Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/278 E. 2020/604 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/278 Esas
KARAR NO : 2020/604

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/10/2015
KARAR TARİHİ : 14/10/2020

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkiline ait … plakalı özel araca 29/10/2008 günü kimliği belirsiz kişiler tarafından kundaklanarak kullanılamaz hale getirildiğini, aracın davalı … şirketine kasko ile sigortalı olduğunu, sigortanın ödeme yapmadığını, daha önceden kısmi dava olarak aynı konuda fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak açılan davada mahkememizin …Esas, …Karar sayılı 23/03/2015 günlü kararı ile taleplerinin kabul edildiğini belirterek dava konusu edilmeyen bakiye 7.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihi 21/12/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, talebin zaman aşımına uğradığını, önceki davanın henüz kesinleşmemesi nedeniyle derdestliğin söz konusu olduğunu, söz konusu hadisede çifte sigortanın söz konusu olduğunu dolayısıyla müvekkili tarafından tanzim olunan kasko poliçesinin kanunen yok hükmünde sayıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, kasko sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin…-2018/316 sayılı 07/03/2018 günlü ilamı ile; davanın zaman aşımı yönünden reddine karar verilmişse de; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 2018/1565 esas 2020/520 kararı ile; ” Dosya kapsamından, davanın konusunu oluşturan zararlandırıcı eylemin gerçekleşme tarihinin 29/10/2008 olduğu, görülmekte olan davanın ise, 28/10/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. 07/11/2013 tarihinde kabul edilerek, 28/11/2013 tarihli 28835 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra, “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde: “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik işlemleri kapsar” hükmüne yer verilmiş; Yasa’nın 3.maddesinin (1.) bendinin (1) alt bendinde: “Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi”; aynı maddenin (k) alt bendinde ise: “Tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine aynı maddenin (d) alt bendinde: “Hizmet, bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu ifade eder” düzenlemesine yer verilmiştir. Bir hukuki işlemin, 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için; yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında, mal veya hizmet satışının: başka bir ifade ile bir tüketici işleminin olması gerekir. 6502 sayılı Yasanın 73/1’inci maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davaların, tüketici mahkemelerinde çözümleneceği” öngörülmüştür. Somut olay değerlendirildiğinde, davacı …, kendi kasko sigortacısı olan davalı … Sigorta A.Ş’ye karşı dava açtığına göre, yasada tanımlanan şekilde davacının tüketici, davalının ise kasko sigortacısı yani satıcı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevli olup görevsizlik kararı verilmesi yerine yazılı biçimde davanın esası hakkında hüküm kurulması yerinde görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.” denilerek kararımız bozulmuştuur.
Mahkememizce yöntemine uygun duruşma açılarak bozma ilamına karşı duruşmada hazır bulunan taraf vekillerinden diyecekleri sorulduktan sonra bozmaya uyulmasına karar verilerek, bozma içeriği gibi mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağına,
3-HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Süresinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde bakiye gider avansının da görevli mahkemeye aktarılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 14/10/2020
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*