Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/306 E. 2021/432 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/306 Esas
KARAR NO : 2021/432

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 20/12/2012
KARAR TARİHİ : 25/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben sunmuş olduğu 31.12.2012 tarihli dava dilekçesinde özetle; Abonman sözleşmesi kapsamında bağlı bulundukları … tarafından 30.6.2011- 21.2.2012 tarihleri arasında kullanıldığı iddia edilen 7.000 metreküp suya ilişkin gönderilen ve tahsiline başlanılan fatura bedeli kadar borçlu olmadıkları ve ödenilen kısmın geri ödenmesi talebiyle dava açtıklarını, kurucusu ve ortağı olduğu … adresindeki …’nin işleticisi olduğunu, … 2002 yılından beri faaliyet gösterdiğini, 2010 yılında ortalama 137 TL. ve 2011 yılında ortalama 167 TL. fatura gelmekte iken 7.5.2012 tarihinde 55.279 TL. falura düzenlendiğini, …’ye tanzim edilmiş fatura hakkında itirazda bulunduklarını, ancak itirazın red edildiğini, bu faturanın 30.6.2011-21.2.2012 tarihleri arası 7 aylık su tüketimine tekabül ettiğini öğrendiğini, yapılan görüşmeler sonucunda faturanın 27.412 TL’ye indirildiğini, indirimin itirazla ilgili olmayıp … tarifeler yönetmeliğine göre indirildiğini, anaokullarının indirimli tarifeden su faturalarını ödemekte iken yıllardır şirketin işyeri tarifesinden su faturalarını ödediklerinden bu indirimin yapıldığını, ancak dava konusu faturanın iptaline ilişkin yapılan İtira2in 25 Temmuz 2012 tarihinde iptal edildiğini, … tarafından suyun kesilmemesi için fatura bedelinin taksitlendirilerek ödenmeye başlandığını, …’nin 7000 metreküp su kullanıldığını iddia ettiğini, anaokulun küçük bir işletme olup 20 öğrenci olduğunu, çocukların yaşları gereği su tüketimlerinin çok az olduğunu, anaokulunun değiştirilen tarifeden sonrada aylık su bedellerinin 60 TL- 100 TL arasına gerilediğini, buna rağmen işyerine 29.137-TL borç çıkartıldığını, bu borcun 7 aylık kullanım olarak bildirildiğini, ancak anaokulunda su miktarda suyun kullanılmasının imkansız olduğunu, kendilerine göre sebebi bilinmeyen ve bilinmesi de mümkün olmayan bu durumun keşif yapılarak bilirkişi incelemesiyle araştırılması ve davalı idarenin iddia ettiği kadar miktarda borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı …’nin Cevap dilekçesinde özetle; Davanın haksız ve hukuksuz açıldığını, Müvekkili … idaresinin 3305 sayılı yasa ile 2560 sayılı yasa ile … Büyükşehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek, bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak ve kurulu olanları devralıp işletmek üzere kurulduğu, kuruluş yasasının 13.a bendinde su satışı ve kullanılmış suların uzaklaştırılmasına karşılık abonelerinden alınacak ücretle idarenin gelirleri arasında sayıldığı, 2560 sayılı … Kanunu madde 23 hükmü gereği su satışı ve kullanılmış suların uzaklaştırılması ile çevreyi kirletmeyecek tedbirlerin alınması ve aldırılması ile ilgili tariflerin hangi kriterlere göre saptanacağı ve bu şekilde saptanan bedellerin hangi usul ve esaslara göre tahsil edileceği için Tarifeler Yönetmeliği’nin düzenlendiği, davacıya yapılan tahakkukların bu yönetmeliğe göre yapıldığı, tahakkukların hukuka uygun olduğu, … tarihinde … No’lu sözleşme ile davacı …ile işyeri sözleşmesi yapıldığı, 30.6.2011 tarihinden sonra tahakkuk eden faturaların sayaç kirli olduğundan kıyas tahakkuk olarak tahakkuk ettirildiği, 10.11.2011 tarihinde yapılan kontrolde … no’lu sayacın 4713 m işarette olduğu ve 2 katlı çocuk yuvasına su verdiğinin tespit edildiği, tüketimin yüksek olması sebebiyle sayaç 7.12.2011 tarihinde değiştirilerek ölçüye gönderildiği, ölçü raporunda … no’lu sayacın 5843 m3 te doğru çalıştığının tespit edildiği, yeni takılan sayacın 14.2.2012 tarihinde 3972 m3 te ve iç tesisatta büyük kaçak olduğu kontrolünün yapıldığı, 21.2.2012 tarihinde yapılan 2. kontrolde 3987 m3 te ve iç tesisattaki kaçağın giderildiğinin anlaşıldığı, idarenin sorumluluğunun iç tesisattaki su sayacına kadar olduğu, su sayacından sonraki tesisatın kaçaklarından, bakım ve onarımından abonenin sorumlu olduğu, eski sayaçtan 3800 m3 faturalandırılmamış tüketim ile yeni sayaçtan 3987 m5 olmak üzere toplam 7787 m3 tüketimin 30.6.2011 ile 21.2.2012 tarihleri arası için tahakkukunun yapıldığı, yapılan tahakkuk işleminde bir hatanın bulunmadığı, Şehir ve Kasabalarda Abonelere Su Satışı Nizamnamesi Bölüm VI- iç Tesisat Madde 47 de iç tesisat, tel sayaçlı gayrimenkullerde şube yolunun sonunda bulunun emniyet musluğundan ve birden fazla su verilen binalarda dairelere mahsus küçük emniyet musluklarından sonra başladığı, aboneler bu tesisatı istedikleri kimseye masrafı kendilerine ait olmak üzere yaptırabileceği, abonelerin bu tesisatın zayiatından sorumlu olduğunun belirtildiği, benzer konuda Yargıtay 11. HD 2004/14575 E. 2005/12323 Karar sayılı kararında patlayan borunun şube yolunda değil binanın iç kısımlarında bulunduğu, bu bölümün abonenin sorumluluğunda olduğu, davalının kusur ve sorumluluğunun kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın red edilmesine dair yerel mahkeme kararının onandığı, yukarıda izah edilen nedenlerle davacının itirazına konu olan fatura bedelinin davacının sorumluluk sahasına giren iç tesiattan kaynaklandığı, iç tesisatta müvekkil idarenin herhangi bir sorumluluğunun olmadığı, usulüne uygun düzenlenmiş fatura bedelini davacının ödemekle yükümlü olduğu, müvekkil idarenin 2560 sayılı yasa ile kurulmuş bir kamu kuruluşu olduğu, müvekkil İdarenin yaptığı iş gereği hukuk kurallarına uymak zorunda olduğu, davacıya tahakkuk ettirilen bedellerin hukuka ve ilgili yönetmeliklere uygun olduğundan müvekkil idare aleyhine haksız açılan davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Dava, menfi tespit ve istirdat taleplerine ilişkindir.
Davacı tarafça delil olarak fatura, davalı idare yazısı ile eki borç dökümü, senet ibraz edilmiştir.
Davalı vekilince cevap dilekçesi ekinde … Tarifeler Yönetmeliği, Bilgi İşlem Merkezinin kayıtları, abone hesap kartı delil olarak ibraz edilmiştir.
… 20 Asliye Hukuk Mahkememizce delillerin toplanmasından sonra, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak 09.01.2014 havale tarihli bilirkişi raporu ile ek rapor alınmış ise de söz konusu raporlara davalı tarafça itiraz edildiğinden, itirazlar ek raporla da karşılanamadığından, bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli görülmediğinden bu kez Mahkememizce oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekmiştir.
Bilirkişi raporuna bilirkişi … tarafından muhalefet şerhi verilmiş olup, diğer bilirkişilerin ise müşterek kanaatlerini içeren rapor bölümünde davalı tarafça davacı şirket adına 30.06.2011 – 21.02.2012 tarihleri arasında tahakkuk ettirilen 29.06.2012 son ödeme tarihli 25.906,00.TL bedelli faturanın davacı şirket adına kayıtlı sözleşmeye göre kurulu olan tesisatta sayaç sonrası toprak hatta olan su kaçağı sebebi ile tanzim ve tahakkuk ettirildiği, sayaç da fazla tüketim kaydettiğine dair herhangi bir arızanın görülmemesi bakımından tahakkukun su kaçağına ait olduğu, bu sebeple abone sözleşmesi, ilgili nizamname, yönetim kurulu kararı ve diğer mevzuata göre tesisatın kullanma dönemindeki su bedelinden ve gecikme cezası bedelinden davalı abonenin sorumlu olduğu, sayacın arızalı veya fazla tüketim gösterdiğine dair dosyasında yapılmış bir tesbitin bulunmadığı, davalı kuruluş tarafından kıyasa göre tahakkuk ettirilen faturaların iptal ettirilerek yerine yeni faturayı tanzim etmesinin gerekli olduğu, davacının abonesi olduğu tesisatın, bakım, onarım ve muhafazasından sorumlu bulunduğu 30.06.2011 tarihinde su kaçağının ortadan kaldırıldığının belirlendiği, 21.02.2012 tarihi arasında davalı tarafça yapılan okumalarda sayacın buğulu olduğunun görülmesine rağmen bu durumun aboneye bildirilmediği, abonenin bilgi hakkının kısıtlandığı, zararın artmasına sebebiyet verdiğinden olayda %25 oranında müterafik kusurunun bulunduğu, bu duruma göre davacının 29.06.2012 tarihli 25.906,00.TL bedelli faturanın 19.429,50.TL kısmından sorumlu tutulması gerektiği kanaat olarak bildirilmiştir. Bilirkişi raporunun muhalefet şerhi dışında kalan kısmına gerekçeli ve denetime elverişli olduğundan itibar edilmiştir.
Böylece, davacı abone için tahakkuk ettirilen 29.06.2012 tarihli ve 25.906,00.TL bedelli su faturası ile ilgili olarak tüketim miktarı ile davalı tarafın müterafik kusuru dikkate alınarak yapılan mahsup işleminden sonra, davacı tarafın borçlu olduğu miktarının 19.429,50.TL olduğu, davacının bu husustaki talebi dikkate alınarak talep edilen miktara göre davacı tarafın borçlu olmadığı miktarın ise 9.697,50TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından davacının menfi tesbit talebinin bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
… 20 Asliye Hukuk Mahkemesince tüm deliller toplandıktan bilirkişi raporları andıktan sonra ; “Davacı tarafın menfi tespit talebinin kısmen kabulü ile davacının davalı tarafa 9.697,50 TL borçlu olmadığının tespitine, Davacının istirdat talebinin kabulü ile 4.945,75 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.” karar verilmiştir.
Bu karar taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2018/5535 E, 2019/2709 K sayılı 28.03.2019 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle ; “davaya konu uyuşmazlığın taraflarından davalı …’nin gördüğü hizmet kamu hizmeti ise de faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle, davacı şirket ise ticaret şirketi olması nedeniyle 6102 sayılı Kanunun 16/1.maddesi uyarınca tacir sayılacaklarından, uyuşmazlığın çözümünün yukarıdaki yasa hükümleri de gözetildiğinde Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevi içinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava mahiyetinde olduğu ve uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken; Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla işin esası hakkında yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak ödeme tarihi itibarıyla davacının davalıdan istirdadı gereken alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 25.01.2021 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davalı …’nin tahakkuklarının yönetmeliklere uygun olarak yapıldığını, sayacın okunamaması nedeniyle yapılan kıyas tahakkuklarının ve daha sonra sayacın sökülerek Ölçü ve Ayarlar Müdürlüğüne gönderilmesinin ve sökülen sayacın doğru yazdığının tespitine ilişkin alınan sayaç endeksleri ve yeni takılan sayaç endeksleri üzerinden yapılan okumalar sonucunda tüketilen su bedeline tahakkuk ettirilen faturanın … Tarifeler Yönetmeliği Esaslarına uygun olarak yapılmış olduğunu, eski sayaçtan 3800 m3 faturalandırılmamış tüketim ile yeni sayaçtan 3987 m3 olmak üzere toplam 7787 m3 tüketimin 30.6.2011 ile 21.2.2012 tarihleri arası için tüketilen suya ait olduğunu ve tahakkukunun yapıldığını, tanzim edilen 25.906,00 TL tutarındaki tüketim faturasının davalı …’nin yönetmeliklerine ve su birim fiyatlarına uygun olarak tanzim edildiğini, sayacın doğru tüketim yazması, kaçağın sayaçtan sonraki iç tesisattan kaynaklaması nedeniyle tüketilen suyun miktarından davacının sorumlu ve kusurlu bulunduğunu, bu konuda davalı …’nin bir kusurunun bulunmadığını, yukarıda açıklanmaya çalışılan nedenlerden dolayı davacının menfi tespit talebinin ise yerinde olmadığı” görüş ve kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen … dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve Görevsiz mahkemece verilen hüküm, bu hükmün bozulmasına ilişkin Yargıtay ilamı ile bozma sonrası aldırılan rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Davalı … ile 20.06.2003 tarihinde …e ile davacı … şirketi ile işyeri sözleşmesinin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyamızda bulunan 10.11.2011 tarihli iş emrinde yapılan açıklamalar okuma tarihinin 31.10.2011 okuma kodunun 11, sayaç işaretinin 4713m3, bina 2 kat çocuk yuvası olarak devam ediyor,
Şehir ve kasabalarda abonelere su satışı nizamnamesinin iç tesisatla ilgili 47.nci. maddesi; İç tesisat , tek sayaçlı gayrimenkullerde şube yolunun sonunda bulunan emniyet musluğundan ve birden fazla sayaçla su verilen binalarda dairelere mahsus küçük emniyet musluklarından sonra başlar. Aboneler bu tesisatı istedikleri kimseye masrafı kendilerine ait olmak üzere yaptırabilirler. Aboneler bu tesisatı istedikleri kimseye masrafı kendilerine ait zayiatından mes’uldürler. Sayaçların kaydettiği su abone tarafından sarfedilmiş sayılır. 48.nci maddesi: Aboneler sayaçlara ve iç su tesisatına bakmakla mükelleftirler.
Bu açıklanmaya çalışılan belgeler, ilgili yönetmelik maddeleri ve dosyada bulunan abone hesap hareketleri bilgileri birlikte değerlendirildiğinde: “30.06.2011 ile 21.02.2011 tarihleri arasında davacının kullandığı iddia edilen 7.787 m3 suyun kadri maruf olup olmadığı, bu firmanın kullanabileceği su miktarının belirlenerek davacının ödeyeceği miktarın belirlenmesi gerekmiştir.
30.6.2011 tarihinden sonra tahakkuk ettirilen faturaların sayacın kirli olması okunamaması nedeniyle kıyas tahakkuk olarak tahakkuk ettirildiğinin anlaşıldığını, 10.11.2011 tarihinde yapılan kontrolde … no’lu sayacın 4713 m3 işarette olduğunu ve 2 katlı çocuk yuvasına su verdiğinin tespit edildiğini, tüketimin yüksek olması sebebiyle sayaç 07.12.2011 tarihinde değiştirilerek ölçüye gönderildiğini, ölçü raporunda … no’lu sayacın 5.843 m3 te doğru çalıştığının tespit edildiğini, yeni takılan sayacın 14.2.2012 tarihinde 3.972 m3 te ve iç tesisatta büyük kaçak olduğu kontrolünün yapıldığını, 21.2.2012 tarihinde yapılan 2. kontrolde 3.987 m3 te ve iç tesisattaki kaçağın giderildiğinin anlaşıldığı, idarenin sorumluluğunun su sayacına kadar olduğunu, su sayacından sonraki tesisatın kaçaklarından, bakım ve onarımından abonenin sorumlu olduğunu, eski sayaçtan 3800 m3 faturalandırılmamış tüketim ile yeni sayaçtan 3.987 m3 olmak üzere toplam 7787 m3 tüketimin 30.6.2011 ile 21.2.2012 tarihleri arası için tahakkukunun yapıldığını, tüketilen 7.787 m3 kadri maruf olduğunu ve tüketilen bu suyun sayaçtan geçtiğini, sayacın doğru yazdığını, tanzim edilen 25.906,00 TL.lık tüketim faturasının davalı …’nin yönetmeliklerine ve su birim fiyatlarına uygun olarak tanzim edildiğini, sayacın doğru tüketim yazması, kaçağın sayaçtan sonraki iç tesisattan kaynaklaması nedeniyle fazla tüketilen suyun miktarından davacının sorumlu ve kusurlu bulunduğunu, bu konuda davalı …’nin bir kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı …’nin tahakkuklarının Yönetmeliklere uygun olarak yapıldığının anlaşıldığını, Sayacın okunamaması nedeniyle yapılan kıyas tahakkuklarının ve daha sonra sayacın sökülerek Ölçü ve Ayarlar Müdürlüğüne gönderilmesinin ve sökülen sayacın doğru yazdığının tespitine ilişkin alınan sayaç endeksleri ve yeni takılan sayaç endeksleri üzerinden yapılan okumalar sonucunda tespit edilen tüketilen 7.787 m3 suya ait tahakkuk ettirilen su bedelinin fatura tarihi itibariyle su birim fiyatlarına göre uygun olarak yapıldığı kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklanan bu nedenlerden dolayı davacının menfi tespit talebinin yerinde olmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın reddine,
2-59,30-TL karar harcının peşin alınan 432,70-TL den düşümü ile kalan 373,40-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı tarafından yapılan 969-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 4.111,80-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/05/2021

Katip
e-imza

Hakim
e-imza