Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/18 E. 2022/180 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/18 Esas
KARAR NO : 2022/180
DAVA : İtirazın İptali (İhlalli Otoyol Geçişlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/01/2020
KARAR TARİHİ : 09/03/2022

Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, otoyol ve köprülerin işletiminden sorumlu müvekkiline bağlı otoyol gişelerinden davalıya ait muhtelif araçların geçiş ücretlerini ödemeksizin “kaçak” geçtiğinden bahisle ihlalli geçiş bedellerinin cezası ile beraber tahsili için başlatılan takibe itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili müvekkiline ait … plakalı aracın …/… otomatik ödeme sisteminin mevcut olduğunu ve hesap bakiyelerinin de yeterli olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, köprü ve otoyollardan ihlalli geçiş bedelinin tahsili için başlatılan takibe yöneltilmiş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Davalının işleteni olduğu … plakalı araca tanımlanmış olan … Bankası …/… etiketine ilişkin hesap dökümü dosyamız arasına celp edilmiş olup, bağlı olduğu … IBAN numaralı ekstreler detaylı olarak tetkik edildiğinde, ihlâlli geçişlerin raporlandığı 15/12/2016 tarihinde, 3.166,85TL,
06/01/2017 tarihinde, 5.804,85TL,
14/02/2017 tarihinde, 1.765,30TL,
22/09/2017 tarihinde, 5.259,75TL, hesap bakiyelerinin bulunduğu, ancak dava konusu ihlâlli geçiş ücretlerine ilişkin ödeme kaydının bulunmadığı tespit edilmiştir. Diğer yandan aynı tarihlerde davalının …/… hesaplarından başkaca otoyol geçiş ücretlerinin
ise tahsil edildiği, bir başka söyleyişle davalının dava konusu ihlâlli geçiş yapan aracın …/… etiketinin ödemeye amade tutulduğu, yani otomatik ödeme sisteminin bulunduğu sabittir. Ancak söz konusu ihlâlli geçişlere ilişkin tahsilatın yapılamamasının nedeni tespit edilememiştir.
Uyuşmazlık, davalı işletenin …/… etiket hesabında yeterli bakiye mevcut olduğu halde paranın hesaptan davalının herhangi bir müdahalesi olmaksızın tahsil edilememesine bağlı olarak ödenememiş geçiş bedellerinin yanı sıra ceza bedelinden de sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında oluşan hukuki ilişkinin mahiyeti her ne kadar haksız fiil gibi görünmekteyse de, davacının vermiş olduğu bir kamu hizmetinden davalı yan ücret ödemeksizin yararlanmıştır. İşbu kamu hizmetinden, sözleşme vasıtasıyla yararlanacağı yerde böyle bir sözleşme olmadan (ya da zımni bir sözleşme ilişkisi ile) karşılıksız ve kaçak yararlanmış bulunmaktadır. O hâlde, taraflar arasında dürüstlük ilkesine uygun olarak “sözleşme benzeri” bir borç ilişkisinin kurulduğu kabul edilmelidir. Bu sonuç için sunulan edimden davalı şirketin sadece yararlanmış olması yeterlidir. Dolayısıyla borcun sebebi ve kaynağı esasında sözleşmesel bir borçtan gelmektedir.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Hizmetleri Hakkında Kanun’un geçiş ücretlerini ödeme ve güvenliğin ihlali başlıklı 30/V. fıkrasında “(5) 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. ” hükmü, aynı maddenin VII. fıkrasında ise “(7) Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz.” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme idari para cezası gibi görünse de esasında genel hükümlere, yani özel hukuk hükümlerine göre tahsilinin de ön görülmüş olması karşısında 6098 Sayılı TBK’nın sözleşmeler hukukuna ilişkin genel hükümleri dolgu hüküm mahiyetinde bu neviden ihtilaflarda tatbik edilmelidir. Eldeki uyuşmazlığa konu hizmet ilişkisi kapsamında ücreti ödenmediği takdirde ödenmesi gereken ceza bedelinin miktarı kanunla belirlenmiştir. Burada imtiyazla verilen kamu hizmeti niteliği nedeniyle içeriği ve hesaplama parametresi kanunla belirlenmiş bir cezai şart söz konusudur. Yani ihlalli geçiş bedelinin hukuki niteliği cezai şarttır.
Cezai şart alacağının doğumu için borçlunun borca aykırı davranışta bulunması yeterli olmayıp, bu borca aykırılığın kusurlu bir eylemin sonucu olması gerekmektedir. Zira TBK’nın 182/II fıkrasında “Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemez. Ceza koşulunun geçersiz olması veya borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple sonradan imkânsız hâle gelmesi, asıl borcun geçerliliğini etkilemez.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Kanun koyucu cezai şart alacağının doğması için borçlunun kusurlu olması gerektiğini olumsuz bir ifade ile ortaya koymuştur. (OĞUZMAN, Kemal/ÖZ Turgut, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C:II, 11. Bası, 2014, s. 532 vd.) Bu açıklamalardan sonra somut olayımıza dönecek olursak, ihlalli geçiş tarihlerinde … etiket hesaplarında geçiş bedeline yetecek bakiye bedelin mevcut olduğu sabit ve çekişmesiz olup, basiretli tacir gibi davranması gereken hizmet sağlayıcı davacı şirketin davranarak para tahsiline ilişkin elektronik sistemi doğru ve işlevsel bir şekilde kurması gerekmektedir. Davalının buradaki tek yükümlülüğü hesap bakiyesinde yeterli parayı bulundurmak olup, hesapta para hiç yoksa ya da yeterli para yoksa yukarıda belirtilen maddenin VII. fıkrası gereğince hesabına paranın yüklenmesinden ibarettir. Bu yükümlülüklerden fazlasının davalıya yüklenmesi, her geçiş için hesaptan paranın tenzil edilip edilmediğini kontrol etme külfetinin yüklenmesi işin doğasına aykırıdır. Bu nedenle ceza bedelinin doğmasında davalının herhangi bir kusurlu hareketi bulunmadığından sadece ödenmemiş geçiş bedelinin tahsili ile yetinilmesi gereklidir. Elbetteki alınan hizmet karşılığında tarifeye uygun olarak rayiç geçiş bedelinin ödenmesi zaruridir. Lakin, kusuru dışında sistemsel hatalar nedeniyle bakiye hesaptan paranın tahsil edilmemiş olmasının davalı hizmet alana cezai şart olarak yüklenmesi doğru değildir.
Sonuç olarak bilirkişi tarafından saptanan rayiç geçiş bedelleri yönünden davanın kabulüne, ceza bedelleri açısından ise yukarıda açıklanan ilke ve gerekçeler uyarınca kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki biçimde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-İstanbul 1. İcra Müdürlüğü’nün 2019/30404 esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi gereğince kısmen iptali ile; takibin 129,10-TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faizi işletilmek suretiyle alacağın tahsili için takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibariyle likit ve belirlenebilir olduğundan %20 icra inkar tazminatı 25,82-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile, bakiye 26,30-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 129,10-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 373,71-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 64,40-TL posta ve tebligat masrafı, 2.000,00-TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 2.064,40-TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak 530,00-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye mahkeme masraflarının ise davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davadan evvel hazineden sarfedilen 1.320,00-TL’den ibaret arabuluculuk giderinin davada haklılık durumu nazara alınarak 338,90 TL’sinin davalıdan bakiye 981,10 TL’nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, gereği için yazı işleri müdürlüğünce ilgili kuruma tahsil yazısı yazılmasına,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı parasal sınır itibariyle kanun yolları kapalı ve kesin olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 09/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*