Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/276 E. 2020/527 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/276 Esas
KARAR NO : 2020/527 Karar

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2014
KARAR TARİHİ : 29/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 01/10/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının sözlü bir anlaşma yaptıklarını, bu anlaşma doğrultusunda 50.212,60 Euro bedelli malların müvekkili tarafından davacıya teslim edilmesinin gerektiğini, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini ve malları exworks İstanbul kaydına teslim ettiğini ve malların sorumluluğunun davalıya geçtiğini, davalı firmanın bugüne kadar fatura ve gümrük belgelerine içeriklerine malın evsafına herhangi bir itirazda bulunmadığını, halende sözleşme konusu malları kullandığını ancak müvekkiline malların bedelini ödemediğini, müvekkilinin davalıdan toplamda 50.212,60 Euro olmak üzere 1 Euro’nun dava tarihindeki değeri olan 2.8841-TL olmak üzere 50.212,60×2,8841= olmak üzere toplam 144.818,41 TL alacaklı olduklarını bu nedenle davanın kabulü ihle 144.818,41 TL’nin fatura ve gümrük belges tarihi itibarı ile işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada dava şartı yokluğu bulunduğunu, müvekkili bulunan şirketin Türkiye’de herhangi bir adresinin olmadığını ayrıca sipariş edilen ürünlerin ücretlerinin elden Viyana’da teslim edildiğini, davacının davacının fatura tarihi 5 yıl geçtikten sonra tahsilini talep etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının talep ettiği bedellerin peşinin ödendiğini bu nedenle davacının davasının reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf vekilleri delillerini bildirmişler, uyuşmazlığın taraflar arasında mevcut olduğu ileri sürülen ticari ilişki sebebiyle satılan mal karşılığı olduğu ileri sürülen davacının davalıdan davaya konu faturaya dair fatura alacağının bulunup bulunmadığı, davalının dava şartı ve diğer itirazlarının yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu görülmüş, Türkiye Cumhuriyeti ile Avusturya Devleti arasında karşılıklılık esası bulunduğundan davalı vekilinin dava şartı itirazının reddi ile davalının zamanaşımı itirazı yerinde olmadığından zamanaşımı süresi dolmadığından reddine yine davalı vekilinin tanık dinletme talebinin davanın mahiyeti ve davacı tarafın beyanları çerçevesinde reddine karar verildikten sonra sunulan deliller, tarafların ilişki dönemine dair ticari defter kayıt ve belgeleri, dava konusu fatura incelenerek davacının davalıdan davaya konu fatura kaynaklı alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti yönünden rapor ibrazı için dosya mali müşavir bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bu bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonrasında, 01-02-2016 tarihli bilirkişi raporunun sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında mal alım satımına ilişkin sözleşmenin sözlü kurulduğu konusunda tereddüt bulunmadığı ancak nerede kurulduğu konusunda bir sonuca ulaşılamadığı ayrıca davalı tarafın malların bir kısmını aldığını beyan ettiği dilekçesinde…Mobilya’nın gümrük beyannamesi ekindeki çeki listesinde yer alan malların bir kısmının imalatçısı olduğunun çeki listesi kayıtlarından anlaşıldığı, ihracatçı firmanın malları nereden tedarik ettiği hususunun ihracatçı ve alıcı arasında mal satışı ve borç ilişkisi bakımından etkisinin olmadığı, davalı şirkete ait hesap bilgilerinden davacı tarafından gönderilen malların davalı tarafından teslim alınarak nakliyesinin yapıldığı, davacının 19-08-2008 tarihinde avans olarak ödediğini beyan ettiği 70.000,00 Euro’yu 31-12-2008 tarihli bilançosuna alacak olarak kaydettiğine dair işlemlere rastlanmadığı, davacının 2009 yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defterine göre 22-06-2009 tarihli olarak davalıya 108.143,07 TL tutarında satış yaptığı ve bu satıştan dolayı davalıdan bu tutar kadar alacaklı hale geldiği ve bu hususları yasal muhasebe kayıtlarına kaydettiği ayrıca davacı şirketin 31-12-2009 tarihli envanter ayrıntılı hesap dökümüne göre davalıdan olan alacağının 108.925,25 TL olarak kayıtlı olduğu, davacının davalıdan olan alacağının davacı kayıtlarında yer alan 108.925,25 TL olarak mı yoksa fatura bedeli olan 52.212,69 Euro olarak mı yada dava dilekçesinde dava tarihi itibarı ile geçerli kur üzerinden hesaplanarak 144.818,41 TL olarak mı esas alınacağı yada 19-08-2008 tarihli ödeme belgesi gereğince davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu hususlarının bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş olup, davalı taraf her ne kadar 70.000,00 Euro’yu 19-08-2008 tarihinde davacı şirket yetkilisi olduğunu bildirdikleri …’ya ödediğini ileri sürmüş ise de; dava konusu faturanın tarihinin 22-06-2009 olduğu ve 50.212,69 Euro bedelli fatura yönünden davalının bu fatura tutarından daha fazla bir tutarda ve iddiaya konu 70.000,00-Euro olarak fatura tarihinden çok önceden 19-08-2008 tarihinde 70.000,00-Euro ödeme yaptığını ileri sürerek faturadan kaynaklı borcunun olmadığını iddia etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu bu yönü ile davalının ödeme iddiasının dava konusu fatura için ispatlanmadığı, bu açıdan davada fatura konusu malların davalıya gönderildiği ve fatura tutarı olan 50.212,69 Euro’nun ödenmediği ispatlandığından ayrıca davalının eksik ifa iddiaları da ispatlanamadığından davacının davasının kabulü ile; 50.212,69 Euro’nun dava tarihindeki karşılığı olan (50.212,69 Eurox2.8841=) 144.818,41- TL davada talep edilmekle; 144.818,41-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra ;” Davacının davasının kabulü ile; 50.212,69 Euro’nun dava tarihindeki karşılığı olan 144.818,41-TL davada talep edilmekle; 144.818,41-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
Bu karar taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2018/1331 Esas , 2019/2921 Karar sayılı 06.05.2019 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle ; ” Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin, aşağıdaki bent dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, davacı ticari defterlerinde, davacı alacağı dava konusu 52.212,69 Euro faturaya dayalı olarak muhasebeleştirilmiş ve davacı alacağı davacı defterlerinde 108.925,25-TL olarak belirlenmiştir. Davacı defterlerindeki kayıtlar davacı aleyhine davalı lehine delil olacağından davanın 108.925,25-TL üzerinden kabulü gerekirken 50.212,69 Euro’nun dava tarihindeki TL karşılığı üzerinden yapılan talebin aynen kabulü doğru olmamış hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Huzurdaki davada Türkiye Cumhuriyeti ile Avusturya Devleti arasında karşılıklılık esası bulunduğu, zamanaşımı süresinin dolmadığı, davalı şirkete ait hesap bilgilerinden davacı tarafından gönderilen malların davalı tarafından teslim alınarak nakliyesinin yapıldığı, davacının 19.08.2008 tarihinde avans olarak ödediğini beyan ettiği 70.000,00 Euro’yu 31.12.2008 tarihli bilançosuna alacak olarak kaydettiğine dair işlemlere rastlanmadığı, davacının 2009 yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defterine göre 22.06.2009 tarihli olarak davalıya 108.143,07 TL tutarında satış yaptığı ve bu satıştan dolayı davalıdan bu tutar kadar alacaklı hale geldiği ve bu hususları yasal muhasebe kayıtlarına kaydettiği ayrıca davacı şirketin 31.12.2009 tarihli envanter ayrıntılı hesap dökümüne göre davalıdan olan alacağının 108.925,25 TL olarak kayıtlı olduğu, davalı taraf her ne kadar 70.000,00 Euro’yu 19.08.2008 tarihinde davacı şirket yetkilisi olduğunu bildirdikleri Tayfur Kara’ya ödediğini ileri sürmüş ise de; dava konusu faturanın tarihinin 22.06.2009 olduğu ve 50.212,69 Euro bedelli fatura yönünden davalının bu fatura tutarından daha fazla bir tutarda ve iddiaya konu 70.000,00 Euro olarak fatura tarihinden çok önceden 19.08.2008 tarihinde 70.000,00 Euro ödeme yaptığını ileri sürerek faturadan kaynaklı borcunun olmadığını iddia etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu bu yönü ile davalının ödeme iddiasının dava konusu fatura için ispatlanmadığı, ayrıca davalının eksik ifa iddialarını da ispatlayamadığı gerekçeleri ile davanın kabulü ile; 50.212,69 Euro’nun dava tarihindeki karşılığı olan 144.818,41- TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş ise de davacı ticari defterlerinde, davacı alacağı dava konusu 52.212,69 Euro faturaya dayalı olarak muhasebeleştirilmiş ve davacı alacağı davacı defterlerinde 108.925,25 TL olarak belirlenmiştir.
Tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile 108.925,25-TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-iş bu davanın kabulü ile 108.925,25 Tl nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,
2-Karar ve ilam harcı 7.440,68-TL nin peşin alınan 2.473,15-TL den düşümü ile kalan 4.967,53-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.502,15-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan 693,50-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 521,60-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 14.297,90-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 5,383,97-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Davalı tarafından yapılan 88,50-TL yargılama giderinin red edilen miktar oranlanarak takdiren 21,90-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8- Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar yan vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 15 gün içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay İlgili dairesine temyiz yolu açık olmak üzere açıkça karar verildi. 29/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır