Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/557 E. 2020/54 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/557
KARAR NO : 2020/54
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 27/06/2014
KARAR TARİHİ : 23/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davadan %20 oranında ortağı olduğunu, 2013 yılına ait genel kurul toplantısında alınan 4,5,6,7 maddelerinde alınan kararların iptaline, toplantıda alınan 5.madde de hiçbir somut ve hukuki sebebe dayanmadan YK Başkanınca aylık 4.000 Euro üyelere ise 3.000 Euro ödeme yapılmasına karar verildiğini, yapılmasına karar verilen net ödemelerin, şirketin elde ettiği gelir ve kârın diğer ortaklardan kaçırılması anlamına geldiğini, şirkete inanılmaz bir yük getirdiğini, verilen ücretlerin tek taraflı bir kâr dağıtımı ve azınlık haklarının bariz ihlali olduğunu, GK toplantısının 5. maddesinin yürütmesinin durdurulmasını, 4., 5., 6. ve 7. maddelerinde alınan kararların iptaline ve/veya yokluğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 2006, 2007, 2009 ve 2010 yıllarında davacıya da yönetim kurulu üyesi olarak ücret ödenmesine karar verilmiş olduğu, davacının bu dönemde itirazlarının bulunmadığı, TTK Md.362 ile görev süresi dolan üyelerin tekrar yönetim kuruluna seçilebileceği açıkça ifade edilmiş olduğu, ibra edilmeyen üyelerin ve denetçilerin yeniden aynı görevlere seçilmeyeceğine dair düzenlemeye yer verilmemiş olduğu, Yargıtay içtihatlarının da ibra edilmemiş olsa dahi görevi sona eren YK üyeleri ve denetçilerinin aynı göreve seçilebileceği yönünde olduğu, bu nedenle GK toplantısında alınan kararların hukuka aykırı olduğu iddiasının yerinde olmadığını, TTK Md.436/1 ile sadece pay sahiplerinin kendileri veya yakınlarının kişisel işlerine ilişkin kararlarda ve YK üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmasının yasaklanmış olduğu, Yargıtay içtihatlarına göre ibra edilmeyen yönetim kurulu üyelerinin denetçi olarak seçilemeyeceği ancak ibra edilmeyen yönetim kurulu üyelerinin tekrar yönetim kurulu üyeliğine seçilmesine engel bir hüküm bulunmadığı, ilgili GK toplantı kararında YK başkan ve üyelerine yapılan ödemenin ücret mahiyetinde olduğu, GK toplantısının 7 no’lu kararı ile YK’na yetki verilmesine engel hukuki bir durum olmadığı, hiçbir iş yapmadığı için eleştirilen YK başkan ve üyelerine GK ile özel bir görev verilmesinin eleştirilmesinin çelişkili olduğu, dava konusu YK ücretlerinin önceki yılda toplam 11.500 Avro olduğunu, dava konusu yılda 10.000 Avro olmasına rağmen davacının itirazının YK’na seçilememesinden ileri geldiğini, görüşülmesi ertelenen gündem maddelerine ilişkin olarak 12.06.2014 tarihli genel kurul toplantısında kar dağıtımı yapılmış olduğunu, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın ve yürütmenin geri bırakılmasını talebinin reddini talep etmiştir.
Dava, genel kurulkararının iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 10/12/2015 tarihli celsesinde ”yerinde görülmeyen davanın reddine karar verildiği, Mahkememizin kararının, davacı tarafça temyiz edildiği, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas, … Karar sayılı ilamı ile;
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, davalı şirketin 29/04/2014 tarihli genel kurulunda yönetim kurulunun ve denetçinin seçimine yönelik 4 numaralı, yönetim kuruluna ücret ödenmesine yönelik 5 numaralı, yönetim kuruluna yetki ve izin verilmesine yönelik 6 ve 7 numaralı maddelerle alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu genel kuruldaki görüşmeler başlamadan genel kurul tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 Sayılı Yasa’nın 420. maddesi gereğince finansal tabloların müzakeresi ile buna bağlı konuların ertelenmesini talep etmiş, davacı vekilinin bu erteleme talebi doğrultusunda 2013 yılına ait finansal tablolar, bilanço ve kâr zarar hesaplarının okunması, müzakeresi ve tasdiki maddesiyle buna bağlı olan gündemin 4 ve 5 maddelerinin görüşülmesi 1 ay sonraya ertelenmiş; böylece finansal tabloların görüşülmesi ve bununla irtibatlı konulardan olan yönetim kurulu üyelerinin ibrasının bir ay sonraya bırakıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu genel kurulun 4. maddesiyle, davacı vekilinin yönetim kurulu üyeleri ve denetçinin seçimi hususu bilançoya bağlı maddelerden sayıldığından ve ibra maddesi ertelenmiş olduğu için eski yönetim kurulu üyeleri ile denetçinin seçimine ilişkin maddenin görüşülmesinin uygun olmadığı yönündeki muhalefetine rağmen ibrası ertelenen eski yönetim kurulu başkan ve üyeleri davacı vekilinin 90.943 muhalefet oyuna karşılık 366.057 kabul oyuyla çoğunlukla yeniden yönetim kuruluna seçilmişlerdir. 6102 sayılı TTK’nın 420. maddesi gereğince sermayenin 1/10’ine sahip ortaklar tarafından finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların ertelenmesi talep edildiğinde genel kurul başkanının başkaca hiçbir işlem yapmaksızın bu konuların görüşmesini bir ay sonraya bırakması gerekmekte olup, 6102 sayılı TTK’nın 413. maddesi uyarınca yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları ve yenilerinin seçimi finansal tabloların müzakeresi maddesiyle ilgili sayılmalıdır. Dolayısıyla finansal tabloların müzakeresi ile buna bağlı olan yönetim kurulu üyelerinin ibrasının ertelenmiş olması nazara alındığında yönetim kurulunun seçimine ilişkin davalı şirketin genel kurulunun 4. maddesinin görüşülmesinin de ertelenmesi gerekirken görüşülerek eski yönetim kurulu üyelerinin seçimine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Genel kurulun 5. maddesiyle, yönetim kurulu üyelerinden Başkan …’na aylık 4.000 Avro net, yönetim kurulu üyeleri … ile …’ye aylık ayrı ayrı 3.000 Avro net ücret ödenmesine davacı vekilinin 90.943 muhalefet oyuna karşılık 366.057 kabul oyuyla çoğunlukla karar verilmiştir. Finansal tabloların müzakeresi ile buna bağlı olan yönetim kurulunun seçimine ilişkin davalı şirketin genel kurulunun 4.maddesinin görüşülmesinin de ertelenmesi gerektiği nazara alındığında, genel kurulun 5. maddesinde yönetim kurulu başkan ve üyelerinin isimleri zikredilmek suretiyle her birine aylık ücret belirlendiğinden, ismen yapılan bu belirlemenin yönetim kurulunun seçimi maddesi ile bağlantılı bulunduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle yönetim kurulu başkan ve üyelerine huzur hakkı verilmesine ilişkin maddenin de ertelenmesi gerekirken görüşülüp karara bağlanması doğru olmamıştır. Kaldi ki, davacı vekili yönetim kuruluna bu şekilde ödeme yapılmasının esas sebebinin şirketin tüm kârının yönetim kurulu üyelerine bu şekilde dağıtılarak, yönetim kurulu üyesi seçilmeyen ve ortak olan davacıya hiç bir kâr dağıtımının yapılmaması olduğunu belirterek muhalefet şerhi vermiştir. Bilirkişi raporuyla da belirlendiği üzere işletme konusu sadece bir arsanın üzerine üst hakkı kurulması suretiyle taşınmazın kiraya verilmesi olan ve tek geliri de bu taşınmazın kirasından elde edilen gelir olan davalı şirketin elde ettiği yıllık kira gelirinin 230.000 Avro, yönetim kurulu üyelerine ödenen yıllık toplam ücretin ise yıllık 120.000 Avro olduğu dikkate alındığında şirketin elde ettiği gelirin yarısından fazlasının yönetim kurulu üyelerine ücret olarak dağıtılmasına karar verildiği görülmektedir. TTK 507/1.maddesi uyarınca “Her pay sahibi, kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış dönem kârına payı oranında katılma hakkını haizdir…”. Şirket yöneticilerine verilecek yüksek miktarlı huzur hakkı ile yönetim kurulu üyesi olmayan ortakların payları oranında kâr payı alma haklarının zayıflatıldığı, belli ortaklara örtülü kâr dağıtılması sonucunu doğuracağı bir gerçektir. Dolayısıyla şirketin elde ettiği gelir ile yönetim kurulu üyelerine ödenmesine karar verilen ücretler nazara alındığında, yönetim kurulu üyelerine verilmesine karar verilen huzur hakkının şirketin geliri, yapılacak işler ve yönetim kurulunun görevleriyle orantılı olmadığı, dava konusu genel kurulun 5 numaralı maddesinde alınan kararın belli ortaklara örtülü kâr dağıtımı niteliğinde olduğu kabul edilmeli, bu kararın eşitlik dürüstlük kurallarına da aykırı bulunduğu nazara alınmalıdır.
Bu suretle;dava konusu davalı şirketin olağan genel kurulunun 4 numaralı maddesi ile alınan yönetim kurulunun seçimine ilişkin kararın ve 5. maddesi uyarınca huzur hakkı belirlenmesine ilişkin olarak alınan kararın iptali gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA” denilerek karar mahkememiz kararı bozulmuştur.
Davalı vekilince, karar düzeltme isteminde bulunulduğu Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas, … Karar sayılı ilamıyla,
”davalı vekilinin dava konusu genel kurulun yönetim kurulu başkan ve üyelerine ücret ödenmesine ilişkin 5 nolu maddesine yönelik yerinde görülmeyen diğer karar düzeltme istemlerinin HUMK’nun 442. maddesi gereğince REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 14.09.2017 tarih … E. … K. sayılı ilamının 2. sayfasındaki 2 nolu bozma gerekçesinin üçüncü paragrafının ve Dairemiz ilamının 3. sayfasındaki “Bu suretle” ibaresiyle başlayan paragraftaki “…4 numaralı maddesi ile alınan yönetim kurulunun seçimine ilişkin kararın…” ibaresinin bozma ilamından çıkarılarak genel kurulun 4 numaralı maddesiyle karara bağlanan yönetim kurulu ve denetçi seçimine yönelik hükmün açıklanan bu DEĞİŞİK GEREKÇEYLE ONANMASINA,” karar verilmiştir.
Mahkememizin dosyasının 2019/557 Esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Genel Kurulun 4 nolu kararının iptali talebinin reddine ilişkin mahkememizin daha önceki esası olan … Esas … Karar sayılı ilamıyla verilen karar, karar düzeltme aşamasında onanarak kesinleşmiş olduğundan bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dava, davalı şirketin 29/04/2014 tarihli genel kurulunda yönetim kuruluna ücret ödenmesine yönelik 5 numaralı kararın iptali istemine ilişkindir.
Genel kurulun 5. maddesiyle, yönetim kurulu üyelerinden Başkan …’na aylık 4.000 Avro net, yönetim kurulu üyeleri … ile …’ye aylık ayrı ayrı 3.000 Avro net ücret ödenmesine davacı vekilinin 90.943 muhalefet oyuna karşılık 366.057 kabul oyuyla çoğunlukla karar verilmiştir. Finansal tabloların müzakeresi ile buna bağlı olan yönetim kurulunun seçimine ilişkin davalı şirketin genel kurulunun 4.maddesinin görüşülmesinin de ertelenmesi gerektiği nazara alındığında, genel kurulun 5. maddesinde yönetim kurulu başkan ve üyelerinin isimleri zikredilmek suretiyle her birine aylık ücret belirlendiğinden, ismen yapılan bu belirlemenin yönetim kurulunun seçimi maddesi ile bağlantılı bulunduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle yönetim kurulu başkan ve üyelerine huzur hakkı verilmesine ilişkin maddenin de ertelenmesi gerekirken görüşülüp karara bağlanması doğru olmamıştır.
Kaldi ki, davacı vekili yönetim kuruluna bu şekilde ödeme yapılmasının esas sebebinin şirketin tüm kârının yönetim kurulu üyelerine bu şekilde dağıtılarak, yönetim kurulu üyesi seçilmeyen ve ortak olan davacıya hiç bir kâr dağıtımının yapılmaması olduğunu belirterek muhalefet şerhi vermiştir. Bilirkişi raporuyla da belirlendiği üzere işletme konusu sadece bir arsanın üzerine üst hakkı kurulması suretiyle taşınmazın kiraya verilmesi olan ve tek geliri de bu taşınmazın kirasından elde edilen gelir olan davalı şirketin elde ettiği yıllık kira gelirinin 230.000 Avro, yönetim kurulu üyelerine ödenen yıllık toplam ücretin ise yıllık 120.000 Avro olduğu dikkate alındığında şirketin elde ettiği gelirin yarısından fazlasının yönetim kurulu üyelerine ücret olarak dağıtılmasına karar verildiği görülmektedir.
TTK 507/1.maddesi uyarınca “Her pay sahibi, kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış dönem kârına payı oranında katılma hakkını haizdir…”. Şirket yöneticilerine verilecek yüksek miktarlı huzur hakkı ile yönetim kurulu üyesi olmayan ortakların payları oranında kâr payı alma haklarının zayıflatıldığı, belli ortaklara örtülü kâr dağıtılması sonucunu doğuracağı bir gerçektir. Dolayısıyla şirketin elde ettiği gelir ile yönetim kurulu üyelerine ödenmesine karar verilen ücretler nazara alındığında, yönetim kurulu üyelerine verilmesine karar verilen huzur hakkının şirketin geliri, yapılacak işler ve yönetim kurulunun görevleriyle orantılı olmadığı, dava konusu genel kurulun 5 numaralı maddesinde alınan kararın belli ortaklara örtülü kâr dağıtımı niteliğinde olduğu kabul edilmiş, bu kararın eşitlik dürüstlük kurallarına da aykırı bulunduğu kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davalı şirketin 2013 yılına ait Genel Kurulun huzur hakkına ilişkin 5 numaralı kararın İPTALİNE,
2-Genel Kurulun 4 nolu kararının iptali talebinin reddine ilişkin mahkememizin daha önceki esası olan … Esas … Karar sayılı ilamıyla verilen karar, karar düzeltme aşamasında onanarak kesinleşmiş olduğundan bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 54,40-TL karar harcından peşin alınan 25,20-TL’nin mahsubu ile eksik yatan 29,20-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 25,20-TL peşin harç ve 25,20-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 50,40-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.565,50-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.23/01/2020

Başkan …

Hakim …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”