Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/62 E. 2023/871 K. 30.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/62 Esas
KARAR NO : 2023/871
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2017
KARAR TARİHİ : 30/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davacı bisikletli olarak seyir halindeyken davalılardan … …’un tam kusuru ile yaralanmalı trafik kazası yaşandığını, müvekkilinin hayati fonksiyonlarını ağır derecede etkileyecek şekilde yaralandığını, kazaya karışan … …’a ait … plakalı araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerini, kazaya ilişkin ceza yargılamasında … …’un tam ve asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin maddi zararlarına karşılık 500-TL ve manevi zararlarına karşılık 40.000,00-TL’nin kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı … …’dan tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından dava tarihinden evvel davaya konu tazminat talepleri bakımından müvekkili sigorta şirketine herhangi bir başvuruda bulunulmadığını, bu yönüyle dava şartının gerçekleşmediğini, 6704 sayılı Torba Kanunu ile dava açmadan önce sigorta şirketine başvuru yapmak zorunlu hale getirildiğini, davanın müvekkili şirket yönünden usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, manevi tazminat, tedavi, yol, yemek, bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik taleplerinden sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; 20.10.2015 günü saat 13:30 civarında müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın, Kadıköy istikametinde seyir halinde iken Dr. … Caddesi üzerinde seyir halinde bulunan bisikletli davacıya çarpması nedeniyle yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu kaza sebebiyle müvekkili hakkında … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/… Esas ve 2017/… Karar sayılı dosyası ile ceza davası görüldüğünü, bunun neticesinde müvekkilinin aldığı hüküm 5 yıl süreli olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini, söz konusu karara karşı itiraz kanun yoluna başvurulmuş ise de anılan mahkeme kararının kesinleştiğini, davacı yanın, dava dilekçesinde izah edildiği üzere zararlarının bulunduğunun davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, motorlu kara araçlarının emniyetli bir şekilde seyri için ayrılan yollarda bisikletli olarak bulunmasının söz konusu kazada etkin bir rol oynaması nedeniyle davacının da kusurunun bulunduğunu ve bu kusurunun belirlenmesi gerektiğini, davacı taraf her ne kadar maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de davacının sürekli ve kalıcı bir maluliyetinin olmadığının anlaşıldığını, tüm bu açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tedavi evraklarının, trafik tescil kayıtlarının, sosyal ve ekonomik durum araştırmasının, SGK kayıtlarının celp edilerek, dosya kapsamına alınmıştır.
Mahkememizin 2017/… Esas, 2018/… Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği, dosyanın … Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edildiği yine burada 2018/… esas ve 2018/… sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği, merci tayini yapılmak üzere dosyanın … Mahkemesi’ne gönderildiği, … Mahkemesinin … Hukuk Dairesinin 2018/… Esas, 2019/… Karar sayılı yargı yeri belirleme kararı ile Mahkememizin görevli olduğu tespit edildiğinden, dosyanın Mahkememizin 2019/… Esas sayılı sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 23/12/2020 tarihli adli tıp raporunda özetle; … kızı, 1992 doğumlu … …’ın 20.10.2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak:
Gr1 XII (32a………………………1)A%5
E cetveline göre: %3.3 (yüzdeüçnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunduğu bildirilmiştir.
Makine Mühendisi ve Aktüerya bilirkişilerinin 03/03/2021 tarihli raporunda özetle; 20.10.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; … plakalı araç sürücüsü … …’ın meydana gelen kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu, Bisiklet sürücüsü … …’ın ise meydana gelen kazada kusursuz olduğu, davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı … …’ın;
a)Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının = 11.007,86 TL,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait %3,3 maluliyeti ile ilgili bakiye maddi zararının = 44.809,72TL olduğu,
c)Davacının maddi zararları poliçe limitleri içinde kalmakta olup, manevi tazminat taleplerinin zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamına girmediği,
d)Davalı sigorta şirketinin 28.12.2017 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, Sigorta şirketi dışındaki araç sürücüsü bakımından temerrüdün 20.10.2015 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
e)Dava dilekçesinde yasal faiz talep edilmiş olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 11/02/2022 tarihli adli tıp raporunda özetle; Dosyada mevcut tıbbi belge ve grafilere göre; … kızı 1992 doğumlu … …’ın 20.10.2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında Yönetmeliğine göre; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği, Kişinin başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 3 ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği oy birliği ile mütalaa olunduğu bildirilmiştir.
Aktüerya uzmanı bilirkişinin 10/06/2022 tarihli ek raporunda özetle; 20.10.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı … …’ın;
a)Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının = 11.007,86 TL,
b)Bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının = 4.069,50 TL,
c)Tedaviye bağlı ulaşım gideri maddi zararının = 280,00 TL olduğu,
d)Adli Tıp Kurumu tarafından davacının maluliyet oranı %0 olarak belirlendiğinden sürekli işgöremezlik dönemi için maddi zararının söz konusu olmayacağı,
e)Davacının maddi zararları poliçe limitleri içinde kalmakta olup, manevi tazminat taleplerinin zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamına girmediği,
f)Davalı sigorta şirketinin 28.12.2017 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, Sigorta şirketi dışındaki araç sürücüsü bakımından temerrüdün 20.10.2015 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
g)Dava dilekçesinde yasal faiz talep edilmiş olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Tıp Doktoru bilirkişinin 02/04/2023 tarihli raporunda özetle; Gerekçeleri yukarda açıklandığı üzere; 21.04.1992 doğumlu, … …’ın 20.10.2015 tarihinde trafik kazasında yaralanmasından dolayı, Sürekli bakıcı desteğine ihtiyacı olmadığı, 3 ay süre ile geçici süre ile bakıcı desteğine ihtiyacı olduğu, Öğrenimine 3 ay süre ile ara verebileceği, takip eden süreçte baston, koltuk değneği veya walker ile yardımcı ortopedik malzeme desteği ile öğrenimine devam edebileceği, Dönemsel rayiç bedellerle, 244,40TL sağlık kurumuna,1.000,00TL pansuman, ilaç, bakım için tıbbi malzeme ve yardımcı ortopedik malzemeler için olmak üzere olmak üzere toplam 1.244,00TL belgeli-belgesiz tedavi gideri olacağının öngörüldüğü, Dosya içeriğindeki belgeler incelendiğinde 28.10.2015 tarihinde ana binadan taburcu olduktan sonra kazada yaralanması ile illiyetli olarak, … Hastanesinde ana binada 1 kez, … polikliniğinde 12 kez muayene toplam 13 kez, … Hastanesinde 1 kez, … Hastanesinde 1 kez muayene olmak üzere toplam 15 kez muayene olduğunun saptandığı yönündeki tespit görüş ve kanaatleri bildirilmiştir.
Aktüerya uzmanı bilirkişinin 11/04/2023 tarihli 2. ek raporunda özetle; 20.10.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı … …’ın; a)Okulun uzamasına bağlı okul masrafı zararının 316,00TL, b)Geçici iş göremezlik dönemine ilişkin maddi zararının 11.007,86TL, c)İşe geç başlamadan doğan gelir kaybı zararının (Hayata 1 yıl geç atılmadan dolayı maddi zararı) 16.299,01TL, d)Bakıcı gideri zararının 4.069,50TL, e)Tedaviye bağlı ulaşım gideri zararının 650,00TL olduğu, f)Adli Tıp Kurumu tarafından davacının maluliyet oranı %0 olarak belirlendiğinden sürekli iş göremezlik dönemi için maddi zararının söz konusu olmayacağı, g)Davacının maddi zararları poliçe limitleri içinde kalmakta olup, manevi tazminat taleplerinin zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamına girmediği, h)Davalı Sigorta Şirketinin 28.12.2017 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, Sigorta şirketi dışındaki araç sürücüsü bakımından temerrüdün 20.10.2015 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı, j)Dava dilekçesinde yasal faiz talep edilmiş olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bedel artırım dilekçesi; Davacı taraf bilirkişi raporu doğrultusunda 09/10/2023 tarihli dilekçesi ile talebini artırdığı, bedel artırım dilekçesinin davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür.
Talep sonucu açıklama dilekçesi; Mahkememizin ara kararı gereğince, davacı vekilinin talep sonucunu 04/10/2021 tarihli dilekçesi ile somutlaştırdığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalı sigortanın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı ve davalı … …’un sürücüsü olduğu, davalı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile bisikletli olan davacıya çarparak karıştığı kazada davacının yaralanması nedeni ile maddi zararının tazmini ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54 de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir.
Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek zarar görenin zarar verici olay sonucunda malvarlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Zarar görenin malvarlığında eksilen değer yerine aynı nitelikte bir değer konulması mümkün olduğu takdirde bu değer; bu mümkün olmadığı takdirde, nicelik yönünden, yani para ile ona denk bir değer konulur ve zarar verenin yerine getirmek zorunda olduğu bu yükümlülüğe tazminat yükümlülüğü adı verilir. Tazminat yükümlülüğünün, bir diğer ifadeyle zarar verenin ödeyeceği tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zararın hesaplanması gerekmektedir. Zarar görenin malvarlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki farkı ifade eden zarar, eşyaya ilişkin olabileceği gibi kişiye ilişkin de olabilecektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zararların da kişiye ilişkin zarar kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Çalışma gücü, zarar görenin iş gücünün, yani beden ve fikir gücünün, gelir getirici şekilde kullanılması demektir. Burada asıl önem arz eden kazanç kaybı veya azalması değil, kazanma gücünün kaybı veya azalmasıdır. Bu kayıp ve azalmadan doğan olumsuz ekonomik sonuçlar, zararı oluşturur (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 713).
Bununla birlikte Yargıtay’ın yerleşik uygulaması gereğince kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazminatı olarak ifade edilmektedir. Bu durum ilk bakışta sorumluluk hukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de burada vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durumu ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı, fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir. Bunun gibi çalışma yaşına gelmemiş küçükler yönünden de bedensel zarar sonucu oluşan maluliyet nedeni ile evde ya da dışarıda aileye yardımcı olma, eğitim alma, yeme, içme vb gibi tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarfetmesi gereken fazla çaba veya güç (efor) bir ekonomik değer olarak gürülmeli ve bu nedenle bir zarar oluştuğunun kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D. 2016/10015 Esas 2019/4332 Karar sayılı emsal ilamı)
Sigorta şirketi kazaya karışan sigortalı aracın trafik sigortacısı (ZMSS) sıfatıyla, bu aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda oluşan zarardan, kendisine sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olacaktır.
Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370). Bunun yanında ağır yaralanma ve ölüm halinde zarar görenin yakınları tarafından da manevi tazminat talep edilebilecektir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde,
Uyuşmazlığın trafik kazası nedeniyle cismani zarardan doğan maddi zararının tazmini ve manevi tazminat istemlerinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
20.10.2015 günü saat 13:30 civarında davalının sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın Kadıköy istikametinde seyir halinde iken Dr. … Caddesi üzerinde seyir halinde bulunan bisikletli davacı … …’a çarpması nedeniyle yaralamalı trafik kazası meydana geldiği ve davacının yaralandığı, yapılan ceza dosyasında davalı … …’un taksirle yaralama suçundan ceza verilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, davalı … …’un meydana gelen kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu, davacı … …’ın ise meydana gelen kazada kusursuz olduğu, mahkememizce Adli Tıp Kurumu’ndan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak aldırılan maluliyet raporu ile, davacının E cetveline göre %3.3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme(iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, mahkememizce ATK Başkanlığından aldırılan rapordaki yönetmeliğin kaza tarihindeki yönetmelik olmadığının anlaşılması üzerine kaza tarihindeki Adli Tıp Kurumu’ndan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında Yönetmeliğine uygun olarak aldırılan maluliyet raporu ile, kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği, kişinin başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 3 ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceğinin tespit edildiği, aktüerya uzmanı bilirkişisinden aldırılan ek rapor ile, meydana gelen trafik kazasında davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı … …’ın; Geçici iş göremezlik maddi zararının 11.007,86-TL, bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının 4.069,50-TL, tedaviye bağlı ulaşım gideri maddi zararının 280,00-TL olduğu, Adli Tıp Kurumu tarafından davacının maluliyet oranı %0 olarak belirlendiğinden sürekli işgöremezlik dönemi için maddi zararının söz konusu olmayacağı, davacının maddi zararları poliçe limitleri içinde kalmakta olup, manevi tazminat taleplerinin zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamına girmediği, davalı sigorta şirketinin 28.12.2017 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, Sigorta şirketi dışındaki araç sürücüsü bakımından temerrüdün 20.10.2015 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağının tespit edildiği, Mahkememizce tıp uzmanı doktordan alınan bilirkişi raporu ile, meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanmasından dolayı sürekli bakıcı desteğine ihtiyacı olmadığı, 3 ay süre ile geçici süre ile bakıcı desteğine ihtiyacı olduğu, öğrenimine 3 ay süre ile ara verebileceği, takip eden süreçte baston, koltuk değneği veya walker ile yardımcı ortopedik malzeme desteği ile öğrenimine devam edebileceği, dönemsel rayiç bedellerle 244,40TL sağlık kurumuna, 1.000,00TL pansuman, ilaç, bakım için tıbbi malzeme ve yardımcı ortopedik malzemeler için olmak üzere olmak üzere toplam 1.244,00TL belgeli-belgesiz tedavi gideri olacağının öngörüldüğü, dosya içeriğindeki belgeler incelendiğinde 28.10.2015 tarihinde ana binadan taburcu olduktan sonra kazada yaralanması ile illiyetli olarak, … Hastanesinde ana binada 1 kez, merdivenköy polikliniğinde 12 kez muayene toplam 13 kez, … Hastanesinde 1 kez, … Hastanesinde 1 kez muayene olmak üzere toplam 15 kez muayene olduğunun tespit edildiği, aktüerya uzmanı bilirkişiden aldırılan 2. ek rapor ile, meydana gelen trafik kazasında davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı … …’ın; okulun uzamasına bağlı okul masrafı zararının 316,00-TL, Geçici iş göremezlik dönemine ilişkin maddi zararının 11.007,86-TL, işe geç başlamadan doğan gelir kaybı zararının (Hayata 1 yıl geç atılmadan dolayı maddi zararı) 16.299,01-TL, bakıcı gideri zararının 4.069,50-TL, tedaviye bağlı ulaşım gideri zararının 650,00TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davalı … …, … plakalı araç sürücüsü … …’ın Karayolları Trafik Kanununun 52.b ve 52.c maddelerine göre “sürücüler, hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak ve diğer bir aracı izlerken bu durumları göz önünde tutarak güvenli bir mesafe bırakmak zorundadır” kuralını ihlal ettiği ve Karayolları Trafik Kanununun asli kusurlardan sayılan 84.d maddesindeki “arkadan çarpma” kusurunu işlemiş ve meydana gelen kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu, davacı … …’ın kusursuz olduğu, kusur değerlendirmesinin meydana gelen kazanın oluşuna uygun olduğu, tespitin ceza dosyasından keşfen alınan rapor ile de uyumlu olduğu, raporlarda da bu miktar karşılığının gözetilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
11/02/2022 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı raporunun kaza tarihine göre ilgili yönetmeliği gözettiği, aktüer bilirkişi raporunda davacının öğrenci olması ve asgari ücrete dair kabul ile yaşam tablosu kıstaslarının yerinde olduğu, nitekim davacının kazadan önce hizmet dökümüne rastlayan montajcı-kurgucu işi kapsamında da asgari ücretle çalıştığı, raporun da bu ücreti gözettiği, tedaviye bağlı giderlerin doktor bilirkişi tarafından usulünce hesaplandığı, davacının yaralanması nedeniyle eğitiminin 3 ay süreyle aksayacağı tespit edilmiş ise de eğitim dönemi ortasına denk gelen kaza tarihi itibariyle ve iyileşme süreci kapsamında davacının iki dönemlik eğitim hayatının etkileneceği, dolayısıyla hayata bir yıl geç atılabileceğinin tespiti gerektiği, davacının okuldan mezun olur olmaz iş bulması belirlilik arz etmese de en azından eğitimi devam ederken sigortasına yansıyan iş kadar gelir elde edebileceği, kaza nedeniyle bu süreçte gecikme yaşandığı, davacının eğitim hayatının uzaması nedeniyle birtakım okul masrafı yaptığı, Üniversite tarafından bildirilen bu masrafların raporda gözetildiği, raporların hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmış olup, hükme esas alınmıştır.
Davacının hayata bir yıl geç atılması kaza tarihinde halihazırda okuduğu okuldan mezuniyetinden sonraki aşamaya ilişkin olup kaza tarihinden hemen sonraki 12 aylık iyileşme süreci için hesap edilen geçici iş göremezlik hesabından farklı alacak kalemine işaret etmektedir. Nitekim davacı okul devam ederken de çalışmış ve çalışıyor olacaktır. Oysa hayata geç atılmasından doğacak zarar mezuniyetinin ve diplomalı/ruhsatlı meslek edinmesinin gecikmesinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla mükerrerlik arz eden bir talep bulunmadığından ayrı ayrı hesabı gerekecektir.
Davacı tarafça kaza nedeniyle sigorta şirketine başvurulduğuna dair evrakın dosya kapsamında bulunmadığı, kaza nedeniyle davacının tazminat talep edebileceği, dava konusu … plakalı aracın ZMMS poliçesinin 10/07/2015-10/07/2016 tarihlerini ve dolayısıyla kaza tarihini kapsadığı, dava konusu alacak taleplerinden doğrudan meydana gelen yaralanma ve tedaviye bağlı zararların sigorta poliçesi kapsamına dahil olduğu, bunun yanında hayata geç atılmadan ve okulun geç bitmesinden kaynaklı zararların dolaylı zarar olup teminat kapsamına girmeyeceği, bunun yanında davacının kazadan sonra ilk yatış yaptığı devlet hastanesinde yemek ücreti ödenmediği, SGK tarafından karşılandığı, daha sonraki süreçlerdeki tedaviye dayalı başvurularının günübirlik gerçekleştiği, sigorta şirketi yönünden sorumluluğun poliçe limitleri ile sınırlı olduğu, davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurluluğu nedeniyle taleplerin tamamından sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacının uyuşmazlık konusu olarak araştırılan tüm taleplerinin dava dilekçesinde geçtiği ancak maddi tazminat olarak kül halinde talepte bulunulduğu, somutlaştırılmadığı, aşamalarda bu yönde ihtarat verilerek 07/11/2022 tarihli dilekçe ile ayrıştırıldığı, netice olarak davacının ıslah dilekçesi de gözetildiğinde geçici iş göremezlik (50,00 TL), bakıcı gideri (150,00 TL), tedaviye bağlı ulaşım gideri (50,00 TL), tedavi gideri (50,00 TL), geç mezuniyete dayalı okul masrafı (100,00 TL), işe geç başlamadan doğan kazanç kaybı (50,00 TL), yemek masrafı (50,00 TL) olmak üzere toplam 500,00 TL’ye tekabül eden 7 kalem maddi tazminata dair talebinin bulunduğu, bu taleplerin alınan raporlar doğrultusunda artırıldığı, geçici iş göremezlik 11.007,86 TL, bakıcı gideri 4.069,50 TL, tedaviye bağlı ulaşım gideri 650,00 TL, tedavi gideri 1.244,00 TL olmak üzere toplam 16.971,36 TL maddi tazminatın doğrudan zararlar olup davalılardan müteselsilen tahsili gerektiği, okul masrafı 316,00 TL ve işe geç başlamadan doğan kazanç kaybı tazminatı 16.299,01 TL’lik dolaylı zararlardan sadece davalı sürücünün sorumlu olduğu, davalı sürücü yönünden 50,00 TL’lik yemek masrafı harici tüm talepler (16.971,36+ 16.615,01-TL) 33.586,37-TL üzerinden kabul edilmiş, sigorta yönünden ise 16.971,36 TL’lik talep kabul edilmiş, fazlaya dair taleplerin reddi gerektiği anlaşılmıştır. Hükmedilen alacağa davalı sürücü yönünden haksız fiil tarihinden; davalı sigorta yönünden ise dava tarihinden önce etkin başvuru bulunmadığından dava tarihinden itibaren yasal faiz(talep kadar) işletilmiştir.
Manevi tazminat yönünden ise, kazanın oluş şekli, kazanın oluşumunda tarafların kusur oranı, davacının kaza sonrası duyduğu acı, elem ve üzüntü, davacının manevi tazminat talebinde haklı olduğu, davacının meydana gelen kazada kusursuzluğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, meydana gelen zarar ve kusur durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkeleri, TBK’nun 56. maddesinin hükmü ve yukarıda sözü edilen İçtihadı Birleştirme Kararı bir arada değerlendirildiğinde, davacının manevi tazminat isteminin miktar itibariyle anılan kıstaslara uygun olduğu, tam kabulü gerektiği anlaşılmakla davacı lehine 40.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Manevi tazminattan davalı … …’un sorumlu olacağı, temerrüdün haksız fiil tarihinde doğacağı görülmekle yasal faiz işletilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminata dair talebinin Kısmen Kabulü ile;
a-Davacının geçici iş göremezlik 11.007,86 TL, bakıcı gideri 4.069,50 TL, tedaviye bağlı ulaşım gideri 650,00 TL, tedavi gideri 1.244,00 TL olmak üzere toplam 16.971,36 TL maddi tazminatın (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalı … yönünden 20/10/2015 haksız fiil tarihinden; davalı sigorta şirketi yönünden 28/12/2017 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b-Davacının okul masrafı 316,00 TL ve işe geç başlamadan doğan kazanç kaybı tazminatı 16.299,01 TL olmak üzere toplam 16.615,01-TL maddi tazminatın 20/10/2015 haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, teminat kapsamında olmayan aynı alacak kalemleri yönünden sigorta şirketine müteselsilen yöneltilen talebin Reddine,
c-Fazlaya dair talebin Reddine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin Kabulü ile 40.000,00 TL’nin 20/10/2015 haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Maddi tazminat talepleri yönünden;
a-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 2.294,28-TL karar ve ilam harcından 138,33- TL peşin harç, 565,89-TL ıslah harcı olmak üzere toplamı 704,22-TL harcın düşümü ile eksik kalan 1.590,06-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı sigorta şirketi yönünden kabulüne karar verilen 16.971,36 TL üzerinden alınması gerekli 1.159,31-TL ile sınırlı olmak üzere) tahsili ile hazineye irad kaydına,
b-Davacı tarafından yatırılan 31,40-TL başvuru harcı, 138,33-TL peşin harç, 565,89-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 735,62-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
c-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.900,00-TL (kabul miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı sigorta şirketi yönünden kabulüne karar verilen 16.971,36 TL ile sınırlı olmak üzere) tahsili ile davacıya verilmesine,
ç-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 50,00-TL (salt bu davalı yönünden red miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
d-Davalı … Sigorta şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 16.615,01-TL (salt bu davalı yönünden red miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Manevi tazminat talebi yönünden;
a-Alınması gereken 2.732,40-TL karar ve ilam harcının davalı … …’dan tahsili ile hazineye irad kaydına,
b-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalı … …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti, ATK ücreti olmak üzere toplam 6.468,11-TL yargılama giderinin kabul durumuna (davalı … yönünden %99,93 kabul) göre 6.463,58-TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı sigorta şirketi yönünden kabul oranı %50,45 üzerinden hesaplanan 3.263,16 TL ile sınırlı olmak üzere) tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.30/10/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza