Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/703 Esas
KARAR NO : 2020/225
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 25/10/2019
KARAR TARİHİ : 26/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen dava dilekçesinde özetle; … nden 18/09/2019 tarihinde 22+1 ekstra uzun okul servisi satın aldığını, servis aracını satın alırken kendisine araçta stepnenin olmadığının söylenmediği, aracın teslim alındığı esnada stepnesinin olmadığın fark edildiği, … isimli şirketin … Ticaret Anonim Şirketinin anlaşmalı olduğu bir firma olduğu, stepnenin talep edilmesine rağmen verilemeyeceğinin söylendiği, konunun incelenmesi için iki kişinin görevlendirileceğini ve bu hususta haberdar edileceğinin söylendiği, 21/09/2019 tarihinden … Anonim Şirketi tarafından stepnenin kendisine teslim edildiği, teslim edilen stepneler bagaja yerleştirilmeye çalışıldığında sığmadığının anlaşıldığı, ön koltuk 10 cm içeriye kaydırılarak denendiği ancak bu seferde öğrencilerin oturamayacağı bir hal aldığı, bunun çözüm olmadığı, araçta stepneler için montaj yerinin bulunduğu, kendisine montaj yapıldığı takdirde 1.600,00-TL bedelin kendisinden isteneceğinin belirtildiğini, normalde bu tür ve modeldeki tüm araçlarda istepnelerin montajlı bir şekilde bulunduğunu, bu aracın ise bu şekilde ayıplı olarak kendisine teslim edildiğini, aracının ilgili şirket tarafından ücretsiz olarak yapılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı taraf davasını 25/10/2019 tarihinde … Tüketici Mahkemesine açmış olup, bu mahkemenin 2019/296 Esas, 2019/711 Karar sayılı ve 31/10/2019 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilmiş olup, kararın 17/12/2019 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurulmadan kesinleştiği, davacı tarafın 02/12/2019 tarihinde dosyanın görevli Ticaret mahkemesine gönderilmesini talep ettiği ve dosyanın mahkememizin yukarıdaki esas dosyasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
19.12.2018 tarihinde yürürlüğe giren 06.12.2018 tarih 7155 sayılı Kanunun 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesinde “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmüne, aynı tarihte yürürlüğe giren aynı yasanın 23. maddesiyle 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-(2) maddesinin dördüncü cümlesinde “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” düzenlemesine yer verilmiştir. HMK’nın 115/2. maddesi de ” Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. ” şeklindedir.
Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde ise, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu kararın tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir (HMK m.20/1,c.1). Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir (HMK m.20/2). Bu durumda, dava görevsiz veya yetkisiz mahkemede davanın açıldığı tarih itibarıyla görülmeye devam eder, zamanaşımı ve hak düşürücü süre korunmaya devam eder, mahkeme ve taraf usul işlemleri geçerliliğini korur. Aksi takdirde, görevsiz veya yetkisiz mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir (HMK m. 20/1,c.2). Görevli veya yetkili mahkemede devam eden davanın konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebi içeren ticari davaysa; bir başka ifadeyle, dava şartı arabuluculuk hükümleri uygulanacaksa, dava şartı arabuluculuk uygulaması görev ilişkisinden bağımsız değerlendirilmesi gereken bir konu olduğu için, daha önce dava şartı arabuluculuk süreci sonunda anlaşamama son tutanağı düzenlenmiş ve aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği görevsiz veya yetkisiz mahkemede dava dilekçesine eklenmişse, artık görevsiz veya yetkisiz mahkemede açılmış olan dava itibarıyla tamamlanmış bir usul işleminden söz edileceğinden, görevli veya yetkili mahkemede tekrar dava şartı arabuluculuk sürecine başvurulmuş olunması aranmaz. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde görevli veya yetkili mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkanlmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde görevli veya yetkili mahkeme tarafından herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir (HUAKm.18A/2). ( İlker Koçyiğit/Alper Bulur; Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk, Birinci Baskı Mart 2019, sh.71)
Mahkememizce bu kapsamda davacı tarafa arabuluculuk son tutanağını sunmak üzere davacı tarafa tebligat çıkarılmış, davacının mahkememize sunmuş olduğu beyan dilekçesi ile dava tarihinden sonra yapmış olduğu arabuluculuk başvurusuna ilişkin belgesini sunmuştur.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, dava niteliği itibariyle Ticari dava niteliğinde olup, görevsizlik kararının İstinaf edilmeksizin kesinleşmiş olmakla mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir. Yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere TTK’nun 5. Maddesinde yapılan değişiklik ile 01/01/2019 tarihinden sonra açılan Ticari davalarda tazminat ve alacak niteliğindeki davalarda, dava şartı niteliğindeki 6325 Sayılı arabuluculuk yasasın zorunlu arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesinin uygulanması gerektiği, buna göre davadan önce arabulucuya başvurmak, dava açarken uzlaşmazlık tutanağının dava dilekçesine eklemek, arabulucuya başvurulduğu halde belge eklenmemiş ise kendisine belgeyi eklemek üzere 1 haftalık kesin süre verileceği, arabuluculuğa başvurulmamış veya 1 haftalık kesin süre içerisinde uzlaşmazlık tutanağı ibraz edilmez ise davanın dava şartı noksanlığından dolayı reddileceği hüküm altına alınmış bulunmaktadır. HMK’nın 115/2. maddesinde tamamlanabilir dava şartı eksikliğinin giderilmesi için davacı tarafa süre verilebileceği belirtilmiş ise de 6352 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-2. maddeside arabulucuya başvurmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedileceği açıkca belirtildiğinden anılan dava şartı eksikliğinin tamamlanabilir dava şartı eksikliği olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Zira arabuluculuk, tarafların mahkeme yoluna başvurmadan uyuşmazlıkları bir araya gelerek çözmeleri, bu şekilde daha hızlı ve barışcıl yöntemlerle sonuca ulaşmaları ile mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla getirilmiş bir alternatif çözüm yoludur. Davanın açılış tarihi görevsiz mahkemede davanın açıldığı 25/10/2019 tarihidir. Davasını hatalı olarak görevsiz mahkemeye açan taraf yasanın aradığı dava şartını bertaraf edemeyeceğinden davanın arabuluculuğa ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Nitekim Ankara BAM 22. Hukuk Dairesinin 2019/1719 Esas 2020/439 Karar sayılı emsal ilamı, İstanbul BAM 26. Hukuk Dairesinin 2018/2662 Esas 2018/1397 Karar sayılı emsal ilamı da bu doğrultudadır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya içeriğine göre;
1-Davanın 6102 sayılı yasanın 5/A maddesi ile 6325 sayılı yasanın18/A-2.maddesi delaletiyle 6100 sayılı yasanın 114/2 ve 115/2.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL harç ve 54,40-TL başvuru harcı olmak üzere 108,80-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının arta bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair tarafların yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.26/02/2020
Katip …
Hakim …