Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/325 E. 2021/588 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/325 Esas
KARAR NO:2021/588

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/07/2020
KARAR TARİHİ:24/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile satın alman mal bedelinden kaynaklanan 391.249,85-TL borcu ödemesi için ilamsız icra takibi yapıldığını, ancak borçlu tarafından itiraz edilmesi sonucu takibin durduğunu, alacaklarının fatura, irsaliye ve ticari defter kayıtları ile sabit olup, yapılacak bir bilirkişi incelemesi sonucu varlığı saptanacağını, itirazın tamamen haksız ve kötü niyetli olup, yalnızca takibi durdurma ve zaman kazanma amacına yönelik olduğunu, açıklanan nedenlerle …. İcra Müdürlüğüünün … Esas sayılı dosyasına vaki borca itirazın, davalıdan 391.249,85-TL alacaklı olduklarının tespit edilerek iptaline, takibin devamına, davalının %20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini saygı ile dileriz
Davalı şirkete dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edildiği, davaya cevap verilmediği görüldü.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 11.02.2021 tarihli celsesi 5 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 26/04/2021 tarihli raporunda özetle;
”SONUÇ
Tüm inceleme, tespit ve değerlendirmeler ile rapor içerisinde açıklanan nedenlerle;
•İncelenen davacı şirkete ait 2018 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdik/beratlarının yasal süresinde yaptırılmış/alınmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacı yanın kendi ticari defterleri ve cari hesap durumuna nazaran 26.12.2018 takip tarihi itibarıyla davalı yandan 367.249,85 TL alacaklı olduğu görülmekle birlikte, davacı yanın yerinde inceleme esnasında karşılıksız olan çek ve senedin kendi ellerinde bulunduğu davalı yana iade edilmediği beyan edilmiştir. Bu itibarla mükerrer tahsilata ve takibe konu edilmemesi için davacı yanın takip tarihi itibarıyla 367.249,85 TL alacağından, fiilen elinde bulundurduğu karşılıksız çeke ilişkin 65.000TL’nin düşülmesinin gerektiği değerlendirilmiş olmakla takdirin mahkemeye ait olduğu,
•İncelenen davalı şirkete ait 2018 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davalı yanın kendi ticari defterleri ve cari hesap durumuna nazaran 26.12.2018 takip tarihi itibarıyla davacı yana 260.285,62 TL borçlu göründüğü,
•Taraflar arasındaki 106.964,23 TL tutarındaki cari hesap farklılığının davalı yan ticari defter kayıtlarında yer almayan fakat davacı kayıtlarında yer alan 41.964,43 TL önceki dönem devir bakiyesi ile 65.000 TL tutarlı 8439097 nolu 29.09.2018 vadeli olan (karşılıksız) çekten (41.964,43 TL + 65.000 TL=106.964,43 TL) kaynaklandığı,
•Davalı yana ait 2018 yılı BA formlarının tetkikinde, davacı yanın 2018 yılı içerisinde davalı yana keşide etmiş olduğu tüm faturaların davalı yanca kayıtlarına alınarak ilgili mali idareye bildirilmiş olduğu,
•Dosyaya sunulu teslim belgeleri (sevk irsaliyeleri) üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, bazı Faturalara ait Sevk-İrsaliyelerinde teslim eden ve teslim alan kısımlarında herhangi bir isim ve imzanın bulunmadığı, teslim alan imzasının bulunduğu irsaliyelerde de genellikle nakliyenin 3.kişiler tarafından gerçekleştirildiği görülmekle, davalı şirket yetkililerinden kime teslim edildiğine ilişkin herhangi bir beyan ya da ifadeye rastlanmadığı, teslim alan kısımlarında yer alan şahıs isimlerinin ise davalı şirkete ait SGK kayıtlarında yer alan çalışanlarla uyumlu olmadıkları, bu durumda, fatura muhteviyatı ürünlerin davalı yana teslim edilip edilmediği hususu net olarak tespit edilememiş olup takdirin Mahkemeye ait olduğu,
•Dava dosyasında taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir sözleşmenin yer almadığı, ayrıca davacı yanın takipte işlemiş faiz talep etmediği,
•Davacı yanın takip talebinin 391.249,85 TL olduğu görülmekle, takip tarihi itibarıyla kendi ticari defter kayıtlarına göre davalı yandan 367.249,85 TL alacaklı olduğu dikkate alındığında, takip talebinin 24.000,00 TL lik kısmının karşılıksız kalacağı, ayrıca karşılıksız çıktığı halde davalı yana teslim edilmeksizin, cari hesaba tekrar borç kaydetmek sureti ile takibe dahil edilen 65.000,00 TL tutarındaki çek bedelinin de düşülmesi sonucunda, takdiri mahkemeye ait olmak üzere davacı yanın cari hesaba dayalı takip talebinin 302.249,85 TL ile sınırlı olması gerektiği,
•Diğer yandan davalı kayıtlarında yer almamasına rağmen, davacı kayıtlarında görülen önceki dönem devir bakiyesinin, hangi yıllara ilişkin farklardan kaynaklandığı, takibe konu alacağın 2018 yılına ait olması ve dolayısıyla incelemenin 2018 yılı kayıtları ile sınırlı olması karşısında tespit edilmesinin bu aşamada mümkün olmadığı,
Yönündeki tespit ve değerlendirmelerimi, Sayın Mahkemenin takdirlerine saygı ile arz ederim.” denilmiştir.
Dava, fatura alacağına dayalı yapılan takibe itirazların iptalidir.
Taraflar, alacak ve borçlarını ticari defterlerinde cari hesap şeklinde takip etmekte olup, tarafların cari hesap kayıtlarında 41.964,43 TL dönem başı bakiyesi, 65.000 TL tutarlı 8439097 nolu 29.09.2018 keşide tarihli karşılıksız çekten dolayı toplamda 106.964,23 TL hesap farkı olduğu bilirkişi incelemesi ile anlaşılmıştır.
Davalının 2018 yılı BA-BS formlarına göre 27 faturaya dayalı olarak 355.530 TL mal veya hizmeti davacıdan aldığını Maliyeye bildirmiş olduğu, bu irsaliyeli faturalardan bazılarında davalı yetkilisinin bir imzası bulunmasa da gerek tarafların cari hesaplarında uyuşan kısım gerekse Yargıtay … Hukuk Dairesi E. 2015/… K. 2016/… T. 27.1.2016Tarihli kararında;“…… öte yandan davacı tarafça bu faturanın Ba Bs formları düzenlenmek suretiyle vergi dairesine bildirildiği hususu da dosyada mevcut … Vergi Dairesi yazısında anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında davacı ticari defterindeki kaydın ve vergi dairesi yanıtlarının davacı aleyhine delil teşkil edeceği, artık takibe konu fatura kapsamındaki makinenin davalı yanca davacıya satılarak teslim olunduğunun kanıtlandığı gözetilerek, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.” şeklindeki kararları ile Yargıtay’ca taraflarca düzenlenen BA/BS formları ve Vergi Dairesine yapılan bildirimlerin fatura konu malın teslim edildiğine ilişkin karine oluşturduğu, bu durumda davalının malın teslim edilmediğinin ispat edilmesi gerektiği kabul edilmesi gerektiği, bu karşı ispatın yerine getirilemediği, tüm bunlara göre davacının 367.249,85 TL alacaklı gözükse de 41.964,43 TL dönem başı bakiyesine ilişkin delil bulunmamakla bu alacak miktarından düşülmesiyle davacı alacağının 325.285,42 TL olup bu miktar davalının BS BA ile bildirdiği 355.530 TL’den aşağı olmakla 325.285,42 TL’lik mal teslimi açısında karine davacı lehine olduğu, her ne kadar bilirkişi 65.000 TL’lik karşılıksız çekin – çek aslının halen davacıda olduğu için- mükerrer tahsilatı önlemek için borç miktarından düşülmesi gerektiği iddia edilse de alacağın ayrıca kambiyo senedine dayalı olarak istenmesinde bir engel olmadığı anlaşılmış ve tüm bu nedenlerle sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalının …. İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasındaki itirazlarının;
325.285,42 TL asıl alacak üzerinden itirazın ve işleyecek faiz oranına itirazın iptalleri
Takibin bu şekilde ödeme emrindeki kayıt ve şartlarda devamına,
2-325.285,42 TL’nin % 20’si olan 65.057,08 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 22.220,25-TL ilam harcından 4.725,32-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 17.494,93-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvuru harcı, 4.725,32-TL peşin harç olmak üzere toplam 4.779,72-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı, kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 31.219,98-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.603,50-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1.333,15-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.24/06/2021
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …
Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”