Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/178 E. 2021/59 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/178 Esas
KARAR NO : 2021/59
DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/03/2020
KARAR TARİHİ : 04/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı noter katibi …’ın … A.Ş’ne ait eski karar defterlerini istememesi sebebi ile sahte karar ile şirket dışından yetkili atandığına dair kararı onadığını, sahte karar ile yetkili kişinin sahte belgeler ile taşınmazı sattığını, bu şekilde yapılan satışın batıl olması sebebi ile tapu iptali ve tescil davası sonunda taşınmazın iade edilmek durumunda kalması sebebi ile davacının zararına sebebiyet verdiğini, davalı noterin Noterlik kanunun 162. maddesi gereğince, noterlerin katiplerin eylemlerinden sorumlu olduğunu, davalı … şirketinin noterlerin zorunlu mesleki sorumluluk sigortasını yapan, poliçe kapsamında sorumlu olduğunu beyanla, fazlaya dair her türlü dava ve takip hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik davacının davalılardan kaynaklanan eylem sebebi ile doğrudan ve dolaylı zararı toplamı olan 10.203.305-TL’nin dava tarihinden itibaren asıl alacağa ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, banka dekontları ve mahkeme kararları ile davacının zararı açık olduğundan davalılar adına kayıtlı taşınmaz var ise 3. şahıslara devir ve temlikin önlenmesi için kaydına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; poliçe teminatı kapsamında henüz sigorta şirketi açısından teminat dahilinde bir tazminat sorumluluğu doğmadığını, dava konusunun, Noterlik Kanunu kapsamında, noterlik işleminden kaynaklanmakta olup niteliği itibariyle ticari iş sayılmadığını, bu nedenlerle açılan davaya ilişkin görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, davacı taleplerini olayı öğrenmesinden başlayarak iki yıllık süre geçtikten sonra ileri sürdüğünden zamanaşımına uğradığını, davacının ihtiyati haciz/ihtiyati tedbir talebinde aranan yakın ispat koşulu müvekkili şirket, diğer davalı noter ve noter çalışanı yönünden oluşmadığını, öncelikle sigortalı noter dava konusu olayda üzerine düşen tüm inceleme, denetleme ve özen yükümlülüğünü yerine getirmiş olduğundan meydana gelen zarar ile ilgili sorumluluğu bulunmadığını, davaya konu noterlik işlemi usulüne uygun olarak düzenlenmiş olup mevzuata uygun olduğunu, davacının zarara uğradığını iddia etmiş olduğu dava konusu noterlik işleminde noter ve noter katibine yüklenebilecek herhangi bir kusur ve sorumluluk bulunmadığını, TTK’nın 25. maddesinde düzenlendiği üzere ticaret sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet ve ilgili oda müteselsilen sorumlu olduğunu, somut olayda dava dışı şirketin fiili yetkilisi … aralarında örgütlü anlaşarak zararlandırıcı neticeye bizatihi kendileri sebep olduğunu, sahtecilik işlemini gerçekleştiren dava dışı … ile dava dışı şirket yetkililerinin kasıtlı eylemleri ağır kusurdur ve zararlandırıcı neticeye sebebiyet verdiklerini, Noter ve noter çalışanına ibraz edilen sahte kimliğin iğfal kabiliyeti bulunmadığını, müvekkili şirket nezdinde sigortalı noterin ve noter çalışanının kimliğin sahte olduğunu anlaması mümkün olmadığını, … Ağır Ceza Mahkemesi 2016/… e. sayılı dosyasında suçları sabit görülen dava dışı sanık … ve … ”resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık” suçlarından yargılanmış ve mahkum olduklarını, Noterlikte gerçekleştirilen işlemlerin tamamı gerek noterlik kanunu ve ilgili mevzuat gerekse usul kurallarına uyularak gerçekleştirildiğini, noter, davaya konu noterlik işlemini tesis ederken üzerine düşen tüm dikkat ve özen sorumluluğunu yerine getirerek işlemi hukuka uygun şekli ile yaptığını, noterin haksız fiil sorumluluğundan ve davaya konu işlem ile ilgili oluşabilecek olası zarardan sorumluluğundan söz edebilmek için anılan zararı oluşturan davranış ile zarar arasındaki sebep sonuç ilişkisinin bulunmasının zorunlu olduğunu, davaya konu olaya baktığımızda davacı şirket yetkilileri ve dava dışı üçüncü kişi olan Can Hüseyin Karagöz’ün kusuru sebebi ile illiyet bağı kesildiğini, noterler kendilerine sunulan evrakları sistemsel bilgiler ve gözle yaptıkları kontrol ile inceleyebileceklerini, grafolojik inceleme yapmaları mümkün olmadığını, bu nedenle noter yönünden iğfal kabiliyeti bulunan evraklar ile işlemlerin gerçekleştirilmiş olması davacının iddia ettiği zararı ile noterlik işlemi arasındaki illiyet bağını kestiğini,zarara sahte evrak tanzim eden kişilerin sebebiyet verdiğini, noterin işlem güvenliği tesisi için gerekli tüm önlemleri aldığını, noterlik personeline işlem güvenliği için talimatlarını, dikkat edilmesi gereken hususları bildirdiği ve yapılan her işlemde denetim ve kontroller uygulanarak işlemler yapıldığını, noter, kusur sorumluluğu esası uyarınca sorumlu olup dava konusu olay ile ilgili kusuru bulunmadığından zarardan sorumlu olmadığını, işbu nedenlerle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eski karar defterinin istenmemesi nedeniyle sahte karar defteri ile şirket adına yetkili atanmasından kaynaklanan zararların noterlik işlemini sigortalayan sigorta şirketinden tahsili talebine ilişkindir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi E:2014/…, K:2014/… sayılı emsal ilamı ” Davalı … şirketinin sorumluluğunun dayanağını oluşturan Türk Noterler Birliği Hukuki Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi’nin özel şartlarına ilişkin 4.maddede 3.şahıslar tarafından Noterler aleyhine açılan davaların kaybedilmesi sonucunda tazminat ödenmesi halinde geçerlilik kazanacağı belirtilmiştir.Bu durumda, mahkemece; davalı … aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.” şeklindedir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi E:2017/… , K:2019/… sayılı emsal ilamı “Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı … şirketinin sorumluluğunun dayanağını oluşturan Türk Noterler Birliği Hukuki Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi’nin özel şartlarına ilişkin 4.maddede ….şahıslar tarafından Noterler aleyhine açılan davaların kaybedilmesi sonucunda tazminat ödenmesi halinde geçerlilik kazanacağı belirtilmiş olmakla davalıya husumet düşmeyeceği…” şeklindedir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No:2014/… Karar No:2014/… sayılı emsal ilamı “mesuliyet sigorta poliçesinin özel şartlarında ise üçüncü şahıslar tarafından noter aleyhine açılan davaların kaybedilmesi sonucunda tazminat ödenmesi halinde sigortacının sorumluluğunun başlayacağı belirlenmiştir. O halde mahkemece sigorta şirketi aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken” şeklindedir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi E:2014/… , K:2014/… sayılı emsal ilamı “noter aleyhine açılan davaların kaybedilmesi sonucunda tazminat ödenmesi halinde sigortacının sorumluluğunun başlayacağı belirlenmiştir. O halde mahkemece sigorta şirketi aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bu nedenle de davalı … yararına bozulması gerekmiştir.” şeklindedir.
Somut olayımızda Poliçe Özel şartlar başlıklı 10/d Maddesinde teminat üçüncü şahıslar tarafından bu maddeye göre; teminat üçüncü şahıslar tarafından noterler aleyhine açılan davaların dava sürecinin sona ermiş olması ve davanın kaybedildiğine dair kesinleşmiş bir mahkeme kararının olması halinde geçerlilik kazanacağı şartı mevcut olup, bu şart henüz yerine gelmeden sigorta şirketi aleyhine dava açıldığından sigorta şirketi aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL maktu harcın peşin alınan 174.246,95-TL’den mahsubu ile arta kalan 174.187,65‬-TL’nin karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
3-Davacının karşıladığı yargılama harç ve giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı …, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Şirketine verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının resen yatırana iadesine
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.04/02/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”