Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/701 E. 2023/151 K. 20.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/701 Esas
KARAR NO : 2023/151
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 20/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin “… Sk. No: … /İSTANBUL” adresinde uzun yıllardır; istenilen boy ve ebatlarda, soğuk tel çekme, tel doğrultma, bükme, şekillendirme ve kesme işlemleri ve sair konularda profosyonel olarak iş yaptığını, davalı tarafın, müvekkilinden şirketlerden muhtelif zamanlarda ürün aldığını ve bunlar taraflarına fatura edildiğini, ancak davalı tarafın, müvekkili şirketten sipariş işle temin edilen ürünlerin bir kısmının ücretini ödemediğini, müvekkili alacağının tahsili için davalı tarafa … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı tarafın anılan icra takip dosyasında borca itiraz ettiğini, müvekkilinin alacağının teminat altına alınmadığını, borçlunun müvekkilinden mal kaçırma girişimlerinde olduğunu ve borçlunun adres değiştirme ihtimali tespit olunduğunu, tüm bu nedenlerle mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında, müvekkili alacağının temini ve tahsili için borçlunun borca yeter miktarda menkul malları, gayrimenkul malları ile 3. kişiler nezdindeki hak, mal ve alacakları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesini, davalının itirazının iptali ile takibin devamını, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı üzerine tahmil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı takip dosyasının, vergi dairesi kayıtlarının celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin 2018/… Esas sayılı takip dosyasında cari hesap alacağından kaynaklanan 14.547,57-TL asıl alacak 761,65-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.309,22-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 26.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 26.10.2018 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali Müşavir … …’in 23/03/2021 tarihli raporunda özetle; Davacının, davalıya 2012 ve 2013 yıllarında düzenlenen faturaların vade farkı işlemleri hesaplanabilmesi için söz konusu faturaların eksiksiz dosyaya sunulması, ayrıca, Davacı ait 2018 yılı BS bildirim formalarının dasyaya yazdırılması gerektiği, bu bilgilere ek rapor yazılabileceği tespit, görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mali Müşavir … …’in 22/08/2021 tarihli ek raporunda özetle; İlk rapora istenilen eksiklerin giderilmediği, davacı vekilini dilekçesi ekinde istenilen belgelerin ektedir denilmesine rağmen ekte bulunmadığı görülmekte olduğu, bu bilgilerin tamamlanması halinde ek rapor yazılabileceği tespit, görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mali Müşavir … …’in 05/06/2018 tarihli ek raporunda özetle; Davalı şirket, davacı şirketten 19.07.2016-20.01.2017 tarihleri arasında beş adet fatura karşılığında KDV dahil 45.906,85TL’lik ticari mal satın aldığı, davacı tarafından düzenlenip tutarları, davalıdan talep edilen beş adet “ticari mal satışı” faturaları ile bir adet 5.404,65TL tutarlı “fiyat farkı” faturasının, davalı şirketin 2016 ve 2017 takvim yılları ticari defterlerine, davacı hesabına borç olarak kaydedildiği, davacı tarafından, davalıya, ilk beş faturanın süresinde ödenemediği gerekçesi ile 02.05.2017 faiz başlangıç tarihli, 02.05.2017 düzenleme tarihli, … nolu 5.404,65TL tutarlı “fiyat farkı” faturası düzenlenmiş, ancak, bu “fiyat farkı” faturası davalı tarafından, davacıya düzenlenen 01.06.2017 tarih ve … Nolu, 5.404,65TL tutarlı “fiyat farkı” faturası düzenlenerek aynen davacıya geri yansıtıldığı, davalı tarafından davacıya düzenlenen bu yansıtma faturasına 6102 sayılı TTK’nın 21.maddesine göre 8 içinde itirazı ile ilgili bir itiraz dosyada bulunmadığı, açıklanan nedenlerle, davacının, davalıdan 5.404,65TL fiyat farkı alacağının bulunmadığını, diğer taraftan davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna keşide edilen ilgili noter ihtarnamesinin tebliğ bulunmadığından, tarihi itibari ile temerrüde düştüğünden takipte işlemiş faizde hesaplanmaması, buna göre, … İcra Müdürlüğünün 2017/ … Esas sayılı icra takip doyasının borç/alacak durumunun 07.06.2017 takip tarihi itibari ile 45.906,85TL olduğu, diğer bir anlatımla, davalı takip borçlusu şirketin, davacı takip alacaklı şirkete 07.06.2017 İcra takip tarihi itibari, davalının kendi ticari defter kayıtlarına göre, 45.906,85 TL borcunun bulunduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mali Müşavir … ‘ın 01/12/2022 tarihli raporunda özetle; VUK. md.182 ve 6102 sayılı TTK m.64’e göre tutulması gereken davacı şirketin 2018 yılına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK md. 64 ve VUK 221-226. md. uyarınca açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı; 6102 sayılı TTK m.64’e göre kapanış tasdikine tabi olan ilgili yıl ait yevmiye defterinin kapanış tasdikinin de yasal süresinde yaptırıldığı, davalının, BA formları ile davacıdan 9 adet fatura karşılığında (KDV hariç) 130.487,00TL tutarında alış yaptığını beyan ettiği ancak bu tutar ve fatura sayısının; davacının beyan ettiği tutardan (112.785,00TL’den) ve fatura sayısından (8 adet) daha fazla olduğu; bu haliyle de davalının kendi ticari defter kayıtlarına göre, davacıya olan borcunun, davacının defterlerinde kayıtlı olan tutardan daha fazla olacağının açık olduğu; tarafların BA-BS formlarının incelenmesi neticesinde, tarafların BA-BS formlarının dolayısıyla da ticari defter kayıtlarının birbiriyle örtüşmediğinin görüldüğü/anlaşıldığı; bu durumda da davacının kayıtları, davalı/borçlu lehine kayıtlar içerdiğinden, davacının ticari defterlerine ve BA-BS formlarına itibar edilmesi gerektiği hususunda takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu; davacı şirketin ticari defterlerinde de, 22/10/2018 takip tarihi itibariyle davalının borcunun, talep gibi 14.547,57TL kayıtlı olduğu, davalının ticari defterleri sunulmadığı gibi, takip konusu borcun ödendiği yönünde de herhangi bir belge sunulmadığı, huzurdaki davaya konu takipte takip öncesi dönem için 761,65TL işlemiş faiz talep edilmiş olmakla birlikte, huzurdaki davada sadece asıl alacak için davalının itirazının iptali talep edildiği; yani işlemiş faiz yönünden dava açılmadığı; asıl alacağa takip tarihinden itibaren %19,50 avans faizi talep edildiği, taraflar tacir olup, alacak da borçlunun ticari işletmesi ile ilgili olduğundan, Mahkemece sabit görülecek asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren 3095 s.K.nun 2/2.maddesi uyarınca ticari faiz (avans faizi) işletilebileceği; takip tarihi itibariyle de avans faiz oranının talep gibi %19,50 olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki açık cari hesap alacağına ilişkin yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Cari hesap TTK 89 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Sözleşmenin yazılılık şartı geçerlilik şartı olarak düzenlenmiştir.Taraflar arasında yasal şekilde aranan bir cari hesap ilişkisi bulunmamaktadır. Ancak zamana yayılı olacak şekilde ticari ilişki bulunmaktadır. Bu durumda incelenen ticari defterlerden de anlaşıldığı üzere aralarında ticari ilişki bulunduğu ve alacak ile borçları açık cari hesap ile takip ettikleri anlaşılmıştır. Davacının doğrudan TTK 89 ve devamında düzenlenen cari hesap sözleşmesinden yazılı geçerlilik şartına aykırılıktan yaralanamayacağı açık ise de ticari defter kayıtlarından alacağını ispat etmesi mümkün olacaktır.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. Md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca, faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği,bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; uyuşmazlığın taraflar arasındaki açık cari hesap alacağına ilişkin yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali davası ile inkar tazminatına hükmedilmesi taleplerinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının alacağın tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, mahkememizce tüm delillerin toplandığı, davalı tarafça davaya süresinde cevap verilmediği, mahkememizce ön inceleme duruşmasında taraf defterlerinin incelenmesine karar verilerek dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, taraflara usulüne uygun ihtaratların yapıldığı, incelemenin davacı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinden yapıldığı, davalı tarafça ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, bu durumda HMK 222/3 maddesi uyarınca bir tarafın ticari defterlerinin hükme esas alınabileceğinin düzenlendiği, mahkememizce tarafların ilişki dönemine ilişkin tüm dönemi kapsar şekilde BA-BS formlarının celp edildiği, mahkememizce aldırılan ve hükme esas olan mali müşavir … … ‘ın bilirkişi raporu ile, davacı şirketin 2018 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, davacı şirketin ticari defterlerinde de, 22/10/2018 takip tarihi itibariyle davalının borcunun, talep gibi 14.547,57TL kayıtlı olduğunun tespit edildiği, ticari defter ve kayıtlara dair delil ile sunulan ve inkara uğramayan sipariş ve teklif formlarında, dönemsel hesap mutabakatlarında davalı imzasının bulunduğu, davacının iddiasını ispata elverişli olduğu, ticari defter ve kayıtlar ile BA-BS formlarının birbiriyle uyuştuğu, mevcut delil ve kayıtlar itibariyle davacının ticari defter ve kayıtlarının hükme esas alınabileceği, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 14.547,57-TL alacağının bulunduğu, davanın sadece itiraza uğrayan asıl alacak yönünden ikame edildiği, ticari işlerde avans faizinin esas olduğu, davalının ödemeye dair iddia ve ispatı bulunmadığı, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği kanaatiyle davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu edilen alacağın önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulü ile; … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın kısmen iptaline, takibin aynı şartlarla 14.547,57-TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle devamına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 2.909,51-TL’nın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 993,74-TL karar ve ilam harcından 171,89-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 821,85-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvuru harcı, 171,89-TL peşin harç olmak üzere toplam 216,29-TL harç bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.931,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-….İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı icra dosyası aslının karar kesinleştiğinde icra müdürlüğüne iadesine,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının resen ilgilisine iadesine,
Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/02/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza