Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/16 E. 2021/953 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/16 ESAS
KARAR NO:2021/953

DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 27/09/2016
KARAR TARİHİ: 04/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in davalı şirketin hissedarı olduğunu, davalı şirketin yönetim kurulunun …, … ve …’den oluştuğunu, şirketin eski yönetim kurulu başkanı …’in 22.09.2015 tarihinde vefat ettiğini, şirketin …’nın başkenti …’te yapmayı üstelendiği … adlı projelerle ilgili olarak yurt dışına çok yüksek meblağlarda para transfer etmeye başlandığını, davalı şirketin kasten iflasa sürüklendiğini, …’da bulunan projenin maliyetlerinin şişirildiğini, bu hususlarla ilgili bilgi edinme hakkının engellendiğini, müvekkiline yönelik eylemleri nedeniyle, davalı şirketin Yönetim Kurulu Başkanı … hakkında …. Asliye Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasıyla kamu davası açıldığını, … … operasyonunun başında bulunan …’in baskı yapması sonucunda müvekkiline … resmi mercilerince yapılan inşaata ilişkin bilgi verilmediğini, genel kurul toplantısı öncesi bilgi alma hakkının da engellendiğini, gerek davalı şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde gerekse … Cumhuriyeti ile Türkiye arasındaki adli yardımlaşma anlaşması çerçevesinde …’daki inşaatlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, davalı şirketin 15.07.2016 tarihli genel kurulunda alınan 3 nolu kararla şirketin 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait yönetim kurulu faaliyet raporları ve finansal tablolarının kabul edildiğini, 4 nolu kararla şirketin yönetim kurulu üyelerinin ibrasına karar verildiğini, 5 nolu kararla şirketin 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait denetçi raporunun kabul edildiğini, 6 nolu kararla şirketin mevcut yönetim kurulunun, yapılan tüm usulsüzlüklere rağmen yine aynı şekilde göreve seçildiğini, 7 nolu kararla şirketin kâr dağıtımı yapmamasına karar verildiğini, 8 nolu kararla davalı şirket sermayesinin 80.000.000 TL’den 158.000.000 TL’ye çıkarıldığını, bu karara müvekkili dışında … ve …’in de muhalefet ettiğini,büyük hissedar olan … A.Ş.’nin varlıklarının …’da bulunan … ve … projeleri gerekçe gösterilerek devamlı surette …’ya aktarıldığını, bahsi geçen nedenlerle davalı şirketin 15.07.2016 tarihli genel kurulunda alınan ve müvekkilinin muhalefet şerhi koyduğu, kanuna aykırı, davalı şirketi zarara uğratmaya ve yönetim kurulu üyelerine haksız çıkar sağlamaya yönelik 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 nolu kararların iptaline, TTK’nın 449. maddesi gereğince bu kararların yürürlüklerinin dava sonuna kadar durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının uzun yıllar boyunca babası ve aile fertleri ile hiçbir irtibatı olmadığını, müvekkilleri tarafından …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas savılı dosyası tahtında davacı …’e karşı vasi tayini davası açıldığını, dosvanın halen derdest olduğunu, …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas savılı dosyasının işbu davada bekletici mesele yapılması gerektiğini, … A.Ş.’nin,… İnş. Sanayi ve Tic. A.Ş.’nin hisselerinin %99,87’sine, … Tic. ve San. A.Ş.’ nin hisselerinin ise %95,13’üne sahip olduğundan, iki şirkette de hakim hissedar konumunda olduğunu, murisin vefatından sonra imzalanan tüm sözleşmelerin ve yapılan ödemelerin, murisin şirket adına verdiği taahhütlerinin gerçekleştirilmesi amacına yönelik olduğunu, müvekkillerinin sadece projelerin tamamlanmasını sağlayacak ticari ve mali riskler oluşturmayacak kararlar aldığını, bilanço ve mali tabloların genel kuruldan önce şirket merkezinde pay sahiplerinin inceleyebilmesi için TTK hükümlerine uygun olarak süresi içinde hazır bulundurulduğunu, … A.Ş. tarafından davacıya gönderilen ihtarname ile davacının Şirket’e sormuş olduğu soruların yanıtlandığını, Şirket’in tüm bilgi ve belgelerinin … Şirketi ile paylaşıldığını, özel denetçi raporunun davacıya bizzat teslim edildiğini, … İnşaat Sanayi Ve Ticaret A.Ş. yönetim kurulu toplantısında …’da yapımı devam eden inşaatın finansman ihtiyacının sağlanması için sermaye artırımına gidilmesine, sermaye artırımı işlemleri gerçekleşene kadar geçecek süre içinde şirket ortaklarından olan … A.Ş.’den avans alınmasına ve alınan paraların sermaye avansı şeklinde değerlendirilmesine karar verildiğini, … A.Ş.’nin büyük ortağı olduğu … İnş. Sanayi ve Tic A.Ş.’nin şubesi … …’nin sözleşmede belirtilen süre içinde projeleri tamamlama yükümlülüğü altına girdiğini, belirtilen süre içinde projelerin tamamlanmaması halinde sözleşmenin tarafı olan idarelere tek taraflı fesih hakkı tanındığını ve ihale bedelinin %20’sine varan cezai şartlar öngörüldüğünü belirterek, haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini, …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası tahtında davacıya karşı ikame edilen vasi tayini davasının bekletici mesele yapılmasını, neticede davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davanın TTK’nun 445.maddesi kapsamında düzenlenen genel kurul kararlarının iptaline yönelik olup, davacı … İnş. San. ve Tic. A.Ş.’nin 15/07/2016 tarihli 3, 4, 5, 6, 7, 8 numaralı genel kurul kararlarının iptaline ilişkindir.
Bozma önceki esas dosyamızda Mahkememizin 09/03/2017 tarihli celsesi 1 numaralı ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 23/02/2018 tarihli raporunda özetle;
”SONUÇ:
Dosya mevcudu, dosyaya sunulan belgeler ve yerinde inceleme kapsamında incelenen diğer belge ve bilgiler çerçevesinde, yukarıda arz ve izah edilen gerekçeler doğrultusunda;
Davalı şirketin 15.07.2016 tarihli genel kurul toplantı tutanağının, davacı tarafça iptali talep edilen 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 numaralı maddeleri bakımından, iptaline karar verilmesinin gerektirir bir hukuka aykırılık tespit edilemediği, yönündeki kanaatimizi, nihai takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere saygı ile arz ederiz.” denilmiştir.
Mahkememizin 24/05/2018 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile, ”Davacı, davalı iddiaları, 15/07/2016 tarihli genel kurul tutanağı, dosya içeriğine uygun ve hüküm kurmaya yeterli bulunan bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya kapsamından; Davacı taraf genel kurulda alınan ve iptalini talep ettiği kararlara ilişkin olmak üzere tüm maddelerde vermiş olduğu muhalefet şerhinde finansal tabloların fiktif olduğu ve şirketin …’ da yapmış olduğu yatırımlar sebebiyle şirketin kaynaklarını yurt dışına çıkardığı iddiasında bulunarak genel kurul kararlarının iptalini talep etmiştir. Alınan bilirkişi raporunda davacı iddialarına ilişkin hususlar dosya kapsamında değerlendirilmiş ve davalı kayıtlarında davacı iddiaları tespit edilememiştir. Yukarıda ayrıntılı olarak maddelere ilişkin yapılan değerlendirmeler sonucu davanın reddine” karar verildiği,
Mahkememizin kararına karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2018/1473 Esas, 2019/1542 Karar ve 05/12/2019 tarihli ilamı ile,
”…Dava, niteliği itibariyle basit yargılama usulüne tabiidir. HMK’nın basit yargılama usulünü düzenleyen 321/1. maddesinde, “Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder, taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez” hükmü düzenlenmiş olup, bu hüküm uyarınca basit yargılama usulünde tahkikat tamamlandıktan sonra, yazılı yargılama usulünde olduğu gibi, sözlü yargılama için ayrı bir kesit öngörülmemiştir; bunun için ayrıca süre verilmez. Hakim tahkikatın tamamlandığı duruşmada, tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini belirterek hükmünü tefhim eder.
Somut olayda tahkikatın bittiği taraflara bildirilmeden ve duruşmada hazır olan her iki tarafa son beyanları sorulmadan, davanın bitirilmiş olmasının emredici nitelikteki savunma hakkını düzenleyen Anayasanın 36. maddesine, HMK’nın 321. maddesine, hukuki dinlenilme hakkını düzenleyen 27. maddesine aykırı olduğu açıktır. Bahsi geçen sebeple davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu yerindedir.
Kabule göre de ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, bilirkişilerce davalı şirkete ait ticari defterlerin yerinde incelenmiş olduğu beyan edilmiş ise de davalı şirketin 2013,2014,2015 yılı bilanço verileri esas alınarak rapor verilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davalı şirketin sözkonusu yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarının getirtilerek dava konusu genel kurul tarihi itibariyle davalı şirketin gerçekten sermaye artırımına ihtiyaç duyup duymadığının, kâr payı dağıtılmamasının gerekçelerinin somut olay açısından oluşup oluşmadığının açıklığa kavuşturularak ve yapıldığı söylenilen borçlandırmalar ve para transferleri irdelenerek bütün halinde sonuca ulaşılması gerekirken, yıl sonu bilançosu temel alınarak yapılan değerlendirme yeterli kabul edilemez. Sonuç olarak davalı vekilinin rapora itirazları giderilmeksizin eksik inceleme ile ve davanın esasına etkili deliller celbedilip değerlendirilmeksizin hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, davacı vekilinin esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.” denilerek Mahkememizin kararının bozularak, dosyanın Mahkememize iade edildiği ve Mahkememizin 2020/16 Esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Bozma sonrası Mahkememizin 13/01/2020 tarihli tensip tutanağının 2 numaralı ara kararı gereğince dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 23/10/2020 tarihli raporunda özetle;
”SONUÇ:
Tüm inceleme, tespit ve değerlendirmeler ile rapor içerisinde yer verilen nedenlerle binaen;
*…’daki inşaata ilişkin proje, proje için gerekli masraflar ve projenin gerçekleşme oranının yaklaşık 470 olduğu ( 4 kuleden, 2 tanesinin tamamlanıp satıldığı,2 kulenin A,B Blokların tamamlandığı, C Blokta ince işçiliğin sürdürüldüğü, D Blokta ise konsept değişikliğine gidileceği için işin bekletildiği, Alışveriş merkezinde ise son sürat inşaatın sürdürüldüğü) dosya muhteviyatından anlaşılmıştır.
*TEKNİK OLARAK, ELDEKİ MEVCUT BİLGİLER İLE DAVA KONUSU İNŞAATLARIN TAHMİNİ MALİYETLERİNİ HESAPLAMA İMKANI BULUNMAMAKTADIR. Bu kapsamda;
-Gerçek bir değerlendirme; yapılacak görevlendirmeye istinaden yerinde yapılacak tespit ve inceleme ile ya da …’da açılacak bir delil tespit davası ile ortaya konabilir.
-Bu iki husus sağlanamadığı durumda teknik kısımda detayları belirtilen hususlar tespit ettirilebildiği takdirde, her ne kadar yerinde tespitle elde edilecek değer kadar olmasa da %20 eksik ya da fazla olarak tahmini maliyet hesaplanabilir.
* Borçlanmalar ve para transferlerinin irdelenmesi sonucunda, kar payı dağıtılmamasına ilişkin kararın şirketin devamlı gelişimi için uygun ve yararlı olduğu,
* Yapılan incelemelerde şirketin sermaye artırımı gereksiniminin yönetim kurulu tarafından faaliyet raporunda açıklanmadığı, şirketin öz kaynakları ve iki projesinin birisinin tamamlanıp satışların yapıldığı ve yapılabileceği; sermaye artırımında kar yedekleri, olağanüstü yedekler ve geçmiş yıllar karlarının nazara almmadığı; bu sebeple sermayenin artırılması kararının dürüstlük kuralına aykırılık taşıdığı,
* Faaliyet raporlarının, şirketin ilgili hesap dönemine ait iş ve işlemlerinin akışını, her yönüyle finansal durumunu, şirketin hak ve yararını da gözetecek şekilde, doğru, eksiksiz, dolambaçsız, gerçeğe uygun ve dürüst bir şekilde yansıtmadığı, raporların, ortakların şirketin faaliyetleri hakkında her türlü bilgiye tam ve doğru bir şekilde ulaşmasını sağlayacak ayrıntıda hazırlanmadığı,
* Şirketin finansal tablolarının ticari defter kayıtları ve ilgili dönem detay mizanları ile uyumlu oldukları, yürürlükteki yasal mali mevzuat ve 1 seri nolu muhasebe uygulamaları genel tebliğine uygun olarak oluşturuldukları, bu anlamda dürüst resim ilkesine aykırı olmadıkları,
* Şirketin denetçi raporlarının incelenmesinde, TTK mad. 402 de yer verilen unsurları taşımadıkları, bu anlamda denetçi raporlarının usüle uygun düzenlenmedikleri ve taşıması gereken asgari tespitleri taşımadıkları, bununla birlikte şirketin ilgili dönemlerde Yeminli Mali Müşavir tam tasdik sözleşmesi kapsamında hazırlanmış, mali mevzuat ve kayıt düzenine uygunluk raporları mevcut olup, söz konusu raporlarda, yukarıda yer verilen TTK hükümleri çerçevesinde tespitlerin yapılmış olduğu, bu anlamda denetçi raporunun kabul edilebileceği yönündeki takdirin mahkemeye ait olduğu,
* Denetçi raporunun usulüne uygun hazırlanmayıp gerekli asgari unsurları içermediği ve şirket faaliyet raporlarının hakkında her türlü bilgiye tam ve doğru bir şekilde ulaşmasını sağlayacak ayrınlıda hazırlanmadığı düşünüldüğünde, söz konusu denetçi raporu ve faaliyet raporları kapsamımda verilen ibra kararının iptal edilebileceği,
* İbra kararının iptal edilmesinin yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi kararının da iptalini gerektirmeyeceğinden, bu kararın iptalinin koşullarının oluşmadığı sonucuna varılmıştır.” denilmiştir.
Mahkememizin 04/02/2021 tarihli celsesi 1 numaralı ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 31/03/2021 tarihli ek raporunda özetle;
”SONUÇ:
-Mali, teknik ve hukuki bakımdan kök raporda yer alan hususlardan farklı bir sonuca ulaşılmamıştır. Bu nedenle kök raporda belirtilen görüşlerde bir değişiklik söz konusu değildir.
Değerlendirme, delillerin takdiri ve nihai karar Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, görüş ve kanaatimizi içeren 9 sayfa 3 nüshadan ibaret iş bu bilirkişi heyet raporumuzu; Sayın Mahkemenizin takdirlerine saygılarımızla arz ederiz.” denilmiştir.
Dava, davalı şirketin 2013, 2015, 2015 yıllarına ilişkin 15/07/2016 tarihli genel kurulunda alınan 3, 4 ,5,6,7 ve 8 nolu kararlarının iptali istemine ilişkin olup uyuşmazlık iptal koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmıştır.
Genel kurul kararlarının iptal sebepleri ise Türk Ticaret Kanunu 445. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre 446. maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, iptal davası açabilecektir. Yine aynı Kanunun 446. maddesinde ifade edildiği üzere, toplantıya katılsın yada katılmasın, çağrının usulüne göre yapılmadığını ve bu aykırılığın genel kurul kararı alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri bunu iptal davasına konu edebilecektir.
6102 sayılı TTKnın 446/1-a maddesi gereğince toplantıda hazır bulunan ortağın alınan karara red oyu vermesi ve oylamadan sonra da muhalefetini tutanağa geçirmesi dava şartı olup mahkemece resen gözetilir. Somut olayda davalı şirketin 15/07/2016 tarihli genel kurul tutanağı incelendiğinde davacının iptali talep ettiği tüm kararlara karşı olumsuz oy vermiş olup ayrıca muhalefet şerhi sunduğundan dava şartlarında eksiklik bulunmadığı anlaşılmıştır.
Genel Kurul gündeminin 3. Maddesi, faaliyet raporunun kabulüne ve ayrıca finansal tabloların kabulüne ilişkindir.
Genel Kurul gündeminin 3. Maddesi ayrıca finansal tabloların kabulüne ilişkindir. Finansal tabloların kabulü kararının iptali talebinin incelenmesi muhasebe-mali mevzuatına uygunluk çerçevesinde irdelenmesi gerekmektedir. Bilirkişi raporunda teknik ayrıntısı açıklandığı üzere finansal tabloların, ticari defterler, ilgili dönem detay mizanları ile uyumlu olup dürüst resim ilkesine uydukları, yürürlükteki mali mevzuat ve 1 Seri Nolu Muhasebe Uygulamaları Genel Tebliğine uygun oldukları anlaşılmıştır.
Faaliyet raporunun iptaline neden olan ve inşaatın başladığı tarihten 2015 yılı sonuna kadar 160.352.709,51 TL aktarım yapılan 198 numaralı “diğer dönen varlıklar” hesabında takip edilen yurt dışı inşaat işlerine ilişkin ayrıntı ve sonuç kayıtların ticari defterlerde yer almamasının, finansal tabloların kabulü kararının iptaline neden olup olmayacağı da ayrıca tartışması gerekmektedir. Mali mevzuat gereğince yurt dışındaki şubelerden elde edilen kazançların genel sonuç hesaplarına yansıtılması, faaliyette bulunulan yabancı ülkenin mevzuatına göre hesap döneminin kapandığı tarih itibariyle ilgili ülke mevzuatına göre tespit edilen faaliyet sonucu, Türkiye’de aynı tarih itibariyle gerektiği, yurt dışı inşaat işinin 24 aylık süreden uzun olması nedeniyle inşaatın yapıldığı ülke mevzuatına göre vergilendire ve kayıt düzenine tabi olduğu, somut olayda da tüm maliyetlerin işin yapıldığı ülkede oluştuğu, inşaatın sonuçlanması sonrası kar ve zararın Türkiye’deki şirket sonuç hesaplarına aktarılması gerektiği anlaşılmıştır. Türkiye’deki şirket hesabına aktarılması gerekliliği açısından, faaliyette bulunulan yabancı ülkenin mevzuatına göre hesap döneminin kapandığının iddia ve ispat da edilmediği dikkate alındığında tüm bu hususlara göre finansal tabloların mali-muhasebe mevzuatına uygun olduğu kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olmadığı, iptal koşullarının oluşmadığı anlaşılmıştır.
Genel Kurul gündeminin 3. Maddesi aynı zamanda faaliyet raporuna ilişkindir. Yurt dışı inşaatın başladığı tarihten 2015 yılı sonuna kadar 160.352.709,51 TL yurt dışına aktarım yapılmıştır. Gerek inşaat mühendisi bilirkişi gerek ise muhasebeci bilirkişinin teknik raporunda teknik ayrıntısı anlatıldığı üzere bu kadar büyük bir projede ortakların çok kapsamlı ve detaylı bir şekilde bilgilendirilmesi gerektiği, rapordaki planlanan faaliyetlerin gerçekleşmesi başlığı altında sadece şirketin ilgili dönemdeki net kar/zarar durumunun belirtilmesi ile yetinildiği,faaliyet raporlarının, şirketin ilgili hesap dönemine ait iş ve işlemlerinin akışını, her yönüyle finansal durumunu, şirketin hak ve yararını da gözetecek şekilde, doğru, eksiksiz, dolambaçsız, gerçeğe uygun ve dürüst bir şekilde yansıtmadığı, raporların, ortakların şirketin faaliyetleri hakkında her türlü bilgiye tam ve doğru bir şekilde ulaşmasını sağlayacak ayrıntıda hazırlanmadığı, bu hususa ilişkin kararın dürüstlük kuralına aykırı olduğu sonucuna varılmış ve iptaline karar verilmiştir.
Genel Kurulun 4. gündem maddesi yönetim kurulunun ibrasıdır. Genel Kurul gündeminin 3. Maddesindeki faaliyet raporunun kabulü kararının iptal gerekçesi ile birlikte denetim raporunun iptal edilmesi, denetim raporunun iptal edilmesi gerekçesi olan gerçeği yansıtmayan bir denetim yapılmış olması ve bu durumun yap sahiplerinin iradelerini etkilemesi noktasında aykırılık teşkil ettiği anlaşılmış ve iptaline karar verilmiştir.
Genel Kurulun 5. gündem maddesi denetçi raporunun okunması ve denetçinin ibrasıdır. Denetçi raporu “şirketin yıllık raporunu ve şirketin genel durumu hakkında isabetli bir takdim niteliği” taşıması gerekmekte olup Genel Kurul gündeminin 3. Maddesindeki faaliyet raporunun kabulü kararının iptal gerekçesi dikkate alındığında denetçi raporunun bu özelliği taşımadığında şüphe bulunmadığı buna göre denetçi raporunun okunması ve denetçinin ibrası kararının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği ve iptalinin gerektiği anlaşılmıştır
Genel Kurulun 6. gündem maddesi yönetim kurulunun seçimidir. İbra edilmeyen yönetim kurulu üyelerinin tekrar seçilmesinde bir engel bulmamakla ibra kararının iptalinin, yönetim kurulunun seçilmesi kararının da iptalini gerektirmeyeceği, bu kararının kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına da aykırı olmadığı anlaşılmış ve bu karar açısından sonuçta iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Genel Kurulun 7. gündem maddesi kar dağıtımına ilişkindir. Bu hususa ilişkin kararın iptalinde somut olayımızda tartışılması gereken husus, inşaat sözleşmesinin yapıldığı tarih, keşif bedeli, şirketin bu iş için duyduğu toplam kaynak, bugüne kadar aktarılan kaynakların irdelenmesi gerektiği; …. ATM’nin … esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre inşaatların keşif maliyetlerinin 370.000.000 Euro olduğu, 31.12.2015 tarihi itibariyle aktarılan nakit kaynağın 63.417.679,85 Euro olduğu ve 93.020.880,37 TL uzun vadeli banka kredisinin mevcut olduğu, şirketin bu derecede büyük yatırım yaparken yüksek kaynağa ihtiyaç duyduğu, belirli aralıklarla ortaklardan sermaye avansı da aldığı, kira gelirlerinden başka gelirinin de bulunmadığı dikkate alındığında, 1.000.000 TL civarındaki karın dağıtılmaması kararının kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olmadığı anlaşılmış ve bu karar açısından sonuçta iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Genel Kurulun 7. gündem maddesi sermayenin arttırılmasına ilişkindir. Şirketin semayesi % 100’e yakın arttırılırken , tüm ortakların rüçhan hakları kaldırılarak, artırılan sermayenin tamamı ortak … şirketine kullandırılmıştır. Bu artırımın gerekçesi de yönetim kurulu faaliyet raporunda belirtilmemiştir. Yurt dışında yapılan inşaatın durumu, satış geliri, bakiye masrafı, bankalardan kredi alınması imkanının olup almadığı gibi hususlar da bilgi bulunmamaktadır. Ayrıca rüçhan hakları kaldırılarak şirketin öz kaynakları olan kar edekleri olağanüstü yedekler ve geçmiş yıl karlarının bedelsiz pay olarak eski pay sahiplerine verilmesine ilişkin müktesep haklar da ortadan kaldırılmıştır. Tüm bu hususlarla birlikte genel Kurul gündeminin 3. Maddesindeki faaliyet raporunun kabulüne ilişkin kararın iptal gerekçeleri ve de faaliyetin büyük çoğunluğunu oluşturan yurt dışı inşaat işinin gereklerine -getirilerine ilişkin veri olmadan sermaye artışının şirketin devamı için gerekli olup olmadığı takdir edilemeyeceğinden ve de dikkate alındığında, sermaye artışı ile hakim ortakların küçük ortakların hakları ihlal ettiği ve bu kararın dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği anlaşılmış ve iptaline karar verilmiştir.
Davacı tarafça davalı şirket ortağı …’ün şirket yöneticilerinin de seçildiği genel kurul kararının iptali davasının bekletici mesele yapılması talep edilmiş ise de; şirket temsilcilerinin (yöneticilerin) seçimi gündem maddesi de bulunan genel kurulun yokluğuna karar verilmesi ihtimalinde dahi eski yönetici konumunda olacak … yöneticilerinin, süresi bitmiş yönetim kurulu üyeleri sıfatıyla, yenileri seçilinceye kadar görevlerinin devam ettireceğinden bu husus bekletici mesele yapılmamıştır.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine,
-15/07/2016 tarihli genel kurulun;
-3. Maddesindeki faaliyet raporunun kabulüne ilişkin kararın iptaline,
-3. Maddesindeki finansal tabloların kabulü kararının iptali talebinin reddine,
-4. Maddesindeki yönetim kurulunun ibrası kararının iptaline,
-5.maddesindeki denetçi raporunun okunması ve denetçinin ibrası kararının iptaline,
-6. Maddesindeki yönetim kurulunun seçimi maddesinin iptali talebinin reddine,
-7. Maddesindeki kar dağıtımı yapılmamasına ilişkin kararın iptali talebinin reddine,
-8. Maddesindeki sermayenin arttırılmasına ilişkin kararın iptaline,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 59,30-TL ilam harcından peşin alınan 29,20-TL’nin mahsubu ile eksik yatan 30,10-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20-TL peşin harç ve 29,30-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 58,40-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı, kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
5-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 10.610,90-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 6.063,37-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 42,80-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 18,34-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.04/11/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …