Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/682 E. 2021/1030 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/682 Esas
KARAR NO:2021/1030

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :24/12/2019
KARAR TARİHİ:29/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin gayrimenkul değerleme şirketi olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında 14/06/2016 tarihinde Değerleme / Ekspertiz Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme çerçevesinde davalıya verilen hizmet karşılığında müvekkili tarafından 22/06/2016, 28/07/2016, 16/08/2016 ve 31/08/2016 tarihlerinde dört adet faturanın davalıya tebliğ edildiğini, davalının faturaya itiraz etmediğini ve faturaya konu miktarın bir kısmını ödediğini, bunun borcu ikrarı anlamına geldiğini, ancak halen ödenmemiş 74.109,15 TL bakiye borcun bulunduğunu, faturaların davalıya tebliğ edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, bunun üzerine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla yasal takibe geçildiğini, davalı tarafından ödeme emrine itiraz edildiğini, iptalin hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını, zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası
2-Davacının ticari defter ve kayıtları
3-Tarafların BA/BS formları
4-Bilirkişi raporu
5-Davacı vekilinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında sözleşme alacağından kaynaklanan 59.582,45-TL asıl alacak 14.526,70-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 74.109,15-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 14.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 17.12.2018 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali bilirkişinin 18/10/2021 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; itirazın iptali talep edilen tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından başlatılan ilamsız icra takibinin 04.06.2016 tarihli sözleşme alacağına dayalı olarak başlatıldığı, işbu davada da aynı alacağın davalı limited şirketten talep edilmek üzere işbu davanın açıldığını, Ba-Bs formlarının analizinde 2016 Takvim ve hesap yılında diğer davalıya 1 adet belge ile KDV hariç 133.176,00 mal ya da hizmet sattığını, bu tutara %18 KDV ikmal edildiğinde 157.147,68 TL mal yada hizmet sattığını beyan ettiği söz konusu bildirim forumundan hesaplandığını, davalı … Petrol Şirketi’nin kendi Vergi Dairesine beyan ettiği BS (Mal/Hizmet Alımı) beyanına göre 2016 takvim ve hesap yılında diğer davacıdan 5 adet belge ile KDV hariç 133.176,00 KDV hariç mal ya da hizmet aldığını, bu tutara %18 KDV ikmal edildiğinde 157.147,68 TL mal ya da hizmet aldığını beyan ettiğini, neticeten davalı … A.Ş.’nin ve davalı … Petrol Şirketi’ne KDV hariç 133.176,00-TL, KDV dâhil 157.147,68-TL mal ya da hizmet sattığı tarafların vergi dairesine 2016 yılında bildirdiklerinin sabit olduğunu, ayrıca davacı şirket tarafından düzenlenen bahse konu faturalara, davalı gerçek şahısca 8 günlük sürede itiraz ettiği ile ilgili herhangi bir belge dosyaya sunulu olmadığını, ayrıca yine davalının, satın alınan mallarla ilgili olarak TTK 23. maddesine belirtilen 2 günlük sürede açık ayıp bildiriminde bulunduğu ve 8 günlük sürede davalının gizli ayıp bildirimde bulunduğu bilgi ve belge dosyaya sunulu olmadığını, ayrıca davalı tarafından yazılı ödeme belgeleri sunulmadığını, öte yandan dosyaya davaya konu faturaların tebligatının sunulmadığı anlaşılmakta olup, ayrıca, davacı şirket tarafından, davalı şirketin temerrüde düşürüldüğü ile ilgili herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığından davacının, davalıdan olan alacağını temerrüde düşürmediğini, buna göre, takipte işlemiş faiz hesaplanmaması gerektiğini, neticeten; takipte işlemiş faiz hesaplanması gerektiği, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının takip tarihi itibariyle borç alacak durumunun takip alacaklısı lehine, takip borçlusu aleyhine 59.582,45 TL olarak hesaplanması gerektiğini belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu, davacının alacağın tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, mahkememizce tüm delillerin toplandığı, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, mahkememizce 07/04/2021 tarihli ara kararı ile taraf defterlerinin incelenmesine karar verildiği, taraflara işbu ara kararın ihtaratlı olarak tebliğ edildiği, inceleme gün ve saatinde davalı hazır olmadığı gibi mazeret de bildirmediği, incelemenin sadece davacı defterleri üzerinden yapıldığı, davacının alacağına dayanak olan faturaların davacı defterlerinde bulunduğu, BA/BS formlarının incelenmesinde davalının dava konusu faturaları vergi dairesine bildirdiğinini anlaşıldığı, bu halde davacının hizmeti verdiğinin kabulü gerektiği, aksinin yazılı ve kesin delille ispatlanması gerektiği, davalı tarafından davaya cevap verilmediği, ödeme belgesi sunulmadığı, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği, her ne kadar icra takibinde davacının işlemiş faiz talebi olsa da, işlemiş faiz yönünden davalının temerrüde düşürülmediği, davacı tarafından davalıya ihtarname gönderilmediği, o halde davacı tarafın takip tarihinden önce işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, nitekim Yargıtayın yerleşik içtihatlarının da bu doğrultu da olduğu, bu nedenle işlemiş faiz talebinin reddi gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek,

İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 59.582,45-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 11.916,49 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 4.070,07-TL harçtan, peşin alınan 895,05-TL harç mahsup edilerek kalan 3.175,02-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 895,05-TL peşin harç, 44,40TL başvuru harcı olmak üzere toplam 939,45-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 8.545,72-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.110,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 892,40-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin Kabul-red oranına göre 1.061,30-TL’nin davalıdan, 258,70-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/11/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır