Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/612 E. 2022/691 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/612 Esas
KARAR NO : 2022/691

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 28/11/2019
KARAR TARİHİ : 01/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı bankanın Esenyurt Şubesi ile davalı kredi borçlusu/lehtarı …A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığı, diğer davalı/kefillerinde işbu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduklarını, İşbu sözleşmeye istinaden döviz kredisi ile …-Doğrudan borçlandırma sistemi kredileri kullandırıldığı, verilen kredinin sözleşme hükümlerine aykırı kullanılması nedeniyle, Genel Kredi Sözleşmesinin verdiği yetkiye istinaden Gebze …Noterliği’nin 11.10.2019 tarih ve …yevmiye no.lu ihtarnamesi ile hesabın kesilip kat edildiği, Dava dışı kefil …’un 11.09.2016 tarihinde vefat ettiği, İstanbul …Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.10.2016 tarih,… E. ve … K. sayılı veraset ilamı ile yasal mirasçılarının …, … ve … olduğunun tespit edildiği, anılan mirasçılardan … ve …’un kredi sözleşmelerinde müteselsil kefaleti de bulunduğu, diğer yasal mirasçı … hakkında yasal mirasçı sıfatıyla takip başlatıldığı, ihtarla verilen süre içinde borcun ödenmemesi üzerine, bu kez İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiği, davalıların takip ve tüm ferilerine itirazları üzerine takibin durduğu, müvekkil bankanın sözleşmenin 13. m. göre defter ve kayıtlarının delil olduğu, istenilen temerrüt faizi sözleşmenin 11/b. m göre tespit edildiği belirtilerek nakdi 199.473.906,94 TL ile gayrinakit 289.665,00 TL alacak üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usule ilişkin itirazlarında; döviz cinsinden takibe geçilen tutar yanlış kur verileri esas alınarak eksik ve hatalı hesaplandığı gibi; nisbi harç eksik yatırılmış olup, HMK uyarınca eksik yatırılan harcın tespitiyle tamamlanmaması halinde davanın usulden reddine karar verilmesini, davalı şirket adresinin “Trakya Serbest Bölgesi Ferhatpaşa Mahallesi…No:.. Çatalca İstanbul” adresi olması sebebiyle davacı tarafından açılan davanın öncelikle etkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini, Davacı, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …D.İş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alarak, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasından müvekkiller hakkında icra takibi başlattığını, İİK nun 264. Maddesine göre sürelere uymaksızın icra takibi başlatmış ve itirazın iptali davası açmış olduğundan süresinde açılmayan davanın reddine, dava şartı arabuluculuk son tutanağı tutanağının aslı yahut onaylı sureti mahkemece verilen kesin süreye rağmen sunulmadığından ve bu süre sonrasında da sunulmasına muvafakatimiz bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiği, Esasa ilişkin beyanlarında; müvekkilleri … Grup Şirketleri ulusal ve uluslarası medikal sektöründe faaliyet göstermekte olup, yaklaşık 70 ülkeye ihracat yapmakta ve binlerce çalışanı bulunduğunu, … Grup Şirketlerinin Kurucu ortağı …’un ailesi müvekkillerinin ve müvekkil firmaların ülke ekonomisine uzun yıllardır katkı sağlayan/uzun yıllara dayanan ticari itibara sahip saygın iş insanları ve kuruluşlar olduğunu, müvekkillerinin vadesi gelmiş hiçbir borcu olmadığı gibi ödememe nedeniyle tüm kredi alacağının muaccel hale geldiğine dair iddianın dayanaksız olması ve sözleşme kapsamında bir sebebe bağlı olmadan tüm kredi borcunun muaccel kılınabileceğine yönelik davacının herhangi bir yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle itirazın iptaline konu icra takibi usul ve yasaya aykırı olarak başlatıldığını, müvekkili şirketin “sözleşmenin ihlal edildiğini, bu nedenle hesabın kat edildiğini” iddia edilmesine rağmen, sözleşmenin nasıl ve ne şekilde ihlal edildiği açıklanamadığı, çünkü, sözleşme ihlal edilmediği gibi müvekkillerin, bankaya vadesi gelmiş ve ödenmemiş hiçbir borcu da olmadığı, müvekkillerinin vadesi geçmiş ve ödenmemiş hiçbir borcu olmamasına rağmen, tarafınızca, hiçbir somut dayanağı da olmadığı halde, “sözleşmenin ihlal edildiği” iddiası ile ihtarname hesapların kat edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu bildirilmiş ve anılan ihtarnamelere itiraz edilmiş olduğunu, banka ihtarnamelerinde belirtilen vade sonlanmadan, haksız ve kötü niyetli olarak ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’in…d.iş sayılı dosyası kapsamında … Tıbbi Ürünler San. ve Dış Tic. A.Ş. Bakımından ihtiyati haciz talebinin reddine, işbu dava davalıları diğer müvekkiller bakımından ise hukuka aykırı olarak ihtiyati hacze karar verilmiş, karara karşı tarafımızca istinaf kanun yoluna müracaat edilmiş, davacı banka alacağın varlığı ve muaccelliyeti konusunda ispata elverişli hiçbir bilgi ya da belge sunmamış olduğunu, ihtiyati haciz kararında, asıl kredi borçlusu … Tıbbi Ürünler A.Ş.’nin borcunun teminatı olarak ipotek alındığından, ipotek limitinin talebe konu borç tutarını karşılamaya yeterli olduğunu tespit edilerek, bu borçlu bakımından ihtiyati haciz talebi reddedilmiş ve davacı tarafından İstanbul … İcra Müd.nün …E. sayılı takip dosyası ile … aleyhine ipotek takibine girişilmiş iken ayrıca işbu dilekçe konusu icra takibi ile mükerrer takip gerçekleştirildiğinden huzurdaki davanın reddi gerektiğini, asıl borçludan alacağın tahsili cihetine gitmeden TBK nun kefalete ilişkin hükümlerine aykırı olarak kefiller hakkında takip yapılması usul ve yasaya aykırı olduğunu, kredi sözleşmelerinin yapıldığı dönemde müvekkili … grup şirketleri hissedarı ve genel müdürü ve bağlı olduğu ekip hakkında nitelikli dolandırıcılık suçunun işlendiğinden bahisle İStanbul C. Başsavcılığı Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosunca düzenlenen iddianame İst. … Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek …E. sayılı dosyası ile haklarında kovuşturma başlatıldığını, davanın reddine, haksız ve kötüniyetli olarak takip başlatıldığı için alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Sözleşmenin incelenmesinde; Davacı banka ile davalı kredi lehtarı … Tıbbi Ür.San. ve Dış Tic. A.Ş. arasında toplam 240.925.000,00 USD ile 265.000.000,00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi akdedilmiş olduğu, söz konusu Genel Kredi Sözleşmelerini davalı/kefillerden (Müteveffa …) toplam 18.625.000,00 USD ile 160.000.000,00 TL kefalet limiti dahilinde, diğer davalı/kefiller (…- …) toplam 223.300.000,00 USD ile 210.000.000,00 TL kefalet limiti dahilinde ve diğer davalı/kefil (… Sağ. Ekip. Paz. Sat.ve Dağ. A.Ş) ise 220.000.000,00 USD kefalet limiti tahtında müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları görülmüş olup sözleşme bilgileri aşağıda tablo halinde sunulmuştur.¸
İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı …Bankası A.Ş. tarafından açılan İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında genel kredi ve teminat sözleşmelerinden kaynaklanan 199.184.241,94-TL nakit, 309.665-TL gayri nakit olmak üzere toplam 199.493.906,94-TL için takip yapıldığı, ödeme emrinin … Sağlık Ekipmanları Paz’ya 28.10.2019, … Tıbbi Ürünler San., … ve …’a 30.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular vekilinin süresi içerisinde 25/10/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı banka vekiline 29.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Emekli banka müdürü nitelikli hesaplama uzmanları ve akademisyen konu uzmanından oluşan üçlü bilirkişi heyetinin 17.05.2021 tarihli 17 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı banka ile davalı kredi borçlusu/kredi lehtarı … Tıbbi Ür.san. Ve Dış Tic. A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalı/kefillerinde mütesesil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemiş oldukları nazara alındığında, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, Davalı/Kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limiti tutarının …- … açısından toplam 223.300.000,00 USD ile 210.000.000,00 TL ve diğer davalı/kefil … Sağ. Ekip. Paz. Sat.Ve Dağ. A.Ş. ise 220.000.000,00 USD olduğu, kefilin temerrüde düştüğü tarihi itibariyle hesaplanan asıl borç toplamının 196.457.382,10 TL olduğu, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun (ana para borcunun) kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin hem kendi ve hem de davalı kredi lehtarı şirketin temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı, kefalet limitiyle sınırlı otmaksızın borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının değerlendirilebileceği (Lütfen bkz:TBK 589 m. mülga B.K 490.m’nın sayın yargı makamınca değerlendirilebilineceği)
Davacı bankanın takip tarihi itibariyle alacaklar;
a)Nakdi Alacaklar bakımından
1) … Tıbbı Ür.San. ve Dış Tic. A.Ş. yönünden
¸
Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 287.823,92-TL (199.748.275.01 -199.460.451.09 =) reddi durumunda takip tarihinden itibaren 196.457.382,10 TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar ve %46,80 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV/) ile birlikte istenilebileceği,
Ancak; alacak kısmen 5.000.000,00 USD limit ipoteğiyle teminat altına alınmış olduğu için, bu bedelin 28.951.500,00 TL’nın (5.000.000 $ x c.kur 5,7903 TL=) yukarıda hesaplanan alacak miktarından tenzil edildiğinde bakiye 170.508.951,09 TL (199.460.451,09-28.951.500,00=) davalı kredi lehtarı şirketten (asıl borçlu) istenilebileceği,
2)Davalı/kefiller yönünden
(…-… ve … Sağ. Ekip. Paz. Sat.Dağ.A.Ş)
¸Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, alacağın az bile talep edilmiş olduğu nazara alınarak, takip tarihinden itibaren 196.457.382,10 TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar %46,80 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
3)Müteveffa müteselsil kefil …’un varisi … yönünden;
¸Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, alacağın az bile talep edilmiş olduğu nazara alınarak, takip tarihinden itibaren 17.802.212,35 TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar %35,25 (talep gibi) oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
b)Gayrinakdi alacakların depo talebi bakımından
-DBS-Doğrudan borçlandırma sistemi taahhüt bedeli: takip tarihi ile dava tarihi aralığında, 20.000,00 TL’lık risk tamamen tasfiye edilip kapatılmış olduğu için, depo talebinde hukuki, bir yarar kalmamış olduğunun değerlendirildiğini,
-Teminat mektubu bedeli: Sözleşmenin kefalet hükmünü düzenleyen 10.13 m. altında kefilin teminat mektubu bedelini depo edebileceği yönünde açıkça bir hüküm bulunmamaktadır. Bu bakımdan kefillerin depo talebinden sorumlu tutulamayacakları, davalı/kredi lehtarı şirketin depo edebileceği değerlendirilmekle birlikte, mektubun vadesi 21.04.2021 günü dolmuştur. (Vade inceleme gününden sonra dolmuştur) Bu bakımdan teminat mektubu vadesi içinde tazmin mi oldu yoksa hükümsüz mü kaldığı davacı yanca açıklanmaya muhtaçtır.
c)Dava tarihinden (28.11.2019) sonra olmak üzere
11.05.2020 tarihinde 1.250,00 TL tahsilat sağlanmıştır. İş bu tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği” kanaatine varıldığını belirtmişlerdir.
Emekli banka müdürü nitelikli hesaplama uzmanları ve akademisyen konu uzmanından oluşan üçlü bilirkişi heyetinin 22.11.2021 tarihli 8 sayfadan ibaret 1. ek raporunda ve 23/05/2022 tarihli 5 sayfadan ibaret 2. ek raporunda özetle; tarafların beyan ve itirazları ara karar uyarınca tek tek irdelenip değerlendirildiğini, ancak mevcut delil durumuna göre ek ve kök raporda herhangi bir değişiklik yapılamamış olduğu belirtilmiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediye ilişkin alacağın asıl borçlu ve kefiller tarafından ödenmemesi üzerine açılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Somut olayda;
GKS, ihtar, ihtarın tebliğine ilişkin evraklar, ticari defterler, ticaret sicil kaydı ve tüm dosya içeriği ile bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğine;
Davacı banka defterleri usulüne uygun tutulmuş olup, sahibinin lehine delil olarak kullanılabilecek niteliği taşımaktadır.
16.02.2010, 03.05.2010, 02.08.2010, 22.11.2010, 25.07.2012, 31.12.2012, 18.11.2014, 09.07.2015, 07.10.2015, 03.12.2015, 07.11.2016, 19.03.2019 ve 23.07.2019 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri ile davalı … Tıbbi şirketinin kullandığı kredilere toplamda davalı İshak’ın 18.625.000 USD 160.000.000 TL; davalı … ve Vedat’ın 223.300.000 USD ve 210.000.000 TL ; davalı … Sağlık şirketinin ise 220.000.000 USD kefalet limiti ile müteselsil kefil oldukları anlaşılmıştır. Bu GKS’nin hepsinden önce ön bilgilendirme formunun usulüne uygun olarak düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı yeni TBK’nu yürürlüğe girdikten sonra tanzim edilmiştir. Davalı kefil açısından kefalet limitlerinin sözleşmede açıkça gösterilmiş olduğu ve TBK.’nun 582. 583. ve 584 m. öngörülen kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması, kefaletin türü, sorumlu olunacak azami kefalet limiti, kefaletin tarihi ve yasada şartların bizzat kefillerin kendi el yazıları ile yazılmış olduğu kefalette bulunduğu, tüm bunlara göre geçerli bir kefalet akdinin kurulmuş olduğu, TBK’nun 598/3. maddesindeki 10 yıllık sürenin henüz dolmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmeler yasal değişiklik tarihi 28.03.2013’den sonra akdedilmiş olması nedeniyle, davalı/kefilin şirket ortağı ve/veya yöneticisi oldukları gibi Leyla ve Vedat’ın bekar olduğu anlaşıldığından, eş muvafakati belgesine gerek olmadığı kanısına varılmıştır.
TBK’nun 589 ve 590. maddesine göre; “Kefil her durumda, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumludur.
Kefilin/lerin sözleşmede gösterilen azami kefalet limiti aşılmamak üzere, temerrüt tarihine kadar işlemiş olan akdi faiz ve ferilerinden dolayı da ayrıca sorumludurlar.
26 Kasım 2013 tarihinde yürürlükte bulunan, 6102 sayılı TTK’nun 7. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde: “Ancak, kefil ve kefillere, tahahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez. hükmüne yer verilmiştir.
TTK yasa tasarısının 7. maddesinin 1. fıkrasına eklenen 2. cümle ilgili olarak kanunlaşma sürecinde verilen önerge ve kanunun gerekçesinde kefile alacağın ve borcun yerine getirilmediğinin ihbarı gerektiği, ihbar edilmeden asıl borçlunun temerrüdü yönünden kefillerden temerrüt faizi istenemeyeceği belirtilmiştir. Eklenen bu fıkra 6762 sayılı Eski TTK’nunda bulunmayan yeni bir hükümdür.
6102 sayılı TTK’nun yürürlükte olduğu dönem içerisindeki kefillere yönelik alacağın tahsili yönündeki hukuki işlemlerde bu hükmün uygulanması gerekir. Buna göre asıl borçlunun borcunu ödemediği müteselsil kefile ihbar edilmedikçe asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefil sorumlu tutulamaz.
Kefiller kendi temerrüdünün sonuçlarından ;kefalet limiti ile sınırlı olarak asıl borçlunun temerrüdünün sonuçlarından sorumludur. Başka bir anlatımla kefiller kefalet limitini aşmamak kaydıyla en fazla asıl borçlunun borcu kadar sorumlu olacaklardır.
Davalı kredi lehdarı … Tıbbi şirketine , döviz kredisi, doğrudan borçlandırma kredisi ve teminat mektubu kredisi kullandırılmıştır.
Hesap kat’ı ile 198.253.378,19 TL döviz kredisi, 5,80 TL DBS kredi ve 1.460,88 TL diğer alacaklar kalemiyle toplamda 199.254.842,87 TL’lik alacak kat edilerek, davalılara kat ihtarnamesi çıkartılmıştır. Bilirkişi kök raporunun 7 ve 8. Sayfasında teknik ayrıntısı açıklandığı üzere kat tarihi itibariyle bu alacakların varlığı tespit edilmiştir.
Davalı taraf, kat ihtarnamesinde ayrıntıların bulunmadığı iddiası ile kat ihtarının usulüne uygun olmadığı savunulmuş ise de kat ihtarının geçerliliği için bu hususlar gerekli de değildir.
Gayri nakdi alacakların depo talebi açısında ise 31.03.2014 tarih … nolu ipragaz muhataplı limit dışı kesin 1 adet 45.000 EURO’lk 08.04.2021 vade tarihli teminat riski ile; DBS kredisinden dolayı 20.000 TL’lik riskin bulunduğu anlaşılmış ise de ; teminat mektubunun vadesinin 08.04.2021 tarihinde sona ereceği, bunun üzerine muhatabın ya teminat mektubunun nakde çevrilmesini ya da süresinin uzatılmasını talep ettiği, davacı bankanın teminat mektubunun süresinin uzatıldığına ilişkin ekran görüntüsü ibraz ettiği, ancak ne yeni bir teminat mektubu ne de vade uzatımına ilişkin bir taahhüt niteliğinde belge ibraz ettiği tüm bunlara göre teminat mektubu bedelinin depo talebine itirazın iptali talebinin reddine karar verilmiş, takip tarihi ile dava tarihi arasında risk tamamen tasfiye edilerek kapatıldığı için… sistemi taahhüt bedeli depo talebine itirazın iptali açısından hukuki yararı kalmamakla davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kat ihtarı, davalı kredi lehdarı davalı … Tıbbi ve kefil davalı … Sağlık şirketlerine tevziat saatinde şirket yetkilisinin bulunmaması nedeniyle daimi çalışan …’e 14.10.2019 tarihinde ; davalılar Leyla, Vedat ve müteveffa kefil İshak yasal mirasçısı Margarete’ya tevziat saatlerinde adresinde bulunmaması nedeniyle işyerinde yetkili ve daimi çalışan …’a 14.10.2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup, verilen 1 günlük sürenin sonu olan 16.10.2019 tarihi itibariyle davalılar temerrüde düşmüşlerdir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2017/19-1650 Karar No: 2019/507 sayı ilamı : “Somut olayda yanlar arasında 02.11.2011 tarihinde “Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi” imzalanmıştır. Sözleşmenin 45. maddesinde davalının sözleşmeden doğan borcunu ödemediği takdirde alacağın muaccel hâle geldiği tarihten itibaren bunları davacı bankaya sözleşme koşullarında tamamen geri ödeyeceği tarihe kadar geçen günler için kredinin cins ve niteliğine bakılmaksızın davacı bankanın mevzuat gereğince Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na bildirdiği kredi faiz oranlarından temerrüt tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın %50 ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi ile ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Ne var ki Yargıtay uygulamasında bankaların Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na bildirdikleri ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı kabul edilmekte olup sözleşmede ayrıca bir temerrüt faiz oranı da belirlenmemiştir.
O hâlde, davacı bankanın kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak hesabın kapatıldığı tarih itibariyle davalının kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz belirlendikten sonra temerrüt tarihine kadar bulunan alacağa akdi faiz işletilip, temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar sözleşmenin 45. maddesindeki anlaşma uyarınca akdi faizin %50 fazlası temerrüt faizi olarak uygulanıp takip tarihi itibariyle alacak tespit edilmeli ve takipten sonra da belirlenen temerrüt faizinin asıl alacağa uygulanmasını sağlayacak şekilde takibin devamına imkân sağlanması gerekmektedir.” şeklinde olup, somut olayımızda da GKS’nin 11/b maddesi gereğince temerrüt faizi oranın tespitinde TCMB’na bildirilecek oranlar baz alınmış olmakla, mahkememizce de katılınan HGK doğrultusunda fiilen uygulanan akdi faizi oranı baz alınmak suretiyle temerrüt faizi oranı tespit edilmiş ve sonuçta tespit edilen fiilen uygulan akdi faiz olan % 43’ün GKS’nin 11/b maddesi gereği % 30 fazlası olan % 55,90 oranın temerrüt faizi oranı olması gerektiği, ancak zaten davacı tarafın takip talebinde bu orandan daha düşük olan % 46,80 oranında temerrüt faizi talep ettiği, mahkememizin taleple bağlı olduğu sonucuna varılmıştır.
Bilirkişi kök raporunun 11 ve 12. Sayfalarında teknik ayrıntı ve hesaplamasının yapıldığı gibi gerek temerrüt tarihi gerek takip tarihi itibariyle alacak miktarları hesaplanmıştır.
Davalı taraf hesap kat’ı için vadesinde ödenmeyen, tümerrüde dşülen bir borç olması gerektiği bu nedenle hesap kat’ının usule uygun olmadığı itirazını ileri sürmüş ise de; ek raporn 4. Sayfasında tespit edildiği üzere 26.04.2019 , 15.05.2019 ve 22.05.2019 tarihli temditler sonrasında 22.05.2019 tarihi itibariyle davalı lehdarın muaccel belirli spot türü vadeli alacağı ödemediğinden temerrüde düştüğü ve bu nedenle 09.10.2019 itibariyle hesabın usule uygun olarak kat edildiği sonucuna varılmıştır.
Yetki itirazında bulunulmuş ise de GKS’de yetki şartının bulunduğu, yetki şartının gerçek kişi kefiller açısından da TTK 7. Maddedeki teselsül karinesi gereğince geçerli olduğu, buna göre yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yeteri kadar nispi peşin harç alınmış olmakla bu hususa ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Arabuluculuk son tutanağı ibraz edilmiş olmakla bu hususa ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davanın süresinde açılmadığı itirazında bulunulmuş ise de, davalının cevap dilekçesinde bu hususta ileri sürdüğü gerekçe ihtiyati haczin tamamlanma merasimine ilişkin olup, dava dosyamız açısından ise davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davalı taraf alacağın ipotek ile teminat altına alındığını, müteselsil kefillere müracaat hakkının bulunmadığını iddia etmiş ise de; ipotek belgelerinde Ferhatpaşa… ada … parsel sayılı taşınmaz üzerine konulan ipotek ile teminat altına alınan borcun, kredi lehdarı olan davalı … Tıbbi’nun borcu olduğu, davalı kefillerin borcunu kapsar bir ipotek verilmemiş olduğu, bu ipotek miktarının da icra takibinde kredi lehdarı… Tıbbi’nin borcundan düşümü yapılarak takibin açıldığı,
Ferhatpaşa … ada … parseldeki ipoteğin B’de tanımlanan yani 16.02.2016 tarihli ve kredi lehdarı … SAĞLIK olan GKS kapsamında verilmiş olup dava konusu borcu kapsamadığı anlaşılmıştır.
Kefalet sözleşmesinin matbu bir metin halinde müzakere edilmiş gibi imza alınmasının genel işlem şartlarına aykırılık teşkil ettiğini iddia etmiş ise de; GKS’nin hepsinden önce ön bilgilendirme formunun usulüne uygun olarak düzenlenmiş olduğu görülmüş olup, genel işlem şartlarına aykırılık açısından somutlaştırılan ve ispat edilen bir iddia bulunmamaktadır.
Kredi sözleşmelerinin yapıldığı dönemde … şirketinin hissedarı ve genel müdürü ile bağlı olduğu ekibin nitelikli dolandırıcılık işlediğini davalı taraf iddia etmiş ise de bu husus şirketin kendi iç ilişkisini içermekte olup, bu dolandırıcılık eyleminin, dava konusu borca etki edebilmesi için davacının bu dolandırıcılıkta kusurla dahi olsa dahlinin bulunması gerekmekte olup, buna ilişkin ne iddia ne de dolayısıyla ispat bulunmakla bu iddia yerinde görülmemiştir.
Sözleşmedeki faizin fahiş olduğu iddia edilmiş ise de, GKS’deki temerrüt faizi matrah oranının fiilen uygulanan şeklinde anlaşılması gerektiği, fiilen uygulanan faiz oranı kıstas alınarak belirlenen temerrüt faizi oranın da fahiş nitelikte olmadığı, taraflar arasında düzenlenen sözleşme ”genel kredi sözleşmesi” başlıklı olup kullandırılan kredi ticari nitelikte olup, ticari işlerde TBK’nun 88. ve 120. maddelerinin uygulanamayacağı, 6102 sayılı TTK.nun 8.maddeleri gereğince tarafların faiz oranını serbestçe belirleyebilecekleri anlaşılmıştır.
Davalı taraf işletme rehni, alacağın devri ve hisse rehinleriyle de alacağın teminat altına alındığını iddia etse de işletme rehninde teminata konu borcun … Sağlık’in 16.02.2016 tarihli 54.768.561 Avro kullandırılmış söz konusu kredi sözleşmesi hükümleri tahtindaki borcu teminen verilmiş olduğu bu nedenle dava konusu borcu kapsamadığı,
Alacağın teminat devrinde ve de hisse rehninde teminata konu borçların … Sağlık’ın 17 Temmuz 2014 tarihli GK ve Temniat Sözleşmesinine ek kredi sözleşmesi ve diğer finansman belgeleri tahtında kredi ve teminata konu borçların ifasının sürekli teminatı oluşturmak verilmiş olduğu ve bi nedenle dava konusu borcu kapsamadığı anlaşılmıştır.
Teknik ayrıntısı yukarıda özetlenmeye çalışıldığı ve bilirkişi raporunda tam detayı olduğu üzere bilirkişi tarafından hesap kat tarihinde, takip tarihinde ve hukuki menfaatin tespiti açısından dava tarihinde asıl alacak ve temerrüt tarihi ve temerrüt faiz oranına göre fer’ileri hesaplanmıştır.
İcra inkar tazminatı yönünden;dava konusu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, teknik hesaplama ayrıntısı bilirkişi raporunda anlaşıldığı üzere sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Kötü Niyet Tazminatı yönünden; Kötüniyet tazminatı İİK 67/2 maddesinde düzenlenmiştir. İİK’nın 67. maddesinin 2. fıkrası uyarınca alacaklının kötü niyet tazminatına mahkûm edilebilmesi için takibin haksız ve kötü niyetle yapılmış olması gerekir. Alacaklının icra takibini kötü niyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır.
Kötü niyet kavramının, somut olayın özelliklerine göre belirlenmesi gerekmesi itibariyle, açıklanan bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde iş bu davada kısmi redde davacının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davalıların İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasındaki itirazlarının;
a- Davalı … Tıbbi Ür. San. ve Dış Tic. A.Ş açısından kısmen kabulüyle
167.505.882,10 TL asıl alacak,
885.403,82 TL işlemiş akdi faiz
2.015.168,32 TL işlemiş temerrüt faizi
100.758,42 TL BSMV
1.738,43 TL ihtarname masrafı olmak üzere
toplamda 170.508.951,09 TL üzerinden itirazın iptaline,
İşleyecek faiz oranına itirazın ise “asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar
işleyecek sözleşmesel yıllık % 46,80 temerrüt faizi ile” şeklinde iptali ile
Takibin bu şekilde ödeme emrindeki kayıt ve şartlarda devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine
b- Davalılar … Sağlık Ekip Paz. Sat. Dağ. A.Ş. , …, … açısından davanın kabulüyle
196.457.382,10 TL asıl alacak,
885.403,82 TL akdi faiz
1.839.717,59 TL işlemiş temerrüt faizi
1.738,43 TL ihtarname masrafı olmak üzere
toplamda 199.184.241,94 TL üzerinden itirazın iptaline,
İşleyecek faiz oranına itirazın ise “asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek sözleşmesel yıllık % 46,80 temerrüt faizi ile” şeklinde iptali ile
Takibin bu şekilde ödeme emrindeki kayıt ve şartlarda devamına,
c-Davalı … açısından davanın kabulüyle
17.802.212,35 TL asıl alacak,
57.064,62 TL işlemiş akdi faizi
1.738,43 TL ihtarname masrafı olmak üzere
toplamda 17.861.015,40 TL üzerinden itirazın iptaline,
İşleyecek faiz oranına itirazın ise “asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek sözleşmesel yıllık % 35,25 temerrüt faizi ile” şeklinde iptali ile
Takibin bu şekilde ödeme emrindeki kayıt ve şartlarda devamına,
d- DBS sistemi taahhüt bedeli depo talebine itirazın iptali açısından hukuki yararı kalmamakla davanın usulden reddine,
e- Teminat mektubu bedelinin depo talebine itirazın iptali talebinin reddine
2- 199.184.241,94 TL’nin % 20’si olan 39.836.848,38 TL tazminatın davalılardan (… Tıbbi Ür. San. ve Dış Tic. A.Ş açısından 34.101.790,21 TL ile Davalı … açısından 3.572.203,08 TL ile sınırlı olmak üzere ) müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Kötü niyet ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin reddine,

4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 13.606.275,56-TL ilam harcından peşin alınan 2.409.046,12-TL’nin mahsubu ile bakiye 11.197.229,44-TL ilam harcının davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
(davalılardan … Tıbbi Ür. San. ve Dış Tic. A.Ş yönünden 9.584.828,40-TL,
… yönünden 1.003.271,75-TL ile sınırlı olmak üzere)

5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 2.409.046,12 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.409.090,52-TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
(davalılardan … Tıbbi Ür. San. ve Dış Tic. A.Ş yönünden 2.062.181,48-TL
… yönünden 215.854,51-TL ile sınırlı olmak üzere)

6-Davacı tarafından yapılan 12.992,10-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak hesaplanan 12.971,97-TL’sinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
(davalılardan … Tıbbi Ür. San. ve Dış Tic. A.Ş yönünden 11.104,00-TL
… yönünden 1.162,28-TL ile sınırlı olmak üzere)

7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.179.842,42-TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
(davalılardan … Tıbbi Ür. San. ve Dış Tic. A.Ş yönünden 1.865.945,11-TL
… yönünden 195.313,88-TL ile sınırlı olmak üzere)

8-Davalılardan … Tıbbi Ür. San. ve Dış Tic. A.Ş kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 46.269,10-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile iş bu davalı tarafına verilmesine,
9-Davalılardan kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla, reddedilen miktar üzerinden (gayrinakdi depo talebinin usulden reddi yönünden) karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.200,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılar tarafına verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi.01/12/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
(Muhalif)
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

MUHALEFET ŞERHİ
Alacaklının takibe koyduğu alacak miktarının ipotek ticari işletme rehninin ve şirket hisselerinin alacak rehni kurularak alacağın teminat altına alındığı ve alacağın rehinle temin edildiği, rehinli alacaklarda öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip usulünün izlenerek alacağın tahsil edilmesi eğer bakiye alacak kalırsa genel haciz yoluyla takip yapılması gerektiğinden ve bu kabule göre; asıl borçlunun alacağın 5.000.000,00-USD’lik kısmı kadarını ipotekle teminat altına aldığı, diğer borçluların kefil sıfatı taşıdığı, kefilin asıl borçluların ileri sürebileceği def’ilerden ve yasanın tanımış olduğu haklardan da yararlanacağından kefiller yönünden de 5.000.000,00-USD’lik teminatın düşülerek alacağın hükme bağlanması gerektiği, ayrıca teminat altına alınan kısım açısından da öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi sureti ile takip yapılması gerektiği gözetilerek bu yönden davanın reddi gerekmekte olduğundan karara muhalifim.

Üye …
¸e-imzalıdır
Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”