Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/81 E. 2021/207 K. 15.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/81 Esas
KARAR NO : 2021/207
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/11/2009
KARAR TARİHİ : 15/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalılardan … San. A.Ş. arasında … Noterliğinden 09.03.2004 tarih ve … yevmiye nolu düzenleme şeklinde Finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, diğer davalı …’un ise bahsi geçen sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, müvekkili şirketin eski unvanı … A.Ş. iken 08.11.2005 tarihli genel kurul kararıyla şirketin unvanını … A.Ş. olarak değiştiğini, davalıların Finansal Kiralama Sözleşmesinden kaynaklanan borçlarını ödememesi üzerine … İcra Müdürlüğü’nün 2009/… esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takip başlattığını, borçluların icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak itirazı sonucu takibin durduğunu, borçlulardan … A.Ş. hakkında … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/… esas sayılı dosyasında şirketin 06.10.2009 saat 12:30 itibari ile iflasına karar verildiğini, davalı/borçluların icra takibine itirazlarında; Finansal Kiralama Sözleşmesi’nin tadil edildiğini, dolayısıyla takibe dayanak gösterilemeyeceğini, takip konusu alacağın sebebi ve neye ilişkin olduğunun açıklanmadığını, yasal olarak temerrüde düşürülmediklerini, sözleşme ekindeki kira ödeme planının geçersiz olduğunu, bu ödeme planı kapsamında herhangi bir borçlarının olmadığını iddia ettiklerini, Finansal Kiralama Sözleşmesinin 20-21-22 ve 62. Maddeleri uyarınca temerrüt için ayrıca ihtara gerek olmadığını, buna rağmen müvekkili şirketin davalılara … Noterliğinden 24.11.2008 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameyi keşide ederek, Finansal Kiralama Sözleşmesinin 22. Maddesine göre 60 günlük ödeme süresi tanıdığını, verilen süre zarfında davalıların sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine Finansal Kiralama Sözleşmesinin feshedildiğini, davalıların tadil edilen sözleşmeden dolayı önceki ödeme planına göre borçlu olmadıkları yönündeki beyanları ile esasında sözleşmeden dolayı borçlu olduklarını zımnen kabul ettiklerini, sözleşme ödeme planı açısından tadil edilmiş olsa bile aslın mukadderatına tabi olduğunu, borcun sözleşmeden kaynaklanan bir bütün olduğunu, faiz oranının sözleşmenin 21. Maddesinde düzenlendiğini, buna göre senelik en az %30 faiz talep etme haklarının bulunduğunu belirterek, davanın kabulü ile … İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalılara tahmiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalılardan … vekilinin Mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle davaya konu icra takibinin başlatıldığı esnada … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/… esas sayılı dosyası ile verilen tedbir kararı gereğince asıl borçlu şirket hakkında icra takibi yapılmasının durdurulduğunu, bu nedenle asıl borçlu takip edilmeden kefil hakkında takip başlatılmayacağından kendileri tarafından takibe itiraz edildiğini, Finansal Kiralama Sözleşmesinin kiracısı olan … A.Ş. ‘nın …. Asliye Mahkemesi’nin 2007/31 esas sayılı dosyasından iflasına karar verildiğini ve 1. Alacaklılar toplantısının da yapıldığını, 1.516.688,00 Euro bedelli kira sözleşmesinin çok önemli bir kısmının ödendiğini, davacının kalan alacağı bulunması halinde iflas masasına alacak kaydı yaptırması gerektiğini, finansal kiralama konusu makinalann akıbetinin dosyadan anlaşılmadığını, davacı tarafın bu hususta açıklama yapmasını gerektiğini, davacı tarafın kiralamaya konu makinelerin halen maliki olduğu, müflis … A.Ş. tarafından iflas tarihine kadar ödenen kira bedelleri nazara alındığında ve davacının halen maliki bulunduğu kiralanan makinelerin güncel değerleri dikkate alındığında davacının alacağını fazlası ile tahsil ettiğini, taraflar arasında imzalanan asıl sözleşmenin 09.03.2001 tarihinde müvekkili tarafından kefil sıfatıyla imzalandığını, bahsi geçen sözleşenin 09.03.2006 tarihinde tadil edildiğini, icra takibine dayanak yapılan sözleşmenin tadil edilmesi ile kefalet edilen ana unsurun da değiştiğini, müvekkilinin tadil işleminde kefil sıfatına haiz olmaması sebebiyle icra takibine dayanarak gösterilen 3485 nolu finansal kiralama sözleşmesi nedeniyle herhangi bir kefaletinin kalmadığını, borcunun da bulunmadığını, davacı tarafından dayanılan sözleşme suretlerinin müvekkiline tebliğ edilmediği gibi, ödeme emrinde talep edilen 32,960.06 Euro tarındaki asıl alacağın sebebi ve neye ilişkin olduğun da açıklanmadığını, bu nedenle davaya cevap haklarının kısıtlandığını, müvekkilinin takibe dayanak gösterilen 3485 nolu sözleşmede asıl borçlu … A.Ş.’nin kesili iken bu sözleşme eki ödeme planındaki kiraların büyük bir kısmının ödendiğini, bu süreçte sözleşmede tadilat yapıldığını ve yeni bakiye için yeni bir ödeme planı çıkarıldığını ancak, yenileme sırasında müvekkilinin kefalet limitinin belirtilmediğini, müvekkilinden kefil sıfatı ile herhangi bir taahhüt de alınmadığını, dolasıyla da müvekkilin kefaletinin son bulduğunu, takip konusu kiralar için müvekkilinin kefil olmadığını, alacağı kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili temerrüde düşürülmediğinden icra takibinde talep edilen faizinde yasal olmadığını, alacağın asıl borçludan talep edilmeden kefil olan müvekkilinden talep edilemeyeceğini, müvekkilinin iflas öncesinde diğer davalı şirketten brüt 4.000,00-TL tutarında aylık ücret alacağı bulunduğunu belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı tarafa yükletilmesiııe karar verilmesi talep edilmiştir.
Dava; finansal kiralama sözleşmesi nedeniyle ödenmeyen borcun tahsili için asıl borçlu ve kefile açılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2009/… Esas 2014/… Karar sayılı dosyası ile davanın davalı … yönünden itirazın kısmen iptaline, davalı şirket bakımından konusu kalmayan dava nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş olup Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2016/… Esas 2016/… Karar sayılı kararı ile onanmasına karar verildiği, davalı … vekilinin onama kararının düzeltilmesi talebi üzerine dosyanın yeniden Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2017/1313 Esas 2018/6377 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile karar bozularak Mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2017/1313 Esas 2018/6377 Karar sayılı kararının bozma gerekçesinde “Davacı tarafından davalı kefile çıkarılan ihtarnamede kefile 60+3 = 63 gün atıfet tanınmıştır. Bu itibarla davalının temerrüdü ihtarnamenin tebliğ tarihinin ertesi gününden başlayarak 63. günü takip eden gün gerçekleşecektir. Bu itibarla bilirkişi tarafından takip öncesi işlenmiş faiz hesap edilirken davalının yukarıda açıklanan temerrüt tarihi ile takip tarihi arasında geçen süre dikkate alınması gerekirken bilirkişi tarafından ihtarnamenin tebliği tarihi esas alınmış, tanınan atıfet dikkate alınmamıştır. Bu durumda temerrüt faizi fazla hesaplanmıştır. Bu nedenle Dairemizce mahkemece bilirkişiden ek rapor alınmadan mevcut bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozma kararı verilmesi gerekirken onama yönünde karar verildiği görülmekle davalı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme talebinin kabulü gerektir.” şeklinde karar verilmiştir.
Bozma üzerine Mahkememizce yeniden oturum günü tayin edilmiş, taraflara tebliğ edilmiş, tayin edilen gün, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devamla esas hakkında hüküm tesis edilmiştir.
Bozma sonrası Mahkememizce Yargıtay ilamı doğrultusunda alınan mali müşavir bilirkişisinin 08/10/2019 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; … Noterliği 24.11.2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin davalı …’a 26.11.2008 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklının borçluya 63 gün atıfette bulunduğu, borçlunun 63 günün sonunda temerrüde düştüğü, takip tarihinin 13.02.2009 olduğu, bu durumda 16 gün temerrüt faizinin hesaplanması gerektiği, temerrüt hesaplanması gereken asıl alacağın 11.140 Euro olduğu, bu durumda 11.140Eurox16günx%30/360gün= 148.53-EUR ile birlikte toplam 32.960,06+148,53=33.108,59-EUR üzerinden takibin devam ettirilmesini belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, Mahkememizce …. İcra Dairesi … İflas sayılı dosyasına müzekker yazılmış, müzekkere cevabında davalı … San. Ve Tic. AŞ. Hakkında yürütülen tasfiye işlemlerinin son bulduğu, iflasın kapatıldığı bildirilmiştir. Bozma ilamının incelenmesinde davalı … yönünden bozulduğu, davalı şirket yönünden verilen karar verilmesine yer olmadığı kararının kesinleştiği görülmüştür. … vekilinin bozma sonrası yargılamaya katıldığı görülmekle, bozmaya uyularak yargılamaya devam olunmuştur. Yargılama sırasında … vekili vekillikten çekilmiştir. Vekillikten çekilme dilekçesi Tebligat Kanunu madde 35 “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır” hükmü uyarınca davalının dava dilekçesinin tebliğ edildiği adresine ilgili yasa hükmü uyarınca tebliğler yapılarak yargılamaya devam olunmuştur. Bozma ilamı doğrultusunda temerrüt tarihi esas alınarak yeniden bilirkişi raporu alınmıştır. Hüküm kurmaya ve denetime elverişli olan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İcra inkar tazminatı yönünden; Dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile; İİK 67/2’deki %40’dan ibaresi, 02.07.2012 tarihinde ve 6352. sayılı Kanun’nun 11. maddesi ile %20’sinden şeklinde değiştirilmiştir. İİK.’nun 67. maddesinde değişiklik yapan 6352. sayılı Kanun’nun 11. maddesi 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 6352 sayılı Kanun’nun 38. maddesi ile İİK’na eklenen geçici 10. maddeye göre, bu kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilir. Geçici 10. maddesindeki “ takip işlemleri” ibaresini takip talebi olarak anlamak gerekir. Bu durumda 6352. sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan ve açılacak olan itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatı asgari %40 olarak uygulanacaktır. 6352 sayılı Kanun’nun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden sonra yapılan icra takipleri üzerine açılacak itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatı asgari %20 olarak uygulanacaktır. Dava tarihi itibariyle %40 icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2012/16613Esas 2013/2336 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı … aleyhine başlatılan…. İcra Müdürlüğünün 2009/… Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 32.960,06 Euro asıl alacak 148,53 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 33.108,59 Euro üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren, %30 faiz işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %40 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 28.076,84-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davalı şirket bakımından (kesinleşen hükmün aynen tekrarı ile) konusu kalmayan dava nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına,
-Davalı şirket iflas ettiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 4.794,69-TL harçtan, peşin alınan 619,70-TL harç mahsup edilerek kalan 4.174,99-TL’nin davalı … tarafından tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 619,70-TL peşin harç, 15,60TL başvuru harcı olmak üzere toplam 635,30-TL’nin davalılardan …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.924,73-TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 2.133,12-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 2.053,90-TL’lik kısmının davalı …’dan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 208,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 7,70-TL’lik kısmının davacıdan tahsiliyle davalı … tarafına verilmesine; arda kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün yasal süresi içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır ¸e-imzalıdır