Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/152 E. 2021/1150 K. 27.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/152 Esas
KARAR NO :2021/1150

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:04/03/2020
KARAR TARİHİ:27/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Takip ve dava dışı … Tic. Ltd. Şti. isimli şirketin müvekkilinin bayisi olduğunu, … şirketinin müvekkiline olan borçlarına ilişkin … ve …’nın 06/01/2012 tarihli ve 250.000,00 TL bedelli; …’nın 14/07/2017 tarihli ve 500.000,00 TL bedelli; …’nın ise 13/11/2017 tarihli ve 300.000,00 TL bedelli kefaletnameleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, davalılar, dava dışı şirket ile müvekkili arasındaki ilişkinin ticari ilişki olduğunun tartışmasız olduğunu davalıların farklı tarihlerle dava dışı şirketin hissedarı olmakla şirketin müdürlüğünü de üstlendiklerini, … ve …’nın 05/01/2012 tarihli ticaret sicil gazetesine göre dava dışı şirketin hissedarları ve müdürleri olduklarını, bono borçlusu … Tic. Ltd. Şti aleyhine 29/05/2018 keşide tarihli ve 35.185,00 TL bedelli bono için borçluya 04/09/2019 tarihinde … 4. Noterliğinin … yevmiye numaralı protestosu çekildiğini, kefiller adına tüm bonolar için …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibe geçilen 196.624,32 TL takip çıkışlı borcun protesto çekilen 35.185,00 TL’si için kefillerin haksız itirazlarının kaldırılmasını talep ettiklerini, arabuluculuk yoluna başvurduklarını ancak davalıların görüşmeye katılmadıklarını, bu nedenlerle davanın kabulü ile itirazın iptalini, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış olup davalılar davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … ve … Esas sayılı dosyaları
2-Bayilik Sözleşmesi
3-Davacının ticari defter ve kayıtları
4-Kefalet Sözleşmeleri, eş muvafakatnameleri, bono, ödememe protestosu
5-Bilirkişi raporu
6-Davacı vekilinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, alacağın asıl borçlu ve kefiller tarafından ödenmemesi üzerine kefiller aleyhine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Alacaklının müteselsil kefillere başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ile ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.Bu madde hükmüne göre,kefil yönünden alacağın muaccel olması için kat ihtarının borçluya tebliği gerekiyor ise de kat ihtarının kefile tebliğ şartı bulunmamaktadır. Ancak kefile yapılacak tebliğ,kefil hakkında temerrüt faizi uygulanması için değerlendirilir.
6098 sayılı TBK 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. TBK’nın 583.maddesine göre Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. 6101 sayılı TBK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 1.maddesine göre TBK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Dava konusu kefalet sözleşmesi 818 sayılı BK yürürlükte iken kanuna uygun olarak kurulduğundan 6098 sayılı TBK’nın 583.maddesindeki düzenlemeden dolayı geçersiz kabul edilemeyecektir. 6101 sayılı TBK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 7.maddesinde 6098 sayılı TBK’nın derdest davalara uygulanması ile ilgili düzenleme yapılmışsa da bu hüküm 818 sayılı BK’ya uygun olarak kurulan kefaletin kamu düzenine aykırı olduğu sonucunu doğurmayacağından somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2013/18631 Esas 2014/1721 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.
Belgenin imzalandığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanununu 484. maddesi ile kefalet sözleşmesi “Kefaletin sıhhati, tahriri şekle riayet etmeğe ve kefilin mes’ul olacağı muayyen bir mikdar iraesine mütevakkıftır . denilmek sureti ile kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekle tabi olması ve sözleşmede kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın gösterilmesi, zorunlu unsurlar olarak gösterilmiştir.
818 sayılı BK’nın 113 maddesinde;”Asıl borç tediye ile veya sair bir suretle sakıt olduğu takdirde kefalet ve rehin ve sair fer ‘i haklar dahi sakıt olur.” düzenlemesinin bulunduğu ,
818 sayılı BK’nın kefalete ilişkin 492.maddesinde ise “Asıl borç, her hangi bir sebeple sakıt olunca kefil beri olur” şeklinde asıl borç sona erdiğinde kefilin sorumluluğununda sona ereceğinin belirtildiği , BK 497.madde uyarınca kefilin, asıl borçluya ait bütün defileri alacaklıya karşı dermeyan etmek hakkınına haiz olduğunun düzenlendiği görülmektedir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun da ise 581 vd. maddelerinde kefalet detaylı ve sıkı şekil kurallarına bağlı olarak düzenlenmiştir. TBK’nun 583. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için; yazılı olması, kefilin sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin müteselsil kefalet varsa bunu belirtmesi ve tüm bunların kefilin el yazısı ile yazılması gerekir. TBK’nun 584.Maddesi gereğince ise kefilin evli olması durumunda eşinin en geç sözleşmenin kurulması anında açıkça yazılı rızasının bulunması gerekmektedir. Tüm bu şartlar kefalet sözleşmesi için geçerlilik şartı olup herhangi bir eksikliğin bulunması durumunda geçerli bir kefalet sözleşmesinden bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın “Eş Rızası” başlıklı 584/1.maddesinde; ” …Beri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı bulunmadıkça yasal olmayan ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasına kefil olan olabilir, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı maddeye 28/03/2013 tarihli 6455 sayılı yasanın 77.maddesi ile eklenen 3.fıkrasında ise; “ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak yada yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz”, hükmü düzenlenmiştir. Aynı yasanın 584/2.maddesi gereğince kefilin sorumluluğun artmasına ilişkin değişiklik içinde eş rızası aranacaktır.
Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyaları getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
…. İcra Dairesinin 36601 esas sayılı icra takip dosyalarının incelenmesinde, davacının dava dışı …. … Tic. Ltd. Şti aleyhine bonodan kaynaklanan 35.185,00-TL asıl alacak 507,53-TL işlemiş faiz, 179,12-TL protesto matrahı olmak üzere toplam 35.871,65-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 10.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirket yetkililerinden …’nın 14.10.2019, …’nın 07.10.2019 tarihinde süresi içerisinde borca itiraz etmiş ise de şirket adına değil kendi adına itiraz ettikleri, taraf sıfatları bulunmadığından takibin kesinleştiği görülmüştür.
…. İcra Dairesinin 36600 esas sayılı icra takip dosyalarının incelenmesinde, takip dosyasında davalılar aleyhine kefalet sözleşmelerinden kaynaklanan 195.937,67-TL asıl alacak 507,53-TL işlemiş faiz, 179,12-TL protesto matrahı olmak üzere toplam 196.624,32-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin …’ya 01.10.2019, …’ya 09.10.2019, …’ya 09.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların da süresi içerisinde …’nın 14.10.2019, …’nın 24.10.2019, …’nın 07.10.2019 tarihinde borca itiraz ettikleri, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Bayilik Sözleşmesinin incelenmesinde; davacı ile dava dışı …. … Tic. Ltd. Şti, arasında … markalı ürünlerin satışı hususunda 02.03.2017 tarihinde marka münhasır bayilik sözleşmesi akdedildiği görülmüştür.
Dava konusu bononun incelenmesinde; … sıra numaralı, … senet numaralı (kaşe baskıyla yazılı) 28.05.2018 düzenleme tarihli, borçlu …. … Tic. Ltd. Şti, alacaklı …San ve Tic A.Ş. olan 35.185,00-TL bedeli bono aslı olduğu görülmüştür.
Ödememe protestosunun incelenmesinde; … 4. Noterliği’nin 04.09.2019 tarih, … yevmiye numaralı, … A.Ş. tarafından …. … Tic. Ltd. Şti’ye 31.08.2019 ödeme tarihli 35.185,00-TL bedelli ödenmemesi nedeniyle mütemerrit durumu düşüldüğünden doğacak zararların muhataba ait olacağına ilişkin ödememe protestosu gönderildiği görülmüştür.
Kefaletnamelerin incelenmesinde; …. … Tic. Ltd. Şti’nin …San ve Tic A.Ş’den aldığı/alacağı her türlü emtialara karşın doğacak borcu nedeniyle davalılardan … ve …’nın 06.01.2012 tarihli kefaletnamesiyle 250.000,00-TL’ye kadar, …’nın 13.11.2017 tarihli kefaletnamesiyle 300.000,00-TL’ye kadar, yine …’nın 14.07.2017 tarihli kefaletnamesiyle 500.000,00-TL’ye kadar olan borçlarından müteselsil kefil sıfatıyla borçlu olduğunun taahhüt edildiği görülmüştür.
Eş muvafakatnamelerinin incelenmesinde; …’nın eşi …’nın 13.11.2017 tarihli eş muvafakatnamesi ile 13.11.2017 tarihinde akdedilen müteselsil kefalet sözleşmesi ile …. … Tic. Ltd. Şti’nin 300.000,00-TL’ye kadar olan borcuna ilişkin eşinin müteselsil kefil sıfatı ile kefalet sözleşmesi imzalamasına muvafakat ettiği görülmüştür.
Dava dışı asıl borçlu şirketin sicil kayıtlarının incelenmesinde; … ve …’nın şirket müdürü oldukları görülmüştür.
Davalıların nüfus kayıt örneklerinin incelenmesinde; …’nın kefalet tarihi 06.01.2012 tarihi itibari ile evli olduğu, …’nın 13.11.2017 tarihi itibariyle evli olduğu, davalı … Erhan’ın kefalet tarihi olan 06.01.2012 ve 14.07.2017 tarihleri itibari ile evli oldukları görülmüştür.
Mali bilirkişinin 27.04.2021 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacı şirket tarafından ibraz edilen dava konusu 2018 – 2019 yılına ait e- defterlerin e-defter beratlarının zamanında oluşturulduğu envanter defterinin açılış noter tasdikinin süresinde yaptırıldığını, Ticari Defter kayıtlarının düzenli, yasalara ve muhasebe tekniğine uygun olarak zamanında işlenmiş olduğunu, ticari defterlerinin birbirini teyit ettiğini, kayıtlarının düzenli, muhasebe ilkelerine ve yasaya uygun tutulduğu görüldüğünden, 6102 sayılı TTK’nın 64. Maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesi de göz önüne alınarak takdiri mahkemeye ait olmak üzere 2018 – 2029 yılına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının bulunduğunu, dava dışı şirketin ticari defterleri ibraz edilmediğini, davacının 2018 – 2019 yılı ticari defterlerine göre davacının 27.09.2019 takip tarihi itibariyle kaydi olarak 65.062,19TL dava dışı şirketten alacaklı göründüğünü, dava tarihinde protesto olan bonolar nedeniyle dava dışı şirketin kaydi alacağının 122.856,10-TL’ye yükseldiğini, dava ve takip konusu 31.08.2019 vade tarihli 35.185,00TL tutarlı bononun 179,12-TL protesto masrafı ile birlikte 128-Kodlu şüpheli ticari alacaklar hesabında izlendiğini, davacının defterlerindeki verilere göre takip ve dava tarihi itibariyle davacı 65.062,19TL dava dışı şirketten alacaklı göründüğünü, dava ve takip konusu 35.185,00TL tutarlı bono bedelinin de bu tutarın içinde olduğunu, davalılardan … ve …’nın 06.01.2012 tarihli süresiz, …’nın ise 13.11.2017 tarihinde verdiği 10 yıl süreli kefaletnamelerde içeriğine göre, asıl ve esas takdiri mahkemeye ait olmak üzere dava dışı şirketçe imzalanmış takibe dayanak bonolardan davalıların da sorumlu olabileceğini, diğer taraftan söz konusu 31.08.2019 vade tarihli 35.185,00TL tutarlı bono bu davanın kapsamı dışında olan dava dışı şirket aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına da konu edildiği gerek davacı vekilinin dava dilekçesi içeriğindeki beyanlarından gerekse de ticari defter kayıtlarından anlaşıldığını, bu durumda tahsilde tekerrür olup olmayacağının mahkemenin takdirinde olduğunu, davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; Merkez bankası verilerinden 27.09.2019 takip tarihi itibari ile avans faizi oranının %19,50 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen 35.185,00TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren %19,50 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceğini belirtmiştir.
Mali bilirkişinin 27.10.2021 tarihli 3 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; davacı ile davalılar arasındaki ilişki dava dışı şirketin davacı şirketten “almış olduğu ve alacağı her türlü emtia karşılığı ve üçüncü kişilerden olan alacaklarının temlik alınması suretiyle oluşan ve oluşacak olan borçlar…” kefaleti kapsamında olup dava dışı şirketin davacıya olan borcu ise davacının dava dışı şirkette sattığı emtia faturalarından kaynaklandığını dolayısı ile dava konusu borcun temelinde fatura yer aldığı ancak söz konusu faturalara istinaden dava dışı şirket tarafından “ifa uğruna edim” mahiyetinde davacıya senetler verildiğini ancak senetler ödenmediğinden faturadan doğan borç kapanmadığını, davacıya “ifa uğruna edim” mahiyetinde senet verilmiş olmakla fatura borcu kesinleştiğini, ek rapor aşamasında ödemeye ilişkin yeni bir bilgi ve belge sunulmadığındani kök raporda arz ve izah olunan görüş ve kanaatlerin aynen muhafaza edildiği sonucuna varıldığını belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davacı ile dava dışı …. … Tic. Ltd. Şti, arasında bayilik sözleşmesi imzalandığı, işbu sözleşmede davalıların müteselsil kefil olduğu, müteselsil kefillerin yukarıda ayrıntılı anlatılan kefalet sözleşmesi şekil şartlarını sağladıkları, kefillerden … ve …’nın 06.01.2012 tarihli kefaletnamesiyle 818 sayılı Borçlar Kanunun uygulanması gerektiği ve eş rızası aranmayacağı, davalılardan …’nın 13.11.2017 tarihli kefaletnamesiyle, …’nın 14.07.2017 tarihli kefaletnamesiyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun uygulanması gerektiği, …’nın eş rızasının bulunduğu ve geçerli olduğu, …’nın sözleşme tarihi itibari ile şirket müdürü olduğu bu hali ile de eş rızası aranmayacağı, davacının dava dışı asıl borçlu şirkete ödememe protestosu çekerek asıl borçluyu temerrüte düşürdüğü, kefillere başvurabileceği, asıl borcun incelenmesinde, davacının ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun tutulduğu, lehine delil olduğu, faturadan kaynaklı alacağa dayanan bono olduğu ve bononun dayanağı malların teslim edildiğinin, cari hesap borç bakiyesinin de bu şekilde oluştuğunun bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği, kefillerin asıl borçlu şirketle dava konusu borçtan beraber sorumlu olduğu, kanaatiyle davanın kabulüne karar verilerek;
İcra İnkar Tazminatı yönünden; Dava konusu kredi borcu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlular tarafından yöneltilen itirazın kısmen iptaline, takibin 35.871,63-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatı 7.174,32-TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine
3-Alınması gereken 2.450,39-TL harcın, peşin alınan 54,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.395,99-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvurma harcının ve 54,40-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.147,00-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.380,74-TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
8-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/12/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır ¸e-imzalıdır