Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/581 E. 2021/593 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/651 Esas
KARAR NO : 2021/641

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/12/2019
KARAR TARİHİ:05/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile müvekkilleri arasında ticari ilişkiden doğan ve muaccel olan fatura alacağı nedeni ile başlatılan takipte 22.195,80 TL’lik asıl alacak ve 3.474,40 TL faiz alacağı bulunduğu, davalı şirketin herhangi bir gerekçe belirtmeden 25/09/2019 tarihli itiraz dilekçesi ile borca, asıl alacağa, faize ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiği ve takibin durduğu, müvekkillerinin …işletme adı ile … olarak çalıştıkları, davalı ile son yaptıkları iş neticesinde 08/11/2018 tarihli faturada yer alan tutarı davalı şirketin ödemediği ve müvekkilini bir süre ödeme vaadi ile oyaladığı, arz ve izah edildiği üzere …. icra Müdürlüğü… E. Sayılı dosyasına yapılan kötü niyetli itiraz neticesinde durdurulan icra takibinde yapılan itirazların iptal edilerek takibin devamına, davalının kötü niyetli itirazı nedeni ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde belirtilen asıl alacağa, faize, faiz türüne ve tüm sair alacaklara itiraz ettikleri, müvekkili şirketin davacılara karşı böyle bir borcu bulunmadığı, kabul manasına gelmemekle birlikte, davacı tarafın faiz talebinde bulunması için borçlu tarafı temerrüde düşürmesi gerektiği, dolayısıyla davacı tarafın davası kabul edilse bile borçlu davalı şirketi temerrüde düşürmediği için faiz bakımından davanın reddine karar verilmesi gerektiği, her iki tarafın da ticari defter ve belgeleri incelendiğinde böyle bir borcun bulunmadığının, davacı tarafın kötü niyetli olarak icra takibi başlattığının ve daha sonra da dava açtığının görüleceği, açıklanan sebeplerle; haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı hakkında kötüniyet tazminatı hükmedilmesine. yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası
2-Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları
3-Bilirkişi raporu
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin… esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 22.195,80-TL asıl alacak 3.474,40-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.670,20-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 25/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 25/09/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali bilirkişinin 22/01/2021 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; davalı tarafın incelemeye katılmadığı, dolayısıyla herhangi bir ticari defter de sunmamış olduğundan davalı şirketin ticari defterleri incelenemediği, VUK. md.182 ve 6102 sayılı TTK m.64’e göre tutulması gereken davacılara ait adi ortaklığın 2018 yılına ait ticari defterinin (işletme defteri) 6102 sayılı TTK md. 64 ve VUK 221-226. md. uyarınca açılış tasdikinin yasal süresinde yaptırıldığı; defterlerin usulüne uygun tasdiklerinin yaptırılmış olduğu ve usulüne uygun tutulduğu, “… ve Ort. …” ait (İşletme Adı: … Yağ Servisi) …- … sıra nolu (bir cilt) fatura dip koçanı sunulmuş olup; takip dayanağı “… sıra nolu 08/11/2018 tarihli fatura”nın işbu dip koçanın son sayfasında yer aldığı, davacılara ait adi ortaklığın 2018 yılı işletme defteri incelendiğinde; takip dayanağı “08/11/2018 tarih ve … sıra nolu 22.195,80 TL (KDV dahil) bedelli faturanın, davacılara ait adi ortaklığın 2018 yılı işletme defterinin GELİRLER bölümünün 30. Sırasında, 08/11/2018 tarihi itibariyle “”Referans Alt Yapı inş.” Açıklamasıyla kayıtlı olduğu, davacı tarafça sunulan mesajlaşma görüntülerinden, takip dayanağı faturanın tahsili amacıyla “Nurettin Referans” olarak kayıtlı kişi ile takip konusu faturanın fotoğrafı da paylaşılmak suretiyle bir takım yazışmaların yapıldığı ve bu yazışmalardan da söz konusu faturanın tahsil edilemediği anlaşılmakla birlikte; “Nurettin Referans” olarak kayıtlı kişinin kimliği, davalı Referans… Şirketi ile bağlantısı vs. hususlarda açık bir tespit yapılamadığından, bu yazışmalar esas alınarak herhangi bir değerlendirme yapılamadığını, neticeten davacılara ait adi ortaklığın usulüne uygun tutulmuş 2018 yılı ticari defter ve belgeleri (dip koçan) incelendiğinde, takıp dayanağı faturanın işletme defterinde kayıtlı olduğunun görüldüğü, davalı şirket vekilince cevap dilekçesinde ve huzurdaki davaya konu takipte, müvekkilinin takip yapana borcu olmadığından bahisle “borca, faize ve takibe itiraz edildiği”; taraflar arasındaki ticari/hizmet ilişkisine ve takip dayanağı faturaya itiraz edilmediği, mahkeme nezdinde yapılan incelemeye ticari defterlerinin de ibraz edilmediği, ayrıca takip dayanağı faturadan kaynaklı görünen borçlarının neden olmadığı hususunda herhangi bir açıklama da yapılmadığı/bu hususta herhangi bir belge (ödeme belgesi, dekont, mutabakat yazısı vs.) sunulmadığı, bu haliyle, davacının takip dayanağı fatura tutarı kadar Asıl Alacak tutarının (yani 22.195,80 TL’yi) davalıdan talep edebileceği, huzurdaki davaya konu takipte ayrıca “3.474,40 TL de işlemiş faiz” talep edildiği; bilindiği üzere TTK md.18/3 hükmü gereği tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarların, noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılması gerektiği; bununla birlikte; davacı tarafından takipten önce davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin herhangi bir belge sunulmadığından, davacının huzurdaki davaya konu takipte, takip öncesi dönem için talep ettiği işlemiş faizi (yani 3.474,40 TL’yi) talep edemeyeceği, davaya konu takipte takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek ticari faiz talep edildiği; taraflar tacir olup, alacak da borçlunun ticari işletmesi ile ilgili olduğundan, Mahkemece sabit görülecek borç miktarına takip tarihinden itibaren 3095 s.K.nun 2/2.maddesi uyarınca ticari faiz (avans faizi) işletilebileceğini belirtmiştir.
İsticvap; davalı şirket yetkilisine dosya içerisinde bulunan mesajlaşmaların kendilerine ait olup olmadığı hususunda davalı şirket yetkilisi …’a meşruhatlı isticvap davetiyesi gönderilmiş olup, belirlenen gün ve saatte hazır olmadığı, davalı vekilinin 3.celsedeki mazeret beyanı nazara alınarak davalı şirket yetkilisinin sonraki celse hazır edilmesine karar verildiği, 4. celse de hazır edilmediği, davalı şirket yetkilisine belirlenen gün ve saatte özürsüz olarak hazır olunmadığı taktirde mesajlaşmanın kabul edilmiş sayılacağının ihtar edildiği görülmüştür.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu, davacının alacağın tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, mahkememizce tüm delillerin toplandığı, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, mahkememizce öninceleme duruşmasında taraf defterlerinin incelenmesine karar verildiği, inceleme gün ve saatinde davalı hazır olmadığı gibi mazeret de bildirmediği, incelemenin sadece davacı defterleri üzerinden yapıldığı, davacının alacağına dayanak olan faturaların davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı, davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu ve faturaların defterinde kayıtlı olduğu, ancak yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere faturanın tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığı, davacının faturaya konu malı teslim ettiği veya hizmeti verdiğini kanıtlaması gerektiği, dosya içerisinde yazışmaların örneklerinin bulunduğu, bu kapsamda davalı şirket yetkilisine isticvap davetiyesi çıkartılmak sureti ile belirlenen gün ve saatte özürsüz olarak hazır olunmadığı taktirde mesajlaşmanın kabul edilmiş sayılacağının ihtar edildiği, davalı şirket yetkilisinin hazır olmayarak mesajlaşmayı kabul etmiş sayıldığı, davacının son celse covid-19 temaslısı olduğu iddiasının delillendirilmediği ve kabul edilmeyeceği yargılamayı uzatmaya matuf olduğu, bu halde isticvap davetiyesi ihtaratlı doğrultusunda mesajlaşmaların kabul ile malın teslim edildiğinin kabulü gerektiği, davacı tarafından takip talebinde her ne kadar işlemiş faiz talep edilmiş ise de davasını asıl alacak üzerinden açtığı, mahkememizce asıl alacak yönünden kabul kararı verilmek suretiyle davanın kabulüne hükmedildiği, ancak davalı borçlu tarafından asıl alacak ve faize itiraz edilmekle takibe itirazın kısmen kabulü gerektiği, zira takipteki işlemiş faize de itiraz bulunduğu, takibin asıl alacak üzerinden devamına karar verildiği, davalı vekili tarafından her ne kadar 05/07/2021 tarihli dilekçesi ile lehine vekalet ücretine hükmedilmesi talep edilmiş ise de dava değerinin harçlandırılan kısmının asıl alacak olduğu, vekalet ücretinde dava değeri ve verilen kararın esas alınacağı ve davanın tam kabulüne karar verildiği, bu halde davanın kısmen reddi söz konusu olmadığından lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, 22.195,80 takibin TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren, avans faiz işletilmesine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 4.439,16 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 1.516,19-TL harcın, peşin alınan 438,39-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.077,80-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvurma harcının ve 438,39-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 786,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/07/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır