Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/572 E. 2021/1091 K. 13.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/572 Esas
KARAR NO:2021/1091

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/11/2019
KARAR TARİHİ:13/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davalının davacı şirketten ticari mal alımında bulunduğunu, ödenmeyen faturalardan kalan bakiye 2.442,73-TL’nin ödenmemesi nedeniyle davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalıya gönderilen ödeme emrinin 12/02/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, akabinde davalının 18/02/2019 tarihinde hiçbir gerekçe göstermeksizin borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, itiraz dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini ve haricen öğrenildiğini, davalının icra takibine haksız ve hukuka aykırı bir şekilde itiraz ettiğini, satış işlemlerinin davacının ticari defterlerinde de yer aldığını, bu nedenlerle davanın kabulünü, itirazın iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası
2-Davacının ticari defter ve kayıtları
3-Bilirkişi raporu
4-Davacı vekilinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 2.442,73-TL asıl alacak 277,97-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.720,70-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 12/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 18/02/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
İsticvap; mahkememizin 14.04.2021 tarihli ara kararı ile davalı şirket yetkilisinin belirlenen gün ve saatte hazır olmadığı takdirde sevk ve irsaliyelerdeki imzanın kabul etmiş sayılacağı hususunda isticvabına karar verilmiş olmakla talimat yazılmış olup, … Asliye Hukuk Mahkemesi… Talimat sayılı evrakı ile davalı şirket yetkilisi …’e çıkartılan tebligatın belirtilen adreste tanınmadığından iade edildiğinden, talimatın bila ikmal iade edildiği görülmüştür.
Mali bilirkişinin 20/01/2021 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; davacı larafin e-defter mükellefi olduğu, davacı tarafça incelemeye ibraz edilen 2018 yılı yevmiye ve kebir defterinin e-beratlarının kanuni sürelerinde Maliye İdaresine beyan edildiğini, 2018 yılı envanter defterinin noter tasdikinin yasak süresinde yaptırıldığını, davacı tarafın yasal defterlerinde yapılan incelemelerde davacının davalıyı 120.34.04…. kodunda takip ettiği ve cari hesap bakiyesi olarak davacının davalıdan 2.442,73-TL tutarında alacaklı olarak göründüğünü, davacı nezdindeki davalı cari hesabı dosyada mevcut olduğundan ve davacının yasal defterlerini yansıtığından rapor içeriğine alınmadığını, davacı nezdindeki davalı cari hesabı incelendiğinde davalının davacıya muhtelif tarih ve tutarlarda toplam 3.313,00- TL tutarında ödeme yaptığı ve davacının davalıdan söz konusu ödemeler sonrasında 2.442.75-TL tutarında bakiye alacağının kaldığı şeklinde kayıt bulunduğunu, davalı taraf yasal defter ve dayanak belgeleri incelemeye ibraz etmediğini, davalı tarafça yasal defter ve dayanak belgeler incelemeye ibraz edilmediğini, bu nedenle davalı tarafın yasal defterleri üzerinde dava konusu olaylar yönünden herhangi bir inceleme yapılamadığını, dava dayanağı olarak gösterilen faturaların davacı tarafça irsaliyeli fatura olarak düzenlendiğini, irsaliyeli fatura hem fatura ve hem de irsaliye yerine geçtiğinden söz konusu belgenin teslimi hem faturanın ve hem de fatura muhteviyatı malların teslim edildiği anlamına geldiğini, huzurdaki dava konusu alacak dayanağı olarak gösterilen irsaliyeli faturaların teslim alan kısımlarında sadece muhtelif imzaların yer aldığı görülmekle söz konusu imzaların davalı şirkete ait olup olmadığı hususunda dosyada bir bilgi bulunmamakta olup davalı tarafın yasal defterlerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle söz konusu faturaların davalının yasal defterlerinde kayıtlı olup olmadığı yönünde bir tespit yapılamadığını, neticeten; davacı tarafça incelemeye ibraz edilen 2018 yılı yasal defterlerin tasdikle ilgili yükümlülüklerin kanuni sürelerinde yerine getirildiğini, davacı nezdindeki davalı cari hesabı incelendiğinde davacının davalıdan cari hesap bakiyesi olarak 2.442,75-TL tutarında alacaklı olarak göründüğünü, davalı tarafça huzurdaki davaya cevap dilekçesinin sunulmadığı bu nedenle davalının huzurdaki davaya cevaplarının alınamadığını, davalı tarafça yasal defter ve dayanak belgelerin incelemeye ibraz edilmediğini, mahkeme dava konusu alacak dayanağı olarak gösterilen irsaliyeli faturaların teslim alan kısımlarında yer alan imzaların davalıya ait olduğu kanaatinde ise bu durumda davacının huzurdaki dava yönünden davalıdan asıl alacak yönünden 2.442,73-TL tutarında alacaklı olduğunun kabulünün gerektiği kanaatini belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu, davacının alacağın tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, mahkememizce tüm delillerin toplandığı, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, mahkememizce öninceleme duruşmasında taraf defterlerinin incelenmesine karar verildiği, davalıya işbu duruşma tutanağının ihtaratlı olarak tebliğ edildiği, inceleme gün ve saatinde davalı hazır olmadığı gibi mazeret de bildirmediği, incelemenin sadece davacı defterleri üzerinden yapıldığı, davacının alacağına dayanak olan faturaların davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı, davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu ve faturaların defterinde kayıtlı olduğu, ancak yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere faturanın tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığı, davacının faturaya konu malı teslim ettiği veya hizmeti verdiğini kanıtlaması gerektiği, davacı tarafından sunulan faturaların irsaliyeli fatura olmakla VUK 231/5 hükmü uyarınca irsaliyeli fatura hem fatura hem irsaliye yerine geçtiğinden fatura ve fatura muhteviyatı malların teslim edildiğinin kabulü gerektiği, ancak irsaliyeli faturalarda bulunan imzaların davalı şirket yetkilisine veya çalışanlarına ait olup olmadığının anlaşılmadığı, mahkememizce bu husus da davalı şirket yetkilisinin bulunduğu yer mahkemesine talimat yazıldığı, isticvap davetiyesi çıkarıldığı, talimatın bila ikmal döndüğü, bu halde hazır olmayan davalı şirket yetkilisinin ihtarat doğrultusunda imzayı ikrar etmiş kabul edileceği ve malın teslim edildiğinin kabulü gerektiği, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği, her ne kadar icra takibinde davacının işlemiş faiz talebi olsa da, işlemiş faiz yönünden davalının temerrüde düşürülmediği, davacı tarafından davalıya ihtarname gönderilmediği, o halde davacı tarafın takip tarihinden önce işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, nitekim Yargıtayın yerleşik içtihatlarının da bu doğrultu da olduğu, bu nedenle işlemiş faiz talebinin reddi gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 2.442,73-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 488,54-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 166,86-TL harçtan, peşin alınan 44,40-TL harç mahsup edilerek eksik 122,46-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL peşin harç, 44,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 88,80-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.442,73-TL (dava değeri nazara alınarak) vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 817,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 733,53-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde davalının katılım sağlamaması nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-11 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı parasal miktar itibariyle kesin karar açıkca okunup usulen anlatıldı.13/12/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır