirketiniz tarafından yapılan talep doğrultusunda 20.11.2019 tarihinde sipariş formu doldurulmuş ve siparişinize ilişkin satış sözleşmesi tarafımızca da imzalanarak sözleşme gerçekleştirilmiştir. Müvekkil şirket, satış sözleşmesi gereği tüm edimlerini yerine getirmiş ve sözleşmeye uygun davranmış olmasına rağmen üretilen mallar teslim alınmadığı gibi 27.02.2020 tarihli faturamıza da iade faturası düzenlenmiştir. Tarafınızca onaylanan Sipariş formu ve satış sözleşmesi doğrultusunda yapılan üretime ilişkin kesilen 05.02.2020 tarih ve … numaralı faturayı iade işlemine Kayıtlı Elektronik Posta sistemi üzerinden de itiraz edilmiştir. Müvekkil şirket tarafından sözleşme gereği tüm yükümlülükler zamanında gerçekleştirilmiş olup, tarafınızın ifa borcu eksik biçimde yerine getirilmiştir. Yukarıda numarası yazılı faturanın iadesinin ve satış sözleşmesi doğrultusunda anlaşılan rakamın müvekkile ödenmemesinin herhangi bir maddi yahut hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Yukarıda arz fe izah olunan nedenlere istinaden müvekkil şirketin cari hesap ilişkisinden ve ihtara konu alacaklardan kaynaklı fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımız saklı kalmak üzere toplammda 140.577,83 TL tutarında alacağımızı en geç 3 gün iş gününde ödenmesini gerektiğini ihtar etmiştir.
Davalı Tarafından Gönderilen Cevabi İhtarname; … 25. Noterliği 10.06.2020 tarih … yevmiye sayılı cevaben İhtarnamesinde; “… 20. Noterliğince 05.06.2020 tarih … numaralı müvekkil şirkete gönderilen ihtarnamenizde 09.06.2020 tarihinde tebliğ aldık ve süresinde cevap sunumudur. Her ne kadar müvekkil şirket ile satış sözleşmesine uygun davranıldığını belirtseniz dene yazık ki … Plastik Ambalaj müvekkile teslim etmesi gereken ürünleri süresinde teslim etmemmiş ve teslimde temerrüde düşmüştür. Satış sözleşmesi gereği … Ambalaj malları müvekkil şirkete nakliyesi …’ya ait olmak üzere teslimat gerçekleşecekti. Söz konusu sebeple müvekkil şirket süresinde teslim edilmeyen mallar için satış sözleşmesini fesih edip siparişler iptal edilmiştir. Müvekkilimde işbu sebeple ücret ödeme konusunda edimini ifadan kaçınmıştır.” Şeklinde hazırlayıp davacıya gönderdiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arsası imzalanan bila tarih Protokol’de (kısmı feragat) dava konusu 27.02.2020 tarihli … nolu faturanın 4. ve 5. kalaminlerinde mutabakata varıldığı, mutabakat tutarının 15.487,54 TL olduğu belirlenmiştir. Taraf ticari defterleri bilirkişice incelendiğinde davacı ve davalı yanın kendi ticari defterlerine göre 27.02.2020 tarihinde davacı yanın davalı yandan 140.577,83 TL asıl alacaklı olduğu, dava tarihi olan 27.02.2020 tarihine itibariyle cari hesap yönünden taraflar arası çekişmenin olmadığı belirlenmiştir.
Düzenlenen feragatname neticesinde, davacı yanın davalı yandan cari hesap alacağının 140.577,83 TL – 15.487,54 TL = 125.090,29 TL olduğu hesap edilmiştir.
Taraf ticari defterleri incelendiğinde taraflar arası esas çekişmenin davacı yanın davalı yana 10.06.2020 tarihinde düzenlemiş olduğu … nolu vade farkı faturasının olduğu, davacı yan kendi ticari defterlerine kayıt altına aldığı, davalı yan kendi ticari defterlerine göre kayıt altına almadığı tespit edilmiştir.
Fatura içeriğinin vade farkı olduğu, vade farkı faturasının 27.02.2020 tarihi itibariyle cari hesap bakiyesi tutarında olduğu, satış sözleşmesinin 1.4.3 maddesinde “..Şayet ödeme vadesinde yapılmaz ise … ALICI’nın geciken bakiyesine aylık B 6 (aylık yüzde aktıf oranında VADE FARKI uygulama ve vade farkı faturası kesme hakkına sahiptir. İş bu sözleşme aynı zamanda vade farkı sözleşmesidir…” olduğu, vade farkı hesaplamalarımız aşağıdaki tabloda derç edilmiştir. İlgili sözleşme maddesine göre aylık 46 vade farkı tutarının 27.788,20 TL olduğu hesap edilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporunun alınmasından sonra dosyasını rapor doğrultusunda ıslah ederek davalıya tebliğ ettirmiştir.
Tüm bu nedenlerle bu asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile 152.878,49 Tl nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, dava tarihinden itibaren asıl alacak olan 125.090,29 Tl ye yasal faiz uygulanmasına, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenlerle aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile 152.878,49 Tl nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, dava tarihinden itibaren asıl alacak olan 125.090,29 Tl ye yasal faiz uygulanmasına, fazla istemin reddine,
2-Karar ve ilam harcı 10.443,12-TL nin peşin alınan 2.627,86-TL den düşümü ile kalan 7.815,26-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.682,26-TL peşin, başvuru ve ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.187,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 18.473,46-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır