Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/582 E. 2023/468 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/582 Esas
KARAR NO : 2023/468
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/11/2019
KARAR TARİHİ : 12/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi sigortalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın 22/09/2017 tarihinde … Caddesi … civarında bulunan trafik ışıklarında asli kusurlu olarak yaya olan müvekkiline çarpması sonucu yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, yaralanma sonucunda müvekkilinin sakat kaldığını, kaza neticesinde hasar dosyası açıldığını, davalı şirket tarafından müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, tazminat talepleri yönünden işbu davanın ikame edildiğini, tüm bu açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000-TL geçici işgöremezlik, 2.500-TL sürekli işgöremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, 100.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı sürücü ve işletenden müştereken ve müteselsilen tahsilini, vekalet ücreti ve yargılama masraflarının karşı yandan tahsiline karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete KTK 97 uyarınca kanunda belirtilen evraklar ile müracaat edilmediğini, sigorta şirketinin, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, tazminat hesaplaması gerektiğini, davacının sunduğu maluliyet raporuna itirazlarının bulunduğunu ve geçici iş göremezlik ve tedavi gideri tazminatı poliçe kapsamında olmadığını, ceza dosyası evraklarının sunulması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … … şirketi vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; kazanın 22/09/2017 tarihinde meydana geldiğini, davanın 15/11/2019 da açıldığını ve kazanın üzerinden iki yıldan fazla zaman geçtiğini, bu süre zarfında sürücü … hakkında ceza davası açılmadığı gibi herhangi bir şikayet dahi yapılmadığını, davacının doğuştan sağır ve dilsiz olduğunu, kazadan sonra davalılar ve davacı yerine onu temsilen davacının babası … … ve annesi … … ile bir araya gelinerek anlaşmanın imzalanarak ibralaşıldığını, müvekkilinin sigortası olduğu … Sigorta AŞ’ye davacının tazminat başvurusu da reddedilmiş olup bu konuda müvekkili hakkında sigorta tarafından da herhangi bir rücu davası açılmadığını, dava ve talebin zaman aşımına uğradığını, davacı tarafça talep edilen maddi tazminatların SGK tarafından karşılandığından işbu taleplerinin yersiz olduğunu, tüm bu açıklanan nedenlerle öncelikle davanın zaman aşımı yönünden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce trafik tescil kayıtlarının, hastane tedavi evraklarının, SGK kayıtlarının, savcılık dosyasının, hasar dosyasının celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan alınan 15/10/2021 tarihli maluliyet raporunda özetle; Mevcut belgelere göre; … ve … oğlu, 10/05/1974 doğumlu … …’un 22/09/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının,
A-)11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak:
Gr1 VII(2Aa…….30)A %34×1/2= %17
Gr1 X(2……………33)A %37
Gr1 XII(6a…………25)A %29×1/2=%14,5
Balthazard formülüne göre: %55
E cetveline göre %57(yüzdeelliyedi) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
B-)30.03.2013 tarih, 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, hükümlerine göre değerlendirildiğinde;
I.Kas-İskelet Sistemi, Alt Ekstremiteye ait sorunlar, kalça eklemi hareket kısıtlılığı, Tablo 3.8a ve Tablo 3.8b’ye göre alt ekstremite özürlülük oranı Balthazard formülü ile %14,
II.Kas-İskelet Sistemi, Alt ekstremitenin uzunluk farklılıklarından kaynaklanan özürlülük, Tablo 3.3’e göre alt ekstremite özürlülük oranı %5 toplam Alt Ekstremite özürlülük oranı Balthazard formülü ile %18,5 olup Tablo 3.2’ye göre kişinin özür oranı %10,
III.Kas-İskelet Sistemi, Servikal omurganın özürlülük oranları, Tablo 1.2’ye göre Kategori IV, kişinin özür oranı %28,
IV. Kas-İskelet Sistemi, Üst Ekstremiteye ait sorunlar, omuz eklemi hareket kısıtlılığı, Şekil 2.10, Şekil 2.11 ve Şekil 2.12’ye göre Üst Ekstremite özürlülük oranı Balthazard formülü ile %14 olup Tablo 2.3’e göre kişinin özür oranı %8 olup,
1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %40 (yüzdekırk) olduğu,
C-)Özürlülük kavramıyla meslekte kazanma gücü kaybı, çalışma gücü kaybı kavramlarının farklı kavramlar oldukları, farklı tüzük ve yönetmeliklerin, farklı bölümlerinde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı, aralarında çelişkiden bahsedilemeyeceği,
D-)İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunduğu bildirilmiştir.
Makine Mühendisi ve Aktüerya uzmanı bilirkişilerinin 22/04/2022 tarihli raporunda özetle; 1)Meydana gelen trafik kazasında; olay esnasında yaralanan yaya davacı … …’un olayda % 25 oranında kusuru olduğu, 2) Trafik kazasına karışan … plakalı araç sürücüsü …’in olayda % 75 oranında kusuru olduğu, Davalı … Tic.Ve San. Ltd. Şti.’nin sürücü … tarafından sevk ve idare edilen … plakalı aracın sahibi olduğu, Davalı … Sigorta A.Ş.’nin si … tarafından sevk ve idare edilen … plakalı aracın kaza tarihi itibarı ile sigorta edeni olduğu, 3)Davalıların %75 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı … …’un; a)Geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararının = 12.710,03TL, b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait %40 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının 504.861,64TL olduğu Toplam = 517.571,67TL, c)Yukarıda belirlenen maddi zarar tutarlarının poliçe limitini aşması nedeniyle Sigorta Şirketinin sorumluluğunun 330.000,00TLlık limit ile sınırlı olacağı, d)Başvuru tarihine göre sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihi 08.10.2019 olarak belirlenmiş olup, Araç sürücüsü ve işleten bakımından temerrüdün 22.09.2017 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı, e)Kazaya neden olan aracın kullanım şeklinin hususi olması nedeniyle avans faizi talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu kanaat ve sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Makina Mühendisi bilirkişisinin 26/09/2022 tarihli ek raporunda özetle; Yukarıda beyan edilen hususlar çerçevesinde; hukuki durumun, dosya kapsamının ve delillerin takdiri sayın mahkeme’ye ait olmak üzere; dosya içine fiziksel ve somut delil olarak görüntü kayıtlarının sunulması ve bu somut delilin incelenmesi neticesinde kök rapordaki kusur oranlarında değişikliğe gidilmiş ve değerlendirmeler sonunda;
1)Meydana gelen trafik kazasında; olay esnasında yaralanan yaya davacı … …’un olayda %75 oranında kusuru olduğu, 2)Trafik kazasına karışan … plakalı araç sürücüsü …’in olayda %25 oranında kusuru olduğu, Davalı … Ltd. Şti.’nin sürücü … tarafından sevk ve idare edilen … plakalı aracın sahibi olduğu, Davalı … Sigorta A.Ş.’nin sürücü … tarafından sevk ve idare edilen … plakalı aracın kaza tarihi itibarı ile sigorta edeni olduğu kanaat ve sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan alınan 17/11/2022 tarihli kusur raporunda özetle; Davalı sürücü …’in kusursuz olduğu, Yaya … …’un %100 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… Mühendisi bilirkişilerinden alınan heyet raporunda özetle; Davalı sürücü …’in kusursuz olduğu, Davacı yaya … …’un %100 oranında kusurlu olduğu görüşüne varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalıların malik, sürücü ve sigorta şirketi olarak sorumluluğu bulunduğu aracın kusuru ile neden olduğu kazada yaya olan davacının yaralanması nedeni ile geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve manevi tazmini istemini tazminat istemlerine ilişkindir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54 de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir.
Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek zarar görenin zarar verici olay sonucunda malvarlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Zarar görenin malvarlığında eksilen değer yerine aynı nitelikte bir değer konulması mümkün olduğu takdirde bu değer; bu mümkün olmadığı takdirde, nicelik yönünden, yani para ile ona denk bir değer konulur ve zarar verenin yerine getirmek zorunda olduğu bu yükümlülüğe tazminat yükümlülüğü adı verilir. Tazminat yükümlülüğünün, bir diğer ifadeyle zarar verenin ödeyeceği tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zararın hesaplanması gerekmektedir. Zarar görenin malvarlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki farkı ifade eden zarar, eşyaya ilişkin olabileceği gibi kişiye ilişkin de olabilecektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zararların da kişiye ilişkin zarar kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Çalışma gücü, zarar görenin iş gücünün, yani beden ve fikir gücünün, gelir getirici şekilde kullanılması demektir. Burada asıl önem arz eden kazanç kaybı veya azalması değil, kazanma gücünün kaybı veya azalmasıdır. Bu kayıp ve azalmadan doğan olumsuz ekonomik sonuçlar, zararı oluşturur (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 713).
Bununla birlikte Yargıtay’ın yerleşik uygulaması gereğince kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazminatı olarak ifade edilmektedir. Bu durum ilk bakışta sorumluluk hukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de burada vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durumu ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı, fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir. Bunun gibi çalışma yaşına gelmemiş küçükler yönünden de bedensel zarar sonucu oluşan maluliyet nedeni ile evde ya da dışarıda aileye yardımcı olma, eğitim alma, yeme, içme vb gibi tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarfetmesi gereken fazla çaba veya güç (efor) bir ekonomik değer olarak gürülmeli ve bu nedenle bir zarar oluştuğunun kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D. 2016/10015 Esas 2019/4332 Karar sayılı emsal ilamı)
Sigorta şirketi kazaya karışan sigortalı aracın trafik sigortacısı (ZMSS) sıfatıyla, bu aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda oluşan zarardan, kendisine sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olacaktır.
Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.(HGK 23/06/2004, 13/291-370).
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, Uyuşmazlığın davalıların malik, sürücü ve sigorta şirketi olarak sorumluluğu bulunduğu aracın kusuru ile neden olduğu kazada yaya olan davacının yaralanması nedeni ile geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve manevi tazmini istemini tazminat taleplerinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketine sigortalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın 22/09/2017 tarihinde … Caddesi … civarında bulunan trafik ışıkları öncesinde yaya olan davacıya karşıya geçerken çarpması sonucu yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği, yaralanma sonucunda davacının sakat kaldığı, kaza neticesinde hasar dosyası açıldığı, davalı şirket tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı, mahkememizce tarafların tüm delillerinin toplandığı, adli tıp ve bilirkişi raporlarının aldırıldığı, dosyanın maluliyet raporu alınmak üzere Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na gönderildiği, maluliyet raporunda davacının tüm vücut engellilik oranının %40 olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, mahkememizce kusur durumları ve aktüerya hesabı için dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi raporunda davacı … …’un olayda %25 oranında kusuru olduğu, sürücü …’in olayda %75 oranında kusuru olduğu, davalı … Tic. Ve San. Ltd. Şti.’nin sürücü … tarafından sevk ve idare edilen … plakalı aracın sahibi olduğu, davalı … Sigorta AŞ’nin … tarafından sevk ve idare edilen … plakalı aracın kaza tarihi itibarı ile sigorta edeni olduğu, davalıların %75 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı … …’un; geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararının 12.710,03TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait %40 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının 504.861,64TL olmak üzere toplam 517.571,67TL olduğunun tespit edildiği, itirazlar üzerine dosyanın makina mühendisi bilirkişisine ek rapor düzenlenmek üzere tevdi edildiği, kusur raporunda davacı … …’un olayda %75 oranında kusuru olduğu, sürücü …’in olayda %25 oranında kusuru olduğunun bildirildiği, kök ve ek rapordaki çelişkilerin giderilmesi için dosyanın kusur raporu alınmak üzere … Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesine gönderildiği, kusur raporunda davacı … …’un %100 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü …’in kusursuz olduğu bildirdiği, mahkememizce aldırılan kusur raporları ile … Adli tıp Kurumu … İhtisas Dairesi raporları arasındaki çelişkiler nedeniyle çelişki giderici raporun … kürsüsü 3 kişilik heyetinden rapor alındığı, rapora göre davalı sürücü …’in kusursuz, davacı yaya … …’un %100 kusurlu olduğunun belirlendiği, … Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/… Soruşturma sayılı dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce çelişkilerin giderilmesi açısından alınan … Kürsüsü bilirkişi heyeti raporunun hükme ve denetim elverişli olduğu, çelişkileri giderdiği, davacı Yaya … …’ın yayaların geçişi için uygun olmayan ve araçlara yeşil ışığın yandığı ve taşıtların geçiş hakkının olduğu bir yerde karşıdan karşıya geçiş yapmaya çalıştığı, sola dönüş için duraklayan-yavaşlayan araçların önünden bu araçların durduğunu ve ilerlemediğini görerek ve buna güvenerek aniden ve önlemsizce, sağ şeritte düz ilerleyen araçların önüne sürücüleri tarafından görülemeyeceği şekilde yola çıkması sebebiyle kusurlu bulunduğu, davalı sürücü …’in solda dönüş yapmak için bekleyen araçlar nedeniyle görüş açısı dışında kalan yayayı gördüğü an itibariyle kazayı önleme adına etkin fren tedbirine başvurduğu, kaza anına dair video görüntüsünde de davacının davalı sürücü tarafından görüldüğü anda fren lambasının çalıştığının tespit edildiği, öncesinde kendi şeridine soldan dahil olmak isteyen bir başka araca da selektör uyarısı yaptığı, yayanın dönmekte olan araçların önünden aniden yola çıkması sebebiyle sürücünün fren tatbiki dışında, kazanın meydana gelmesini önleyebilecek başkaca bir tedbir alma imkanı ve kural ihlalinin bulunmadığı, kazaya etki eden tek unsurun davacının ihlalli geçişine dayandığı, davacının ilk geçiş hakkına sahip olan davalı araç sürücüsünün hareket alanını kısa mesafeden ve koşmak suretiyle kapattığı, hal böyle iken davacının hız tespitine dair itiraz ve talebinin de sonucu değiştirmeyeceği anlaşıldığından kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmayan davalılar nedeniyle açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL harcın, peşin alınan 353,51-TL harçtan mahsubu ile artan bakiye 173,61-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-Davalı tarafından yapılan 87,95-TL yapılan yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Maddi tazminat talebi yönünden; Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
5-Manevi tazminat talebi yönünden; Davalı … … Limited Şirketi kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalılara ödenmesine,
6-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
8-İstanbul CBS 2017/152317 sor. sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.12/06/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza