Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/592 E. 2022/76 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/592 Esas
KARAR NO :2022/76

DAVA:Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/12/2018
KARAR TARİHİ:14/02/2022

BİRLEŞEN DAVA : …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
… ESAS … KARAR SAYILI DOSYA
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/01/2020

Davacı tarafın davasını 20/12/2018 tarihinde …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne açtığı, bu mahkemenin … Esas, … Karar sayılı ve 25/06/2019 tarihli kararı ile yetkisizlik kararı verilmiş olup, kararın 12/11/2019 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurulmadan kesinleştiği, davacı tarafın 30/10/2019 tarihinde dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiği ve dosyanın mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin yetkisiz mahkemeye sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya ait “www…com” üzerinden … isimli sayfasından duvar kağıdı satışı yapmakta iken rızası dışında sayfasına giriş yapılıp piyasanın çok altında fiyatlarla cep telefonu satışının yapılmasının anlaşılması nedeniyle davalı şirket ile hem telefon ile hem de mail ile telefon satışının durdurulmasının istenildiğini ve satışın durdurulduğuna dair kendisine dönüş yapıldığını, ancak davalının bir kısım satışların iptalinin yapılamaması nedeniyle bedelinin davacıdan isteneceğinin bildirildiğini, söz konusu eylem nedeniyle suç duyurusunda bulunduğunu, davalı şirketçe elektronik ortamda kendilerine 13/12/2018 tarih ve … numaralı faturanın 14/12/2018 tarihinde iletildiğini belirterek söz konusu fatura kapsamında borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin www…com adlı internet sitesinin sahibi ve yöneticisi olduğunu, davalı tarafın müvekkil şirkete ait olan internet sitesinde “…” unvanı altında duvar kağıdı satışı yaptığını, müvekkil şirket tarafından icra takibine konu söz konusu bedellerin tahsili amacıyla davalı aleyhine…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından iş bu takibe 04/02/2019 tarihinde müvekkil şirketin alacağını takibi durdurmak maksadıyla kötü niyetle icra takibine itiraz edildiğini, davalı 13/11/2018 tarihinde müvekkilinin sahibi ve yöneticisi olduğu internet sitesine kendi kullanıcı adı ve şifresi ile giriş yaparak kendi mağaza adı altında çeşitli marka ve modellerde cep telefonu ürünleri satışa sunduğunu, tüketiciler tarafından 43 tane cep telefonu siparişi verildikten sonra davalı tarafından müvekkili şirket yetkilileri aranarak satışın durdurulmasının talep edildiğini, 43 adet siparişten 24 tanesinin iptali gerçekleştirilmiş olmasına rağmen 19 tanesi müşterilerin ikna edilemediğinden iptalinin gerçekleştirilemediğini, yine davalı tarafından iptal talebine istinaden müvekkili şirket tarafından iptali gerçekleşmeyen 19 adet müşteri siparişi için “sipariş kaydırma” adı verilen yöntem ile davalının satmış olduğu ürün fiyatına en yakın tutarda satış yapan diğer tedarikçi firmalardan ürün temin edilerek ilgili tüketicilere teslimat yapıldığını, ancak davalı … tarafından sisteme giriş yapılan ürünlerin fiyatlarının bahsi geçen internet sitesinde satış yapan diğer firmaların fiyatlarından daha düşük olması nedeni ile aradaki farkın müvekkili şirkete zarar verdiğini, arabuluculuk başvurusu yapıldığını ancak anlaşma sağlanamadığını, davalı tarafın müvekkili şirkete 53.274,55 TL borcunun bulunduğunu, bu nedenlerle davalı tarafından…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini ve takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile takibin devamını, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasını talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin yetkisiz mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davalının “www…com” internet sitesinin sahibi ve yöneticisi olduğunu, bu internet sitesi aracılığı ile çeşitli mal ve hizmetleri tüketicilere sattığını, bunun yanında tedarikçi firmalarla imzalamış oldukları yazılı sözleşme hükümleri uyarınca satış yapmalarına imkan sağladığını, davacı ile aralarında imzalanan sözleşme gereğince münhasır yetkili mahkememenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu belirterek yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacıya kullanıcı adı ve şifre tanımlanmak suretiyle davacının mesafeli satış sözleşmesi ile satış yaptığını, olay nedeniyle davalının zararının bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen davanın cevap dilekçesinde özetle; davalının davacıya ait www…com üzerinden … isimli sayfasından duvar kağıdı satışı yaptığını, müvekkiline ait bu sayfadan rızası dışında 13/11/2018 tarihi saat 22:30 sularında başlayarak piyasa fiyatının çok altında cep telefonları satıldığını öğrendiğini, bu satışların durdurulması için derhal …’nın müşteri hizmetlerine telefon ve mail yoluyla ulaşılıp başvuru yapıldığını, şirket tarafından satışın durdurulduğuna dair dönüşün yapıldığını, ancak daha sonra davacı şirket tarafından 43 adet sipariş veren müşterinin 19’unun ikna edilemediği bu sebeple de ürün bedellerinin müvekkilden tahsil edileceğinin bildirildiğini, müvekkilinin yaşanan durumdan herhangi bir kusuru bulunmadığını, “…” adlı sayfada faaliyet gösterdiği hesabın duvar kağıdı satışına yönelik olduğunu, müvekkilinin cep telefonlarını piyasa değerinin çok altında satmasının mümkün olmadığını, sitedeki hesabın isminin bile cep telefonu satışı ile bir bağının olmadığını gösterdiğini, bu konuyla ilgili … Cumhuriyet Başsavcılığı … Soruşturma numaralı dosyasının halen derdest olduğunu, davacının “…” hesabından rızası dışında satış yapılmasının engellenmesine yönelik çağrılarına karşılık herhangi bir adım atılmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER
1-… Cumhuriyet Başsavcılığı Bilişim Suçları Bürosu’nun … Sor. sayılı dosyası
2-…. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası
3-… 63. Noterliği 20.12.2018 tarih … yevmiye sayılı ihtarname
4-… Satıcı Üyelik Sözleşmesi
5-Bilirkişi raporları
6-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Asıl dava; taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi uyarınca davalı tarafından düzenlenen fatura alacağından kaynaklanan alacak nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin, birleşen dava ise aynı faturaya ilişkin itirazın iptali talebine ilişkindir
Tarafların sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman bilgisayar mühendisi ve mali bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Sor. sayılı dosyasının incelenmesinde; müşteki … tarafından “….com” isimli internet sitesinde “duvarkağıtçım.com” isimli hesabından bilgisi ve izni dışında reklam verilerek dolandırıcılık işlemi yapılmaya çalışıldığını belirterek şikayetçi olunduğu, müşteki ve eşi dışında erişim sağladığı tespit edilen IP numaralarının yurtdışı kaynaklı olduğu ve soruşturma kapsamında şüphelilere ait tespit yapılamadığı, bu hali ile soruşturmaya devam edilse dahi şüpheli ya da şüphelilerin kimliğine ulaşılmasının, yeni delillere ulaşılmasının mümkün olmadığı dolayısıyla soruşturma imkansızlığının hasıl olduğu anlaşılmakla müsnet suçtan CMK 172/1 Maddesi gereğince kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının…. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında cari hesap alacağından kaynaklanan 51.915,50-TL asıl alacak 1.359,05-TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 53.274,55-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 02/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 04/02/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
İhtarnamenin incelenmesinde; … 63. Noterliği 20.12.2018 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesinde keşideci …, muhatap … Hizm Tic A.Ş.’ye 14.12.2018 tarihli … fatura numaralı mail yoluyla gönderilen faturaya itiraz ettiklerini, fatura bedeli kapsamında herhangi bir borç bulunmadığından borcun kaldırılmaması halinde menfi tespit davası açılacağının ihtar edildiği, ihtarnamenin 24.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Sözleşmenin incelenmesinde; davalı şirket ile davacıya ait … … Dekorasyon-… arasında 20/10/2016 tarihinde … Satıcı Üyelik Sözleşmesi akdedildiği görülmüştür.
Sözleşmenin “Hak ve Yükümlülükler” başlıklı 4. Maddesinin 4.2. kısmı;
“Satıcı”, “…”in, “…”da tüm “Üye”ler ve “Kullanıcı”lar tarafından sağlanan içeriklerde dahil olmak üzere her türlü ilanın, bilginin, içeriğin ve görselin gerçekliğini, orjinalliğini, güvenliğini, doğruluğunu araştırma, bu içerik ve ilanların internet üzerinden teşhirinin hukuka uygun olup olmadığını tespit etme sorumluluğu bulunmadığını, söz konusu ilan ve içeriklerden ve bunlar sebebiyle ortaya çıkabilecek zararlardan dolayı “…”in, “…” çalışanlarının ve yöneticilerin sorumluluğu bulunmadığını kabul ve beyan eder.
Sözleşmenin “Hak ve Yükümlülükler” başlıklı 4. Maddesinin 4.8. kısmı;
“Satıcı”nın, “Üye sayfası”na erişmek ve “…” üzerinden bazı işlemleri gerçekleştirebilmek için ihtiyaç duyduğu kullanıcı adı ve şifre bilgisi, “…” tarafından oluşturulmakta ve şifre bilgileri dilediği zaman “Satıcı” tarafından değiştirilebilecek olup, söz konusu bilgilerin güvenliği ve gizliliği tamamen “Satıcı”nın sorumluluğundadır. “Üye”, kendisine kullanıcı adı ve şifre ile gerçekleştirilen işlemlerin kendisi tarafından gerçekleştirilmiş olduğunu, bu işlemlerden kaynaklanan sorumluluğunun peşinen kendisine ait olduğunu; bu şekilde gerçekleştirilen iş ve işlemleri kendisinin gerçekleştirmediği yolunda herhangi bir def’i ve/veya itiraz ileri süremeyeceğini ve/veya bu def’i veya itiraza dayanarak yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınmayacağını kabul, beyan ve taahhüt eder.
Sözleşmenin “Hak ve Yükümlülükler” başlıklı 4. Maddesinin 4.12. kısmı;
“Satıcı”; kendisi tarafından “…”ya sağlanan her türlü bilgi, içerik, materyal veya verinin virüs, casus yazılım, kötü niyetli yazılım, Truva atı, vb. gibi “…”’ya veya herhangi bir parçasına zarar verecek nitelikte materyalleri içermemesi için gerekli her türlü tedbiri (gerekli anti-virüs yazılımlarını kullanmakda dahil olmak üzere) aldığını kabul, beyan ve taahhüt eder.
Sözleşmenin “Hak ve Yükümlülükler” başlıklı 4. Maddesinin 4.25. kısmının son paragrafı;
“Satıcı” ürünün sitede belirtilen tedarik süresinin dolmasından itibaren 15 gün geçmesine rağmen hala tedarik edememişse veya bu süre geçmeden tedarik edemeyeceğini beyan etmişse, “…”, sipariş iptal etme, müşteriyi memnun etmek için hediye çekleri veya muadil ürün gönderme ve bunların bedellerini “Satıcı”dan tahsil etme hakkına haizdir. Bu gibi durumlarda satış gerçekleştiğinde “…”nın hak etmiş olduğu komisyon miktarı da “Satıcı”nın hesabına “…” ya ödenmek üzere borç kaydedilir.
Bilgisayar Mühendisi ve Mali bilirkişi heyetinin 07/12/2020 tarihli 18 sayfadan ibaret kök raporunda özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkinin taraflar arasında akdedilen … Satıcı Üyelik Sözleşmesi çerçevesinde yürütüldüğünü, davacının söz konusu sözleşme hükümleri çerçevesinde davalıya ait www…com internet sitesi üzerinden … … — … unvanı altında ürünlerini satışa sunduğunu, sipariş geldiğinde davacı tarafça ürünlerin gönderildiğini, tahsilatın ise davalı tarafça yapılıp ürün tesliminden sonra davacı hesabına gönderilmesi şeklinde olduğunu, davalı tarafça incelemeye ibraz edilen 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin yasal defterlerin tasdikle ilgili yükümlülüklerinin kanuni sürelerinde yerine getirildiğini, davalının yasal defterlerinde icra takip tarihi itibariyle asıl alacak yönünden davalının davacıdan cari hesap bakiyesi olarak 51.915,50- TL tutarında alacaklı olarak göründüğünü, bu alacağın ise 13.12.2018 tarihli 52.845,95-TL tutarında ciro primi açıklamalı faturadan kaynaklandığını, söz konusu faturanın ise huzurdaki dava konusu olaylardan kaynaklandığının anlaşıldığını, davalı tarafça davacı adına düzenlenen faturaya, davacı tarafça … 63. Noterliği’nin 20.12.2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, davacı taraf bilgisi dışında ….com internet sitesindeki üye sayfasından piyasa fiyatlarının çok altında fiyattan telefonlar satışa çıkarıldığını ve birçok sipariş gerçekleştiğini, bu siparişleri iptal etmek için ….com yetkilileri ile görüşmeler gerçekleştirdiğini, bu satışlardan ve menfi tespit konusu borçtan da sorumlu olmadığını iddia ettiğini, davalı tarafça incelemeye sunulan bilgi ve belgelere göre iptal edilemeyen siparişlerden 21 adedine ilişkin olarak ürün teslimatı yapıldığı hususunda satıcı üyelik sözleşmesine dayanarak başka tedarikçilerden temin edilip müşterilere gönderildiğinin anlaşıldığını, 1 adet siparişle ilgili olarak teslim hususunda incelemeye herhangi bir belge sunulmadığını, davalı tarafça incelemeye sunulan bilgilere göre alınan siparişler için müşterilerden 47.446,05.-TL tahsil edildiğini, buna karşın bu ürünlerin tedariki için davalı firma tarafından ödenen tutarın 99.014,00- TL olduğunu, davalı tarafça söz konusu siparişlerin tedariki için fazla ödenen tutarın 99.014,00 – 47.446,05= 51.567,95-TL olarak hesaplandığını, dosyada yapılan incelemelerde davacının şifresinin kırılarak yada gayrı kanuni yollarla ele geçirilerek dava konusu işlemlerin gerçekleştirildiği hususunda kesin kanaate varacak şekilde herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığını, davacı tarafça … Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan şikayetle ilgili olarak da bu yönde bir tespit yapıldığı hususunda bir belge bulunmadığını, huzurdaki davanın davacı tarafça, davalı tarafça davacı adına kesilen 13.12.2018 tarih ve … seri nolu 51.915,50- TL bedelli fatura yönünden borçlu olunmadığı iddiasıyla açıldığını, dosyadaki mevcut bilgi ve belgeler ile davalı taraf yasal defter ve dayanak belgeler çerçevesinde bu aşamada; davacının, davalı tarafça davacı adına kesilen 13.12.2018 tarih ve … bedelli e-fatura yönünden 51.567,95- TL tutarında borçlu olduğunu, bakiye 347,55- TL tutarından ise borçlu olmadığı tespit ve kanaatine varıldığını belirtmiştir.
Mali bilirkişinin 14/06/2021 tarihli 7 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; Davalı tarafın kabulünde olan 19 ürün yönünden yapılan incelemeler neticesinde davalının fazla ödeme bedeli olarak davacıdan talep edebileceği tutarın 46.432,94-TL olarak hesaplandığını, davalı tarafın 19 ürünle ilgili olarak düzenlediği hediye çeki tutarının 4.025,00-TL olarak hesaplandığını, davalı tarafın 19 ürünle ilgili olarak “fazla ödediği tutar + hediye çeki tutarı” olarak 46.432,94 + 4.025,00 = 50.457,94- TL olarak hesaplandığını, huzurdaki davanın davacı tarafça, davalı tarafça davacı adına kesilen 13.12.2018 tarih ve … seri nolu 51.915,50-TL bedelli fatura yönünden borçlu olunmadığı iddiasıyla açıldığını, davalının kabulünde olan 19 ürün yönünden yapılan hesaplamalar neticesinde davalı tarafça davacıya düzenlenen 13.12.2018 tarih ve … bedelli e-fatura ile ilgili olarak mahkeme hediye çek bedelinin hesaplamaya dahil edilmemesi gerektiği kanaatinde ise davacının söz konusu fatura nedeniyle 46.432,94-TL tutarında borçlu olduğu bakiye 5.482,56-TL tutardan sorumlu olmadığını, mahkeme hediye çek bedellerinin hesaplamaya dahil edilmesi gerektiği kanaatinde ise davacının söz konusu fatura nedeniyle 50.457,94-TL tutarında borçlu olduğu bakiye 1.457,56-TL tutardan sorumlu olmadığını belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, taraflar arasında akdedilen Satıcı Üyelik Sözleşmesi kapsamında asıl davacının davalı şirkete ait www…com web sitesi üzerinden duvar kağıdı satışı yapmakta iken, bilgisi dışında farklı ip adreslerinden hesabına girilerek piyasa fiyatının çok altında cep telefonu satışı yapıldığı ve davacının talebi ile durdurulduğu, satışın kapatılmasına kadar geçen sürede iptal edilemeyen siparişler için en yakın fiyatta ürün temin edilerek müşterilere gönderilmesi nedeniyle aradaki farkın tahsili için davacıya fatura kesildiği, davacının bilişim suçları kapsamında suç duyurusunda bulunduğu ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, birleşen dosya kapsamında da aynı fatura bedelinin tahsili için davalı şirket tarafından açılan icra takibine davacının itirazının iptalinin talep edildiği görülmüştür.
Somut olayda taraflar arasında satıcı üyelik sözleşmesinin bulunduğu ihtilafsızdır. Asıl dava davalısı internet ağı üzerinden elektronik ticarete imkan sağlayan aracı hizmet sağlayıcısı konumunda olmakla davacı taraf davalı internet sitesi üzerinden ürünlerinin satışını yapmaktadır. Davacı taraf kötü niyetli üçüncü kişiler tarafından kendi hesabı üzerinden telefon satışının yapıldığı, durumun tespitinin ardından davalıya bildirim yapıldığını, davalının siparişleri bir kısmını iptal etmiş olsa da kalan kısmın siparişini iptal etmemesi nedeniyle sorumluluğun davalı da olduğunu, bu kapsamda davalı tarafından düzenlenen faturadan borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir.
Mahkememizce tüm deliler toplandıktan sonra alanında uzman bilgisayar mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır. Yapılan incelemelerde asıl dava davacısının hesabına üçüncü kişiler tarafından giriş yapıldığı tespit edilememiştir. Ayrıca 23.09.2018 tarihli e-mail ile davacı tarafça eski çalışanının panel şifrelerini götürdüğü, siparişlere giremediğini, bu nedenle mevcut şifreleri davlıdan talep ettiği anlaşılmaktadır. Yine soruşturma dosyasının incelenmesinde davacının eşinin IP adresinden hesaba giriş yapıldığının tespit edildiği görülmüştür. Taraflar arasındaki sözleşmenin 4.8 maddesi uyarınca kullanıcı adı ve şifrelerinin davacının sorumluluğunda olduğu düzenlenmiş olup, davacının 23.09.2018 tarihli e-mailinden bu sorumluluğa aykırı davrandığı anlaşılmıştır. Bu halde dava konusu ürünlerin davalının kusuru nedeniyle iptal edilmediği iddiası ispatlanamamış olup, davacının hesabından yapılan telefon satışlarından davalının sorumluluğu bulunmadığı, davalı …’in sözleşmenin 4.25 maddesi uyarınca ürünlerin muadillerini tüketicilere gönderebileceği, yine tüketicileri memnun etmek adına hediye çeki düzenleyebileceği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce mali bilirkişiden dava konusu ürünlerin davalı tarafından tüketicilere gönderilip gönderilmediği, hediye çeki düzenlenip düzenlenmediği hususunda rapor tazmini talep edilmekle, bilirkişi tarafından 21 ürüne ilişkin hesaplama yapılmıştır. Davalının cevap dilekçesindeki açık beyanları doğrultusunda taleple bağlı kalınarak 19 ürüne ilişkin hesaplama yapılmak suretiyle ek rapor alınmış, ek rapor ile davalının tedarik ettiği ürünler ve hediye çekleri hesaplanarak, 46.432,94-TL ürün bedeli, sözleşmenin 4.25 maddesine göre hesaplanan ve davalı tarafından tüketicilere ödenen 4.025,00-TL hediye çeki olmak üzere toplam 50.457,94-TL tutarında davacının davalıya borçlu olduğu kanaatiyle, bu talebin üstünde kalan kısımdan asıl dava davacısının borçlu olmadığı, birleşen davanın ise bu miktar üzerinden kabulü ile , her ne kadar icra takibinde davacının işlemiş faiz talebi olsa da, işlemiş faiz yönünden davalının temerrüde düşürülmediği, davacı tarafından davalıya ihtarname gönderilmediği, o halde davacı tarafın takip tarihinden önce işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2018/1037Esas 2019/2322 Karar, 2017/3150 Esas 2019/647 Karar sayılı ilamlarının da bu doğrultu da olduğu, bu nedenle işlemiş faiz talebinin reddi gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek,
Asıl davada kötü niyet tazminatı talebi yönünden; İcra ve İflas Kanunun 72. maddesinin 5.fıkrasına göre; “Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. ”Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir. Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde davacı, davalının icra takibinde kötüniyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır.Bu nedenle davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Birleşen davada icra inkar tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Asıl dava yönünden;
Davanın KISMEN KABULÜ ile dava konusu faturadan 1.457,56-TL miktarında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davalının kötü niyeti sabit olmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Birleşen dava yönünden;
Davanın KISMEN KABULÜ ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 50.457,94-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 10.091,58-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Asıl dava yönünden; karar tarihi itibari ile alınması gereken 99,56-TL harçtan, peşin alınan 902,48-TL harç mahsup edilerek bakiye 802,92-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Asıl dava yönünden; davacı tarafça yatırılan 99,56-TL peşin harç, 35,90-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 135,46-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Asıl dava yönünden; kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.457,56-TL (kabul miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Asıl dava yönünden; kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.480,49-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Asıl dava yönünden; davacı tarafından yapılan 2.765,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 76,30-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Asıl dava yönünden; davalı tarafından yapılan 127,50-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 123,90-TL’lik kısmının davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine; arda kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Birleşen dava yönünden; karar tarihi itibari ile alınması gereken 3.446,78-TL harçtan, peşin alınan 909,80-TL harç mahsup edilerek eksik 2.536,98-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Birleşen dava yönünden; davacı tarafça yatırılan 909,80-TL peşin harç, 54,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 964,20-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
11-Birleşen dava yönünden; kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.359,53-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
12-Birleşen dava yönünden; kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.816,61-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
13-Birleşen dava yönünden; davacı tarafından yapılan 59,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 55,90-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
14-Birleşen dava yönünden; davalı tarafından yapılan 150,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 7,90-TL’lik kısmının davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine; arda kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
15-Birleşen dava yönünden; tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin Kabul-red oranına göre 1.250,20-TL’nin davalıdan, 69,80-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
16-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/02/2022

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır