Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/264 E. 2020/520 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/264 ESAS
KARAR NO : 2020/520 KARAR
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/03/2016
KARAR TARİHİ : 29/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı bankaya devrinden önce … A.Ş’nin … şubesine, 24.09.1999 tarihinde, 128.000.-DEM. mevduatını % 19 net faiz oranı ile 1 yıl vadeli, yatırdığını, müvekkiline bildirildiğine göre müvekkilinin parasının vade sonu olan 29.04.2000 tarihinde işlemiş faizi ile birlikte toplam 152.365.-DEM olduğunu, müvekkilinin parasının henüz vadesi gelmeden 21.12.1999 tarihinde … A.Ş. yönetimine BDDK tarafından el konularak bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılarak yönetiminin TMSF’ye devredildiğini. Bu bankanın daha sonra, davalı … A.Ş ile birleştirildiğini, … A.Ş.nin ise, …’a satılarak, … olduğunu, kötüye kullanılarak ve iradesi sakatlanarak havale talimatının imzalatıldığını, bu şekilde toplanan paranın … A.Ş yönetimi tarafından grup şirketlere ve hayali şirketlere usulsüz kredi vermek suretiyle tüketildiğinin tespit edildiğini. Banka yönetimine el konulmasından sonra müvekkilinin mevduatı “… Ltd adlı banka hesabına aktarılmış olduğu ve … mevduatların sigorta kapsamı dışında olduğu” gerekçesi ile ödenmediğini, aşağıda açıklanacağı üzere, davalı bankanın … Ltd. adlı paravan kıyı bankasını kurarak ve iki bankanın tek elden yönetimi sağlanarak, iş birliği içinde, planlı ve kasıtlı olarak, mevduat sahiplerinin ve müvekkilinin dolandırıldığı ve zarara uğratılmış olduğu kanıtlanacak olup, zararın oluşmasında, … A.Ş.nin, sorumlu bulunduğunu, Yargıtay … Hukuk Dairesinin yerleşik içtihadı gereğince … Ltd. aleyhine, …. İcra Müdürlüğü’nün 2010/… sayılı dosyası ile yapılan takibin kesinleştiğini, … Ltd. adlı banka aleyhine yapılan icra takibinin semeresiz kaldığını belirterek; açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, müvekkili tarafından davalı bankaya yatırılan toplam 128.000 DEM. mevduat alacağının davalı bankadan hükmen tahsiline, dem para birimi 1,95583 kur üzerinden euro ya dönüşmüş olduğundan alacak tutarının 65.445,36 Euro olarak hükmen tahsiline, alacaklarına, paranın bankaya yattığı tarihten vade sonuna kadar % 19 akdi faiz, vade sonunda, fiili ödeme tarihine kadar ise, 3095 sayılı kanunun, 2/2 maddesi gereğince, % 19 akdi faizden az olmamak üzere temerrüt faizi yürütülmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini (ancak dava değeri 10.000,00-TL gösterilerek, bu tutar baz alınarak dava harcı yatırıldığı ) istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TMSF açısından taraf durumuna yönelik olarak öncelikle davanın, husumet, zamanaşımı ve hak düşürücü süre ve görev yönünden yönünden reddinin gerektiğini, eksik harcın tamamlattırılması gerektiği, … açısından öncelikle, davanın, husumet, zamanaşımı ve hak düşürücü süre ve görev yönünden reddinin gerektiği, eksik harcın tamamlattırılması gerektiği, esas ile ilgili olarak da usulüne uygun aciz vesikasının alınmadığını, davacının, … hesap cüzdanını aldıktan sonra hiçbir itirazda bulunmadığını, bu durumun beraberinde bir takım sonuçlar doğurduğunu, davacı serbest iradesiyle, daha fazla faiz getirişi sağlayan bir yatırım alternatifi olarak kıyı bankacılığını tercih etmiş olup, müvekkili banka tarafından bilgisi dışında işlem yapılması ve iradesinin yanıltılması söz konusu olmadığını, … Ltd. tarafından … A.Ş.ne kredi kullandırılmamış, aksine … A.Ş. den bu bankaya depolar yapılmak suretiyle krediler kullandırıldığını, kurucusu veya hissedarı olmadığı … Ltd.’in faaliyetlerinden dolayı, ayrı bir tüzel kişiliğe sahip … A.Ş.’nin sorumlu tutulması mümkün olmayıp, davacının … A.Ş. tarafından dolandırılması, yanlış yönlendirilmesi söz konusu olmadığını, davacının, parasını yatıracağı finans kuruluşu hakkında gerekli araştırmayı yapmak suretiyle tedbirli bir tutum içerisine girmesi gerekirken, kendisinden beklenen bu özeni göstermemiş olmasından ya da riske girmesinden müvekkili banka sorumlu tutulamayacağını, müvekkil bankanın vekalet görevini yerine getirdiğini, bundan müvekkili banka eski yöneticilerine karşı açılmış ceza davalıların ve buradaki tanık beyanlarını huzurdaki davada delil olarak kullanılmasının usule ve kanuna aykırı olduğunu, sonuç olarak, ortada davacının daha fazla faiz getirişi elde etmek için seçtiği bir hesap türü ve parasını bu hesapta değerlendirmek üzere verdiği talimat ve müvekkili bankanın da davacının bu talimatına uygun gerçekleştirdiği bir havale işlemi mevcut olduğunu, davacının, fazla faiz getirili ancak, devlet güvencesinde olmayan bu yatırımı sebebiyle ulaşamadığı alacağını, gerçeğe aykırı ve mesnetsiz iddialarla müvekkili bankadan tahsil ederek, haksız menfaat temin etmeye çalışması, hukuk düzeni tarafından korunmaması gerektiğini, davanın bu sebeplerle reddini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TMSF tarafından 23-05-2011 havale tarihli borcu üstlendiklerine dair beyan dilekçesi sunulmuş, banka kayıtları üzerinde inceleme yapıldıktan sonra bilirkişi raporu alınmış olup, davacı vekili tarafından dava değerinin 65.445,36 Euro’ya çıkartıldığı ve buna ilişkin ıslah dilekçesinin sunulduğu eksik harcın da yatırıldığı görülmekle, zamanaşımı itirazı yerinde olmadığından bu itirazların reddine ve yapılan inceleme sonrası … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011-… Esas, 2012/… Karar ve 11-10-2012 kararı ile davacının davasının ıslah edilmiş hali ile kabulü ile 65.445,36-Euro nun hesap tarihi olan 29/04/1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı maddenin 4/a maddesi gereğince işleyecek yasal faiziyle birlikte fiili ödeme günündeki TL karşılığı kur üzerinden borcu üstlenen TMSF den alınıp davacıya verilmesine, borç üstlenildiğinden … hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, mahkememiz kararı davacı tarafından temyiz edilmiş, yapılan temyiz incelemesi sırasında
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2014/… Esas, 2015/… Karar sayılı 13.01.2015 günlü kararı ile “davacı taraf, davalı bankanın külli halefi bulunduğu … A.Ş. yönetim kurulu üyeleri ve çalışanlarının eylemleri nedeniyle zarara uğradığını ileri sürdüğüne ve mahkemece de bu husus kabul edildiğine göre, TMSF’nin borcu üstlenmesinin tek başına davalı bankanın sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı hususunun nazara alınmaması doğru olmadığından davacı vekilinin bu yöndeki temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulmasına” karar verilerek dosyanın mahkememize iade edildiği görülmüş, yeniden yapılan yargılama sırasında mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olup, borcu üstlenen TMSF vekili borcu üstlenmekten vazgeçtiklerini ve davaya feri müdahil olarak kabul edilme taleplerini bildirmiş ise de, borç üstlenildikten sonra borcu üstlenmekten vazgeçilemeyeceğinden ve bu nedenle borcu üstlenen TMSF vekilinin borcu üstlenmekten vazgeçme talebinin reddine, yine borcu üstlenen TMSF’nin aynı zamanda davaya feri müdahale talebi yerinde olmadığından feri müdahale talebinin de reddine karar verilmekle, Yargıtay bozma ilamı gereğince bozma konusu olan borcu üstlenen TMTF’nin dava konusu borçtan sorumlu olduğu ancak bu sorumluluğun davalı …’ın sorumluluğunu kaldırmadığı bu nedenle dava konusu borçtan hem davalı bankanın hemde borcu üstlenen TMSF ‘nin sorumlu oldukları bu yönü ile davacının davasının ispatlandığı kanaatiyle davacının davasının ıslah edilmiş hali ile; kabulü ile; 65.455,36 Euro’nun fiili ödeme günündeki TL karşılığı kur üzerinden paranın bankaya yatırıldığı tarih olan 29/04/1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte borcu üstlenen TMSF ile davalı … ‘tan alınıp davacıya verilmesine, ilişkin hüküm kurulmuştur.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra; “Davacının davasının ıslah edilmiş hali ile; kabulü ile; 65.455,36 Euro’nun fiili ödeme günündeki TL karşılığı kur üzerinden paranın bankaya yatırıldığı tarih olan 29/04/1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte borcu üstlenen TMSF ile davalı … ‘tan alınıp davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
Bu karar taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2016/1600 E, 2018/4899 K sayılı 28.06.2018 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle ; ” Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması ile mahkemenin Dairemiz bozma ilamı öncesi alacağın 65.445,36 Euro olduğuna dair hükmünün bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olmasına rağmen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonrası verilen kararın gerekçesi ve hüküm fıkrasında 65.455,36 Euro’nun tahsiline hükmedildiğinin belirtilmesi doğru değil ise de, maddi hataya dayalı olan bu hususun mahallinde her zaman düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre, davalı … A.Ş. vekili, borcu üstlenen TMSF vekili ile fer’i müdahil … A.Ş. vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davacı vekilinin dava dilekçesi ile … bank …-… Ltd. aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2010/… Esas sayılı dosyası ile yapılan takibin kesinleştiği ve … bank …-… Ltd. aleyhine yapılan icra takibinin semeresiz kaldığı belirtilerek işbu davanın açıldığı, fer’i müdahil … A.Ş. vekili tarafından ibraz edilen müdahale dilekçesi ve ekindeki belgeler ile anılan icra dosyasına …-… Ltd. tarafından ödeme yapıldığının ileri sürüldüğü, dosya içerisinde bulunun …. İcra Müdürlüğü’nün 2010/ … Esas sayılı dosyasının incelenmesi ile de, 17.06.2011 tarihli reddiyat makbuzu ile dava tarihinden sonra olmak üzere 09.06.2011 tarihinde dosyaya 3.728,70 TL yatırıldığının anlaşılması karşısında, borcu sona erdirici ödeme olgusu re’sen de göz önünde bulundurulacak hususlardan olduğundan icra dosyasına yapıldığı belirtilen işbu kısmi ödeme değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, anılan husus nazara alınmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bu nedenle kararın davalı … A.Ş, borcu üstlenen TMSF ve fer’i müdahil … A.Ş. yararına bozulması gerekmiştir. Ayrıca, davalı bankaya harç yüklenmiş ise de, davalı … A.Ş’ye karşı işbu davanın açılma nedeninin bu banka tarafından devir alınan … A.Ş’nin işlem ve eylemlerinden kaynaklandığı, davacıya ait paranın … …-… Ltd.’ne gönderilmesi konusundaki işlem ve eylemleri yürüten … A.Ş’nin TMSF tarafından devir alındıktan sonra en son … A.Ş’ye devredildiği, bu durumda … iken … A.Ş.’ne devredilen … A.Ş.’nin eylemlerinden dolayı açılan davada bu bankayı devir alan … A.Ş.’nin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 140. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu dikkate alınmadan yazılı şekilde yargılama giderlerine ilk masraf adı altında başvuru harcı da eklenilmek sureti ile harçtan sorumlu tutulması doğru olmamış, kararın bu nedenle de davalı … A.Ş. ile borcu üstlenen TMSF yararına bozulmasına karar verilmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Huzurdaki dava davacının davalı bankaya devrinden önce … A.Ş’nin … şubesine, 24.09.1999 tarihinde, 128.000.-DEM mevduatını % 19 net faiz oranı ile 1 yıl vadeli, yatırdığı anlaşılmaktadır. Davacının parasının henüz vadesi gelmeden 21.12.1999 tarihinde … A.Ş. yönetimine BDDK tarafından el konularak bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılarak yönetiminin TMSF’ye devredildiği sabittir. Bu bankanın daha sonra, davalı … A.Ş ile birleştirildiğini, … A.Ş.nin ise, …’a satılarak, … olduğunu anlaşılmaktadır. Banka yönetimine el konulmasından sonra davacının mevduatı “… Ltd adlı banka hesabına aktarılmış olduğu belirlenmiştir.
Açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, müvekkili tarafından davalı bankaya yatırılan toplam 128.000 DEM. mevduat alacağının davalı bankadan hükmen tahsiline, dem para birimi 1,95583 kur üzerinden Euro ya dönüşmüş olduğundan alacak tutarının 65.445,36 Euro olduğu belirlenmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin yerleşik içtihadı gereğince … Ltd. aleyhine, … İcra Müdürlüğü’nün 2010/… sayılı dosyası ile yapılan takibin kesinleştiğini, … Ltd. adlı banka aleyhine yapılan icra takibinin semeresiz kaldığı, davamızdan sonra yani 09.06.2011 tarihinde yatırılmış bulunan 3.728,70-Tl nin ödendiği anlaşılmaktadır.
Tüm bu nedenlerle asıl ve ıslahla açılan kabulü ile; 65.455,36 Euro’nun fiili ödeme günündeki TL karşılığı kur üzerinden paranın bankaya yatırıldığı tarih olan 29/04/1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte borcu üstlenen TMSF ile davalı … ‘tan alınıp davacıya verilmesine dair karar kesinleşmiş olmakla yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Ancak dosyamızda … İcra Müdürlüğünün 2010/… E sayılı dosyasına davamızdan sonra yani 09.06.2011 tarihinde yatırılmış bulunan 3.728,70-Tl nin ödendiği belirlendiğinden o tarihteki Euro karşılığının İcra müdürlüğünce dikkate alınmasına karar kurmak gerekmiştir
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Asıl ve ıslahla açılan kabulü ile; 65.455,36 Euro’nun fiili ödeme günündeki TL karşılığı kur üzerinden paranın bankaya yatırıldığı tarih olan 29/04/1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte borcu üstlenen TMSF ile davalı … ‘tan alınıp davacıya verilmesine dair karar kesinleşmiş olmakla yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Ancak dosyamızda … İcra Müdürlüğünün 2010/… Esas sayılı dosyasına davamızdan sonra yani 09.06.2011 tarihinde yatırılmış bulunan 3.728,70 Tl nin ödendiği belirlendiğinden o tarihteki Euro karşılığının İcra müdürlüğünce dikkate alınmasına
2-Davalı ve borcu üstlenen harçtan muaf olduğundan peşin alınan 2.174,10 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan 1.579,90-TL yargılama giderinin davalı ve borcu üstlenenden alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 17.754,53-TL vekalet ücretinin davalı ve borcu üstlenenden alınarak davacıya verilmesine,
Dair verilen karar yan vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 15 gün içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay İlgili dairesine temyiz yolu açık olmak üzere açıkça karar verildi. 29/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır