Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/335 E. 2021/1128 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/335 Esas
KARAR NO : 2021/1128 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2015
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; …-… ile davalı şirket arasında iş yapıldığını ve bunun sonucunda fatura düzenlendiğini, faturalar davalı tarafından verildiğini ve şirket muhasebe kayıtlarına işlendiğini, müvekkilinin alacağından dolayı alacakları… ‘den temlik aldığını, müvekkilinin davalı şirket ile görüştüğünü, kısmi ödemeler de aldığını ancak kalan bakiye için davalı şirket tarafından ödeme yapılmadığını, davalı tarafından alacağın ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra müdürlüğünün…Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibine başladıklarını ancak davalının haksız mesnetsiz olarak borca itirza ederek takibi durdurduğunu, yapılan itirazın yerinde olmadığını bu nedenlerle davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatın davalıya yüklenmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının temlik sözleşmesinin sebebinin belli olmadığını ve hukuki bir dayanağının olmadığını ayrıca müvekkili ile … -… arasında herhangi bir alacak verecek ilişkisi bulunmadığını, davacının temlik almasını gerektirecek herhangi bir alacağının olmadığını, müvekkili ile temlik eden … – …’in vadeli olarak çalıştıklarını, temlik eden firmanın iş ve işçilerinin alacaklarını ödeyemediğini müvekkili bulunan firmaya yazılı olarak bildirmesi ve bunun müvekkili bulunan şirketçe tespit edilmesi üzerine işçilerin geriye dönük tüm alacaklarının müvekkili tarafından ödendiğini ayrıca … – …’den müvekkilinin toplamda 56.000,00 TL alacağının olduğunu ve bu borcun ödenmediğini, davacının tüm alacağının işçilerinin maaşlarına karşılık dahi gelmediğini bu nedenlerle davacının davasının reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafça dava konusu alacağın … – …’in davalıdan olan alacağı olarak temlik aldığını bildirerek ilgili temlik belgelerini sunmuş, taraflar delillerini liste halinde ibraz etmişler ayrıca icra dosyası da celb edilmiştir.
Davalı vekili duruşmada dosya davacısının borçlu olduğu …’nin alacaklısı olduğu, … …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında kendilerine gönderilen haciz ihbarnamesi gereğince 161.721,97 TL’yi davacının başka borcundan dolayı ilgili dosya alacaklısına ödenmek üzere belirtilen icra dosyasına yatırdıklarını ve yine davacının temlik aldığı …’in borcundan dolayı yine davacının borçlu olduğu ve… ‘nin alacaklı olduğu … … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yine haciz ihbarnamesine istinaden müvekkili tarafından dosya alacaklısına ödenmek üzere 16,140,04 TL yatırıldığını ve buna ilişkin delillerin ibraz edildiğini bildirmiştir.
Getirtilen İstanbul …İcra Müdürlüğünün… sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun…A.Ş olduğu, belirtilen bakiyle fatura alacakları ile gişlemiş faizlere yönelik toplam 252.583,89 TL’nin faiz masraf ve vekalet ücreti ile tahsiline ilişkin ilamsız takip yapıldığı, takibe borçlu tarafından borca ve ferilerine yönelik itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu, itirazın iptaline ilişkin davanın süresinde açıldığı görülmüştür.
Uyuşmazlığın davacının alacağından dolayı dava dışı …-…den bu kişinin davalıdan olan alacağının temlikname ile davacı tarafından temlik alındığı, temlik alınan bu alacak için davalı aleyhine yapılan icra takibinde borca ve ferilere itiraz edildiği, itirazın iptaline dair davada davacının davalıdan temliğe ve takibe konu (dava dışı … …alacağı olarak) alacağının olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu görülmüş, sunulu deliller, davalı ile temlik eden tarafların ilişki dönemine dair ticari defter kayıt ve belgeleri, faturalar ve icra dosyası incelenerek temlik alan davacı yönünden temlik eden dava dışı …-…in davalıdan temlike ve takibe konu fatura alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti yönünden dosyanın resen seçilen mali müşavir bilirkişi … ye tevdii edilmiş, bu bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonrasında; 03/02/2016 tarihli günlü bilirkişi raorunu sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunda özetle; davacı …’nun ticari defter kayıt ve belgeleri sunulmuş, bu ticari defterlerin incelenmesinde; bu ticari defterlerin sıhhatli ve incelemeye elverişli olmadığı ayrıca tutulan ticari defterlerden …’nun davaya konu …’den dava konusu temlik aldığına ilişkin herhangi bir kayda ve alacağa rastlanmadığı ve ayrıca dava konusu alacak iddiasının temlik yolu ile …’e ait ticari defter kayıt ve belgelerinin noter tasdiklerinin yapılmadığı ve ticari defterlerin ibraz edilemeyeceği yönünde verilen bilgi üzerine tutanak tutulduğu ve temlik edenin ticari defterlerinin bu yönü ile incelenemediği ayrıca davalının ticari defterlerinin ise usulüne uygun tutulduğu, davalının dava dışı üçüncü şahıs olan … – … şahıs firmasından yemek hizmeti satın aldığı ve bu hizmet karşılığı fatura tanzim ettiği, bu faturalar ile ilgili 06-12-2014 tarihi itibarı ile incelenen ve kayıtları belirtilen muavin defter kaydında davalının 220.588,80 TL borçlu görüldüğü ve bu tarihten sonra davalının alacaklı olan …’in borçlarından dolayı icra dosyalarına yatırmış olduğu miktarların muavin defter kayıt dökümlerinin tespit edilerek defter kayıtlara geçirildiği, bu yönü ile 24-07-2015 tarihi itibarı ile …e olan borcun sıfırlanmış olduğu ve bu tarihten sonra borç görünmediğinin tespit edildiği anlaşılmış, …’in borçlarını ödeyemediği, borca batak olduğu, davalı şirketin …’in borçlarını ve işçi alacaklarını ödeyememesi nedeni ile 6552 sayılı torba yasanın ve iş kanunun 36.maddesi uyarıca sorumluluk gereği … davalı … Deposu Tic. San. A.Ş ‘den alacaklarının …’in çalışanın işçiler ve piyasa borçlarına karşılık tamamen ödenmiş olduğu ve …’in davalıdan alacağının kalmadığı ve davalının ticari defterlerinin birbirlerini doğruladığı belirlenmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan ve bilirkişi raporu alındıktan sonra ; ” Davacının davasının REDDİNE” karar verilmiştir.
Bu karar taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2016/19363 E, 2018/4796 K sayılı 04.10.2018 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle ; ” Mahkemece davalı ile dava dışı temlik veren … – … arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu. Bu nedenle davalının asıl işveren olarak, alt işverenin iş ve işçi borçlarından da sorumlu olduğu kabul edilmiş ise de, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde asıl işveren-alt işveren ilişkisi tanımlanmakta olup, bu tanımda.; “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.” şeklinde belirtilmiştir. Söz konusu yasa uyarınca alt işverenden söz edebilmek için 1-Asıl işverenin varlığı, 2-İşin işyerinde yürütülen üretime yönelik işlerde alınmış olması, 3-İşin asıl işverenin işinde yapılmış olması, 4-İşi alan işverenin işçilerini sadece işi veren işverenin işyerinde çalıştırması gerekmekte olup, somut olayımıza gelince, davalı ile temlik veren arasında yemek satın alma sözleşmesinin bulunduğu, alacağın davalının işyerine verilen yemek bedelinden kaynaklandığı 4857 sayılı Yasa’nın 2. maddesi anlamında asıl işveren – alt işveren ilişkisinin bulunmadığının gözetilmemesi doğru değildir. Mahkemece yapılacak iş, temliklerin yapıldıkları tarih itibarıyla, davalının dava dışı temlik verene borcunun bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti, temliklerin davalıya tebliğ edilip edilmediği, edilmişse tebliğ tarihinden önce davalının iyi niyetle yaptığı ödemelerin borçtan mahsubu gerektiği. Ancak temlik belgelerinin tebliğinden sonra davalı tarafından 3. kişilere yapılan ödemelerin kötü ödeme olarak kabul edilerek, borçtan mahsup edilemeyeceği gözetilerek, gerektiğinde bu konuda bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir.” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 20.04.2021 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; Mahkemenizin 03.10.2020 tarihli ara karar ve 11.12.2020 tarihli dosya teslimi ile alman dosya da inceleme yapılabilmesi için davacı ve davalı yanın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi gerektiği, bunun için dosyaya sunulan talep detay mailimizde de belirtmiş olduğumuz gibi, HMK. 219/1,2 maddesi gereği davacı ve davalı taraf dava konusu olan defterlerin ilgili sayfalarının onaylı örneklerini ve dayanağı belgeleri dilekçe ekinde yetkililerce onaylanmış halde, dava dosyasına sunması ve tarafların mali müşavirlerinin iletişim bilgilerinin (aktif mail ve aktif telefon numaralarının) sunulması halinde incelemenin bu boyutta da yapılabileceği ve raporun nihai sonuca ulaşabileceği, sonuç ve kanaati ile ön raporunu sunmuştur.
Bilirkişinin eksikliğini saptadığı defter ve belgelerin sunulmasından sonra tarafların itiraz ve beyanlarının da dikkate alınarak ek rapor düzenlenmesi için dosya yeniden bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 21.10.2021 tarihli 11 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Mali yönden yapılan incelemeler doğrultusunda temlik içeriğinde belirtilen dönem itibariyle davalı yanın 220.588,80 TL borcunun bulunduğu, davacı tarafından davalı şirkete … … Noterliği’nin 16.01.2015 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile alacakların temlik alındığı ve ödenmesi gerektiği yönünde ihtar edilmiş olduğu görülmüş olup temliklerin davalı yana 16.01.2015 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, davalının ise … … İcra Müdürlüğü’nün… sayılı dosyasına ve … … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu toplam 177.862,01 TL tutarlı ödemenin temlik belgelerinin tebliğinden sonra yani 24.07.2015 tarihinde yapıldığı, sayın Mahkemeniz davalı tarafından 3. kişilere yapılan bu ödemelerin kötü ödeme olarak kabul edilmesi ve bu duruma göre karar vermesi halinde; bu bedelin borçtan mahsup edilmeyeceğinden davacının davalı yandan 177.862,01 TL tutarlı alacaklı olacağı” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava; faturalara dayalı temlik alınan alacağın tahsili amacıyla davacının yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Takip dosyası, davacı ve davalı yana ait ticari defterler ile belgeler ve dosya münderecatı üzerinde yapılan incelemeler yapılmıştır.
Dosyamıza getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; Alacaklının …, borçlunun … Deposu Tic. San. A.Ş. olduğu, bakiye fatura alacakları ile işlemiş faizlere yönelik toplam 252.583,89 TL’nin faiz masraf ve vekalet ücreti ile tahsiline ilişkin ilamsız takip yapıldığı, takibe borçlu tarafından borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır.
Bu dosya üzerinde yapılan incelemelerde, davacının alacağından dolayı dava dışı … – …den bu kişinin davalıdan olan alacağının 24.10.2013 tarihli, 02.12.2013 tarihli, 17.09.2013 tarihli temliknameler ile davacı tarafından temlik alındığı görülmüştür.
Temlikler alındıktan sonra davacı tarafından davalı şirkete … … Noterliğinin 16.01.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile alacakların temlik alındığı ve ödenmesi gerektiği yönünde ihtar edilmiştir.
Bu ihtarnameye karşılık davalı şirket vekili tarafından Üsküdar … Noterliğinin 26.01.2015 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verilmiş ve varsa işçi alacakları ödendikten sonra muhatap …ya ödeme yapılabileceği ihtar edilmiştir.
Davalı tarafından haciz ihbarnameleri sebebi ile ödemiş olduğu tutarlara ilişkin … … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasındaki ödeme belgesi ile yine … … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyada 24.07.2015 tarihinde davalının yaptığı (161.721,97 TL ve 16.140,04 TL olmak üzere toplam 177.862,01 TL) ödemeleri gösterir ödeme belgelerinin dosyaya ibraz edilmiştir.
Temlik içeriğinde belirtilen dönem itibariyle davalı yanın 220.588,80 TL borcunun bulunduğu, davacı tarafından davalı şirkete … … Noterliğinin 16.01.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile alacakların temlik alındığı ve ödenmesi gerektiği yönünde ihtar edilmiş olduğu görülmüş olup temliklerin davalı yana 16.01.2015 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşılmaktadır. Davalının ise … … İcra Müdürlüğü’nün… sayılı dosyasına ve …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu toplam 177.862,01 TL tutarlı ödemenin temlik belgelerinin tebliğinden sonra yani 24.07.2015 tarihinde yapıldığı sabittir..
Mahkememizce temliklerin yapıldıkları tarih itibariyle, davalının dava dışı temlik verene borcunun bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti, temliklerin davalıya tebliğ edilip edilmediği. Edilmişse tebliğ tarihinden önce davalının iyi niyetle yaptığı ödemelerin borçtan mahsubu gerektiği, ancak temlik belgelerinin tebliğinden sonra davalı tarafından 3. Kişilere yapılan ödemelerin kötü ödeme olarak kabul edilerek, borçtan mahsup edilmesinin gerekip gerekmediği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davalının incelenen ticari defterlerinde dava dışı 3. Şahıs olan… … şahıs firmasından yemek hizmeti satın almış olduğu ve bu hizmet karşılığı faturaların tanzim edildiği. 06.12.2014 tarihi itibariyle davalı şirketin dava dışı 3. Şahıs olan … … şahıs firmasına 220.588,80 TL borçlu göründüğü. Bu tarihten sonra davalı şirketin alacaklı olan …’in borçlarından dolayı icra dosyasına yatırmış olduğu miktarların düşmesi sonucu 24.07.2015 tarihi itibariyle …’e olan borcun sıfırlanmış olduğu bu tarihten sonra borç bakiyesi görülmediği belirlenmiştir.
Davacının …’den olan alacağını temlik aldığı, ancak verilen temlike konu alacağın yemek hizmeti nedeniyle davalıya ödenerek bir alacak kalmadığı anlaşıldığından, kalmayan alacak için yapılan temliknamenin iyi niyet kuralları ile bağdaşmaması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın reddine
2-59,30-TL karar harcının peşin alınan 3.018,79-TL den düşümü ile kalan 2.959,49-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davalı tarafından yapılan 63,60-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 26.130,87-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır