Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/202 E. 2021/692 K. 09.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/202 Esas
KARAR NO :2021/692

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/03/2020
KARAR TARİHİ:09/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle;Müvekkili Şirket ile davalı arasında kargo sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme unsurları gereği taşıyıcının taşıma taahhüdünde bulunduğunu, gönderenin ise taşıma ücretini vermeyi borçlandığını, sözleşme içerisinde mesafelere ulaştırma saatleri, davalı ve müvekkili şirketin yükümlülükleri, ücret tarifesi ve ödeme şekli, uyuşmazlık durumunda yetkili mahkemeleri hususları belirtildiğini, müvekkili şirketin, davalı ile aralarındaki kargo sözleşmesindeki taşıma taahhüdünü özen ve ivedilikle yerine getirdiğini, yapılan taşıma işlemleri neticesinde faturalar kesildiğini, buna karşılık davalı, müvekkili şirket tarafından 2018 tarihinde gerçekleştirilmiş olan taşıma hizmetine karşılık olarak ödenmesi gereken toplamı 4.636,60TL olan taşıma ücreti ödemediğini, bunun üzerine …. İcra Dairesindeki … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını davalının takibe itirazı sonucu takibin durduğunu beyanla; itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket müvekkili şirketin taşımacılığını üstlendiğini, müvekkili şirkete verilen kitap siparişleri davacı firma aracılığı ile taşındığını, 24.10.2017 tarihinde …- … firmalarına gönderilen ürünlerin teslimi yapılmadığını, bu teslimatların bedeli 4.363,60TL olup bununla ilgili davacıyla defalarca görüşüldüğünü ve ürünlerin akıbeti sorulduğunu, davacının … şubesi ile görüşüldüğünü ancak ne olumlu ne olumsuz bir sonuca varılamadığını, müvekkili şirketin devamlı surette oyalandığını, davacı tarafından ürünlerin kaybolduğu, teslim edilemediği belirtilmiş ancak sorunun çözümü ve müvekkili şirketin hem maddi hem manevi zararı ile ilgili hiçbir şey yapılmadığını, bunun üzerine ilgili alıcı firmalar müvekkili şirkete iade faturası düzenlediğini, müvekkili şirkete de davacı adına ürün bedelleri kadar fatura düzenlemiş ve cari hesap ekstresine yansıtıldığını, defter kayıtlarından ve cari hesap ekstrelerinden kolaylıkla tespit edileceği üzere davacı şirket müvekkiline borçlu durumda olduğunu, davacı şirket taahhüt ettiği hizmeti gereği gibi yerine getirmediğini, taşımaya konu ürünlerin teslimini yapmadığını, tamamlamadığı hizmetin bedelini talep etmesi açıkça hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirketin taşımaya konu ürünlerinin akıbeti belli olmadığını, ürünler teslim edilmediği gibi müvekkili şirkete iade de edilmediğini, kargo içerikleri ve bedelleri net bir şekilde belirli olduğunu, davacı tarafından gönderilen faturaya ve icra takibine buna dayanılarak itiraz edildiğini, itirazın haklı olduğunu ve mesnetsiz olmadığını, davacıya gönderilen ihtarname ile durum açık ve net bir şekilde belirtildiğini, müvekkili şirketin mağdur ve alacaklı olan taraf olduğunu beyanla; davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası
2-Tarafların ticari defter ve kayıtları
3-Bilirkişi raporu
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Yemin delili 6100 sayılı HMK’nın 225 ve devamı maddelerde düzenlenmiştir. Yemin kesin delillerdendir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının ….İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 4.636,60-TL asıl alacak 428,35-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.064,95-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 19/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 25/04/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali bilirkişinin 09/03/2021 tarihli 13 sayfadan ibaret raporunda özetle;Davacı şirket tarafından ibraz edilen dava konusu 2018 – 2019 yılına ait e-defterlerin e-defter beratlarının zamanında oluşturulduğu envanter defterinin açılış noter tasdikinin süresinde yaptırıldığı, ticari defterlerinin, birbirini teyit ettiği, kayıtlarının düzenli, muhasebe ilkelerine ve yasaya uygun tutulduğu görüldüğünden, 6102 sayılı TTK’nın 64. Maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesi de göz önüne alınarak takdiri Mahkemeye ait olmak üzere 2018 – 2019 yılına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının bulunduğu, davalı şirket tarafından ibraz edilen dava konusu, 2018 – 2019 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin zamanında ve eksiksiz yaptırıldığı, Ticari Defter kayıtlarının düzenli, yasalara ve muhasebe tekniğine uygun olarak, zamanında işlenmiş olduğu, ticari defterlerinin, birbirini teyit ettiği, kayıtlarının düzenli, muhasebe ilkelerine ve yasaya uygun tutulduğu görüldüğünden, 6102 sayılı TTK’nın 64. Maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesi de göz önüne alınarak takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 2018 – 2019 yılına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının bulunduğu, davacının 2018 – 2019 yılı ticari defterlerine göre, 11.04.2019 takip tarihi itibariyle kaydi olarak 4.636,60TL (takipteki asıl alacak miktarı kadar) alacaklı göründüğü, davacının takibe konu alacağının toplam tutarı 4.636,60TL olan 11 adet faturadan kaynaklandığı, davalının 2019 – 2020 yılı ticari defterlerine göre, davalının 11.04.2019 takip tarihi itibariyle kaydi olarak 2.478,13TL davacıya borçlu göründüğü, takip tarihinden sonra 24.02.2019 tarihinde yapılan ödeme sonucu kaydi olarak dava tarihi itibariyle davalının davacıya borç alacağı kalmadığı, davacının takibe dayanak faturalarının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, neticeten; davacının takibe konu alacağının dayanağı faturaların, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak faturalar içeriği taşıma hizmetine ilişkin kargo teslim belgeleri sunulmadığından bu aşamada davacı faturalarının davalı aleyhine borç doğurduğu hususunun ispata muhtaç olduğu, dosyaya mübrez e-posta yazışmalarından da anlaşılacağı üzere davalı taraf 17.10.2017 tarihinden itibaren yaptığı yazışmalarla tazmin talebinde bulunduğu ancak davacının tazmin talebine karşılık vermediği anlaşıldığı, davacının söz konusu kargo teslimini gerçekleştirdiğinin ispat külfeti davacıya ait olduğu, belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu ve bu anlamda cari hesap borç ilişkisinin oluştuğu, davacının bu cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, dava konusu faturaların davacı defterlerine kayıtlı olduğu, ancak yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere davacının dava konusu hizmeti verdiğini ispatlaması gerektiği, dosya kapsamında hizmeti verdiğini ispatlayamadığı, davalı defterlerine göre her ne kadar takip tarihi itibari ile 2.478,13-TL borçlu görünse de davadan önce bu borcun da ödendiği, dava tarihi itibariyle davalının borçlu olmadığı, mahkememizce davacının yemin deliline dayanması nedeniyle 31.05.2021 tarihli celsesinde 1 ve 2 nolu ara kararlar ile yemine ilişkin beyanda bulunması ve yemin metninin sunulması hususunda 2 haftalık kesin süre verildiği, davacı tarafından yemin deliline de dayanılmadığı, 09/07/2020 tarihli son celsesinde yemin deliline dayanılmadığının da beyan edildiği nazara alınarak ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Alınması gereken 59,30-TL harcın, peşin alınan 54,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,90-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00.-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı parasal miktar itibariyle kesin karar açıkca okunup usulen anlatıldı.09/07/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır