Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/139 E. 2021/94 K. 15.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/207 Esas
KARAR NO : 2021/222

DAVA : Alacak (Alacağın Temlikinden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 14/04/2020
KARAR TARİHİ : 17/03/2021

Mahkememizde görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, 30.11.2010 tarihinde taraflar arasında imzalanan “Alacağın Temliği, Sulh, ibra, Feragat sözleşmesi” gereğince 29/09/2014 günü davalının müvekkile olan 8.400 USD tutarlı kısmının ödenmemesi takip yapıldığını, 10.10.2014 tarihinde davalının itirazı üzerine 23.10.2014 tarihinde durduğunu, müvekkilin alacağının tahsili için 31.10.2014 tarihinde … 15. Asliye Ticaret Mahkemesinde itirazın iptali davası açıldığını, mahkeme tarafından görevsizlik ile … 14. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği, 04.02.2016 tarihinde … 14. Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilerek, dosyanın yargı yerini belirlemek için Yargıtay’a gönderildiğini, 17.10.2016 tarihinde Yargıtay’ın uyuşmazlığın TTK’daki mutlak ticari dava sayılan hallerden olması nedeniyle 15. Asliye TicaretMahkemesinin görevli olduğuna karar verdiğini, 11.09.2017 tarihinde Yargıtay tarafından görevli olduğuna karar verilen … 15.Asliye Ticaret Mahkemesi 15.10.2017 tarihinde dosyanın açılmamış sayılmasına karar vererek 15.10.2018 tarihinde kararın kesinleştiğini, 19.07.2019 tarihinde ticari arabuluculuk görüşmesi gerçekleştiği ve anlaşma sağlanamadığını, 20.12.2019 tarihinde itirazın iptali davasının süresi geçtiği için müvekkilin alacağının tahsili için alacak davası açıldığı belirtilerek ödenmeyen 8.400 USD ana para borcunun vade tarihlerinden başlamak üzere en yüksek faiz oranının uygulanarak tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, alacağın temliki değil, borcun nakli söz konusu olduğunu, alacağın temlik edildiği … Şti. yeni alacaklı değil, davacı tarafın Tasfiye Halinde … A.Ş’ ndeki alacağını ödemekle yükümlü olan ve borcu devir almış olan yeni borçlu olduğunu, Tasfiye Halinde… A.Ş.’nin … ‘nın 10.02.2001 tarih ve 171 sayılı kararı ile tasfiye sürecine girdiğini ve tasfiye halinin devam ettiğini, davacının kar-zarar katılım hesabı sahiplerinin tasfiye sonucunu beklenmeden talepte bulunamayacağını, böylece davacı katılım hesabı sahibinin alacağının henüz muaccel hale gelmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
TTK’nın 3. maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu belirtilmiş, aynı kanunun 4. maddesinde ise ticari dava ve işler sayılmıştır.
Davacılar ile davalı şirket arasında imzalanan alacağın temliki sözleşmesi bağımsız mahiyette bir sözleşmedir ve taraflar açısından kendi başına hüküm ifade eder. Davacılar anılan sözleşmeye dayanarak sözleşmenin karşı tarafı olan davalı aleyhine tahsil davası açmıştır. Davacıların temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki Tasfiye Halindeki… A.Ş. bu davada taraf değildir. Eldeki dava TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacıların tacir olmadıkları da gözetildiğinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili değildir. Bu nedenlerle davaya bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi değil 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesidir. (Yargıtay HGK 2017/11-2630 esas,2019/328 karar sayılı ve 21/03/2019 tarihli emsal ilamı aynı yöndedir.) Konuya ilişkin olmak üzere Yargıtay Hukuk Daireleri arasında çelişkili kararlar mevcut ise de, gerek kanuni düzenleme gerekse de ticari yargıya ilişkin ticari işletme hukuku alanındaki doktrinsel görüşler bir arada değerlendirildiğinde görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu belirgin olup aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağına, keyfiyetin taraflara tebliğen ihtarına,
3-HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Süresinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde bakiye gider avansının da görevli mahkemeye aktarılmasına,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 17/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*