Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/127 E. 2022/169 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/127 Esas
KARAR NO :2022/169

DAVA:İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/02/2020
KARAR TARİHİ:09/03/2022

Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı ….Şti arasında 24.12.2010 tarihinde imzalanan GKS’de davalının da kefaleten sorumluluğunun bulunduğunu, kredi borcunun süresinde ödenmemesi üzerine hesapların kat edilerek 09.11.2012 tarihi itibariyle 109.767,37 TL borç çıkarıldığını, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlu hakkında başlatılan takibe vaki olmuş itirazın iptali ile takibin devamına, asgari %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmasına rağmen yazıların kendilerine ait olmadığını, öte yandan müvekkilinin 07/02/2011 ve 14/02/2011 tarihli kredilerle de bir ilgi ve alakası bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuş, %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, Genel Kredi Sözleşmesinden doğan bakiye borcun kefilden tahsili için başlatılan takibe vaki olmuş itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı yan sözleşmedeki kefalet bölümündeki yazılara itiraz etmiş ise de, sözleşmenin imzalandığı tarih olan 24/12/2010 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 484. maddesi uyarınca kefaletin geçerli olabilmesi için adi yazılı şekil ve belli bir miktarı içermesinin kafi olduğu 6098 sayılı yasanın 583/1 maddesinde ön görülen nitelikli şekil şartlarının bulunmadığı, kaldı ki, davalının da imza içeriğini ikrar ettiği anlaşıldığından yazı incelemesi yapılması dosyaya katkı sağlamayacağından buna ilişkin ara karardan rücu edilmiştir. Diğer yandan yürürlükten kalkan 818 sayılı kanun döneminde üst kefalet limiti yazılmamış olsa bile bu tutarın anlaşılabilir olması mümkünse kefillik geçerli sayılır. Somut olayda imza kefile ait olduğuna göre sözleşme ve sorumluluk geçerlidir. ( Mahmut Bilgen, Öğreti ve Uygulamada Kefalet, Adalet Yayınevi, 2. Baskı, Ankara 2017, s. 288 )
Temerrüt ihtarnamesinin davalıya 16/11/2012 tarihinde annesi Firdevs Kızıltan’a tebliğ edildiği, tatil günleri dikkate alınarak 20/11/2012 tarihi itibariyle temerrüdün gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Temerrüt faizi açısından sözleşmenin 19.maddesinde bankalarca kredilere uygulanan en yüksek faiz oranının %50’sinin eklenmesi ile tespit edilecek bedel üzerinden temerrüt faizi ve eklerinin uygulanacağı düzenlenmiştir. Bankanın takip talebinde %39 oranında temerrüt faizi talep ettiği görülmüşse de Merkez Bankası genelgesi uyarınca en yüksek faiz oranının sözleşme hükmü de nazara alınarak en fazla %30,60 olarak tespit edileceği kanaatine varılmıştır. Kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faiz, bu iki kalemin toplamına da temerrüt tarihinden itibaren belirtilen %30,60 yıllık temerrüt faizi işletilmesinde ve hesaplanmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacı vekili bilirkişinin faiz oranına itiraz etmişse de takibe konu kredi türü ticari taksitli kredi olup, itiraz dilekçesinde dayanak sunulan ekteki faiz oranları ise ticari taksitli kredileri kapsamamaktadır. Buna dair itiraz bu nedenle yerinde görülmemiştir.
Öte yandan davalı kefil icra takibine süresi içerisinde yöneltmiş olduğu itiraz dilekçesinde şirket hisselerinin tamamını 31/10/2011 tarihinde devrettiğini beyan etmişse de sözleşme tarihi daha eski olup yapılan bilirkişi incelemesinde bakiye borcun kaynağı davalının imzasının bulunduğu krediden kaynaklanmaktadır. Bir başka söyleyişle devir tarihinden sonra kullandırılan ve açılan krediler takip konusu alacak ile ilgili değildir. Hisse devri kefaleten sorumluluğu tek başına ortadan kaldırmaz. Bankanın bu yönde herhangi bir feragat kabulü de söz konusu değildir. Açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun 28/10/2021 tarihli bilirkişi kök raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu kefil tarafından vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi gereğince kısmen iptali ile;
-18.741,25 TL asıl alacak, 118.769,13 TL işlemiş faiz, 5.488,61 TL BSMSV ile 11.353,41 TL masraf olmak üzere toplam 154.352,40 TL alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %30,60 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’si işletilmek suretiyle ile birlikte alacağın tahsili için takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibariyle likit ve belirlenebilir olduğundan %20 icra inkar tazminatı 30.870,48 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 10.543,81-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 18.613,48-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı yan kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 5.135,02 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Bu dava kapsamında 143,00- TL posta ve tebligat masrafı, 1.100,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 1.243,00 TL’den ibaret yargılama giderinin haklılık oranı nazara alınarak 1.017,40 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Arabuluculuk gideri 1.320,00 TL’nin haklılık oranı nazara alınarak 1.080,40 TL’sinin davalıdan, bakiye 239,60 TL’sinin ise davacıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına, gereği için yazı işleri müdürlüğünce tahsil yazısı yazılmasına,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 09/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır