Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/652 E. 2023/150 K. 20.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/652 Esas
KARAR NO : 2023/150
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2019
KARAR TARİHİ : 20/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davalılardan … ‘nün sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın 24.07.2019 tarihinde D-100 güney yol … viyadük üzerinde seyir halinde iken 269,41 promil alkolün etkisiyle aracın hakimiyetini kaybederek, davacı müvekkili … ‘in kullanmakta olduğu Hollanda plakalı … plaka sayılı araca çarpması sonucu, araç sürücüsü müvekkili … Şimşek, araç içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkili … ve diğer yolcuların yaralanmasına sebep olduğunu, kazaya sebebiyet verenin davalı … olmasına yanında araç sahibi olan diğer davalı şirketin de kusursuz sorumluluğu bulunduğunu belirterek, 103.442-TL maddi, 20.000-TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde müvekkili şirkete yüklenebilecek bir kusur bulunmadığını, müvekkili şirket yetkilisi ile diğer davalı … arasında uzun yıllara dayanan arkadaşlıkları sebebiyle karşılıklı bir güven bir kişi bulunduğunu, müvekkili şirket yetkilisinin daha önce de davalı … ‘nün trafik kuralları konusunda dikkatli ve gerekli özeni göstermesi sebebiyle şirket aracının kendisine kullanması için teslim ettiğini, ancak davalı …’nün o dönem rahatsızlığını yeni öğrendiği sonrasında kısa bir süre sonra vefat eden babasının hastalığı sebebiyle bir anlık gaflet ile kazaya sebebiyet verdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin babasının kanser olduğunu öğrenmesi nedeniyle üzüntü ve şok etkisiyle kaza yaptığını, eskper raporunda 7.000,00 Euro (44.660,00-TL bedelinde olduğunu, sigortanın 39.000,00-TL bedel ödediği bu sebeple aradaki 5.660,00-TL bedel farkını talep ettkiklerini beyan ettiklerini, davacı vekillerince talep edilen miktarın taraflarınca kabul edilmediğini, davacılar kaza nedeniyle araçsız kaldıkları iddiası ile araç kiraladıklarını ve kiralama bedellerinin de davalılar tarafından ödenmesini talep ettiklerini, davacıların araçlarının değerlemesi ve tazmininin sigorta tarafından yapıldığı, söz konusu bedel ödenirken davacıların ödenen bedele bir itiraz etmediklerini, davacılara ait araç için kıymetinden daha düşük bir miktar ödendiği iddiasının yersiz olduğunu, ödenen bedel ile davacıların aracın kıymetinden daha düşük bir miktar ödendiği iddiasının yersiz olup dikkate alınmaması gerektiğini, tüm bu açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce savcılık dosyasının, sosyal ekonomik durum araştırmalarının, hastane evraklarının celp edildiği dosya kapsamına alınmıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra kusur ve aktüerya hesabı için bilirkişi heyetinden rapor aldırıldığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalıların sürücü ve malik olarak sorumluluğu bulunduğu aracın kusuru ile neden olduğu kazada davacıların yaralanması nedeni ile geçici iş göremezlik, araç kiralama bedeli, yolculuk gideri, araç çekici gideri, araç hasar bedeli ve manevi zararının tazmini istemine ilişkindir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; Uyuşmazlığın davalıların sürücü ve malik olarak sorumluluğu bulunduğu aracın kusuru ile neden olduğu kazada davacıların yaralanması nedeni ile geçici iş göremezlik, araç kiralama bedeli, yolculuk gideri, araç çekici gideri, araç hasar bedeli ve manevi zararının tazmini talebinden kaynaklandığı, davanın hukuki dayanağının haksız fiile yönelik olduğu, ileri sürülen talepler itibariyle davanın ticari bir dava niteliği taşımadığı, TTK’da doğrudan düzenlenen hususlarla ilgili mutlak ticari dava niteliği de bulunmadığı, davalılardan sadece birinin (malik olan davalı şirket) tacir olmasının nısbi ticari dava için yeterli olmadığı, dosya içeriğinin incelenmesinde davacılar veya davalı … ‘nün tacir olduğuna dair bilgi ve belge de bulunmadığı gibi bu yönde ileri sürülen bir iddianın da bulunmadığı, bu hali ile TTK 4. maddesinde tarif edilen her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olma şartının bulunmadığından nispi ticari dava olarak da kabulünün mümkün olmadığı, görev hususunun re’sen her aşamada gözetilebileceği, dolayısıyla eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine ait olduğu anlaşılmakla davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi ve 115/2. maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK 20 madde gereğince karar kesinleştiğinde ve talep halinde iki hafta içerisinde müracaat edildiği taktirde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde HMK 20 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek HMK 331/2 madde gereğince harç ve yargılama giderleri hususunun mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.20/02/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza