Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/267 E. 2020/504 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/267 Esas
KARAR NO : 2020/504

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/08/2002 (Bozma Öncesi 20 ATM 2011/10-2014/105)
KARAR TARİHİ : 23/09/2020

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, davalı …’ın 13.06.2000 ile 11.03.2002 tarihleri arasında müvekkili şirkette çalıştığını, işten ayrılmasından sonra yapılan incelemelerde anılan davalının, bir takım sahte talimatlarla müvekkilinin, diğer davalı banka nezdinde bulunan hesaplarından usulsüz biçimde para çektiğinin tespit edildiğini, işten ayrılmadan önce başladığı usulsüz işlemlere işten ayrıldıktan sonra da devam ettiğinin anlaşıldığını, bu nedenle hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı bankanın hesaptan para ödenmesine ilişkin talimatlardaki imzaların gerçekten müvekkili şirket yetkilisine ait olup olmadığını kontrol etmeden ve müvekkilinden teyit etmeden söz konusu ödemeleri yapması nedeniyle kusurlu olduğunu, bu nedenle oluşan zarardan müvekkiline karşı sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, 62.209 TL’nin faiziyle davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı banka vekili, davaya konu edilen işlemlerin, davacı hesaplarının normal işleyişine dahil olduğunu, işlemlere dayanak talimatlar altındaki imzalar ile davacı şirketin imza sirküleri ve itiraz konusu edilmeyen işlemlerdeki imzalar arasında benzerlik bulunduğunu, usulsüz işlemleri gerçekleştirdiği ileri sürülen diğer davalı …’ın, söz konusu işlemlerden önce de benzer şekilde hesaplardan para çektiğini, anılan davalının işten çıkarıldığının müvekkiline bildirilmediğini, şirkete ait basılı evrak ve kaşenin güvenilir olmayan kişilerin eline geçmesine davacının yol açtığı, müvekkiline yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığını, asıl davacının kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, bir dönem davacı şirkette çalışan müvekkilinin, davacıya izafeten davalı bankadan para çektiğini, işten ayrıldıktan sonra da devam eden bu işlemlerin, davacı şirketin yetkilisi olan … ile olan samimiyetten kaynaklandığını, davaya konu olan tutarlardan hangilerinin müvekkili tarafından çekildiğinin ancak yapılacak bir imza incelemesinden sonra ortaya çıkacağını, müvekkilinin çektiği paraları şirket muhasebesine teslim ettiğini, ciddi bir şirkette banka hesaplarının aylarca kontrol edilmemesinin, kontrol edilmese dahi para kaybının fark edilmemesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, davacı şirketin davalı banka nezdinde bulunan hesabından usulsüz çekilen paralar nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizin 06/02/2019 günlü, 2018/525 Esas, 2019/103 Karar sayılı ilamı ile davacının %20 müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı banka vekili ile katılma yolu ile davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2019/2737 Esas, 2019/7636 Karar nolu, 31/12/2019 tarihli ilamı uyarınca, somut olayda davacının %20 oranında müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm tesisi cihetine gidilmiş ise de, davacı hesabından usulsüz şekilde işlem yapan diğer davalının davacı şirketin çalışanı olması nedeniyle iyi adam çalıştırmayan ve ayrıca daha önce de davalı bankada şirket adına işlem yapan bu kişinin davacı şirketteki işinden ayrıldığını davalı bankaya bildirmeyen davacının ve alınan raporlar uyarınca para çekilme işlemlerine ait talimatlardaki imzalar davacı şirket yetkilisine ait olmamasına rağmen işbu talimatlar uyarınca, davacıdan teyit de almadan işlem yapan davalı bankanın dava konusu zararın meydana gelmesinde %50 oranında eşit kusurlu olduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar vermek gerektiği belirtilerek kararımız bozulmuştur.
Yöntemine uygun olarak duruşma açılmış olup, taraflardan bozmaya karşı diyecekleri sorulmakla bozmaya uyularak karar içeriğine göre yargılama devam olunmuştur. Bozma dışında kalan diğer hususlar kesinleştiğinden sadece son bozma ilamı içeriği ile sınırlı olacak şekilde % 50 müterafık kusur indirimi yapılarak aşağıdaki şekilde hüküm verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalı … yönünden temyiz olmadığından ona ilişkin kısım kesinleştiğinden bu yönde karar oluşturulmasına yer olmadığına,
2-Davalı banka yönünden tespit edilen 62.209,00-TL maddi zarardan yargıtay bozma ilamı uyarınca %50 oranında indirim yapılarak 31.104,50-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
3-Daha önceki kararda tespit edilen 4.249,50 TL harcın 2.124,74 TL kısmından 840,00 TL harcın mahsubu ile, bakiye 1.284,74 TL tutarındaki tutardan davalı banka da sorumlu tutularak müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ve daha önceden hükmedilen 7.142,99 TL vekalet ücretinin 4.665,68 TL kısmından davalı banka da müştereken ve müteselsilen sorumlu tutularak davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Müterafık kusur indirimi takdiri indirim sebebi olduğundan reddedilen kısım üzerinden davacı aleyhine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
6-Bozma öncesi sarfedilen 5.665,90 TL, bozma sonrası 40 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 5.705,90 TL yargılama giderinin davacı ile davalı bankanın haklılık durumları gözetilerek 2.852,95 TL’sinden davalı bankanın sorumlu tutulmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 23/09/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*