Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/227 E. 2021/734 K. 08.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/227 Esas
KARAR NO:2021/734

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/04/2020
KARAR TARİHİ:08/09/2021

Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA/
Davacı vekili, davalı sular idaresi tarafından yapılan alt yapı çalışması esnasında müvekkili şirkete ait tesislere zarar verildiğini, davalı tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine toplam 8.248,06-TL’nin tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, davalı tarafından icra takibine itiraz edildiğini belirterek …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını asgari %20 inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili, davacı yanın belirttiği yerde kendilerince kazı çalışmasının yapılmadığını, yapım işleri genel şartnamesi uyarınca zarardan taşeronun sorumlu olacağını, kaldı ki davacının mevzuata uygun olarak tesisatını döşemediğini, hasar miktarının ispata muhtaç olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE/
Dava hukuksal niteliği itibariyle, kazı çalışmaları esnasında davacıya ait enerji şebekesinin zarara uğraması nedeniyle hasarın tazmini için başlatılan takibe vaki itirazın İİK 67/1. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davalı … idaresi vekilince cevap layihasında yargı yolu görev itirazında bulunulmuşsa da, 2560 sayılı Kanuna tabi olan …’nin, gördüğü hizmetin kamu hizmeti olmasına rağmen, faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle TTK’nın 18/I. maddesi anlamında tacir sayılacağından ve tacir olan davalı ile davacı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan ( TTK m. 3 ) davaya bakma görevinin adli yargının görevine girmektedir. ( Yargıtay 17. HD 2014/3541 E. 2014/3259 K. 06.03.2014 ) Davacı … idaresi de özel hukuk hükümlerine göre hareket eden anonim şirket olduğuna göre asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunda duraksama bulunmamaktadır.
Davalı yan cevap dilekçesinde zamanaşımı def’i ileri sürmüşse de, davanın ve arabuluculuk müracaatının olay ve tespit tarihine nazaran 2 yıllık süre içerisinde yapıldığı belirgin olduğundan reddi gerekmiştir.
Davalı vekili, söz konusu mahallinde bizzat kendilerinin çalışma yapmadıklarını bu nedenle husumet yöneltilemeyeceğini savunmuşsa da; Davalı … Genel Müdürlüğü ile dava dışı taşeron arasında imzalanan sözleşmenin 21. maddesinde “…yüklenici ile yapı denetim görevlisi arasındaki anlaşmazlıklar ve diğer hususlarda yapım işleri genel şartnamesi hükümlerinin uygulanacağı…” düzenlemiş, yapım işleri genel şartnamesinin 15. maddesinde ise “…yüklenici bütün işleri yapı denetim görevlisinin sözleşme ve eklerindeki hükümlere aykırı olmamak şartı ile vereceği talimata göre yapmak zorundadır…” hükmü getirilmiştir. Bu düzenlemeye göre davalı … Genel Müdürlüğü ile diğer davalı yüklenici arasında, TBK’nın 66. maddesi anlamında adam çalıştıran ilişkisi, bir başka deyişle davalının gözetim ve denetim sorumluluğu vardır. Her ne kadar şartnamede hasar ve zararın ödetilmesinden yüklenicinin sorumlu olacağı belirtilmişse de, söz konusu düzenleme sözleşmenin tarafları arasındaki iç ilişki yönünden önemli olup davacı yönünden bağlayıcı değildir. (Yargıtay 4. HD 2015/14686 Esas, 2016380 Karar, 14/01/2016 tarihli emsal kararı) Bu nedenlerle davalı sular idaresinin vaki husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı … idaresi zarar kalemleri arasında personel giderleri ve araç masraflarını talep etmişse de kendi personeli ve araçları yönünden ek bir külfet ispatlanamadığından bu kalemlerinin reddi gerekmiştir. ( Yargıtay 7. HD 2011/6854 E. 2012/6383 K. 25/09/2012 ) Dolayısıyla belirtilen hasar bedelinden bu kısım ayrıştırılmıştır. Şöyle ki, bu kalemler davacının kendi çalıştırdığı işçilere ve araç sürücülerine ödediği ücretler ile kendi araçlarının yakıt giderlerine, bir başka deyişle genel idare giderlerine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Hasarın giderilmesi için özel ve ek olarak işçi tutup çalıştırıldığı, rutin yapılan giderleri aşar tutarda ek harcama yapıldığı ispatlanamamıştır. Bu gider kalemlerinin gerçek zararı yansıttığı söylenemez. Dolayısıyla, genel idare giderleri kapsamında kaldığı anlaşılan etüt koordinasyon bedeli, manevra gideri, işçilik, montaj, araç ve personel giderlerine ilişkin talepler yerinde görülmemiştir.
Tüketilmeyen elektrik, santrallerde otomatik olarak üretilmeyip ancak kullanıldığı anda üretilerek enerji nakil hatları üzerinden dağıtılan bir enerji türüdür. Kullanılan enerji miktarı günün değişik saatlerinde farklı olduğundan, kesinti (ınkıta) süresi belirlenemez ve bu nedenle de satılamayan enerji bedeline hükmedilemez. Diğer yandan davacı … idaresinin abonelerine ilgili yönetmeliğin 16. maddesi kapsamında tazminat ödediğine dair ispat vasıtası da sunulmuş değildir. Dolayısıyla, işbu zarar kalemi dayanaksız kalmaktadır. Eşik kesinti süresi aşım bedelinin de abonelere ödendiğinin belgelendirilmesi gerekir. Ne var ki, bu kalem de ispata muhtaç kalmıştır.
Açıklanan sebeplerle haksız eylemle bağlantılı olan zarar kalemi olarak sadece piyasa rayicine uygun olarak KDV dahil 113,59 TL kablo ek muf bedeline ve haksız fiilden takip tarihine değin işlemiş yasal faize hükmedilmiştir. Öte yandan, davacının davalıdan zararını tazmin edebilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığının ve davalının ne tutarda sorumlu olduğu, gerçek zarar miktarının saptanması, kusur durumu yargılama ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirdiği için, alacak likit (muayyen, belirli) olmadığından, yasal şartları hasıl olmayan icra inkar tazminatı isteğinin de reddi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm verilmesi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-…. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi gereğince kısmen iptali ile; 113,59-TL asıl alacak 2,07-TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 115,66-TL alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle tahsili için takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibariyle yargılama ve bilirkişi incelemesi gerektirdiğinden icra inkar tazminatı isteminin de reddine,
3-Kafi miktarda harç alınmakla yeniden harç tahsiline yer olmadığına,
4-Yargılamanın başında davacı tarafından yatırılan; 54,40-TL peşin harç, 99,62-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı olmak üzere cem’an 161,82-TL’den ibaret harç giderlerinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 115,66-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından sarfedilen, 182,50-TL posta ve tebligat masrafı, 500,00-TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 682,50-TL’den ibaret yargılama masraflarının haklılık oranları nazara alınarak 9,60-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Hazineden sarf edilen 1.360,00 TL’den ibaret ara buluculuk anlaşmazlık giderinin haklılık durumu nazara alınarak 19,10-TL’sinin davalıdan, bakiye 1.340,90-TL’sinin ise davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, gereğinin ikmali için yazı işleri müdürlüğünce tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı parasal sınır itibariyle kanun yolları kapalı ve kesin olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 08/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır