Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/266 E. 2020/879 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/266 Esas
KARAR NO : 2020/879
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 17.08.2010 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin annesi … …, kardeşi … … ve yengesi … …’ın 03.06.2007 tarihinde evlerinde bulundukları sırada yüksek gerilim hattından kaynaklanan elektrik çarpması sonucu ağır yaralandıklarını, aynı gün durumu kritik olan hastaları için yer arayan ailenin … Hastanesine başvurduğunu, hastaları kabul eden davalı hastanenin SSK ve Emekli sandığı ile anlaşmalarının olduğunu ve … ve … …’ı şevkli olarak, … …’ı sevksiz olarak yoğun bakım ünitesine yatırdıklarını, … Hastanesi yetkilileri hastaları kabul etmeden önce hastaların yakınlarından birisinin senet imzalamak zorunda olduğunu belirterek aksi halde hastaları kabul etmeyeceklerini söylediklerini, zor durumda kalan … boş olan üç adet senedi imzalamak mecburiyetinde kaldığını, senetlerin imzalandığında tamamen boş olduğunu, anne … … 12.07.2007 günü hastanede yaşamını yitirdiğini, … … 15 gün, … … ise 20 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra taburcu edildiklerini, davalı hastanenin, müvekkillerine tüm işlemler için nihai olarak; … … için 27.450,00 TL … … için 19.450,00 TL … … için 9.700,00 TL olmak üzere toplam 56.600,00 TL borç çıkardığını, müvekkillerinin, davalıya annesinin naaşını alabilmek için hastanenin zorunlu tuttuğu 5.000,00 TL ödemede bulunduğunu, daha sonra diğer hastaları taburcu edebilmek için zorunlu olarak hiçbir gerekçe faturaya dayandırılmayan farklı miktarlarda ödemeler yapmak zorunda kaldığını, toplamda müvekkilleri davalıya 19.527,00 TL ödeme yaptığını, yapılan ödemelerin 3.427,00 TL’ lik kısmının kredi kartı ile yapıldığını, daha önce aynı davanın … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/… esas sayılı dosyası ile görüldüğünü, davanın görevsizlik nedeni ile İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiğini, işbu davada … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/… esas sayısı alarak 16.10.2008 tarihinde takipsiz bırakıldığını, işbu dosyanın celp edilmesini talep ettiklerini, ikrah altına alınan senede dayanılarak müvekkilleri tarafından ödeme talep edilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, hukuken geçerli olmayan senedin icra takibine konulmasının önüne geçilebilmesinin müvekkillerinin mağduriyetinin önlenmesini ve telafisinin imkansız zararlara meydan verilmemesi için senedin icra takibine konulmaması yönünde tedbir kararı verildiğini ancak dava takipsiz kalınca davalı hastane vekili 03.11.2008 tarihli … İcra Müdürlüğünün 2008/… esas sayılı dosyası ile takibe geçtiğini, bu takipten müvekkillerinin haberinin 2010 yılının Ağustos ayı içinde yapılan haciz işlemi ile haberdar olduğunu, işbu takip sonucu müvekkillerinin mağduriyetinin önlenmesini ve telafisinin imkansız zararlara meydan verilmemesi için teminatsız olarak tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, neticeten, tüm bu nedenlerle müvekkillerinin davalıya borcu bulunmadığını, müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitini ve boş olarak imzalatılan senetlerin iptalini ve öncelikle teminatsız olarak tedbir kararı verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı … … Hastanesi- Dr. … vekili cevap dilekçesinde özetle; Bonoda (emre muharrer senet) mevcut “kayıtsız ve şartsız borç taahhüdünde bulunmak” şartı dikkate alındığında davacının tedavi sözleşmesine ilişkin olarak ortaya attığı iddialar yönünden aktif dava ehliyeti bulunmadığını, aktif dava ehliyetinin bir başka ifadeyle davacılık sıfatı bulunmayan davacının davasının husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettikleri, dilekçenin genelinde hastaların SSK ve emekli sandığına tabi olduğunu ancak buna rağmen ücretlendirme cihetine gidildiği gibi bir üslup dikkat çekmekte olup özel hastaneye müracaat eden hastaların SSK yahut diğer sosyal güvenlik kuruluşlarınca tam olarak karşılanmayan yahut kısmen karşılana bir takım gider kalemleri yönünden ücretlendirilebilecekleri bizzat bu sosyal güvenlik kuruluşlarının mutad uygulamalarından olduğunu, öte yandan davacının ilk olarak … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/… sayılı esasına kayıtlı ikame etmiş bulunduğu davada “iş bölümü nedeniyle görevsizlik” kararı verilmesi üzerine … Asliye Tic. Mahkemesinin 2008/… sayılı esasına kayıtla devam olunan davada davacının tahrik dilekçesini yasal süresinde vermemiş olduğunun tespiti ile 13.06.2008 tarihinde davanın HUMK 193/3 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verildiğini, açılmamış sayılmasına karar verilen davayı uzunca bir süre ikame etmek ihtiyacı hissetmeyen davacı, dava konusu yapılan bonolara dayalı olarak … İcra Müd. 2008/… esas sayılı dosyası üzerinden taraflarınca başlatılan takip uyarınca 09.08.2010 tarihinde davacının ikametgahında gerçekleştirilen haciz işlemi üzerine, mezkur bonoları ödememek gayesiyle huzurdaki menfi tespit davasının, zikredilen haciz işleminden tam 8 gün sonra ikame etmiş olmasının da gerçek maksadının ve kötü niyetinin ortaya çıkaran bir diğer husus olduğunu, neticeten, yukarıda belirtilen sebepler tahtında, dava ile iptali istenilen kambiyo evrakının unsurları ile birlikte davalı tarafça belirtilmesi maksadıyla dava dilekçesinin HUMK 75/2. maddesi uyarınca tavzihine, davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle husumet yönünden reddine, davacı tarafından kayıtsız ve şartsız bir borç taahhüdünde bulunulmuş olması ve kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi gereğince işbu dava ile ortaya atılan iddiaların dikkate alınmaksızın ve esasa girilmeksizin davanın reddine, davanın dayandırıldığı BK. md. 30 da öngörülen şartların mevcut bulunmadığı derhal anlaşılmakla davanın reddine, zaman aşımı dikkate alınmak suretiyle davanın esastan reddine, haksız ve yersiz tedbir talebinin reddine, haksız ve kötü niyetli davacı borçlu tarafın %40 tan aşağı olmayacak surette icra inkar tazminatına çarptırılmasını, muhakeme masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; Kurumları sigortalılardan … T.C. kimlik no.lu … ın … Hastanesinde yakınlarının görmüş olduğu tedavilerle ilgili olarak … Sağlık Sosyal Güvenlik merkezine herhangi bir başvurunun olmadığının tespit edildiğini, 2006 yılında imzalanan sözleşmenin 4.17 merkez, hastanın veya hasta yakınlarının yazılı onayı alınmadan herhangi bir gerekçe ileri sürerek ilave ücret ödenmesi talebinde bulunulamayacağını ve bunu kurumca belirlenecek yerde ve boyutta çerçeve/tabela şeklinde asabileceğini, 21.09.2007 tarih ve 5457 sayılı 2007/71 sayılı genelge ile yoğun bakım ünitelerinden fark alınmayacağının belirtilmiş olup, söz konusu tedavilerin bu tarihten önce olması nedeniyle sözleşme hükümleri doğrultusunda hasta veya hasta yakınını onayı alınarak merkez fark ücreti talep edebildiğini, dava dilekçesinde 9. madde belirtilen dışardan hekim getirilmesinin 2006 yılında sözleşmenin 4.27 lik sözleşme talebi sırasında sözleşmeye konu hizmetlerin sunumunda görev alacağı bildirilen hekimlerde ortaya çıkabilecek değişikliklerin sözleşme imzalanması aşamasından once kuruma bildirmek zorunda olduğunu, aksi takdirde bu hekimler tarafından yapılan tedavi bedellerinin ödenmeyeceğinin bildirildiğini, tüm bu belirtilen hususlar göz önüne alındığında bahsi geçen konularla ilgili olarak kurumlan ile özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alma sözleşmesi hükümleri doğrultusunda işlemlerin yapılması gerektiğini, ancak … Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezine herhangi bir fatura belge iletildiği takdirde konunun yeniden değerlendirileceğini, kurumlan dava açılmasında herhangi bir işlemi söz konusu olmadığını, davanın kurumlan yönünden reddi gerektiğini, neticeten davanın öncelikle görev nedeniyle esastan reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzeinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf vekilleri delillerini liste halinde bildirmişler, takibe konu … İcra Müdürlüğü’nün 2008/… sayılı icra dosyasına ait dosya örneği celp edilmiş, incelenmesinde alacaklının …, borçlunun … olduğu, 18/07/2007 vadeli 9.700,00 TL bedelli senet 18/07/2007 tarihnli 19.450,00 TL bedelli senet, 18/07/2007 vade tarihli 27.450,00 TL bedelli senet yönünden 56.600,00 TL asıl alacak 20.121,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 76.721,30 TL ‘nin faiz, masraf ve vekalet ücretiyle tahsili yönünden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takibin derdest olduğu, ayrıca aynı davacı tarafından davalı … … Hastanesi – Dr. … aleyhine daha önce … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/… Esas sayılı dava dosyası ile açılan menfi tespit davasının 2008/… karar ve 16/10/2008 günlü kararı ile açılmamış sayılmasına karar verildiği, görülmüştür.
Delil olarak bildirilen ve takibe konu senetler nedeniyle davacının annesi … …, kardeşi … … ve yengesi … … ‘ın elektrik çarpması sonucu yaralanmalarından dolayı davalı hastanede gördükleri tedavi ile adı geçenlere yapılan tıbbi müdahale ve tıbbi yardımın karşılığı ödenmesi gereken tutarlara ilişkin gerek tedavi belgeleri gerekse fatura hususundaki belgeler davalı hastaneden getirtilmiş, yapılan tıbbi müdahale sonrası bunların fatura tutarlarına ilişkin olmak üzere davacının davalılara söz konusu icra takibi ile takibe konu senetler için borçlu olup olmadığı hususunda inceleme yapılıp rapor aldırılmak üzere dosya konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdii edilmiş,
Bilirkişilerce yapılan inceleme sonrasında 15/10/2012 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davalı hastanenin ticari defter kayıt ve belgelerinin incelenemediği ve sunulan makbuz ve faturalar çerçevesinde sözkonusu tedaviden dolayı takibe konu 18/07/2007 vadeli 9.700,00 TL tutarlı, 19.450,00 tutarlı ve 27.450,00 tutarlı senetlerin davalı hastane ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığının tespit edilemediği bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, bu kez rapora karşı beyanlar sunulduktan sonra beyanlar davalı hastanenin ilişki dönemine ilişkin ticari defter kayıt ve belgeleri incelenerek ek rapor ibrazı için dosya daha önce rapor veren bilirkişi heyetine tevdii edilmiş ve Bilirkişilerce 18/09/2013 havale tarihli ek raporunda özetle; yeniden yapılan incelemede ihtilafa ve takibe konu 18/07/2007 vadeli 9.700,00 TL tutarlı, 19.450,00 tutarlı ve 27.450,00 tutarlı senetlerin davalı hastane ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı … Hastanesi ticari defterlerine göre davacının bu senetlerden dolayı davalıya 56.600,00 TL borçlu olduğu, tedaviye uygulanan SSK mensubu … …, … … ile Emekli Sandığı mensubu … … ‘ın … Hastanesine kabulünde usulsüzlük bulunmadığı, … …’a ait tedavi bedelinin emekli sandığına 14/06/2007 tarihinde fatura edildiği, … … ve … … ‘a tedavilerle ile ilgili SSK ‘a fatura kesilmediği, … … ve … … isimli hastalardan SSK fark ücreti açıklamalı faturaların sözleşme hükümlerine aykırı olduğu, ayrıca … … isimli hastanın mensubu bulunduğu yürürlükte olan emekli sandığı protokolünde alınacak fark ücreti ile ilgili bilgilendirme şartı getirilmekle birlikte onay şartı getirilmediği ve sözlü bilgilendirmenin olup olmadığının tespit edilememesi sebebiyle bu fark faturasının sözleşme hükümlerine uygun olup olmadığının belirlenemediği anlaşılmıştır.
Davacılara takibe konu senetler karşılığı kesilen faturalar ve bunların karşılğı düzenlenen senetlerdeki tedavi giderlerinin tutarlarının olay tarihindeki karşılıklarının hesaplanması için dosyanın bu konuda resen seçilen Dr Bilirkişi …’e tevdiine karar verilmiş ise de bu kişinin temin edilemediği, bu nedenle dosyanın bu konuda uzman Opr. Dr. … ‘na tevdii edildiği, yapılan inceleme sonrası Opr. Dr. … 20/02/2014 havale tarihli bilirkişi raporunun sunulduğu anlaşılmıştır. 20/02/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının incelenen ticari defterlerinde ihtilafa konu 18/07/2007 vadeli 9.700,00 TL tutarlı, 19.450,00 tutarlı ve 27.450,00 tutarlı senetlerin ilgili hastane ticari defter kayıtlarında kayıtlı olduğu, davacının bu senetlerden dolayı davalı … Hastanesine 56.600,00 TL borçlu olduğu, davalı hastanede yapılan incelemeler sonrası davalının yazılı belge sunmadığı, olay tarihine ait benzer vakalardaki hastaların dosyalarının incelenmesine rağmen bu hastalarla ilgili labaratuar tetkikleri ile tıbbi müdahale faturalandırma bilgilerinin ibraz edilmediği, olay tarihi itibarıyla yapılan faturalandırmaların takibe konu senetler karşılığı kesilen faturalar ile bunların karşılığında düzenlenen senetlerdeki tedavi gider tutarlarının yüksek olduğu görüş ve kanaati bildirmiştir.
Ayrıca değerlendirilip tartışıldığı rapor alınmak üzere dosyanın konusunda uzman resen seçilen doktor bilirkişi …’na tevdiine karar verilmiş bu bilirkişi tarafından 25/09/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; 18/07/2007 vadeli davacının annesi … … adına düzenlenen 9.700,00 TL tutarlı senet, davacının kardeşi … … 19.450,00 tutarlı ve davacının yengesi … … adına düzenlenen 27.450,00 tutarlı senetlerin toplam tutarının 56.600,00 TL olduğu, davaya konu senetler karşılığı davacı ailesine yapılan tıbbi müdahale sonrasında talep edilen tutarlarla ilgili olarak davalı sağlık kuruluşu her ne kadar 2007 yılı özel hastane birim fiyatlarının Türk Tabipler Birliği ‘nin belirlemiş olduğu fiyatlar doğrultusunda abartılı olmadığını beyan etmiş ise de mevcut hükümler doğrultusunda acil müdahale durumlarında bu tür fark ücretlendirmelerinin yapılamayacağı, davacı yakınlarının davalı sağlık kuruluşlarında görmüş olduğu tetkik ve tedavi uygulamalarının 2007 yılı bütçe uygulama talimatı resmi fiyat tarifesine göre değerlendirildiğinde … …’ın toplam tedavi faturasının 1.513,20 TL … … ‘ın toplam tedavi faturasının 2.729,60 TL , … … ‘ın toplam tedavi faturasının ise 2.284,60 TL olmakla toplam fatura tutarının 6.527,40 TL olarak hesaplandığını ifade etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan ve konusunda uzman bilirkişilerden raporlar alındıktan sonra ; “Davacının davalı SGK Başkanlığı hakkındaki davasının husumet nedeniyle reddine, Davacının davalı … Hastanesi – … yönünden davasının kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün 2008/… sayılı takipte davaya konu yapılan tutar açısından davacının davalı … Hastanesi – …’na toplam 26.472,60 TL borçlu olmadığının tespitine, Fazla talebin reddine,” karar verilmiştir.
Bu karar taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2017/2662 E, 2019/970 K sayılı 19.02.2019 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle ; “Davacı … İcra Müdürlüğünün 2008/… sayılı takip dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespiti amacıyla dava açmış ve harca esas değeri 33.000.00 TL olarak göstermiştir. Ancak dava konusu takip dosyası incelendiğinde takibin 3 adet bonoya dayalı olarak 56.600.00 YTL asıl alacak ve 20.121.30 YTL işlemiş faiz olmak üzere toplam 76.721.30 YTL üzerinden yapıldığı ve dava değerinin 76.721.30 YTL olduğu anlaşılmaktadır. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28.maddesinde karar ve ilam harcının 1/4’ünün peşin alınacağı hükme bağlanmış ve aynı Yasa’nın 32. maddesinde eksik harç tamamlanmadıkça müteakip işlemlere, somut olayda yargılamaya devam edilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Bu durumda mahkemece öncelikle Harçlar Kanunu’nun 28. ve 32. maddelerince eksik harcın tamamlanması gerekirken yargılamaya devam edilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca mahkemece yapılan tahkikat sonucuna ve mahkemenin kabulüne göre, davacının yakınları olan hastalar için davalı doktorun sahip olduğu hastanede talep edilebilecek toplam tedavi giderinin 6.527,40 TL olduğu ve davacı tarafından hastaneye bu miktarın çok üzerinde ödeme yapıldığı ve bonoların bedelsiz kaldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olmasına rağmen mahkemece davacının harca esas değer olarak gösterdiği 33.000.00 TL’nin dava değeri zannedilmesi yanlış olduğu gibi, bu miktar dava değeri dahi olsa davacının fazlasıyla ödediği 6.527,40 TL hastane masraflarının dava değerinden düşülerek bakiyesine karar verilmesi de doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Davacının annesi … …, kardeşi … … ve yengesi … …’ın elektrik çarpması sonucu ağır yaralandıklarını, aynı gün durumu kritik olan hastaları için yer arayan ailenin … Hastanesine başvurduğunu, hastaları kabul eden davalı hastanenin SSK ve Emekli sandığı ile anlaşmalarının olduğunu ve … ve … …’ı sevkli olarak, … …’ı sevksiz olarak yoğun bakım ünitesine yatırdıkları anlaşılmaktadır. … Hastanesi yetkilileri hastaları kabul etmeden önce hastaların yakınlarından birisinin senet imzalamak zorunda olduğunu aksi halde hastaları kabul etmeyeceklerini söylediklerini, …’ın boş olan üç adet senedi imzalamak mecburiyetinde kaldığını, senetlerin imzalandığında tamamen boş olduğunu, toplamda davalıya senetlere rağmen 19.527,00 TL ödeme yapılmasına rağmen davalının senetlerle takibe geçtiği iddiası ile bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı … … Hastanesi-Dr. … vekili, kayıtsız ve şartsız bir borç taahhüdünde bulunulmuş olması ve kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi gereğince işbu dava ile ortaya atılan iddiaların dikkate alınmaması gerektiğini ileri sürerek davanın reddine, borçlu tarafın %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce bozma ilamı doğrultusunda ticari defterler üzerinde inceleme kararı oluşturma aşamasında taraf vekilleri duruşmada davacı vekili biz davalı ile anlaştık 06/06/2018 tarihli 2 sayfalık anlaşma doğrultusunda biz yükümlülüklerimizi yerine getirdik bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ediyorum dediği, Davalı vekilininde dosyaya sunduğumuz sulh ve ibra sözleşmesi doğrultusunda taraflar yükümlüklerini yerine getirmişlerdir, karar yer olmadığına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Taraflar arasında yapılmış 06/06/2018 tarihli 2 sayfadan ibaret sulh ve ibra protokölü doğrultusunda taraflar yükümlülüklerini yerine getirildiğinden hüküm verilmesine yer olmadığına,
2-54,40-TL karar harcının peşin alınan 490,05-TL den düşümü ile kalan 435,65-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Tarafların yapmış olduğu yargılama giderinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
4-Dava konusuz kaldığından ücreti vekalet konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar yan vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 15 gün içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay İlgili dairesine temyiz yolu açık olmak üzere açıkça karar verildi. 22/12/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza