Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/182 E. 2021/922 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/182 ESAS
KARAR NO:2021/922

DAVA:İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/03/2020
KARAR TARİHİ:21/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile borçlulardan … İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş. arasında imzalanan Kredi Çerçeve Sözleşmesine istinaden davalı şirkete krediler kullandırıldığını, diğer borçlularında sözleşmeye müteselsil kefil sıfatıyla imza attıklarını, kullanılan kredi borçlarının gününde ve tam olarak ödenmemesi nedeniyle davalılara … 43. Noterliğinin 21/09/2019 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin ihtar edildiğini ancak ihtarnamenin tebliğ edilmesine rağmen borcun ödenmediğini ve temerrüte düştüklerini, bunun üzerine müvekkili tarafından …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını ancak davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiklerini ve durdurduklarını, borçluların takip tarihinden sonra toplam 534.723,84 TL’lik teminat mektubunu müvekkili bankaya iade ederek, teminat mektubundan kaynaklanan gayrinakdi risklerini 1.857.109,17 TL’na düşürdüklerini, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşılamadığını, bu nedenlerle itirazın iptalini ve takibin devamını, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalılara dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davaya cevap verilmediği görüldü.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 11/02/2021 tarihli celsesi, 6 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 02/06/2021 tarihli raporunda özetle;
“SONUÇ ve KANAAT:
Yukarıda yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda, takdiri tamamen Yüksek Mahkemeye ait olmak üzere;
1-Davacı banka ile davalı kredi borçlusu/lehtarı … İNŞ. TAAH. SAN VE TİC. A.Ş. arasında Genel Kredi Çerçeve Sözleşmesi imzalanmıştır. İşbu sözleşmeyi davalı kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle, davacı bankanın davalılar aleyhinde takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
2-Kefalet Limiti ve Davalı Kefillerin Sorumluluğu: Davalı/kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitinin 6.200.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarı 1.101,70 TL’sının kefalet limitlerinden daha DÜŞÜK SEVİYEDE olması nedeniyle, davalı KEFİLLERİN hem kendi ve hem de davalı kredi lehtarı şirketin temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı sorumlu oldukları nazara alındığında, hesaplanan kredi borcunun tamamından; müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebilineceği (lütfen bkz: TBK 589 m. mülga B.K 490.m’nın sayın yargı makamınca değerlendirilebilineceği)
3-Davacı Bankanın TAKİP TARİHİ İtibariyle Alacakları
a)Nakdi kredi yönünden
Alacak kalemleri Talep edilen Hesaplanan Talep edilmesi gereken
Asıl alacak 1.101,70 1.101,70 1.101,70
İşlemiş akdi faiz 66,40 23,87 23,87
TOPLAM ALACAK 1.168,10 1.125,57 1.125,57
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 42,53 TL (1.168,10-1.125,57=) reddi durumunda, TAKİP TARİHİNDEN başlamak üzere 1.101,70 TL asıl alacak tutarı tamamen ödeninceye kadar yıllık 3095 sayılı K’nun 2/2 m. hükmü uyarınca yıllık %19,50 ve değişen oranlarda basit usulde işleyecek temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
b)Gayrinakdi kredi bedellerinin DEPO Talebi yönünden
1)Gayrinakdi Çek taahhüt bedeli bakımından;
Gayrinakdi çek taahhüt bedelinden dolayı 2.030,00 TL’nın garanti/sorumluluk bedeli kapsamında davalı kredi lehtarı (asıl borçlu) şirket tarafından depo edilebilineceği,
ANCAK, davalı/kefillerin sözleşmesel olarak gayrinakdi çek bedelinin DEPO edilmesinden dolayı sorumlu tutulamayacakları kanısına varılmıştır.
2)Teminat mektubu bedeli bakımından;
Davacı banka kayıt ve belgelerine göre halen mer’i ve muteber olan 2 adet teminat mektubu bedeli 1.857.833,01 TL’nın davalı kredi lehtarı (asıl borçlu) şirket tarafından depo edilebilineceği,
ANCAK, davalı/kefillerin sözleşmesel olarak teminat mektubu bedelinin DEPO edilmesinden dolayı sorumlu tutulamayacakları kanısına varılmıştır.
Keyfiyeti, 6100 sayılı HMK 282 hükmü de gözetilmek kaydıyla ve HUMK 266/c.2 uyarınca bilcümle hukuki tavsif ve takdir tamamıyla ve münhasıran sayın yargı makamına ait olarak, yüce Mahkemenin değerlendirmesine saygıyla arz ederim.” denilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan kredilerin kat’ı sonrası açılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
GKS, ihtar, ihtarın tebliğine ilişkin evraklar, ticari defterler, ticaret sicil kaydı ve tüm dosya içeriği ile bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğine;
Davacı banka defterleri usulüne uygun tutulmuş olup, sahibinin lehine delil olarak kullanılabilecek niteliği taşımaktadır.

24.02.2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri ile davalı … şirketinin kullandığı kredilere diğer davalıların 6.200.000 TL kefalet limiti ile müteselsil kefil oldukları anlaşılmıştır.
Davaya konu alacağın dayanağı nakdi kredi alacağı, gayri nakdi depo taleplerine dayalıdır.
Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı yeni TBK’nu yürürlüğe girdikten sonra tanzim edilmiştir. Davalı kefil açısından kefalet limitlerinin sözleşmede açıkça gösterilmiş olduğu ve TBK.’nun 582. 583. ve 584 m. öngörülen kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması, kefaletin türü, sorumlu olunacak azami kefalet limiti, kefaletin tarihi ve yasada şartların bizzat kefillerin kendi el yazıları ile yazılmış olduğu kefalette bulunduğu, tüm bunlara göre geçerli bir kefalet akdinin kurulmuş olduğu, TBK’nun 598/3. maddesindeki 10 yıllık sürenin henüz dolmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmeler yasal değişiklik tarihi 28.03.2013’den sonra akdedilmiş olması nedeniyle, davalı/kefil Sıddık’ın kredi lehdarı davalı şirketin yöneticisi oldukları anlaşıldığından, eş muvafakati belgesine gerek olmadığı kanısına varılmıştır.
TBK’nun 589 ve 590. maddesine göre; “Kefil her durumda, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumludur.
Kefilin/lerin sözleşmede gösterilen azami kefalet limiti aşılmamak üzere, temerrüt tarihine kadar işlemiş olan akdi faiz ve ferilerinden dolayı da ayrıca sorumludurlar.
26 Kasım 2013 tarihinde yürürlükte bulunan, 6102 sayılı TTK’nun 7. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde: “Ancak, kefil ve kefillere, tahahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez. hükmüne yer verilmiştir.
TTK yasa tasarısının 7. maddesinin 1. fıkrasına eklenen 2. cümle ilgili olarak kanunlaşma sürecinde verilen önerge ve kanunun gerekçesinde kefile alacağın ve borcun yerine getirilmediğinin ihbarı gerektiği, ihbar edilmeden asıl borçlunun temerrüdü yönünden kefillerden temerrüt faizi istenemeyeceği belirtilmiştir. Eklenen bu fıkra 6762 sayılı Eski TTK’nunda bulunmayan yeni bir hükümdür.
6102 sayılı TTK’nun yürürlükte olduğu dönem içerisindeki kefillere yönelik alacağın tahsili yönündeki hukuki işlemlerde bu hükmün uygulanması gerekir. Buna göre asıl borçlunun borcunu ödemediği müteselsil kefile ihbar edilmedikçe asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefil sorumlu tutulamaz.
Ancak kefil kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağından kendi temerrüdü sonucu ortaya çıkan temerrüt faizleri ve fer’ilerinden sınırsız olarak sorumlu tutulabilir.
GKS gereğince düzenlenen hesap kat ihtarı 23.10.2019 tarihi itibariyle davalılara tebliğ edilmiş olup, verilen 1 günlük sürenin sonu olan 25.10.2019 tarihi itibariyle davalılar temerrüde düşmüştür.
Yetki itirazında bulunulmuş ise de GKS’de yetki şartının bulunduğu, yetki şartının gerçek kişi kefiller açısından da TTK 7. Maddedeki teselsül karinesi gereğince geçerli olduğu, buna göre yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar alacağın ipotek ile teminat altına alındığı itirazı ileri sürülmüş ise de, takipten sonra ipotek verilmiş olup, bu durumda TBK’nin 586/2. ve İİK’nın 45. Maddelerinin uygulanması somut olayımızda mümkün değildir.
Emsal Yargıtay 11.HD. 23.05.2011 T. 2009/13161 E. ve 2011/6176 s.K. “Dava, banka müşterisine teslim edilen çek yapraklarının iadesi veya bankanın her bir çek yaprağı için karşılıksız çıkması durumunda tazminle yükümlü olduğu bedelin ihtiyaten depo edilmesi istemine ilişkindir. Çek taahhütnamesi sözleşmesi hükümleri uyarınca riskleri teminat altına alma yetkisi davacı bankaya davalı tarafından tanınmış bir hak olup, açıkça “ depo “ İbaresi yer almasa da sözleşme içeriğine göre davacı banka henüz tazminat (garanti) ödemese dahi bu yönde müşterisinden teminat isteme (depo/bloke) hakkına sahip olduğunun kabulü gereklidir. denilmiştir.
Emsal Yargıtay 11.HD. 24.02.2014 T. 2013/14244 E. ve 2014/3340 s K. “Somut olayda, davacı bankayla müşterek kefiller varasında düzenlenen 01.02.2011 tarihli kefalet sözleşmesini 2 m. kefiller, kredi asıl borçlusuna kullandırılan nakdi ve/veya gayrinakdi kredilerden kaynaklanan tüm borçlar için kefil olduklarından, asıl borçlu dışındaki davalıların kefaletin gaynakdi kredileri de kapsadığı nazara alınarak, bu davalıların da sorumlu tutulması gerekirken, mahkemece yazılı gerekçeyle kefiller hakkındaki davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. “denilmiştir.
Davalı/kefilin, Genel Kredi Sözleşmesinde kefilin sorumluluğunu düzenleyen maddelerde depo yükümlülüğüne ilişkin açık bir düzenlemenin bulunmaması nedeni ile davalı kefiller Ayazoğlu ve Merma Mimarlık şirketi ile Sıddık’ın depo sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Teknik ayrıntısı yukarıda özetlenmeye çalışıldığı ve bilirkişi raporunda tam detayı olduğu üzere bilirkişi tarafından hesap kat tarihinde, takip tarihinde ve hukuki menfaatin tespiti açısından dava tarihinde asıl alacak ve temerrüt tarihi ve temerrüt faiz oranına göre fer’ileri hesaplanmıştır.
İcra inkar tazminatı yönünden;dava konusu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, teknik hesaplama ayrıntısı bilirkişi raporunda anlaşıldığı üzere sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davalıların …. İcra Müdürülüğünün … sayılı takip dosyasında 1.101,70 TL asıl alacak, 23,87 TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere 1.125,57 TL asıl alacağa ve işleyecek faiz oranının % 19,50’sine ve yetki itirazının iptaline, bunların dışında takibin ödeme emrindeki kayıt ve şartlarda devamına,
2-1.125,57 ‘nin % 20’si olan 225,11 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı kefiller …, … Mimarlık ve …’nun …. İcra Müdürülüğünün … sayılı takip dosyasında depo talebine itirazın iptali talebinin reddine
4-Davalı …’ın …. İcra Müdürülüğünün … sayılı takip dosyasında depo talebine itirazın 2.030 TL gayri nakdi çek taahhüt bedeli deposu ve 1.857.833,01 TL teminat mektubu bedeli deposu açısından iptaline ile bunların dışında takibin ödeme emrindeki kayıt ve şartlarda devamına,
-Davalı …’ın …. İcra Müdürülüğünün … sayılı takip dosyasında depo talebine itirazın iptali talebinin 534.723,84 TL açısından dava tarihinden sonra teminat senedinin iadesi nedeniyle konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 76,89-TL karar ve ilam harcının 19.794,24 TL peşin harçtan düşümü ile artan 19.717,35-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana geri verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvuru harcı, 19.794,24-TL peşin harç olmak üzere toplam 19.848,64-TL harçtan, davacıya geri verilmesine karar verilen 19.717,35-TL harcın düşümü ile kalan 131,29-TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı, kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalılar, kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 97.290,27-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
9-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.360,00-TL’nin kabul-red oranına göre 1.319,20-TL’nin davacıdan, 0,82-TL’nin davalılardan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
10-Davacı tarafından yapılan 1.606,60-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 0,97-TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen davacı tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.21/10/2021

Başkan …
Üye …
Üye ..
Katip …