Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/159 E. 2020/851 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/159 Esas
KARAR NO : 2020/851
DAVA : İtirazın İptali ( Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/03/2020
KARAR TARİHİ : 16/12/2020

Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili davalı borçlu şirket lehine ve diğer davalıların müştereken ve müteselsil kefaletiyle kredi hesapları açıldığını ve kullandırıldığını, ödemeler yapılmadığından borçlular aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatılan takibe itirazın iptali ile asgari %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … Tic. Ltd. Vekili, Davacı tarafından takibe konu edilen borç mevcut olmadığını, istenen faiz ve giderler hukuka aykırı olduğunu, hukuk ve yasaya aykırı ispatlanamayan davanın reddini, karşı yanın haksız takip tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur. Diğer davalılar davaya yanıt vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan ödenmeyen nakdi ve gayri nakdi alacak kalemlerine tahsili için başlatılan takibe vaki olmuş alacağın İİK’nın 67/1 maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Bilirkişi tarafından nakdi ticari hesapları ile kart hesaplarının alacak miktarının tespit edildiği, bir kısım gayri nakdi alacağın ise 5941 sayılı Çek Kanunu uyarınca banka ibraz edilmekle nakde dönüştüğü anlaşılmaktadır.
Kefiller açısından da işin ticari nitelikli olduğu, eş rızasına gerek bulunmadığı ayrıca diğer kefilin tüzel kişi tacir olduğu, kefaletin kanundan kaynaklanan şekli unsurların tamam olduğu, anlaşılmaktadır.
Kural olarak kefillerin gayri nakdi alacak kalemleri yönünden depo edilmesi şeklinde sorumluluğuna gidilebilmesi için GKS’de buna dair açık madde hükmü bulunması zorunludur. (İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesi 2018/1559 Esas, 2020/413 Karar 16/04/2020 tarih, İstanbul BAM 43. Hukuk Dairesi 2020/55 esas 2020/209 karar, 22/10/2020 tarihli emsal kararları) Kural olarak kefil asıl borçlunun bankaya karşı tüm yükümlülüklerini değil fakat asıl bankanın teminat mektup bedelinin ya da gayri nakdi çek bedelinin tazmini halinde bu bedeli ödemeyi borçlanmaktadır. Henüz tazmin edilmeyen depo bedelinin depo edilmesinin borçlusu kefil değil lehine teminat verilen esas kredi borçlusudur. (Reisoğlu Seza: Türk Kefalet Hukuku, Ankara 2013, s.219) Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/03/2020 tarihli 2017/11-36 esas 2020/290 karar sayılı ilamında da işaret edildiği üzere; kefil olunan gayri nakdi kredi nedeniyle asıl borçlunun yükümlülüklerinin kefiller hakkında da uygulanacağının genel muğlak bir ifade ile kabul edilmesinin kefilin de gayri nakdi teminat bedelini depo etme mükellefiyeti altına soktuğunu ileri sürmenin yasa koyucunun kefilleri koruma amacı ile çeliştiğine, zira kefaletin kendisi tıpkı depo gibi bir teminat olduğundan ve kefil açıkça teminat mektubu bedelinin ayrı bir garanti sözleşmesi ile tekeffül etmedikçe iradesinin dar yorumlanması gerektiğine, dolayısıyla müteselsil kefillerin imzaladığı sözleşmede açıkça gayri nakdi nitelikteki da mer’i teminat mektupları yönünden sorumluluğunun bulunmadığına karar verilmiştir. Somut olayda ise sözleşmenin 10.9 maddesinde kefillerin gayri nakdi krediden de sorumlu olacağı açıkça kararlaştırılmış olup, kefillerin de gayri nakdi kredi depo talebi yönünden sorumluluğunun bulunduğu açıktır.
Her bir alacak kalemi yönünden kat tarihinden temerrüt tarihine kadar ana para faizi işletilmiş olup, temerrüt tarihinden itibaren ise takip tarihine kadar ana para ile işlemiş akdi faiz toplamına temerrüt faizi işletilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiş olup, rapor doğrultusunda aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-… İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlular tarafından vaki olmuş itirazların İİK’nın 67/1 maddesi gereğince iptali ile; nakdi ve gayri nakdi alacak kalemleri yönünden takibin aynen devamına,
2-Alacak niteliği itibariyle likit ve belirlenebilir olduğundan nakdi alacak miktarı yönünden %20 inkar tazminatı 274,73-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 95,24-TL harçtan peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile, bakiye 40,84-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen nakdi alacak miktarı üzerinden hesap edilen 1.373,64-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,,
5-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen; 54,40-TL peşin harç gideri, 54,40-TL başvuru harç gideri, 169,50-TL posta masrafı ve 600,00-TL bilirkişi gideri olmak üzere cem’an 878,30-TL’den ibaret yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 16/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*