Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/153 E. 2021/1059 K. 06.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/153 Esas
KARAR NO:2021/1059

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/03/2020
KARAR TARİHİ:06/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkiline olan borcunu ödememesi üzerine ödenmeyen alacağının tahsili için …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalıya gönderilen ödeme emrinin 18/06/2019’da tebliğ edildiğini, davalının müvekkiline borcunun bulunmadığı gerekçesiyle borcu kabul etmeyerek borca itiraz ettiğini, bunun üzerine takibin durduğunu, zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak görüşme yapılmadan anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, müvekkilinin davalıyla uzun yıllardır faturalı şekilde ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, resmi faturaların düzenlenip kayıt altına alındığını, davalının faturalara herhangi bir itirazda bulunmadığını, faturaların müvekkiline ait cari hesap ekstrelerinde kayıtlı olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulünü, davalı aleyhine icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası
2-Davalının adres araştırması
3-Davacının ticari defter ve kayıtları
4-Bilirkişi raporu
5-Davacı vekilinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
Adres araştırması; davalıya çıkartılan tebligatlar tanınmadığından ve adres yetersizliğinden iade döndüğü görülmekle mahkememizce kolluk görevlilerine adres araştırması yaptırılmış olup, adresin yetersiz ve yanlış olmadığı anlaşılmakla ticaret sicilde kayıtlı adrese TK.35’e göre tebligatlar yapılmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 61.774,51-TL asıl alacak için takip yapıldığı, ödeme emrinin 19/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 21/06/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali bilirkişinin 18/08/2021 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacının ticari defter kayıtlarına göre; Davacı şirketin 29.05.2019 takip tarihi itibariyle 61.774,51TL davalıdan alacaklı olduğunu, davacının alacağının takibe dayanak 24.04.2019 tarihli … numaralı 61.774,51TL tutarlı faturadan kaynaklandığını, taraflardan davalı …’nin ticari defter ve belge ibrazında bulunmadığını, davacının takipte talep ettiği alacağını oluşturan faturalar incelendiğinde faturalar üzerinde davalıya teslim/tebliğ edildiğine dair bir ibare yok ise de davacının takipte talep edilen alacağının dayanağı e-fatura olup, e-fatura kâğıt fatura ile aynı hukuki sonuçlara sahip olmakla birlikte farklı teknik özellikleri ve düzenlemelerinin olduğunu, bu düzenlemelere göre; temel fatura senaryosunda düzenlenen faturalara e-fatura uygulaması üzerinden ret yanıtı dönülme imkânı bulunmaz iken, ticari fatura senaryosunda düzenlenen faturalara e-fatura uygulaması üzerinden itiraz mahiyetinde, mali mühür ile imzalı elektronik bir belge üreten yapıyı barındıran “ret” yanıtı dönülebildiğini, çünkü sistem ve mevcut yazılım farklı bir düzenlemeye imkân vermediğini, davacının takibe dayanak faturası içeriği malların teslimine ilişkin olarak tanzim olunan 24.04.2019 tarihli … seri-sıra numaralı irsaliyenin “Yüksel Kılıçkaya” imzasına teslim edilmiş olduğu görülmekle de fatura içeriği malların davalı şirkete teslim edildiği ve faturanın davalı aleyhine borç doğurduğu sonucuna varıldığını, neticeten; davacının ibraz olunan e-defterlerinin e-defter beratlarının süresinde oluşturulduğunu, envanter defterinin noter tasdikinin tam olduğunu, davacının ticari defterlerinin de sahibi lehine delil vasfında olduğunu, davacının ticari defterlerine göre 26.05.2019 takip tarihi itibariyle 61.774,51TL davalıdan asıl alacağı göründüğünü, davalının ticari defter ibrazında bulunmadığını, davacının takibe dayanak faturası malların davalıya teslim edilmiş olduğu ve takibe dayanak faturaların davalı aleyhine borç doğurduğunu, davalının faturaya mukabil bir ödeme belgesi sunmadığından, davacının takip ve dava tarihi itibariyle 61.774,51TL davalıdan asıl alacağı olduğunu, davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; Merkez bankası verilerinden, 26.05.2019 dava tarihi itibari ile yasal oranının %9 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına dava tarihinden itibaren %9 ve değişen oranlarda kademeli olarak yasal faiz yürütülebileceğini belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu, davacının alacağın tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, mahkememizce tüm delillerin toplandığı, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, mahkememizce öninceleme duruşmasında taraf defterlerinin incelenmesine karar verildiği, davalıya işbu duruşma tutanağının ihtaratlı olarak tebliğ edildiği, inceleme gün ve saatinde davalı hazır olmadığı gibi mazeret de bildirmediği, incelemenin sadece davacı defterleri üzerinden yapıldığı, davacının alacağına dayanak olan faturaların davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı, davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu ve faturaların defterinde kayıtlı olduğu, ancak yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere faturanın tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığı, davacının faturaya konu malı teslim ettiği veya hizmeti verdiğini kanıtlaması gerektiği, davacı tarafından malın teslimine ilişkin belgelerin sunulduğu, malı teslim ettiği, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline, takibin 61.774,51-TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacağa takip talebindeki gibi yasal faiz uygulanmasına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 12.354,90-TL’nın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 4.219,81-TL harcın, peşin alınan 746,09-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.473,72-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvurma harcının ve 746,09-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 863,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 maddesi gereğince 8.830,69-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde davalının katılım sağlamaması nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-11 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/12/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır