Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/137 E. 2022/10 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/137 Esas
KARAR NO:2022/10

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ:26/02/2020
KARAR TARİHİ:13/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka tarafından … …. A.Ş. ve …’in müteselsil kefaletiyle krediler kullandırıldığını, kredilerin ödemesinin gerçekleşmemesi üzerine borçlulara ait kredi hesaplarının 30/12/2019 tarihi itibariyle kat edildiğini ve alacaklarının muaccel hale geldiğini, hesabın kat edildiğine ve borcun ödenmesi gerektiği hususlarını içerir … 6. Noterliğinin 30/12/2019 tarihli ve … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesinin borçlulara gönderildiğini ancak borcun ödenmediğini, hesap kat ihtarnamesinde müvekkili bankanın 351.310,33-TL alacağının bulunduğunu, kredi borçlusu … şirketi hakkında 1 yıl süre ile konkordato kesin mühlet kararı verildiğinden icra takibi başlatılamadığını, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, davalı tarafından borcun tamamına, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz edildiğini, yapılan itirazın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, genel kredi sözleşmelerinde müvekkili bankanın defter ve kayıtlarının kesin delil olacağının düzenlendiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile itirazın iptali ve takibin devamını, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin iş bu dava bakımından borçlu sıfatına haiz olmadığını, müvekkilinin borçlu … … San. ve Tic. A.Ş. adlı şirketin yetkilisi olduğunu, bu şirketinde … 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/…28 Esas sayılı kararı ile 08/08/2019 tarihinde konkordato sürecine girdiğini, müvekkili hakkında …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında kefil olduğu için icra takibi başlatıldığını, konkordato süreci devam eterken bunun yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, müvekkilinin avalist değil kefil olduğunu, kefilin borcunun bağımsız bir borç olmayıp asıl borca tabi olduğunu, davacı şirketin konkordato sürecinde, konkordato komiserliğine başvurarak alacağını bildirip tahsil edebileceğini, asıl borçlunun borçlarını yeniden yapılandırmaya başladığını, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Mahkememizin 26/11/2020 tarihli celsesi, 4 ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 28/03/2021 tarihli raporunda özetle;
XI-) SONUÇ ve KANAAT:
Yukarıda yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda, tüm delillerin takdiri tamamen sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
1-Davacı banka ile dava DIŞI kredi borçlusu/kredi lehtarı (asıl borçlu) … … SAN. TİC.A.Ş. firması arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, davalı kefilinde işbu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış bulunduğu, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemiş oldukları nazara alındığında, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
2-Davacı Bankanın TAKİP TARİHİ İtibariyle Alacakları:
a)Nakdi krediler yönünden
2.1- Ticari krediler (Rotatif krediler) Yönünden
Alacak Kalemleri Talep Edilen Hesaplanan Talep Edilmesi Gereken
Asıl Alacak 111.482,90 111.482,90 111.482,90
İşlemiş Faiz 1.358,25 2.254,08 1.358,25
Masraf (İhtarname) 803,90 803,90 803,90
Toplam Alacak 113.645,05 114.540,88 113.645,05
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, alacağın az bile talep edilmiş olduğu nazara alınarak, TAKİP TARİHİNDEN itibaren 111.482,90 TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %36,75 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
2.2-Kredili mevduat hesabı (esnek hesap) Yönünden
Alacak Kalemleri Talep Edilen Hesaplanan Talep Edilmesi Gereken
Asıl Alacak 109.779,18 109.779,18 109.779,18
İşlemiş Faiz 1.061,10 1.234,33 1.061,10
Toplam Alacak 110.840,28 111.013,51 110.840,28
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, alacağın az bile talep edilmiş olduğu nazara alınarak TAKİP TARİHİNDEN itibaren 109.779,18 TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %20,40 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
b)Gayrinakdi çek taahhüt bedeli kredisi DEPO Talebi
Dosya içeriğinde bulunan çek statü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen (57) adet çek yaprağından dolayı toplam 115.710,00-TL (2.030,00-TLx57 adet çek yaprağı bedeli) getirmeyen bir hesapta davalı/kefil tarafından DEPO etmeleri gerektiği kanısına ulaşıldığı (Sözleşmenin 9/21 ve 10.9 maddesinin yanı sıra 5941 s.Çek Y. 2.ve 3 m. uyarınca)
Sonuç ve kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan kredilerin kat’ı sonrası açılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
GKS, ihtar, ihtarın tebliğine ilişkin evraklar, ticari defterler, ticaret sicil kaydı ve tüm dosya içeriği ile bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğine;
Davacı banka defterleri usulüne uygun tutulmuş olup, sahibinin lehine delil olarak kullanılabilecek niteliği taşımaktadır.
29.02.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri ile … şirketinin kullandığı kredilere davalının 4.000.000 TL kefalet limiti ile müteselsil kefil oldukları anlaşılmıştır.
Davaya konu alacağın dayanağı krediler, … nolu kredilerdir.
Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı yeni TBK’nu yürürlüğe girdikten sonra tanzim edilmiştir. Davalı kefil açısından kefalet limitlerinin sözleşmede açıkça gösterilmiş olduğu ve TBK.’nun 582. 583. ve 584 m. öngörülen kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması, kefaletin türü, sorumlu olunacak azami kefalet limiti, kefaletin tarihi ve yasada şartların bizzat kefillerin kendi el yazıları ile yazılmış olduğu kefalette bulunduğu, tüm bunlara göre geçerli bir kefalet akdinin kurulmuş olduğu, TBK’nun 598/3. maddesindeki 10 yıllık sürenin henüz dolmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmeler yasal değişiklik tarihi 28.03.2013’den sonra akdedilmiş olması nedeniyle, davalı/kefilin şirket ortağı ve/veya yöneticisi oldukları anlaşıldığından, eş muvafakati belgesine gerek olmadığı kanısına varılmıştır.
TBK’nun 589 ve 590. maddesine göre; “Kefil her durumda, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumludur.
Kefilin/lerin sözleşmede gösterilen azami kefalet limiti aşılmamak üzere, temerrüt tarihine kadar işlemiş olan akdi faiz ve ferilerinden dolayı da ayrıca sorumludurlar.
26 Kasım 2013 tarihinde yürürlükte bulunan, 6102 sayılı TTK’nun 7. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde: “Ancak, kefil ve kefillere, tahahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez. hükmüne yer verilmiştir.
TTK yasa tasarısının 7. maddesinin 1. fıkrasına eklenen 2. cümle ilgili olarak kanunlaşma sürecinde verilen önerge ve kanunun gerekçesinde kefile alacağın ve borcun yerine getirilmediğinin ihbarı gerektiği, ihbar edilmeden asıl borçlunun temerrüdü yönünden kefillerden temerrüt faizi istenemeyeceği belirtilmiştir. Eklenen bu fıkra 6762 sayılı Eski TTK’nunda bulunmayan yeni bir hükümdür.
6102 sayılı TTK’nun yürürlükte olduğu dönem içerisindeki kefillere yönelik alacağın tahsili yönündeki hukuki işlemlerde bu hükmün uygulanması gerekir. Buna göre asıl borçlunun borcunu ödemediği müteselsil kefile ihbar edilmedikçe asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefil sorumlu tutulamaz.
Ancak kefil kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağından kendi temerrüdü sonucu ortaya çıkan temerrüt faizleri ve fer’ilerinden sınırsız olarak sorumlu tutulabilir.
Davalı/kefin, Genel Kredi Sözleşmesinde kefilin sorumluluğunu düzenleyen çek kredisi ile ilgili depo yükümlülüğüne ilişkin açık bir düzenlemenin bulunması nedeni ile sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmıştır.
GKS gereğince düzenlenen hesap kat ihtarı 29.08.2018 tarihi itibariyle davalılara tebliğ edilmiş olup, verilen 1 günlük sürenin sonu olan 31.08.2018 tarihi itibariyle davalılar temerrüde düşmüştür.
GKS gereğince düzenlenen hesap kat ihtarı 02.01.2020 tarihinde krdei lehdarına ve davalı kefile tebliğ edilmiş olup, verilen 24 saatlik sürenin sonu olan 04.01.2020 tarihi itibariyle davalı temerrüde düşmüştür.
GKS’nin temerrüde ilişkin maddesinde bankaca uygulanan faiz baz alınarak temerrüt faizinin belirlenmesi kararlaştırılmış olup; TCMB’na bildirilen en yüksek faizin, temerrüt faizinin belirlenmesinde baz aldığına ilişkin sözleşme maddesinde bir metin bulunmamakta olup, GKS’deki temerrüt faizi düzenlemesi açıkça (fiilen) uygulanan faizi baz almakta olup, hesaplama da buna göre yapılmıştır.
Teknik ayrıntısı yukarıda özetlenmeye çalışıldığı ve bilirkişi raporunda tam detayı olduğu üzere bilirkişi tarafından hesap kat tarihinde, takip tarihinde ve hukuki menfaatin tespiti açısından dava tarihinde asıl alacak ve temerrüt tarihi ve temerrüt faiz oranına göre fer’ileri hesaplanmıştır.
Kredi lehdarı 3. kişi şirket hakkında konkordato nedeniyle tedbir kararı verilmiş olması, müteselsil kefilin takibi için bir engel teşkil etmemektedir. Dava tarihinden sonra kredi lehdarı tarafından ödeme pllanına göre yapılan ödeme ise kapak hesabında dikkate alınacaktır.
İcra inkar tazminatı yönünden;dava konusu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, teknik hesaplama ayrıntısı bilirkişi raporunda anlaşıldığı üzere sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davalının …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasındaki itirazlarının iptaline, takibin ödeme emrindeki kayıtlarla devamına,
44.897,06 TL icra inkar tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Kabul edilen 340.195,33-TL üzerinden binde 68,31 oranında hesaplanan 23.238,74-TL karar ve ilam harcından 4.877,08-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 18.361,66-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvuru harcı, 4.877,08-TL peşin harç olmak üzere toplam 4.931,48-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının karşıladığı, 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti, 1.082,50-TL diğer giderler olmak üzere toplam 2.402,50-TL yargılama giderinin, kabul/talep oranına göre hesaplanan 2.326,49-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan 76,01-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen 340.195,33-TL üzerinden takdir edilen 32.263,67-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen 11.115,00-TL üzerinden takdir edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının re’sen yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.13/01/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …