Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/667 E. 2021/510 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/667 Esas
KARAR NO :2021/510

DAVA:İtirazın İptali (GKS’den Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/12/2019
KARAR TARİHİ:09/06/2021

Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, GKS’den kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında faiz ve masraflar hariç ilamsız icra takibi başlattıklarını, borçluların takibe ilişkin borcun tamamına faize, faiz oranlarına ve diğer tüm fer’ilere itiraz ettiklerini belirterek haksız itirazın iptali ile asgari %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, borçtan mahsup edilmesi gereken tahsil edilen çekleri yok sayarak takip başlattığını, kefilin sorumluluğuna bakılmaksızın asıl alacak miktar üzerinden icra takibi yapıldığını itirazların yerinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, GKS’den kaynaklı bakiye alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki olmuş itirazların İİK’nın 67/1 maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
TBK’nın 117. maddesi gereğince kural olarak muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. İİK’nın 68/b maddesi ile genel kredi sözleşmesinin asıl borçluları yönünden düzenleme yapılmıştır. Yasa maddesinde; “Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır. Kefil, kefalet ettikleri sözleşmelerden dolayı asıl borçlunun borcundan kefalet limiti kapsamında tüm feriler dahil olmak üzere ( temerrüt faizi, masraflar ) sorumludur. Bunun dışında kefil temerrüde düşürülmüş ise asıl borçtan kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile de ayrıca sorumludur. Kefil hakkında icra takibi yapılabilmesi için ayrıca kendisine temerrüt ihtarında bulunulmasına gerek yoktur. Ancak temerrüt ihtarı kefile tebliğ edilmediyse kefilin temerrüdünün, takip tarihinde başladığı kabul edilir. (Yargıtay 19.HD’nin 14/12/2015 tarih, 2015/6616E. 2015/16781K. sayılı ilamı)
Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davalı borçlu kefil…’a çıkarılan hesap kat ihtarnamesine ilişkin tebligatın bila döndüğü görülmektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere sözleşmede hüküm olsa dahi kefilin temerrüdünün ancak kat ihtarının kefile tebliği ile mümkün olabileceğinde herhangi bir kuşku yoktur. Sonuç olarak kefilin adres değişikliğinin bildirilmemesine bağlı olarak sözleşmede hüküm olsa dahi katın bila dönmesi durumunda takip öncesi temerrüdü oluşmaz. (İstanbul BAM 14. HD 2019/849 E. 2021/414 K. 01/04/2021) Bu nedenle kat ihtarının tebliğine kadar akdi faiz bu tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanarak kefilin sorumlu olduğu miktarın belirlenmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Bilirkişi tarafından tanzim olunan 01/10/2020 tarihli kök rapor bu yönüyle hükme esas alınmıştır.
Kural olarak kefillerin gayri nakdi alacak kalemleri yönünden depo edilmesi şeklinde sorumluluğuna gidilebilmesi için genel kredi sözleşmesinde buna dair açık madde hükmü bulunması zorunludur. (İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesi 2018/1559 Esas, 2020/413 Karar 16/04/2020 tarih, İstanbul BAM 43. Hukuk Dairesi 2020/55 esas 2020/209 karar, 22/10/2020 tarihli emsal kararları) Kural olarak kefil asıl borçlunun bankaya karşı tüm yükümlülüklerini değil fakat asıl bankanın teminat mektup bedelinin ya da gayri nakdi çek bedelinin tazmini halinde bu bedeli ödemeyi borçlanmaktadır. Henüz tazmin edilmeyen depo bedelinin depo edilmesinin borçlusu kefil değil lehine teminat verilen esas kredi borçlusudur. (Reisoğlu Seza: Türk Kefalet Hukuku, Ankara 2013, s. 219) Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/03/2020 tarihli 2017/11-36 esas 2020/290 karar sayılı ilamında da işaret edildiği üzere; kefil olunan gayri nakdi kredi nedeniyle asıl borçlunun yükümlülüklerinin kefiller hakkında da uygulanacağının genel muğlak bir ifade ile kabul edilmesinin kefilin de gayri nakdi teminat bedelini depo etme mükellefiyeti altına soktuğunu ileri sürmenin yasa koyucunun kefilleri koruma amacı ile çeliştiğine, zira kefaletin kendisi tıpkı depo gibi bir teminat olduğundan ve kefil açıkça teminat mektubu bedelinin ayrı bir garanti sözleşmesi ile tekeffül etmedikçe iradesinin dar yorumlanması gerektiğine, dolayısıyla müteselsil kefillerin imzaladığı sözleşmede açıkça gayri nakdi nitelikteki da mer’i teminat mektupları yönünden sorumluluğunun bulunmadığına karar verilmiştir. Somut olayda, gayri nakdi (henüz nakde dönüşmemiş) çek depo bedeli yönünden kefillerin sorumlu olacağına dair açık sözleşme hükmü bulunduğundan kefilin de gayri nakdi deposundan sorumlu tutulması gerekmiştir.
Sair yönlerden ise asıl borçlu açısından kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faizin hesap edildiği, ana paraya akdi faiz eklendikten sonra bu bedel üzerinden temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizinin denetime elverişli olacak şekilde hesaplandığı tespit edilmekle sair itirazlar yerinde görülmeyerek kök rapor doğrultusunda davanın aşağıdaki şekilde kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasının davalı borçlular tarafından vaki olmuş itirazların İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca kısmen iptali ile;
Ticari Kredili Mevduat hesabı yönünden 5.837,41-TL asıl alacak, 29,56-TL işlemiş akdi faiz, 540,45-TL işlemiş temerrüt faizi ve faizlerin %5 BSMV’si olmak üzere toplam 6.435,92-TL’nin asıl alacağa takip tarihinden itibaren %30,24 oranında temerrüt faizi el %5 BSMV’si işletilmek suretiyle (Davalı kefil…’ın sadece asıl alacak miktarı 5.837,41-TL ile takip itibariyle işleyecek faizden sorumlu tutulmasına);
Çek iskonto kredisi hesabı yönünden 32.870,14-TL asıl alacak 3.895,11-TL işlemiş akdi faiz, 194,75-TL BSMV olmak üzere toplam 36.960,00-TL’nin asıl alacağa takip tarihinden itibaren %90 oranında temerrüt faizi ile %5 BSMV’si ile birlikte (davalı kefil…’ın sadece asıl alacak tutarı 32.870,14-TL’den ve takip itibariyle işleyecek faizden sorumlu tutulmasına), fazlaya dair istemin reddine,
2-Ayrıca kredi sözleşmesine istinaden verilen ve takip tarihinden itibaren garanti tutarları toplamı 3.200,00-TL gayri nakdi alacağın nakdi teminat olarak davalılar tarafından depo edilmesine,
3-Alacak niteliği itibariyle likit ve belirlenebilir olduğundan nakdi alacak kalemleri yönünden hesap olunan %20 inkar tazminatı 8.679,18-TL’nin (Davalı… 7.741,51-TL’sinden sorumlu tutulmak üzere) davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Alınması gereken 3.169,30-TL harçtan peşin alınan 3.259,24-TL harcın mahsubu ile, bakiye 89,94-TL’nin istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen, 3.259,24-TL peşin harç, 44,40-TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı olmak üzere cem’an 3.310,04-TL’den (davalı kefil…’ın 2.711,00-TL kısmından sorumlu olmak kaydıyla) ibaret harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 6.831,47-TL(Davalı kefil…’ın 5.595,20-TL’sinden sorumlu tutulmak üzere) nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalılardan… kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 24.541,14-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 272,50-TL posta ve tebligat masrafı, 1.000,00-TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 1.272,50-TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak 206,10-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davadan önce hazineden sarf edilmiş bulunan 1.320,00-TL’den ibaret arabuluculuk giderinin haklılık durumu nazara alınarak 228,60-TL’sinin davalılardan, 1.091,40-TL’sinin ise davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, gereği için yazı işleri müdürlüğünce tahsil müzekkeresi yazılmasına,
10-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 09/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır