Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/311 E. 2021/1079 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/311 Esas
KARAR NO:2021/1079

DAVA:Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ :06/07/2020
KARAR TARİHİ:09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketten 23/12/2014 tarihinde … marka … … model araç satın aldığını ve davalıya toplam 260.000,00 Euro ödeme yaptığını, araç hakkında 22/03/2018 tarihinde 2 yıl uzatılmış garanti faturasının da düzenlendiğini ve davalıya garanti uzatım bedelinin de ödendiğini, müvekkilinin garanti süreci boyunca aracın ısıtma ve soğutma sisteminden kaynaklı ayıp ve arızanın yetkililere şerh edildiğini ancak bugüne kadar arızanın giderilmediğini, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, aracın teslim alınmasından 1 yıl sonra araç klima sisteminin arızalandığını, aracın defalarca tamirat geçirmesine rağmen arızanın giderilemediğini, davalı şirkete 08/06/2018 tarihli ve 9781 yevmiye numaralı ihtarname ile müracaat edildiğini ve cevabi yazı olan 10133 yevmiye sayılı ihtarname ile davalı şirketin ücretsiz onarımı kabul ettiğini ancak sürecin sonunda ayıbın tekrar ettiğini, aracın üzerinde delil tespiti yapıldığını ve … 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda aracın ayıplı ve arızalı olduğunun tespit edildiğini, özellikle yaz aylarında aracın soğutma sisteminin çalışmadığını, bu nedenlerle davamın kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya dayanak gösterilen delil tespitinin katılımlarının olmadan yaptırılmış usulsüz bir tespit olup, hükme esas kabul edilmeyeceğini, davaya konu aracın klima sisteminde ürün üretim kaynaklı bir sorun mevcut olmayıp, ihtilafın aracın klima yapısının davacı şirketin subjektif beklentisini karşılamamış olmasından doğduğunu, dava konusu aracın satış tarihinin 23/12/2014 olup, davaya konu şikayete ilişkin ilk başvuru tarihinin 05/12/2016 tarihi olduğunu, satımdan neredeyse 2 yıl sonra klima ile ilgili ilk şikayetin yapılmış olmasının süresinde ve usulüne uygun bir ayıp ihbarı olarak kabul edilemeyeceğini, aracın öncesinde servis kayıtlarında mevcut olanlar başta olmak üzere başkaca kaza veya hasara uğrayıp uğramadığının tramer kaydından araştırılması için dosyaya celp edilmesini talep ettiklerini, satımdan bu yana davaya konu aracın davacı yeddinde ve kullanımında olduğundan davacı haklılığı söz konusu olsa bile bedel iadesi ihtimalinde faize hükmedilemeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
Dava, ticari satıma konu malın iadesine ilişkin alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizin 11/02/2021 tarihli celsesi 8 numaralı ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 20/05/2021 tarihli raporunda özetle;
“SONUÇ: Deliller ve hukuki değerlendirmelere göre varılacak sonuç tamamen Mahkemenin takdirinde olmak üzere;
1-Davaya konu taşıt iklimlendirme sisteminin özellikle soğutma açısından kiyafetsiz kaldığı,
2-Sorunun iklimlendirme sistemi ve kontrol elemanlarından kaynaklandığı, fakat hangi elemandan kaynaklandığının kesin olarak belirlenmesinin bilirkişilik yükümlülükleri ve imkanları ile mümkün olmadığı,
3-Taşıttaki problemin gizli ayıp vasfını haiz olduğu,
4-Giderilebilir nitelikte olan problemin yetkili servis tarafından uygun şekilde tespit edilerek çözülememesi sonucu hizmet kusurunun da ortaya çıktığı,
5-Hukuki kanaat gerektiren taşıt değişimi, bedel iadesi gibi hususların Sayın Mahkemenin uhdesinde bulunduğu, Yargıtay uygulaması da dikkate alındığında özellikle ayıbın giderilebilir bir ayıp olduğu hususu da göz önünde bulundurulması halinde TBK. M. 227/f. 4 koşullarının oluştuğu,
Deliller ve hukuki değerlendirmelere göre varılacak sonuç tamamen Mahkemenin takdirinde olmak üzere; saygı ile arz olunur.” denilmiştir.
Mahkememizin 24/06/2021 tarihli celsesi 1 numaralı ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 20/10/2021 tarihli ek raporunda özetle;
“SONUÇ: Kök rapora yapılan itirazların değerlendirildiği ve yukarıda izah edildiği üzere varılan sonuçları değiştirmeyi gerektirecek bir dayanağın bulunmadığı, bu nedenle kök rapordaki görüşlerimizi muhafaza ettiğimizi belirtmek isteriz.
Nihai takdir sayın mahkemededir.” denilmiştir.
Dava, ayıplı aracın iadesi ile aracın bedeli olan 260.000 EURO’nun davacıya ödenmesi istemine ilişkindir.
Davaya konu araç davalı tarafından 23/12/2014 tarihli e-fatura ile davacı şirkete toplamda 260.000 EURO karşılığında satılmıştır.
Davacı tarafça gönderilen … 1. Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesinde aracın teslim alınmasından bir yıl sonra klima sisteminin arızalandığı, yetkili servise sürekli bu arıza nedeniyle müracaat edildiği kabul ve iddia edilmiş ise de, aracın teslim tarihinin 23/12/2014 olduğu, celp edilen servis kayıtlarına göre klima nedeniyle ilk müracaat tarihinin 05/12/2016 tarihi olduğu, ihtarnamedeki aracın teslim alınmasından bir yıl sonra klima sisteminin arızalandığı kabulü karşısında ayıp ihbar süresine uyulup uyulmadığı hususunun öncelikle tartışılması gerektiği anlaşılmıştır. Celp edilen garanti sözleşmesine göre dava konusu arızayı kapsar 24 aylık garanti verilmiş olduğu ancak garanti sözleşmesinin genel koşullar başlığı altındaki 1.1 maddesi gereğince söz konusu garantinin aracın teslim tarihinden itibaren başladığı anlaşılmıştır. Yargıtay 15. Ve 19. Hukuk Daireleri arasında garanti verilmesi halinde, garanti süresi içinde ayıp ihbarın süresinde yapılması gerekip gerekmediği konusunda çelişkili kararlar var ise de, her bir somut olayda garanti süresinin hangi nitelikte olduğuna göre bu hususta sonuca ulaşılması gerektiği, dava konusu olayımızda zaten kanuni garanti kapsamı altında bulunan süre açısından ayrıca garanti verildiği, garanti süresinin aracın tesliminden itibaren başladığı, buna göre bu garanti süresinin ihbar külfetini düşürücü nitelikte olduğu, her ne kadar garanti sözleşmesinde ayrıca 8 gün içerisinde bildirim sorumluluğu da düzenlenmiş ise de garantinin, kanuni ayıba karşı tekeffül süresini kapsar şekilde verilmesi nedeniyle bu bildirim zorunluluğunu ancak zararın artmasına engel olunması açısından getirilmiş bir külfet olduğunun kabulü gerektiği,, bildiriminin geç yapılması nedeniyle zararın arttığına ilişkin iddia ve ispatın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf, her ne kadar aracın ayıplı olmadığı iddia edilmiş ise de gerek değişik iş dosyasında yapılan tespit ve gerekse mahkememizce yaptırılan teknik incelemede, davaya konu taşıtın bulunduğu segment ve ihtiyaç duyulan kapasite de dikkate alındığında soğutma modunda konforlu iç sıcaklık değerlerine ulaşamadığının sabit olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar bilirkişi raporunda araçta önemli bir ayıp bulunduğu ve temelde dönme hattının kullanılmasının koşullarının oluştuğu ancak ayıbın onarılabilir bir ayıp olduğu yönündeki teknik tespit ile aracın uzun süredir davacı alıcıda bulunması ve de aracın onarım bedelinin toplam satış bedeline göre daha düşük olması nedenleriyle TBK 227/4. maddesi gereğince karar verilebileceği görüşü beyan edilmiş ise de, aracın bir çok kere aynı sorun nedeniyle servise gitmesi, sorunun servisçe kabul edilmemesi, aracın segmenti itibariyle lüks araç niteliğinde olup, lüks kapsamındaki en önemli unsurlardan olan konfor özelliğini etkileyip ve hatta yaz aylarında kaldırabileceği dikkate alındığında, yasa koyucunun TBK 227/4. Fıkrasındaki ”durum bunu haklı göstermiyorsa kapsam içerisinde kalmayacağı, binek bir araç için üst segment olması nedeniyle ödenen paranın tam da somut olayımızda bunu gerektirdiği anlaşılmış ve sözleşmeden dönme nedeniyle aracın iadesi şartıyla ödenen bedelin tahsiline karar verilmiştir. Araç tevdi mahalli tayini suretiyle davalının geri almasına amade tutulmadığından temerrüt faizi açısından talebin reddine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile … marka ve model, … şisi nolu … plakalı aracın davalıya iadesi şartıyla 260.000 Euro’nun davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Temmerrüt faizi talebinin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 137.378,24-TL ilam harcından peşin alınan 34.344,57-TL’nin mahsubu ile bakiye 103.033,67-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 34.344,57-TL peşin harç ve 54,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 34.398,97-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 100.024,80-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 7.054,35-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.09/12/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …